Yaptığım ufak araştırmalarla, duyduğum dedikodularla ve öğrendiğim bilgilerle birlikte tüm gecemi sağlam bir plan yapmak için harcadım. Gideceğim mekhan Lotus kumarhanesiydi. Sıradan bir kumarhane olmadığından emindim. Ayrıca oraya gitmenin en hızlı ve güvenli yolu Apollon'un gineş arabasını çalmaktı. Normalde aslı böyle bir aptallık yapmazdım ancak hız meraklısı Apollonun arabanın motorunu güçlendirmesi için Hephaistos'a bıraktığını öğrenmem işleri birazcık değiştirdi. Çünkü Arabayı bir tamirhaneden çalmak çok daha kolaydı. Planım basitti. Arabayı alacak kumarhaneye gidip tılsımı çalıp arabayı teslim edecektim. Ertesi sabah kendimi Olimpos'da Hephaistos'un tamirhanesinde buldum. Etrafda bir sürü ıvır zıvır vardı akıllıca davranarak hiçbirine dokunmadım. İstediğim Şeyin ne olduğunu biliyordum. Kırmızı son model güneş arabasıydı. Hephaistos'un tamiranede olmamasına çok sevinmiş ve aynı zamanda şaşırmıştım. Neyseki arabayı çalmak tahmin ettiğim kadar zor olmamıştı. Arabaya bindim. Kontağını çalıştırdım. Gaza hafifçe dokunmamla aracın büyük bir ivmeyle hareketlenmesi bir oldu. İşin ilgin. tarafı ne kadar hızlı olursan ol içerden normal araba kullanıyormuşsun gibi hissetmendi. İbreye bakmasam hızın 1230km/saat olduğunu asla anlayamazdım. Sesden daha hızlı hareket ediyordu araba. Bu hızla Lotus Kumarhanesine gitmem fazla sürmezdi.