Zack Cliff Burton

Kardeşlerimle kulubede oturup konuşuyorduk. Bir kılıç eğitmeninden bahsediyorlardı ve onun ne kadar iyi olduğunu söylüyorlardı. ''Kılıç mı? Kılıç varsa bende varım!. Eğitim yeri nerde?''diye sordum heyecanla. ''Tabelalara bak bulursun!'' dediler soğulsunlar pek yardımseverler. Güneşi hiç sevmeme rağmen kılıç eğitimi yapılan yere gittim ve beklemeye başladım.Sonra arkadan bir bayan sesi demek ''Demek kılıç eğitimi almak istiyorsun. dedi. Katanamı sıkıca kavrayarak ''Eğitimim zaten var sadece biraz daha tecrübe istiyorum, seninde anlayacağın üzere diğerleri gibi dövüşmüyorum'' dedim ve kaskatı kesildim. Karşımdaki melez beklediğim gibi biri değildi. Hani bayan olabilir demiştim ama hayalimdeki kadın kılıç eğitmeninin fiziği benimkiyle aynıydı. Ama bu eğitmenin fiziği afrodit çoçuklarını bile ağlatmaya yeterdi. ''İyi bir tecrübe olucak gibi görünüyor'' dedim haşin bir gülüşle ve katanamı daha iyi kavradım.

Yeni bir melez gelmişti ve ilk izlenimim 'Ukala' tanısı olmuştu. Bu çaylakları bilirdim her şeyi bildiklerini sanırlardı ama sonuç yok. ''İyi bir tecrübe olucak gibi görünüyor'' diyince ''İlk defa katana kullanan bir melez görüyordum şaşırmıştım açıkçası. ''İlk olarak'' Kılıcımla yaptığım küçük bir hareketle katanasını yere düşürdüm beklemiyor gibi bana baktı. ''Biz genelde roma kılıçlarını kullanırız ve sende önce roma kılıçları ile öğrenime başlayacaksın''

Sanki bana fazlası ile gıcık olmuştu ama Ares kızı olarak çokta taktığımı söyliyemem. Ona dormal alıştırma kılıçlarından verip ''Hadi şimdi ne olduğunu görelim'' kılıcı parmaklarımın arasında 360 derece döndürürken bana hamle yapmasını bekledim. Aslında evet kılıç kullanmayı biliyordu. kılıcı tuttuşundan belliydi ama gerisi pek yoktu. Sabrı tükenmişti. Sonunda tam boyduma doğru bir hamle yapmak için iki eli ile tuttuğu kılıcı başının etrafında döndürdü ve hamlesini yaptı. Hemen tek ayağımın üzerinde eğildim. Diğer ayağım bir sopa gibi açık dururyordu. Dizine vurup yere düşmesini sağladım. ''Çok acemisin Nyks çocuğu'' hızlıca ayağımı çekip kalkarken

Sinirle ayağa kalktı. Kılıcı ile bana koşturmaya başlarken yana kaydım. Zorla durdu. Artık boğadan bir farkı yoktu sanki.

Haklıydım bu farklı bir deneyim. Ayrıca şu yunan kılıçlarıyla nasıl dövüşüyorlardı gereğinden fazla kısa. Sıcak bir gülümsemeyle ''Gerçekten kılıçta çok iyisin! Ama bazı insanların,hatta bazı melezlerin bile alışkanlıkları vardır. Benimde var'' dedim kendo kılıçıma bakarak,bu tür antrenmanlarda bu kılıçı kullanıyordum. ''Heralde onla dövüşsemde beni yenebilirsin değil mi? Neden denemiyoruz?'' dedim ve ona baktım sanırım ne kadar ukala olduğumu düşünüyordu haklıydıda ukalaydım. ''Olur'' dedi gözlerini kısarak. Yere eğilip kendo kılıçımı aldım ve pozisyonu mu aldım. Yunan kılıçlarıyla katanalar karşı karşıya geldiğinde katanaların avantajı yukarıdan saldırıda bulunursa sağlanırdı. Biraz önce beni sinirlendirdiğinden tüm sakinliğimi kaybetmiştim, ama şimdi güvendiğim bir silah vardı elimde, kılıçımı yukarıya doğru kaldırdım ve ayaklarımı paralel olarak yerleştirdim. Nefeslerimi düzenlemeye başladım. Sakin olarak saldırmalıyım. Kendimi tamamen hazır hissedince eğitmene doğru baktım ve haşin bir gülümsemeyle ''Roma kılıçlarında gerçekten çok iyisin,eğer benim elimdede roma kılıçı olsaydı senin karşında hiçbir şansım olmazdı. Ama elimde bir katana olduğu sürece o kadar kolay bir yem olmayabilirim.'' dedim ve ani bir saldırı yaptım. Yukardan saldıracağımı sanıp kılıçını yukarı doğru kaldırdı ama ben dizlerimi kırıp aparkat atarcasına katanamı boğazına dayadım. ''Bu arada benim adım Zack, 8 yıldır kendo çalışıyorum '' dedim sıcak bir gülümsemeyle.

