Edward Kevin Hawke Apollon'un Çocuğu
Mesaj Sayısı : 2581 Kayıt tarihi : 05/09/10
| Konu: Edward Kevin Oswald Ptsi Eyl. 06, 2010 5:14 am | |
| -Lütfen anne 5 dakika daha -Yeni bişey bul Kev bunu 5 dakika öncede söylemiştin -Ahh pekala pekala
Pazartesiden nefret ediyordum bugun ilk dersimiz ingilizceydi yavaşça doğrulup saate baktım ama güneş sanki benle alay eder gibi gözümü kör ediyordu.Saati gölgeye tutup baktım.
-Lanet olsun.Raswille beni öldürecek. -Mashwille. -HERNEYSE.
Hızlıca giyinmeye başladım bu arada bugün neler yapacağımı düşünüyordum.İlk dersim ingilizce idi ve Maswille beni öldürecekti.Daha sonra beden dersimiz ondan sonrada tarih vardı.Ah evet bu iki derse her zaman sempati duyuyuyordum. New York'a yeni taşınmıştık ama ben arkadaş bulmakta zorlanmamıştım hatta arkadaşım beni bulmustu adı Mike Miller daha ilk dakikada en iyi arkadaş gibi olmuştuk onlarda buraya yeni taşınmıştı tamam böyle bir rastlantı olabilirdi.Ama daha sonra öğrendimki Mike'ın da benimde babam küçükken bizi terketmişti ve ona en çok yakınlaşmamı sağlayan bu aldu. Onunla çok iyi takılıyorduk aynı dersleri alıyorduk onunda benimde ilgi duyduğumuz şeyler neredeyse aynıydı o ve ben seçmeli tarih dersinde yunan mitolojisini görüyorduk ikimizde basketbol takımındaydık.neredeyse tüm okul bize harandı ama biz hiç kimseyle çok yakınlaşmıyorduk biz bize zaten çok iyiydik. Bunları düşünürken üstümü giyinmiş ve çoktan çantamı hazırlamıştım.
-Anne ben çıkıyorum.Akşam görüşürüz -Tamam Kev akşam görüşürüz
Kapıyı açıp dışarı çıktım ama çıkarken annemin UMARIM KEV dediğine neredeyse emindim. Tamam benim için endişelenmesini anlıyordum ama Johny o kadar da korkutucu değildi.Sahi siz Johny'in kim olduğunu bilmiyorsunuz değilmi.O okulun kaba dayısıdır biz daha Mike la yeni tanışmışken gelmiş ve Mike a büyüklük taslamıştı bende ona Mike'ı rahat bırakmasını söylemiştim tam kavga edecekken bir öğretmen gelmişti ve bizi ayırmıştı.Johny de BU İŞ BURADA BİTMEDİ OSWALD diyerek gitmişti. Bu arada yürürken birşeyi farketmiştim deynekli bir genç ve tekerlekli sadalyede oturan bir adam am karşı tarafta benimle aynı hızla ve aynı yöne doğru ilerliyorlardı.Üzülmüştüm 2 adamda sakattı ve birlikte gezmeleri beni üzüyordu o kadar zorlanıyormuş gibi görünmüyorlardı ama baktıkça insan onlara acıyordu ilk düşüncem buydu ikinci düşüncem bana çok garip gelişti adamlar ben yavaşladığımda yavaşlıyor , ben hızlanınca onlar da hızını arttırıyordu takip mi ediliyordum hayırrr 2 tane engelli adam bana birşey yapamazdı bu düşünce çok yanlış ve vahşice idi.Bu sırada fark etmemiştim ama mezarlığın yanından geçiyordum bu benim durumumu daha da kötüleştirdi gözlerim yaşlandı ama göz yaşlaımı serbest bırakmadım
-Acaba kaçınızı buraya ben yolladım
Evet bu doğruydu ben bir suikastçiydim hatta başkanlığa aday olan birini öldürmüştüm ama buna üzülmüyordum adamın kardeşi uyuşturucu satıyordu , kendiside kadın ticareti yapıyordu.Ona karşı hissettiğim öfke hiçbir şeye eş değer değildi.Durun size evinde ne olduğunu anlatıyim
O gün kötüydü kesinlikle çok kötü hatırlamak bile içime öfkenin dolmasına yetiyordu.Ev büyüktü , heme çok büyüktü içeriye girmeden önce bahçivanı halletmiş kanıtları temizleyip onu dolaba koymuştum.Merak etmeyin onu öldürmemiştim adam yaşlıydı onu öldürmek çok yanlış olurdu.
