Olimpos Rpg
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Olimpos Rpg

Percy Jackson ve Olimposlular ile Olimpos Kahramanları serilerinden esinlenilerek oluşturulmuş, zirvedeki rpg forum sitesi.
 
AnasayfaLatest imagesKayıt OlGiriş yap

 

 Sıradaki Hedefimiz: Hayalet Tanrıçası!

Aşağa gitmek 
2 posters
YazarMesaj
Lucianna Fackrell
Athena'nın Çocuğu/Kulübe Lideri
Athena'nın Çocuğu/Kulübe Lideri
Lucianna Fackrell


Mesaj Sayısı : 4356
Kayıt tarihi : 22/08/10

Sıradaki Hedefimiz: Hayalet Tanrıçası! Empty
MesajKonu: Sıradaki Hedefimiz: Hayalet Tanrıçası!   Sıradaki Hedefimiz: Hayalet Tanrıçası! Icon_minitimePtsi Eyl. 06, 2010 10:11 am

Yeraltına pegasuslarla inemeyeceğimiz için, onlardan kampa geri dönmelerini istedik ve Stell'in gölge yolculuğu tekniğine başvurduk. Yine iğrenç bir mide bulantısı yaşadım ama artık bünyem buna alışıyordu sanırım. Nereye geldiğimizi anlamak için etrafıma bakındım. Styks Irmağı -daha 5 dakika önce sayesinde muhteşem bir mızrağım olmuştu- tüm ihtişamıyla yanımızda uzanıyordu.

Heyecanla Stell'e döndüm.

"Ee, şu korkunç Tanrıça nerelerde?" diye sordum merakla.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Stella Fabiano
Hades'in Çocuğu
Hades'in Çocuğu
Stella Fabiano


Mesaj Sayısı : 915
Kayıt tarihi : 20/08/10

Sıradaki Hedefimiz: Hayalet Tanrıçası! Empty
MesajKonu: Geri: Sıradaki Hedefimiz: Hayalet Tanrıçası!   Sıradaki Hedefimiz: Hayalet Tanrıçası! Icon_minitimePtsi Eyl. 06, 2010 10:24 am

"Ee, şu korkunç Tanrıça nerelerde?"

Ah, keşke bilseydim! Styks ırmağına birkaç kez gelmiştim ama hiçbirinde de hayalet tanrıça ile karşılaşmamıştım.

"Hiçbir fikrim yok Lucy. Onunla daha önce karşılaşmadık" dedim etrafı incelerken. Bir şeyler farklıydı sanki. Yani yeraltı dünyası için yaratılmış bir varlık değilseniz bu farkı anlayamazdınız ama ben bir şeylerin değiştiğini anlayabiliyordum.

"Burada bir şeyler ters gidiyor" dedim Lucy'ye. Bana nedir ters giden der gibi bakıyordu.

"Bugün yeraltı dünyası çok... Nasıl diyeyim, kasvetli"

Lucy bir an gülmesine hakim olamadı. Aklından neler geçtiğini tahmin edebiliyordum, burası yeraltı, ne bekliyordun ki diyor olmalıydı.

"Bu her zamankinde farklı bir kasvet. Sanki buradaki her şey birbirine küsmüş gibi..." derken korkutucu bir kahkahanın ardından neden ırmağın daha farklı hissettirdiğini anlamış olduk. Hayaletler tanrıça karşımızda dikiliyordu...
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Lucianna Fackrell
Athena'nın Çocuğu/Kulübe Lideri
Athena'nın Çocuğu/Kulübe Lideri
Lucianna Fackrell


Mesaj Sayısı : 4356
Kayıt tarihi : 22/08/10

Sıradaki Hedefimiz: Hayalet Tanrıçası! Empty
MesajKonu: Geri: Sıradaki Hedefimiz: Hayalet Tanrıçası!   Sıradaki Hedefimiz: Hayalet Tanrıçası! Icon_minitimePtsi Eyl. 06, 2010 10:31 am

Önce tüylerim ürperdi, sonra gözlerim seğirdi. En son, korkunç bir kahkahanın ardından midemdeki kasılmayı hissettim.

"Sanırım" dedim Stell'e, "Onu aramamıza gerek kalmadı."

Tanrıçanın nerede olduğunu anlayabilmek için, düşüncelerine ulaşmaya çalıştım. O sırada o da aynısını bana ve Stell'e yapmaya çalışıyordu. Hemen kalkanlarla arkadaşımın beynini korumaya aldım, benimki çok da önemli değildi.