Kılıcı boynumdayken ''Bu arada benim adım Zack, 8 yıldır kendo çalışıyorum '' Hafif bir gülümseme ile onun karnına doğru duran kılıcımı biraz daha iteledim. 'ne' der gibi kaşlarını çatıp karnına baktı. Bende o esnada sol elimle kılıcını tuttuğu elinin bileğinden tuttup boyazımdan uzaklaştırdım. Kolunu arkaya doğru bükerek kılıcını düşürmesini sağladım.

Yüzümü ona çevirip ''Bende Hermia, doğduğumdan beri melez olduğumu biliyor ve 6 yaşımdan beride canavarlar kokumu alıyorlar.'' Kılıcımı karnından çekip normal pozisyonuma döndüm. Katanasını yerden aldı. ''Hadi bir daha saldır bana ama hafife alma eğitmen olmamın bir sebebi var Zack ve bu katana ile fazla çalışabileceğimizi sanmıyorum. Kiklopların baltalarının yanında bu biraz zarif kaçıyor''


(Üzgünüm kısa yazdım uykuluyumda )

Bu eğitmene bayıldım! Güçlü olmasının yanında dobrada. Acaba ikimizde kendimizi tutmasak acaba kim hayatta kalır? ''Hadi bir daha saldır bana ama hafife alma eğitmen olmamın bir sebebi var Zack ve bu katana ile fazla çalışabileceğimizi sanmıyorum. Kiklopların baltalarının yanında bu biraz zarif kaçıyor'' dedikten sonra kendimi tutamayarak kahkahayı bastım. ''Neden gülüyorsun?'' diye sordu sinirlenerek. ''Bu antrenman hoşuma gitmeye başladı hermia! İstersen roma kılıçlarıyla anrenman yaparız ama onları sadece antrenmanlarda kullanırım. Ayrıca bir kiklopun sana vurmasına izin vermezsen kılıçında kırılmaz''dedim göz kırparak. ''Katana kullanırken belli başlı stiller vardır. Birde gizli stiller vardır.'' Bunları ona neden anlatıyorum? ''Ben üç stil kullanıyorum. Birincisi kosen. Japoncada kaplan dişi anlamına gelir ve savaşta hıza önem verir.İkincisi kagutsuchi. Ateş tanrısı anlamına gelir ve savaşta yıkıcılığı ele alır. Üçüncüsü mizuchi. Su ejderi anlamına gelir ve savaşta akıcılığı ele alır. ''Eee. ne yapıyım?'' dedi suratını asarak. Duymamış gibi yaparak konuşmama devam ettim ''Yani demek istediğim, kiklop un bana vurmasına izin vermedikçe, Kiklop bana vuramaz. Tabi kagutsuchi kullanmazsam ama onda ustalaşamadım. Ben genellikle kosen ve mizuchiyi kullanırım.'' Konuşmamı bitirip hermia ya baktığımda bana banane der gibi bakıyordu. Sanırım gereğinden fazla konuştum. Mizuchi posizyonunu aldım ve saldırdım büyük ihtimalle beni yine yenecekti ama umudumu kaybetmeden saldırıma devam ettim. Asla pes etmeyeğim.

Kılıçlarımız sürekli çarpışıyor bir eğiliyor bir kalkıyor bir de zıplıyordum. Ama dediklerinden hiç bir şey anlamamıştım. Söyledikleri saçma değil kabul savaşı her türlüsünü severim ama bu bana göre değildi. Hiç bir meleze göre değildi.

Kılıcını sol omzuma doğru indirirken son anda kılıcımda engeledim. Sonrada göğsüne sertçe bir topuk tekmesi attım. Elimdeki kılıcı yere atıp roma kılıçları ile dolu kasayı gösterdim.''Yeter artık ya şu lanet kılıcı kullanırsın ya da..''

Hermia gibi bir savaşçıyla savaşmak herkeze nasip olmaz. Yaptığım çoğu hamleyi önceden görüp karşılık veriyor ve atakta bulunuyordu. Gerçektende bir kılıç ustası olmak isteyen birinin hayalindeki rakipti. Ama bir terslik vardı, her saldırdığımda hermia nın yüz ifadesi değişiyor ve sinirleniyordu. Sonra birden bana tekme atıp,elindeki kılıçı yere attı, ve roma kılıçı sandığını gösterdi. ''Yeter artık ya şu lanet kılıcı kullanırsın ya da..'' dedi ve duraksadı. Haklıydı o bir roma kılıçı eğitmeniydi ve benim onun dersinde katanayla geçirdiğim her dakika ona saygısızlık oluyordu. Ahh!! Onun gibi bir savaşçıyla savaşmayı geri tepemem ama katana dan başka bir kılıçta kullanmak istemiyorum. Sonra bir süre düşündüm, buradaki rakiplerim roma kılıçı kullancak eğer roma kılıçını iyi bir şekilde anlarsam zayıflıklarını görür ve katanamla onları yenebilirdim Ayrıca katana antrenmanlarımı arenada da yapabilirim. Elimdeki kendo kılıçını yere atıp '' Tamam, istemen yeterliydi'' dedim ve gülümsedim. Belliki onu daha çok sinirlendirmiştim, zaten dersin başından beri kendo kullanmamamı istiyordu. Roma kılıçlarının yanına gittim ve kabzası geniş olan bir kılıç seçtim ve hermia ya bakarak ''Hadi derse başlayalım. Ares kızı'' dedim ve göz kırptım