-Zaten şimdide yanlış birşey yapmıyormuyum
Evet bu doğruydu ama bunu yapmak bana birşey kazandırmayacaktı , para almıyacaktım , kimseyle görüşme falan yapmamıştım onları sadece kötü oldukları için öldürüyordum ilk başta bu düşüncem insanları güldürmüştü ama gittikçe değiştiler benden korkmaya yaptıklarımdan etkilenmeye başlamışlardı bir adam bana iş teklif ettiğinde ona suikast düzenliyordum Eve tırmanıyordum böyle evlere tırmanmak zaten hep kolay olurdu dünyanın en iyi ve en genç suikastçisiydim.İçeriye camdan girdim...gördüğüm şey karşısında şoke olmuştum...bir odadaydım...odada onlarca kadın vardı ve hepsinin doğru düzgün giysileri yoktu Onları görünce çok şaşırmıştım...yüzlerine baktım bana birşey demiyor ve bişey söylemiyorlardı çok korkmuşlardı...ama aralarından biri çıktı bu kız benden küçüktü henüz 13 yaşında falan olmalıydı
-Lütfen...Bize yardım et.
Bu sözler beni hazırlıksız yakalamıştı öylece durdum çok sinirlenmiştim dünyada bu kadar aşağılık bir erkek olamazdı kız daha 13-14 yaşlarındaydı gençti temiz kalpliydi.Bu arada diğer kadınlarda bana yalvarmaya başladı ama ben sadece küçük kızın yüzüne bakıyordum kız çok acı çekmiş gibi görünüyordu
-Noluyor burada?
Hazırlıksız yakalanmıştım bir adam kapıyı açıp içeri girmişti ve silahını bana doğrultmuştu ben daha önümdeki kızı kenara itememiştim ve adam tetiğe basmıştı beni vuramamıştı...genç kızı vurmuştu...hissettiğim hüzün ve öfke başımı döndürdü ama hala odaklanabiliyordum adamın üzerine atladım ve o daha ne olduğunu anlayamadan gizli silahımla onu öldürdüm ve adamın yüzüne baktım bu adam öldürmem gereken adamdı.Onu aldım ve dolaba koydum etraftaki kadınlar ölen gençin etrafına toplanmıştı bazıları ağlıyordu bazıları ise susuyordu anlara bakamadım bunu yapamazdım kızın ölümü benim suçumdu ve ben hiçbirşey yapamazdım ona dokunamazdım.Cama doğru ilerledim ve dışarı çıkıp oradan ayrılmıştım
Bu düşünceerim gözümden bir damla yaş akmasına neden olmuştu tenimi yakan göz yaşımı sildim ve yoluma devam ettim.Bu arada okula gelmiştim herzamanki gibi Mike beni bekliyordu ama bu sefer sinirliydi niye olduğunuda tahmin edebiliyordum Yanına geldim geldiğim andada şöyle dedi:
-Senden nefret ediyorum Kev. -Bunu biliyorum -Neden biliyormusun?Çünkü 1 boş ders boyunca sensiz basketbol oynamak zorunda kaldım -Dalga geçiyorsun -Kesinlikle çok ciddiyim -Lanet olsun
İçeriya girdik ve benim dolabıma doğru yola koyulduk daha yolun yarısını yürümüştük ki karnıma birden birşey indi Yere düştüm karnım ağrıyordu kafamın üstünden bir ses duydum
-Bu sana bizimle uğraşmamayı öğretir OSWALD. -Onu rahat bırak Johny. -Sen karışma çelimsiz.