"Bize kendini göster Tanrıça." dedim otoriterce. Hani sanki ben evreni yaratmıştım, o arka mahallenin çöp toplayıcısıydı.

Karşımızdaki simasını görünce anladım ki, bir ay boyunca tutulmuş olan dilimi düzeltmeye çalışacaktım.

Sonra üzerime ruhlar hücum etmeye başladı. Korkunç, beni öldürmeye çalışan ruhlar. Ve hepsi, geçmişime dair iz taşıyan yüzlerdi. Onlara saldıramıyor, başımdan gitmelerini sağlayamıyordum. Kılıcımı yere atıp iki elimle başımı tuttum ve bir çığlık attım. Yere çöktüm, çok korkuyordum ve hayaletin ne olduğunu öğrenmiştim.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Stella Fabiano
Hades'in Çocuğu
Hades'in Çocuğu
Stella Fabiano


Mesaj Sayısı : 915
Kayıt tarihi : 20/08/10

Sıradaki Hedefimiz: Hayalet Tanrıçası! Empty
MesajKonu: Geri: Sıradaki Hedefimiz: Hayalet Tanrıçası!   Sıradaki Hedefimiz: Hayalet Tanrıçası! Icon_minitimePtsi Eyl. 06, 2010 10:42 am

Neler oldğunu anlayamadan Lucy yere çöktü ve 'beni rahat bırakın' diye bağırmaya başlamıştı.

"Arkadaşıma ne yapıyorsun?" diye bağırdım hayalet tanrıçaya.

"Ah, neden sende etkilenmiyorsun?" dedi tanrıça soruma cevap vermek yerine. Kıyamet'i çıkarttığımda dahi korkma beirtisi göstermedi.

"Tanrılar adına durmanı emrediyorum!" dedim bağırarak. Hayalet tanrıça cevap vermeden yanıma yaklaştı. Bir süre etrafımda dolaştı, sonra da kendi kendine söylenmeye başladı.

"Seni lanet olasıca tanrıça! Kendini ne zannediyorsun? Hades'in dünyasındayız ve ben sana Hades'in kızı olarak emrediyorum: Arkadaşımı rahat bırak!!"

Sanırım en sonunda aptal kadının dikkatini çekmeyi başarmıştım.

"Sen... Sen Hades'in burayı başıma yıkmak üzere olmasına sebep olan melezsin! Sen Hades'i reddeden melezsin! Seni şimdi tanıdm. Hmm, ne cesaretle buraya geliyorsun ki?" dedi bu sefer kendi etrafında dönerek. Tamam, bu kadın aynı zamanda kaçıktı.

"Bu seni ilgilendirmez. Arkadaşımı bırak, yoksa..."

"Yoksa ne? Beni yok mu edersiniz majesteleri? Yoksa babanıza mı şikayet edersiniz? Ah, dur buldum, o aptal kılıcınla bei Tartarus'amı yollayacaksınız yoksa? Çok korktum" dedi. Ama amacım bu değildi. Yunanca birkaç eski dostu yardıma çağırdım.

"Hayaletlerine karşılık iskeletlerim. Sonra da seninle ben çarpışacağım hayalet tanrıça. Gününü göreceksin!" dedim ve hayaletlerin ölülerimin üzerine doğru gittiğini gördüm. Lucy sakinleşmiş, sadece oturuyordu şimdi. Hemen yanına gittim.

"iyi misin Lucy?"
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Lucianna Fackrell
Athena'nın Çocuğu/Kulübe Lideri
Athena'nın Çocuğu/Kulübe Lideri
Lucianna Fackrell


Mesaj Sayısı : 4356
Kayıt tarihi : 22/08/10

Sıradaki Hedefimiz: Hayalet Tanrıçası! Empty
MesajKonu: Geri: Sıradaki Hedefimiz: Hayalet Tanrıçası!   Sıradaki Hedefimiz: Hayalet Tanrıçası! Icon_minitimePtsi Eyl. 06, 2010 10:54 am

Ah, hiç ama hiç iyi değildim. Şu ana kadar yaşarlarken bir şekilde iletişim kurmuş olduğum tüm hayaletler, bana çok kötü sözler söylemişti. Çenem titriyordu ve konuşamayacağımdan emindim. Kendimi zorladım ama başaramadım da.

En sonunda, zihninde konuşarak Stell'e ulaşmaya çalıştım.

"Hades onun gücünü büyük ölçüde kırmış, sen ondan çok daha iyi durumdasın. Onu yenebilirsin."

