Pegasusum Honeyle Tanışmam

Lissa bana melez kampını gezdiriyordu.Yeni geldiğim için bir sürü şey merak ediyordum.Etrafı gezinirken pegasus ahırlarını gördüm."Benim de bir pegasusum olabilir mi?Pegasusları çok severim.Benim de pegasusum olsa çok güzel olur."deyince Lissa hemen "Neden olmasın?Bakalım sana uygun bir pegasus bulabilir miyiz?"dedi.Lissa'nın bu sözleri üzerine çok sevinmiştim.Benim de bir pegasusum olabilirdi.Buna inanamıyordum.Lissa ile pegasus ahırına yaklaştıkça heyecanım arttı.Lissa"Yalnız sana hemen pegasus bulamayabiliriz."deyince"Neden ki?"diye sordum."Çünkü sahipsiz pegasus çok bulunmaz.Biz melezler pegasusları çok severiz de ondan."dedi.Umarım istediğim pegasusu bulabilirdim.
Lissa ile birlikte pegasus ahırına girdik.İçeride birbirinden güzel pegasuslar vardı.Ama çoğunun sahiplerivardı.Olsun aradığım pegasusu bulabileceğime inanıyordum.İlerlemeye başladık.Sahipsiz pegasuslar bölümü tam karşımızdaydı.Lissa"Çok sanşlısın Rose.Bugün on iki tane pegasus varmış.Hiç bu kadar sahipsiz pegasus görmemiştim."dedi.Şanslı olduğumu biliyordum.Hayatımda çoğu zaman hatta her zaman şanslı olmuşumdur.
İlk pegasusun yanına gittik.Çok güzel mavi tüyleri vardı ama aradığım pegasus bu değildi.Lissaya"Çok güzel ama aradığım pegasus değil."deyince ikinci pegasusa doğru ilerledik.O da güzeldi ama aradığım pegasus değildi.Böyle sırayla ilerledik.Umutlarımı yitirmeye başlamıştım.Dört,sekiz,on,on bir derken sonuncu pegasusa gelmiştik.Bu pegasusun etrafında kalabalık vardı.Nedenini bir türlü anlayamamıştım.Ayrıca kalabalıktan pegasusuda göremiyordum.Yanımıza bir kız yaklaşıyordu.Sanırım Lissa'nın arkadaşıydı."Selam Lizz.Sanırım sen de Rose olmalısın."dedi."Evet ben Rose."deyince "Ben de Massie.Tanıştığımıza memnun oldum."dedi."Ben de memnun oldum."dedim.Lissaya"Burada ne arıyorsunuz?" deyince Lizz"Rose'a pegasus bakıyoruz ama hala beğenemedi.Bu arada niye burası bu kadar kalabalık?"dedi.Massie"Bilmiyor musunuz?Çok özel bir pegasus geldi.Sahibini kendi seçiyor.İlginç bir pegasus.Şu ana kadar kimseyi beğenmedi.Bu gidişle burada kalacak gibi."dedi.Ben de hemen"Adı ne?Ben de şansımı deniyebilir miyim?Ben..."derken Massie sözümü kesti."Yavaş ol Rose .1.si adı yok.Adını da sahibi söylüyor.Beğenirse adı o oluyor.2.si tabiki katılabilirsin ama pek şansın olduğunu sanmıyorum."dedi."Olsun,ben şansımı denemek istiyorum.""Tamam o zaman adını listeye ekliyorum.Birazdan sıra sana gelir.Yapman gerekenleri pegasusun yanındaki görevli söylecektir.İyi şanslar."dedi ve uzaklaştı.Çok heyecanlandım.İçimden bir ses beni seçeceğini söylüyordu.Lissa"Seni seçeceğine hiç şüphem yok.Merak etme,biraz rahatla."dedi.Görevli"ROSEMARİE HATHAWAY"diye bağırdı.Sıra bana gelmişti.Rahatlamaya çalıştım."İyi şanslar."dedi Lissa.Görevlinin yanına gittim.İşte o an pegasusu görünce aradığımı buldum diye düşündüm.Görevli yapacaklarımı anlatmaya başladı.Öyle baygın anlatıyordu ki bugün her halde yüz kere anlatmıştı.Artık umudu yok gibiydi."Pegasusun yanına yavaşça yaklaş."dedi.Ben de dediği gibi yaklaştım.O sırada pegasusun bal rengi gözleri benimle buluştu.Sanki bana gülümsüyordu.Görevli"Elini pegasusun başına koy ve onu yavaşça okşa.Eğer geri çekilmezse üstüne yavaşça bin."dedi.Dediği gibi yavaşça başını okşadım.Hoşlanmışa benziyordu.Bal rengi gözleri bana bakıyordu.Bana bakan gözler sadece onunkiler değildi.Etraftaki bütün melezler bizi izliyordu.Galiba daha önce kimse bu kadar yaklaşamamıştı.Yavaşça üzerine bindim.Hala bembeyaz tüylerini okşuyordum.İlk önce hiç tepki vermedi.Sonra aniden kanatlarını çırpıp yükselmeye başladı.Herkes hayretle bize bakıyordu.Görevli"Galiba sonunda sahibini buldu.Gözleri ışıldadığına göre onun kulağına adını fısıldamalısın."dedi.İşte o an da adı aklıma gelmişti.Alçak ama herkesin duyabileceği şekilde fısıldadım:"Senin adın tıpkı gözlerinin rengi gibi Honey"Tekrar kanat çıpmaya başladı.Yavaşça beni yere indirdi.Tekrar gözlerinin içine baktığımda anladım.O artık benim pegasusumdu ve adı "HONEY" idi.