İlk günüm, ilk dostum

Bu gün melez kampındaki ilk günümdü ve yarım saat kadar önce babamın Hypnos olduğunu öğrenmiştim. Aslına bakarsanız babamın Hypnos olup olmadığı beni hiç ilgilendirmiyordu. Sonuçta tanımadığım bir adama baba demek pek de gerçekçi gelmiyor. En sonunda bu düşüncelerden kurtulup etrafa bakınmaya karar verdim. İlk olarak arenaya gidip birbiriyle savaşan melezleri izledim. Ardından okçuluk alanına gittim. Hayretler içinde okçuları izliyordum. Nasıl bu kadar usta bir şekilde ok atmayı başarıyorlardı aklım almıyor doğrusu. Okçuluk alanından da çıkıp tırmanma duvarının olduğu yere gittim. Aman tanrılarım! Ne biçim bir tırmanma duvarıydı bu. Her türlü ölüm tehlikesi vardı. Kesinlikle bu duvara asla tırmanmamaya kendi kendime söz verdim ve kulübelere doğru yürümeye başladım. O sırada gözüme iki melezin zorla tuttukları kendilerinden daha ufak bir melezi tuvaletlere doğru sürüklediği takıldı. Tabi ilk günüm olduğu için zavallı meleze dua etmekten başka bir çare bulamadım ve hızlıca kulübelere doğru yürümeye başladım. İlk kulübenin önüne vardığımda birinin bana seslendiğini duydum. Hemen sesin geldiği yöne baktım. Bir kız bana doğru gülümseyerek geliyordu. Ben de durduğum yerden kıza bakakaldım. Kız yanıma gelip "Selam, ben Aria"dedi.

Bu kızı gördüğüm an kanım kaynamıştı.'Selam ben de Jasmin.Şu çocuklar ne yapıyor?' diye sorduğuna şaşımıştım.Bu kıza karşılama törenini yapmamışlar mıydı?'Tipik karşılama töreni.Her kabadayının yapacağı şey işte.Ben klozeti boylamadan beni tutan çocuğu ısırdığım için benden nefret ediyorlar.O-o seni gördüler.'.Geldiklerinde ısırdığım çocuk bana korkuyla baktı.'Oooo.Yeni bir bastıbacak gelmiş.Sanırım bu kıza karşılama törenimizi yapmalıyız.' dedi.'Tartarus'a kadar yolun var.''Sen karışma empusa kız' işte o anda Jasmin'i korumayı falan unutup onlara saldırdım.Beni yakalayıp kılıcımı Jasmin'nin yanına attılar.'Jasmin!Yardım et!' Jasmin kılıcımı kapıp ısırdığım çocuğun kolunda derin bir yara açtı.'Gidelim burdan!Bunlar manyak!' deyip kaçtılar.Bende arkalarında 'Manyak olan sizsiniz!' diye bağırdım.Sonra Jasmin'e dönüp 'Kulübene gitsen iyi olacak.Bu arada merak ediyorum.Kimin çocuğusun?''Hypnos'un kızıyım''Bende Nyks'in kızıyım.Benim gitmem lazım.Tanıştığımıza memnun oldum.Hey!İstersen sende eşyalarını bırakıp benimle gelsene.Gezmediysen sana kampı gezdireyim.''Olur.' dediği anda Hypnos kulübesine doğru koşmaya başladım.'SONA KALAN ÇÜRÜK YUMURTA!'

Aria koşmaya başlayınca bende peşinden koştum. Hypnos kulübesine varır varmaz kapıyı bir kız açtı. Yüzünde büyük bir gülümsemeyle "Selam, ben Alexis. Yoksa sen yeni gelen kardeşim misin?"dedi ve mutlulukla beni içeri aldı. Ariada arkamdan gelip rahat bir koltuğa oturup etrafa bakınmaya başladı. Bende Alexise gülümseyerek "Evet, ben yeni geldim."dedim. Alexis sevinçle inleyerek "Öyleyse aramıza hoş geldin kardeşim. Dur hemen sana evi gezdireyim. Burasını çok seveceksin. Ha birde sana oda gerekecek."dedi. Aria rahat gözüken koltuklara yayılarak "Sen evi gezerken bende biraz şekerleme yapayım bari."dedi. Alexis yüzünde büyük bir gülümsemeyle "Koltuklar çok rahat değil mi? Özellikle Hypnos çocuklarının istediği gibi seçildi. Anlayacağın insan bu koltuklara oturunca rahatlıyor."dedi ve bana dönerek "Hadi sana evi gezdireyim ardından odanı gösteririm."dedi. Alexis teker teker tüm odaları tanıtmaya başladı. Odaları gezdikten sonra sıra benim odama geldi. Alexis gülümseyerek "Umarım odanı beğenirsin kardeşim."dedi ve odanın kapısını açtı. Oda pembeli menekşeli tonlarında küçük ve şirindi. Yatak o kadar yumuşak gözüküyordu ki dayanamayıp oturdum. Sanki de yatağın içine gömülüyordum. Alexis heyecanla "Eee. Odanı sevdin mi?"dedi. Bende mutlulukla "Sevmek mi? Bayıldım!"dedim. Elimdeki çantayı komodinin üzerine koyarak odadan çıktım. Salona geldiğimde Aria’nın uyuduğunu fark ettim. Ne garip uyuması gereken bendim oysaki. Hemen Ariayı uyandırmak için iki omzundan tutup sallamaya başladım. Aria homurdanarak "Ne? Gezinmen bittimi yoksa."dedi. Bende "Evet."dedim.

Jasmin'in gezisi bitince onu kapısan dışarı sürüklemeye başladım.'HEY!Niye beni sürüklüyorsun?' 'Çünküüü hem sana uyan bir kılıç, hemde kendime kılıç bulmam lazım.O yüzden doğru cephaneliğe asker ' deyip bir yandan Jasmin'i sürükleyerek, bir yandan da Jasmin'e benim klasik sorularımı soruyordum.Örnek mi?İşte size örnek:Seni zorlasalar uğur böceğimi yerdin, yoksa solucan mı?Sonunda cephanelığe vardığımızda Jasmin debelenmeyi bıraktı.Çünkü cephaneliğin ihtişamının gazabına uğramış, silahlara hayran hayran bakıyordu.'Hadi tembel teneke!Zamanımız kısıtlı.Bir an önce bize uygun kılıç bulmalıyız' dediğim gibi o bana, ben ona kılıç bakmaya başladık.