Stell anladığını göstermek için başını salladı. Bu sırada iskelet ordusu hayaletler tarafından bozguna uğratılmaktaydı. Derin bir nefes aldı ve kendini Tanrıça ile yüzleşmeye hazırladı Stell... Cesaretine hayran kalmıştım ama o sırada tek derdim tekrar konuşmaya başlayabilmekti. Bir yandan da onun beynindeki kalkanı hala korumaktaydım ve bu beni yorgun düşürüyordu.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Stella Fabiano
Hades'in Çocuğu
Hades'in Çocuğu
Stella Fabiano


Mesaj Sayısı : 915
Kayıt tarihi : 20/08/10

Sıradaki Hedefimiz: Hayalet Tanrıçası! Empty
MesajKonu: Geri: Sıradaki Hedefimiz: Hayalet Tanrıçası!   Sıradaki Hedefimiz: Hayalet Tanrıçası! Icon_minitimePtsi Eyl. 06, 2010 9:55 pm

Derin ir nefes aldım ve Kıyamet'le birlikte kadına saldırdım. Ama hayalete dönüşüp elimden kurtuldu. Daha doğrusu kılıcım onun içinden geçiverdi!

"Buraya gelde adam gibi savaşalım" dedim kadına. O da güldü.

"Senin için işleri neden kolaylaştırayım ki? Bak, iskelet ordun da dağılmaya başladı zaten" dedi. Haklıydı. İskelet ordum bozguna uğruyordu.

"Eğer eilmdeki tek kaynak iskelet ordusu olsaydı belki de haklı olabilirdin. Ama ben yeraltının tümüne hükmedebilirim, sen ise sadece hayaletlere" dedim gülerek ve cehennem tazılarımı çağırdım. Arkadan gelen tazı ordusuyla beraber hayaletler geri çekilmeye başladı.

"Ah, tek numaran bu mu? Seni küçük kız. Madem öyle, o halde biz savaşalım" dedi ve arkasından bir kılıç çıkarttı.

"İşte beklediğim hamle" dedim ve direk kadının üzerine saldırdım. Daha ilk hamlmde onu yaralamayı başardım.

"Zavallı tanrıça. Gerçekten benimle baş edeceğini mi sanıyorsun?"

Tabi ki bunu söylediğim için çok pişman olacaktım. Kadın eliyle iki işaret yaptı hayaletlerden onlarcası üzerime saldırdı. Kılıcımı düşürdüm. Hayalet tanrıça benim kılıcımı aldı ve antik yunanca bir dua okuyarak onu karnıma sapladı! Üstelik Kıyamet bir tanrıyı bile yok edecek kadar güçlüydü, ben kesin ölmüş olmalıydım. Son anda gözkapaklarımın ağırlaştığını fark ettim ve... Ya bayıldım, ya da öldüm....
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Lucianna Fackrell
Athena'nın Çocuğu/Kulübe Lideri
Athena'nın Çocuğu/Kulübe Lideri
Lucianna Fackrell


Mesaj Sayısı : 4356
Kayıt tarihi : 22/08/10

Sıradaki Hedefimiz: Hayalet Tanrıçası! Empty
MesajKonu: Geri: Sıradaki Hedefimiz: Hayalet Tanrıçası!   Sıradaki Hedefimiz: Hayalet Tanrıçası! Icon_minitimePtsi Eyl. 06, 2010 10:28 pm

Çaresizce Stell'e baktım. Hayaletler beni esir almış olduğundan, yanına gidip ona yardım edemiyordum. Hayalet Tanrıçası üzerime doğru gelmeye başladı. Gözlerindeki ifade şunu der gibiydi: 'arkadaşının işi bitti, sıra sende.'

Herzamanki dahice tepkimi verdim: "Ah, harika!"

Herşeyin sonunun geldiğini hissediyordum. Artık, bitmişti. Yeraltında korkunç bir şekilde öldürülecektim ve ceza tarlalarında ömür boyu işkence görecektim. Birkaç saniye sonra, annemin en sevdiği sözlerden biri geldi aklıma; hiçbir şey imkansız değildir. Bu sözün doğruluğunu tartmanın zamanı bence gelmişti.

"Senden korktuğumu mu sanıyorsun Tanrıça Melinoe?" dedim artistçe. Evet, altıma yapmak üzereydim ama çaktırmamak en iyisiydi.

"Üzerinde pembe bir bornoz, bir elinde kılıç öbüründe şarap kadehi... bir de bize meydan okuyorsun."

Sinirden çatlamak üzereymiş gibi görünüyordu. Bir Tanrıçayı sinirlendirmek her zaman işe yarar. Konsantrasyonunun bozulmasından faydalanarak beynimdeki baskısını geri püskürttüm. Düşüncelerime ulaşamadığı için hayaletlerle beni korkutamayacaktı artık.