İç sesim bana ona haddini bildir diyordu ama beynim çok dikkat çeker yapma diyordu resmen kararsız kalmıştım hatta bir anlığına 2 tane yüzü olan bir kafa gördüğümü sandım en sonunda iç sesime kulak verdim ve ayağa kalktım Johny'e baktım 2. yumruğu atmak üzereydi kolumu kaldırdım ve saldırıyı savuşturdum diğer elimle boğazına yumruğu indirdim ve ona baktım. Yere düştü garip sesler çıkarıyordu resmen nefes almakta zorlanıyordu Mike onun yanına eğilip burnundan nefes almasını söyledi ve tutup beni eve sürükledi ben daha yaptığım şeyin şokundan kurtulamamıştım.Bundan nasıl kurtulacaktım? Mike evin kapısını çaldı Annem açtı ve aman Tanrılarım dedi.Dur bir dakika yanlışmı duymuştum tanrılarımmı demişti.Sanırım gerçekten ortada garip birşeyler vardı
-Tamam Mike bundan sonrasını ben hallederim
Ve hızlıca kapıyı kapadı.Benim yüzümü yıkadı yüzüme baktı ve
-Ne oldu?
Ona olanları anlattım beni sanki herşeyi biliyormuş gibi dinliyordu 2 yüzlü adamı sesi anlattığımda hiç şaşırmadı.Bitirdiğimde ise şöyle dedi
-Evet artık kampa gitme zamanın geldi. -Ne kampı?
böyle söylemiştim çünkü kendimi Psikoloğa gitmelisin yada Sana birşey oldumu gibi sorulara hazırlamıştım ama bu yorumu söyleyince hiçbir şey anlamamıştım.
-Melez kampı
Hiçbirşey söylemedim artık kafayı sıyırdığımı anlamıştım kendime gelmeye çalışıyordum
-Anne durum ciddi şaka yapmanın sırası değil
-Bak Kev yunan tarılarını hatırlıyorsun değilmi.Onların hepsi gerçek Kev ve senin baban onlardan biri.
Hayır artık hiçbirşeye inanamıyordum.Bu olamazdı annemde bir gariplik oktu gayet normal ve düzenli konuşuyordu hiçbir yeri seğirmiyordu ama bu deliceydi böyle bir şeye inanmak imkansızdı.
-Anne sen iyimisin? -Evet Kev ben iyiyim biliyorum deli olduğumu falan düşünüyorsun ama babanla ilk konuşunca bende böyle düşünmüştüm -Babam bizi terk etti anne -Hayır Kev terk etmedi baban gitmek zorundaydı kurallar böyle idi bak benimle gel sana kampı gösteriyim.
Annemin yüzüne baktım bana rica eder ve acelesi olan bir kişi gibi gülümsüyordu onu kıramazdım hem zaten öyle bir yer olmadığını öğrenince rahatlardım
-Pekala geliyorum.
Bu deliceydi ama anneme bunu kanıtlamam gerekiyordu hazırlandık ve arabaya bindik annem New York tan çıktı ben bu arada uyuya kalmıştım birşey beni dürter gibi oldu biri uyanmamı istiyordu. Gözlerimi açtım annem tam o anda geldik dedi.
