"Evet, şimdilik iyi yönlerinden benziyorsun" dedim düşünceli bir şekilde. Son sorusu için ona baktım. Ay ışığı gibi parlayan gözlerim, bu işten eğlendiğimi belli ediyordu. "Bana layık olmak için pek bir şey yapmana gerek yok. Neyseki davranışların kardeşime benzemiyor. O bana yeter de artar bile. Babana layık olmak için parti çocuğu olmalısın. Ama olma. Bir kere olsun bu kadar kibar bir çocuğu olduğunu gördüm. Bunu bozma yoksa ben seninle aramı bozarım. Athena'ya layık olmak için sanırım, kampta düzgün davranman yeterli. Diğerlerini önemsemen de olur." o sırada gökyüzünde şimşek çaktı. Aldırmadım. Zeus, her zaman sinirli olurdu zaten. Bakışlarını gökyüzüne doğru çevirmiş olan yeğenime döndüm. "Ben buradayım" dedim. Hemen bana döndü. Bu hali yine beni güldürmüştü. "Böyle davranmayı kesip biraz daha rahat ol Theodor. Rahatsız oluyorum" dedim birden ciddileşerek. Ama eğlendiğim hala gözlerimin parlamasından belli oluyordu. O sırada ağaçların arasından altın renkli tüyleri olan, gümüş boynuzlu bir geyik çıktı ve yanıma gelip oturdu. Ben de geyiği okşarken "Söylesene, mitoloji hakkında neler biliyorsun? Mesela babanın kargaya, benim kediye dönüştüğümü biliyor muydun? Ya da kutsal hayvanlarımızı." dedim, bakışlarımı geyiğin altın rengi tüylerini okşayan elimden kaldırıp Theodor'a çevirdim.