O daha ne yaptığımı anlamadan cebimden Hephaistos'un madalyonunu çıkarıp Stell'e fırlattım. Şu anda ölmek üzereydi ama bir hayalete dönüşürse zaten ölü olacağından, tekrar normale döndüğünde hala ölmemiş olma gibi bir şansı olabilirdi. Tabii, bu ölümcül riski olan bir plandı ama şimdi ölmesindense bir süre hayalet olarak takılması daha iyi olabilirdi.

Ayağa kalktım ve kılıcım Nefesalan'ı elime aldım. Eğer adil şartlarda bir düello yapacak olursak, Tanrıçayı kesinlikle yeneceğimden emindim. Ama o zaman, düellonun adil şartlarda olması için arkamdaki Styks Nehri'ni sahneden kaldırmamız gerektiğini hesap edememiştim.

Melinoe, beni stratejisiyle yendi! Hamlelerimi savuşturarak ırmağa doğru gerilememi sağladı. Sonra, aniden üzerime bir güç akımı gönderdi ve ben şey... dengemi kaybedip Styks Irmağı'na düştüm.

Sonra mı? Kendimle ve dünyaya olan bağlılığımla amansız mücadelem başladı. Ama size iyi bir haberim var, en yakın arkadaşım artık bir hayaletti ve belki de Hayaletler Tanrıçası'nı yenebilirdi. Hey, bakmayın öyle, bütünü oluşturan tek bir parça bazen çok değerlidir.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Stella Fabiano
Hades'in Çocuğu
Hades'in Çocuğu
Stella Fabiano


Mesaj Sayısı : 915
Kayıt tarihi : 20/08/10

Sıradaki Hedefimiz: Hayalet Tanrıçası! Empty
MesajKonu: Geri: Sıradaki Hedefimiz: Hayalet Tanrıçası!   Sıradaki Hedefimiz: Hayalet Tanrıçası! Icon_minitimeÇarş. Eyl. 08, 2010 8:56 am

Ölemezdim. Yani elbette Zeus bana o lanet ölümsüzlüğü vermemiş olsaydı ölebilirdim ama her şey için çok geçti. Kıyamet ne kadar güçlü olursa olsun bir ölümsüzü öldüremezdi. Dolayısıyla korkunç bir acıdan sonra yaranın kapanmasını bekledim. Ama çok derin bir yaraydı.

O sırada Lucy'nin önüme fırlattığı madalyonu gördüm. Bunu takınca hayalet olacaktım, değil mi? O halde acılar gidecekti. Hayalet tanrıçayla eşit şartlarda savaşacaktık.

Zorlukla elimi uzattım ve madalyonu taktım. Kendimi çok daha iyi hissediyordum. Ayağa kalktığımda gözlerim Lucy'yi aradı. Ama bulamadım! Aman tanrılarım! Lucy Styks nehrine düşmüştü!! Ama hala ölmemiş olma ihtimali vardı. Benim Lucy'm güçlüydü! Benim Lucy'm kolay kolay pes etmezdi. Ama ya...

Bir anda Lucy'nin tamamen gitmiş olabileceğini düşündüm. Ama bu çok komikti, yani bugüne kadar başımıza pek çok şey gelmişti ama ikimizde ufak sıyrıklar ve Lucy'nin korkunç bir yeteneği dışında hiçbir sorun yaşamamıştık. Şimdi bitemezdi, maceralarımız böyle mi sonlanacaktı?

İçimden yükselen ağlama hissini bastırdım ve tüm öfkemi hayalet tanrıçaya yönelttim. Bu onun yüzündendi! Lucy onun yüzünden ölmüştü. Ona bunu ödetecektim! Tanrıça bile olsa bedelini ödeyecekti!

“Hey! Buraya bak seni gereksiz tanrıça!” diye bağırdım ve Kıyamet ile üzerine saldırdım. Şaşkına dönen tanrıça acıyla bağırırken kılıcımın tadına bakmış oldu. Tam bana dönüp saldıracakken hayalet olma yeteneğimden yararlandım ve görünmez oldum. Tanrıça öylece baktı kaldı.