-Şu yöne doğru birkaç dakika ilerle -Sen gelmiyormusun -Ben oraya giremem -Neden? -Zaman yok Kev oraya git daha sonra benimle konuş
Aşağı indim ben daha birşey diyemeden gaza bastı ve gitti.dediği yöne doğru birkaç dakika yürüdükten sonra bir giriş gördüm.Olamazdı yoksa annemin dedikleri doğrumuydu bunlar gerçek olabilirmiydi.Tüm cesaritimi toplayıp içeri girdim bir anda herşey değişti hava ısındı çiçekler açtı gözümün önünden bir perde kalkar gibi oldu
-Melez kampına hoş geldin dedi bir ses Sesin geldiği yöne baktım bir anda dondum başımın döndüğünü hissettim gözlerim kapanıyordu adam Yarı insan Yarı at dı!son hatırladığım şey buydu uyandığımda bir sedyede yatıyordum gözlerimi açmamıştım.Evet hepsi gerçekti annemin söyledikleri , Yunan tanrıları herşey o adamın yüzünü düşündüm bu yüzü kesinlikle bir yerden tanıyordum.Evet o at adam sabah gördüğüm tekerlekli sandalyede oturan adamdı Sedyeden kalktım bir ses anında beni karşıladı
-Merhaba yeni melez sana kampı tanıtiyim mi?
Sesin geldiği yöne baktım bu o at adamın yanında gördüğüm deynekli gençti.Ama bu sefer bayılmayacaktım sadece biraz başım döndü onun belinin alt tarafı keçiydi.
-Sen bir satirsin dedim -Evet öyleyim ve biliyormusun sana şu anda kampı tanıtmam gerek yoksa lisansıma göz dikecekler. -Pekala dedim hala şaşkındım ama bir o kadar da meraklı.
-Şurası ares kulubesi , yanındaki yer arena ...
Onu dinlerken etrafıma bakıyordum bana gösterdiği yerlere bakışlarımı yöneltiyor ve herşeye hayran kalıyordum
-Hepsi bu kadar şimdi hermes kulubesine git nerede olduğunu hatırlıyorsun değil mi? Başımı salladım hatırlıyordum -Güzel ebeveynin belirlenene kadar orada kalacaksın.Ve ayrıntıya girm- aman tanrılarım! şu orman perisine bak
dedi ve ormana doğru koşturdu bende hermes kulubesine yol aldım.Herşey çok garip bir o kadarda normal geliyordu , kafam çok karışmıştı ve düşünmeye ihtiyacım vardı
En son Edward Kevin Oswald tarafından Ptsi Eyl. 13, 2010 9:30 am tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi | |
|
Athena Admin/Tanrıça/Kamp Müdiresi
Mesaj Sayısı : 5210 Kayıt tarihi : 16/08/10
| Konu: Geri: Edward Kevin Oswald Ptsi Eyl. 06, 2010 5:21 am | |
| Rp puanı: 75, tebrikler. /Admin. | |
|
Edward Kevin Hawke Apollon'un Çocuğu
Mesaj Sayısı : 2581 Kayıt tarihi : 05/09/10
| Konu: Geri: Edward Kevin Oswald Ptsi Eyl. 06, 2010 5:39 am | |
| | |
|
Edward Kevin Hawke Apollon'un Çocuğu
Mesaj Sayısı : 2581 Kayıt tarihi : 05/09/10
| Konu: Geri: Edward Kevin Oswald Ptsi Eyl. 13, 2010 9:31 am | |
| tanrıçam birazmodifiye edip düzeltme okuması yaptım nasıl oldu ? | |
|
Athena Admin/Tanrıça/Kamp Müdiresi
Mesaj Sayısı : 5210 Kayıt tarihi : 16/08/10
| Konu: Geri: Edward Kevin Oswald Ptsi Eyl. 13, 2010 10:20 am | |
| Yeni rp puanı: 85, tebrikler. /Admin. (Hımm... suikastçi bir melez, enteresan ) | |
|
Edward Kevin Hawke Apollon'un Çocuğu
Mesaj Sayısı : 2581 Kayıt tarihi : 05/09/10
| Konu: Geri: Edward Kevin Oswald Ptsi Eyl. 13, 2010 7:52 pm | |
| saolun ilgiyilim demiştim ya | |
|