Poseidon sözünü tutuyor.

Sirenlerden çaldığım deniz kabuğunu kullanarak suyun altında nefes alabiliyordum. Ayrıca daha hızlı yüzmemi sağlıyordu. Poseidon'un krallığını bulmak kolay oldu. Belki de kendisi bana yardım etmişti krallığı bulmam için. Deniz krallığında ne mi yapıyorum? Ah herşey bir hafta önce Poseidon'un rüyama girmesi ile başladı. Bana görev vermek için rüyama girmişti. Sirenlerin ondan çaldığı deniz kabuğunu bulmamı istediğinde bunun için beni rahatsız etmesini çok yanlış bulmuş olsamda. Deniz kabuğunun artçı depremleri kontrol ettiğini öğrenmemle birlikte görevi kabul ettimç Poseidon görevi bitirisem minnettarlığının göstergesi olarak beni cömert bir şekilde ödüllendireceğini söyledi. Hemen ertesi sabah yola çıktım. Canavarlar denizi üzerinde kaybolup Kirke'nin korku dolu kaplıcasına düşüp ondan zorla kaçmamın ardından birkaç canavar pataklayıp. Siren körfezine ulaşmış sandıkta sakladıkları deniz kabuğunu çalımıştım. Şimdi de kabuğu Poseidona götürmek üzere krallığa gelmiştim. Burası denizşn altında bir ülke gibiydi. İçeride nefes alabiliyordum. Ayrıca suda olduğumu anlamıyordum bile. Saraydan içeri girdiğimde. Poseidon beni bekliyordu. Gülümseyerek konuşmaya başladı. "Hoşgeldin genç melez. Görevi başarıyla tamamlamana çok sevindim." Saygıyla önünde eğildikten sonra konuşmaya başladım. "İşte istediğiniz deniz kabuğu tanrım." Kabuğu ona uzattım. Kabuğu aldıktan sonra yanındaki masaya koydu. Çok mutlu olmuştu. Ben ise görevimi tamamladığım için mutluydum ancak birazda yorgundum. Poseidon konuşmaya başladığında kafamı kaldırıp onu dinledim. "Teşekkür ederim Athena çocuğu sana söz verdiğim gibi işte ödülün." Bana siyah renkli bir kemer uzattı. Kemer mi? Benim yeterince kemerim var diye düşünürken zihnimi okumuş gibi konuşmayı sürdürdü. "Bu sıradan bir kemer değil. Kikloplar tarafından yapılmış çok sağlam bir silah kemerin ortasındaki metal kısımı açmanla ilahi bronzdan yapılma iki tane kılıca dönüşür. Kılıçlardan birisi bedeni temsil eder diğeri ise ruhu ikiside kullanan kişiye hız ve çeviklik verir. Ancak asıl özelliği istediğin zaman kılıçları birleştirip tek büyük ve güçlü bir kılıca dönüştürebilirsin. Tıpkı insan gibi. Ruh ve beden bir aradayken çok daha güçlüdürler." Şaşkınlıktan gözlerim fal taşı gibi açılmıştı. Neye uğradığımı şaşırmıştım onca zaman sonra özel bir silahım olmuştu. "Teşekkür ederim tanrım." dedim ve tekrar önünde eğildim. Sevecen bir sesle cevap verdi. "Seni kampa gönderiyorum genç melez tekrar teşekkürler."