“Ne oldu Melinoe, göremediğini yenemiyor musun?” dedim gülerek. Sonra da arkasından saldırdım. Hayalet tanrıça bir yandan bağırıp çağırıyor, bir yandan da ellerini kollarını sallayarak aldığı darbelerden kurtulmaya çalışıyordu. Gerçekten çok iyi gidiyordum. Bir ölümsüz dahi olsa direncini kırmıştım ama o sırada bir ses duydum ve durdum. Ses Styks nehrinden geliyordu. Sanırım nehre. Bir şeyler olmaya başlamıştı…

Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Lucianna Fackrell
Athena'nın Çocuğu/Kulübe Lideri
Athena'nın Çocuğu/Kulübe Lideri
Lucianna Fackrell


Mesaj Sayısı : 4356
Kayıt tarihi : 22/08/10

Sıradaki Hedefimiz: Hayalet Tanrıçası! Empty
MesajKonu: Geri: Sıradaki Hedefimiz: Hayalet Tanrıçası!   Sıradaki Hedefimiz: Hayalet Tanrıçası! Icon_minitimeÇarş. Eyl. 08, 2010 9:43 am

Nehre ilk düştüğüm anda, gözlerimi kapatıp hiçliğe sürüklenmek için müthiş bir istek duymuştum. Ama bunu yapmadım. Biliyordum ki, eğer bir kez bu dürtüye teslim olursam, benim için herşey sona erecekti.

Zihnimi kontrol altında tutmaya çalışarak, yumruklarımı sıktım. Düştüğüm nehir, Styks Nehri'ydi. Hayatta kalmam için, beni hayata bağlayan birşeyleri düşünmeliydim.

Aklıma Stell geldi.

O benim en yakın arkadaşım, biricik dostumdu. Dert ortağım, sırdaşım, herşeyim. Onun beni sağ omzumdan tutup çektiğini hayal ettim. Yukarıda bir güneş olduğunu ve yaşadığım dünyaya ışık saçtığını, güzel çiçekleri, dalgaların sesini, esintiyi hissetmeye çalıştım.

Evet, sanırım başarıyordum.

Nehrin içi simsiyah olduğu için etrafımı göremiyordum. Korkunç bir gayret harcayarak kendimi yukarı çekmeyi başardım. Kıyıya tutundum ve kendimi dışarı attım. Daha o anda, hayatımın artık eskisi gibi olmayacağını hissettim. Sanki elektrik dalgasına maruz kalmışım gibi, vücudumun içinde güç dalgaları dolaşıyordu.

Hiç zorlanmadan ayağa kalktım ve yerden kılıcım Nefesalan'ı aldım. Gözlerimi kısıp etrafa baktım, Stell fazla uzakta olamazdı. Birkaç metre önümde, Tanrıça Melinoe ile savaşıyordu. Sol bileğimdeki bilekliğin kalkanım Aegis'e dönüşmesini sağladım ve korkunç bir haykırış eşliğinde -evet o ses benden çıkmıştı- Hayalet Tanrıçası'nın üzerine hücum ettim.

Artık ne etrafımdaki hayaletler ne de Tanrıça'nın saçtığı korkunçluk bana etki ediyordu. Hırstan ve öldürme isteğimden başım dönmüştü. Annesiz bir çocuk olarak büyümüş, baba sevgisinden mahrum bırakılmıştım. Hiçbir zaman okulda arkadaş edinememiştim. Hep dışlanan kişi olarak yetişmiştim.

Kampa geldikten sonra, annem lütfedip karşıma bile çıkmamıştı, Tanrı Zeus çeşitli oyunlarla en yakın arkadaşımı öldürmeye çalışmıştı. Tanrı Ares bizi tuzağa düşürmüştü. Sirenler yüzünden dostumun suratında korkunç bir yara açmıştım, Titan Atlas yüzünden aklımı kaybetmenin kıyısından dönmüştüm.

Asla mutlu olmamıştım ve asla hak ettiğim bir hayat yaşamamıştım.

Şimdi, tüm bunların intikamını almanın zamanı gelmişti.

Tanrıça'nın üzerine atıldım ve onunla ölümüne mücadele etmeye başladım. Bir yandan da bağırıp çağırıp duruyor, dışarıya öfke kusuyordum.

"Sen beni Styks Irmağı'na düşürdün! Bunu sana göstereceğim! Pişman olacaksın! Bittin sen! Benimle karşılaştığın güne lanet edeceksin!..."

Kendimi ne kadar kaybettiysem artık, Stell omzuma dokunana kadar, Tanrıça'nın pes etmiş olduğunu fark etmemiştim.

"Lucy, dur artık. Pes ediyor. Bu arada... sen iyi misin?"

"Evet evet... beni merak etme. Sadece... güç patlaması yaşadım biraz. Şimdi konumuza dönelim, seni bırakacağım Tanrıça ama karşılığında bize istediğimiz iki şeyi vereceksin." dedim.