''Hadi derse başlayalım. Ares kızı'' içimdeki Hermia ona kafa atmak istiyordu. Ama sonunda lafıma gelmişti. Eski halime dönüp sakinleştim. ''Bu tarz kılıçları kullanırken dizlerimizi nerdeyse hiç kımayız dik ve daha asil bir görünüş olur ama bizden daha asil duran bir grup varsa o da ince kılıçlı ince bıyıklı şövalyelerdir her neyse''

Boğazımı temizledim ve söze devam ettim. ''Kılıçlar kısa daha yakın durmalıyız, kısa olması bize daha fazla hareket etme olanağı sağlıyor. Her neyse ilerledikçe devam ederim. Şimdi lütfen asıl duruşunu yani dik bir sırtın ve omuzların olmalı çok az bacaklarını kır neredeyse belli olmasın. Aslına bakarsan bilek hareketleri nerdeyse aynı bu durumda zorlanmazsın.''

Hermia bana yeni ve asil duruşumu gösterirken bende onu taklit ediyordum. Dik bir sırt ve dik omuzlar. Evet aslında bu pozisyonda gelen saldırıları görmek daha kolaydı ve kılç kısa olduğundan savunmanıda iyibir şekilde yapabilirsin. Hermia bana biraz gıcık olsada onun gibi bir eğitmenle çalışmanın bir şans olduğunu düşünüyorum. Duruşumu en iyi hale getirdikten sonra hermia karşıma geçip ''Hadi bakalım sana bu pozisyonda nasıl saldırı ve savunma yapılacağını gösteriyim''dedi ve saldırdı.

Ona saldırı hareketlerini gösteriyordum. Düz saldırları yapıyordum sonunda mutluydum. ''Önce saldırıdan başlayalım'' dedim zaten kendimi savunmaya çekmiştim onun bana saldırabilmesi için.

Kılıcını nereye savurması gerektiğini söylüyordum ki bu esnada yaptığım savunma hareketlerinide görebilsin diye ''Sağ, aşağı, sol, aşağı, düz, döndür, yukardan, sol, sağ..'' Sağ ve soldan gelen saldırıları iki elimle tuttuğum kılıcı kabzası yukarı bakacak şekilde aşağı tuttuyordum kılıç sekiyordu. Yukarı ve aşağı doğru olan hareketlerinde ise çapraz tutuyordum kılıcı.

Hermia saldırıları yapabilmem için kendini tamamen savunmaya çekti. sağdan,soldan,aşağıdan,yukarıdan kısacası her yerden saldırıyordum. Saldırılarımı karşılarken ayrıca savunmada kılıçı nasıl tutmam gerektiğinide gösteriyordu.Sağ ve soldan gelen saldırılarda kılıçı kabzası yukarı gelecek şekilde tutuyordu. yukardan ve düz gelen saldırılarda ise çapraz tutuyordu. Roma kılıçlarının sırlarını yavaş yavaş anlamaya başlamıştım. Temelinde savunma yaparken karşındakini silahsız bırakma vardı. Gülümsedim ve saldırılarımı hızlandırdım,Hermia da benimle birlikte hızlandı ve kılıçımı geçip kılıçını boğazıma dayadı. Gülümsedim ve elimdeki kılıçı biraz dürrttüm ve hermia yı geri ittim. Hermia yüzünde mutlu bir ifadeyle benimle aynı anda gülmeye başladı.

''Tamam kabul bu iyidi ama bu durumda önce sen ölürdün ayrı konu '' gülümsedim. ''Şimdi senden istediğim savunma yapman'' Kafa salladı. Kılıcımı çekip pozisyon aldım hemen aktif bir şekilde saldırmaya başladım.

Delirmiş gibi her yönden güçlüce ataklar yapıyordum. Kendini savunmak için uğreşıyordu. Kılıçlarımız derslikte her ne kadar körde olsa keskindi. Beline doğru yaptığım bir hamlede son anda çekildi. ''Ahh!'' Zack'in ufaktan bir yara açılmıştı belinde savunma yapamayınca. ''Olur böyle şeyler revire git sonra devam ederiz zaten bugünlük yeter senden öncede baya melezle uğraştım ve bugün kimsenin kafasını klozette sokmadım bu ne demek biliyor musun?? '' O revire gitti bende dışarı çıkıp çaylak avına gittim.