Sonra, suratındaki sırıtıştan, sabahtan beri bu anın gelmesini beklediğini anladığım Stell'e dönüp, 'sen devam et' der gibi bir işaret yaptım. Melinoe, bize korkarak bakıyordu.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Stella Fabiano
Hades'in Çocuğu
Hades'in Çocuğu
Stella Fabiano


Mesaj Sayısı : 915
Kayıt tarihi : 20/08/10

Sıradaki Hedefimiz: Hayalet Tanrıçası! Empty
MesajKonu: Geri: Sıradaki Hedefimiz: Hayalet Tanrıçası!   Sıradaki Hedefimiz: Hayalet Tanrıçası! Icon_minitimeÇarş. Eyl. 08, 2010 8:29 pm

İki şey isteyecektik. Çok harika iki şey istemeliydik. Lucy'nin ne isteyeceğini tahmin edebiliyordum ama kendiminki konusunda hiçbir fikrim yoktu. Ölümsüzlüğümün kalkmasını mı istemeliydim? Ama yeni güçlerimi sevmiştim. Fakat bu güçlerin beni sonsuza dek babamın yanında yeraltına tıkacağını da biliyordum. Olimpos'u yıkmak mı? Artık ilgilenmiyordum. Ben intikamımı almıştım, artık Olimpos'la işim olmazdı. Ah, kararsızdım.

Yoksa... Tabi ya, Luke'un tekrar yeryüzüne dönüp insan olmasını dileyebilirdim. Bu şekilde beklemek çok sıkıcıydı. Luke'un ölmemiş olması en azından aramızda mantıklı bir birliktelik sağlardı.

Tam bunu dileyecekken yanımızda bir ruh belirdi. Luke'un ruhu...

"Sakın bunu yapma" dedi bana. Hiçbir şey anlamamıştım.

"Luke! Bak böylesi çok daha iyi olacak. Ayrıca kim ikinci bir şans daha istemez ki! Tekrar yeryüzüne döneceksin, tekrar babanı ve anneni görebileceksin. Bunu istemez miydin?" diye sordum. Luke yaklaşıp elini omzuma koydu.

"Hayır. İnan bana geri dönmemin eksileri artılarından fazla. Bana bir daha hiç kimse güvenmeyecek. En sonunda doğru yolu bulmuş olsam bile hep insaların aklında 'ya hala Kronos'a çalışıyorsa?' şeklinde bir şüphe olacak. Tekrar geri dönersem tüm bu şeylerle yaşayamam. Ben bir kahraman olarak öldüm. Bırakta öyle kalayım" dedi.

Birden bire elime damlayan şeyin ne olduğunu fark edememiştim. Ah, ağlıyor muydum yoksa? Evet, hemde nasıl ağlama! Styks nehrinden hızlı akıyordu gözyaşlarım. Dursanıza aptal gözler! Hades'in kızına ağlamak hiç yakışmıyor ki!

"Ben... Ben en azından birlikte olabiliriz diye düşünmüştüm" dedim hıçkırıkların arasında. Luke acıyla gülümsedi ve bana sarıldı.

"Ben düşünemiyorum. Herkes tarafından dışlanan birisiyle birlikte olmak ister misin? Ki sen kendini bu durumdan daha yeni kurtardın. Stella, ben ölüyken ve sen yaşarken birbirimizi sevebiliyorsak bence bizim başka bir etkene daha ihtiyacımız yok demektir bu. Ölüm bile bizi ayıramamışsa ve bir gün tekrar birleştirecekse beklemekten zarar gelmez" dedi. Beklemek mi? Ama ben ölümsüz olmuştum!

"Luke... Şey, ben ölümsüz oldum"
deyiverdim. Luke'un yüzü sapsarı kesildi.

"Ne? Ama... Ama nasıl?" dedi kekeleyerek. Ağlamamın durması için uğraşıyordum, gereksiz gözyaşları akmaya devam ediyordu.

"Zeus babamla aramızı bozmak için yapmış... Ben... Ben zaten ölemeyeceğim, nasıl birlikte olacağız o zaman?" dedim. Luke iç çekti.

"Gerçekten ölümsüz olmak mı seçtiğin? Sonsuza dek yaşamak mı istiyorsun?" dedi. Ah, bu sorudan korkuyordum işte.

"Acele edin veletler! Sizi mi bekleyeceğim?" dedi hayalet tanrıça.

"Kes sesini" diye tısladı Lucy ve tanrıçanın ayağına kılıcının arkasıyla sertçe vurdu.

"Bilemiyorum Luke... Bu çok... Çok ilginç bir şey. Tanrıların arasına katılmak, en güçlü olana bile haddini bildirebilmek... Ama tamamen istediğim şey bu değil" dedim. Luke geri çekildi ve yok olmadan önce gülümseyerek tek bir şey söyledi.

"Öyleyse ne dileyeceğini biliyorsun..."

"Bekle..." demiştim ama çoktan gitmişti. İç çekip tanrıçaya yöneldim.

"Elime öyle bir güç ver ki istediğim zaman kendi ölümsüzlüğümü elimden alabileyim. Henüz bunu istemiyorum ama bir gün isteyeceğime eminim" dedim. Melinoe korkunç bir şekilde gülümsedi.

"İsteğini gerçekleştireceğim. Al sana bir kolye. Bu kolyenin içinde öyle bir güç var ki tüm ölümsüzlüğünü alıp içine hapsedebilir. Ve tekrar kullanmak istersen çıkartıp kullanabilirsin" dedi ve içine fotoğraf yerleştirilebilen küçük kolyelerden birini uzattı bana.

"Ölümsüzlükten vazgeçersem onu tekrar istemem" dedim kolyeyi alırken. Melinoe sırıttı.

"Kim bilir, belki isteyeceğin bir gün gelir. İstemezsende denize atarsın, kimseler bulamaz" dedi ve Lucy'ye döndü. Kolyeyi boynuma taktım ve bende Lucy'nin ne isteyeceğini beklemeye başladım...
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Lucianna Fackrell
Athena'nın Çocuğu/Kulübe Lideri
Athena'nın Çocuğu/Kulübe Lideri
Lucianna Fackrell


Mesaj Sayısı : 4356
Kayıt tarihi : 22/08/10

Sıradaki Hedefimiz: Hayalet Tanrıçası! Empty
MesajKonu: Geri: Sıradaki Hedefimiz: Hayalet Tanrıçası!   Sıradaki Hedefimiz: Hayalet Tanrıçası! Icon_minitimeÇarş. Eyl. 08, 2010 11:02 pm

Stell'in çok doğru bir karar verdiğini düşünüyordum. Ölümsüzlük... bir süre tattıktan sonra onun canını çok sıkacaktı. Şimdi, hevesini aldıktan sonra tekrar eskisi gibi olabilme şansı vardı.

Şimdi Tanrıça Melinoe ve Stell bana bakıyorlardı. Birkaç saniye kadar, seçeneklerimi düşündüm ve sonra kararımı verdim. Gücüme güç katacak birşey isteyecektim, daha da yenilmez olmamı sağlayacak...

"Bana sihirli bir eşya vermeni istiyorum, onu her kullandığımda çevremde hayaletler belirsin ve düşmanlarıma korku saçsınlar."

"Çok fazla şey istiyorsun." dedi Tanrıça, gözlerimdeki acımasız kararlılığı gördükten sonra sinirle kafasını salladı. Pembe bornozunun yakasında takılı olan rüküş broşu çıkarıp bana uzattı.

"Al" dedi, "Onu kullanacağın zaman, elini üç kez üzerine sürtmen yeterli. Sonra hayaletler yanında belirip düşmanına saldıracaklar."

Sırıttım. Broşu alıp cebime, hayalet madalyonumun yanına attım. Şey, bu aralar hayaletlerle fazla haşır neşir olmuştum ama olsun, güçlü ve yenilmezdim.

"Tamam Tanrıça. Senden son birşey daha isteyeceğim ve sonra gideceğiz. Bundan böyle ikimizi ittifakın bil ve ihtiyacımız olduğunda gizli geçişini kullanmamıza müsaade et. Bunu yapacağına Styks Nehri üzerine yemin et."

Hey, yeraltından alternatif bir çıkışın ne zaman işinize yarayacağını bilemezdiniz, değil mi? Tanrıça önce tereddüt etse de, bizim onun karşısında değil yanında yer almamız işine geldiğinden, kabul etti ve Styks Nehri üzerine yeminini etti. Nehir kabardı ve suları yükseldi. "Di immortales!" dedim, "Her edilen yeminde böyle kabarır mı bu nehir?"

Tam Tanrıça ile işimiz bitti ve Stell ile gitmeye hazırlandık, bilin bakalım ne oldu? Tüm ihtişamıyla Ölüler ve Yeraltı Tanrısı Hades, karşımızda belirdi! Tanrı bugün sinirden gözü dönmüş, aynı zamanda bitik halde görünüyordu. Ona bulaşmamaya karar verdim ve Styks Irmağının kıyısına gidip oturdum. Sanırım en yakın dostum ve babasının halletmesi gereken bir takım sorunları vardı. Cebimden broşu çıkarıp incelemeye başladım. Acaba... Aşil kadar güçlü, Melinoe kadar korkunç olarak devam edeceğim yeni hayatımda, kimlerin gözüne batacaktım? Acaba karşıma daha ne zorluklar çıkacaktı...

Derin bir nefes aldım ve arkadaşımın konuşmasının bitimini beklemeye başladım...
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Stella Fabiano
Hades'in Çocuğu
Hades'in Çocuğu
Stella Fabiano


Mesaj Sayısı : 915
Kayıt tarihi : 20/08/10

Sıradaki Hedefimiz: Hayalet Tanrıçası! Empty
MesajKonu: Geri: Sıradaki Hedefimiz: Hayalet Tanrıçası!   Sıradaki Hedefimiz: Hayalet Tanrıçası! Icon_minitimePerş. Eyl. 09, 2010 1:32 am

Ah, hayır yaa, babam bulmuştu işte beni. Hoş, o kadar çok vakit geçirmiştik ki burada, duymayan olsa şaşardım.

"Stella" dedi babam sadece. Cevap vermek yerine gözlerimle Lucy'yi aradım. Çoktan ırmağın kenarına oturup yeni armağanını okşamaya başlamıştı.

"Stella" dedi tekrar babam. Tam ona ters bir cevap vermek üzere başımı kaldırdığımda babamın her zaman sert olan bakışlarının neredeyse buğulandığını, umutsuzca barışmak için bana yalvardığını gördüm. Babam benimle barışmak istiyor ama bunu gururuna yediremiyordu anlaşılan. Derin bir nefes aldıktan sonra:

"Efendim baba?" dedim. Hades gülümsemeye çalıştı.

"Sana söylemem gereken çok önemli bir şey var" dedi. Ne? Yoksa özür mü dileyecekti? Hayır, hayır, buna izin veremezdim.

"Önemli değil baba, gerçekten... Sana bağırdığım için özür dilerim" dedim. Babamın yüzüne kocaman bir gülümseme yayıldı ve bana sarıldı.

"Teşekkürler kızım" dedi. Evet, özür dilemeyecek kadar onurluydu ama o babamsa benim onu kusurları ile kabul etmem gerekiyordu.

"Ben teşekkür ederim baba... Şimdi izninle kampa geri dönmeliyiz" dedim. Bir yandan da Lucy'ye elimle buraya gel işareti yapıyordum.

"Biraz daha kalamaz mısn?" dedi babam küçük çocuklar gibi. Gülümsedim.

"Söz veriyorum yakın zamanda geri geleceğim. Persephone'yi de çok özledim. Hem beni yüzümden sana katlanmak zorunda kalan kişi oydu. Ona da bir özür borçluyum" dedim. Babam saçlarımı okşadı.

"Kimseye bir şey borçlu değilsin. Sadece... Elindeki gücü nasıl kullanacağına karar vermelisin. Bu senin kendine olan borcun" dedi ve kendimizi kampta bulduk. Elimde olmadan boynumdaki kolyeye dokundum.

"Bu borcu ödemek için biraz zamana ihtiyacım olacak..." dedim ve Lucy ile kulübelerimize doğru yürürken çoktan borcumu unutmuş, maceramız hakkında uzuuuun bir sohbete başlamıştık...
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Lucianna Fackrell
Athena'nın Çocuğu/Kulübe Lideri
Athena'nın Çocuğu/Kulübe Lideri
Lucianna Fackrell


Mesaj Sayısı : 4356
Kayıt tarihi : 22/08/10

Sıradaki Hedefimiz: Hayalet Tanrıçası! Empty
MesajKonu: Geri: Sıradaki Hedefimiz: Hayalet Tanrıçası!   Sıradaki Hedefimiz: Hayalet Tanrıçası! Icon_minitimePerş. Eyl. 09, 2010 1:35 am

(rpout: işte Styks Irmağı maceramız burada son bulmuştur Very Happy)
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Sıradaki Hedefimiz: Hayalet Tanrıçası!
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» Hayalet Sürücüler: Özgürlüğün Başlangıcı
» Ay Tanrıçası'yla Tanışıyorum
» Gece Tanrıçası Nyks
» Bilgelik Tanrıçası ile Karşılaşıyorum !
» Aşk Tanrıçası Afrodit ile Tanışma

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Olimpos Rpg :: Yeraltı Dünyası :: Styks Irmağı-
Buraya geçin: