1. Yarış (28 Ağustos 2010-Saat: 12.00~14.00 arası)

Eveeettt!!! Tüm kamp sakinlerinin huzurunda, geleneksel yarışmamızın birincisini başlatıyorum!

Taraf belirleme başlığında, yer alacak her kulübe takımını belirlesin ve takımlarını temsil edecek başkanları seçsin. MAVİ takımın ve KIRMIZI takımın yarışmacı listelerini, buraya biri düzgünce yazsın.

Yarışma 28 Ağustos 2010 Cumartesi günü öğlen yapılacaktır, tüm katılımcılar *özellikle anlatıcılar* o saatte online olmaya çalışsın.

Yarışmacılar belli olunca, her takım kendi içinden iki anlatıcı seçsin, rp'yi toplamda 4 kişinin ağzından dinleyeceğiz. Her anlatıcının numarası olacak ve sırası geldiğinde kendi yazısını yazabilecek.

Fazla karmaşa olmaması için max. 50 postta bitireceğiz. Sorularınız için bu başlığı kirletmeyin, 'genel' kategorisine gidin.

Admininiz ve Tanrıçanız olarak, İYİ OLAN KAZANSIN diyorum!

Bana takımları belirleyip yaz demiştiniz tanrıçam, şu ana kadar kayıtlı olan kulübeleri ve seçtikleri takımları yazıyorum:

KIRMIZI TAKIM

Hades ve Athena kulübeleri

MAVİ TAKIM

Zeus, Poseidon ve Apollon kulübeleri

İYİ OLAN KAZANSIN!

O zaman biz kazanacağız Tabi Robyn sevgilisi için takımı batırmazsa biz kazanacağız

Oklarımla sizi delerm Çok iyi abi kardeşsnz bu arada o sndn büyüktü dmi?

Sağol Ange Evet, benden büyük, ama zihin yaşı olarak ben onda daha olgunum

Kızlaaar susun Robyn'i getirmeyin şimdi buraya, yarış falan yapamayız vırvır konuşmasından

Anlatıcıları da belirleyin öbür başlıkta, olmak isteyenler yazsın Jenny de uygun bulduklarını seçsin

Yarışa saatler kala başlığı son kez düzenliyorum. Katılım başvuruları artık kabul edilmeyecek!


KIRMIZI TAKIM

Hades Kulübesi
-Robert Harris-
-Stella Fabiano-
-Hector Sentius-

Athena Kulübesi
-Lucianna Fackrell-
-Anna Maria Perrez-


MAVİ TAKIM

Zeus Kulübesi
-Jennifer Amy Parker-

Poseidon Kulübesi
-Rosamarie Sea-

Apollon Kulübesi
-Ange Spike Russo-
-Cristina Black-


ANLATICILAR:

1. Kırmızı takım*Lucianna Fackrell
2. Mavi takım*Cristina Black
3. Kırmızı takım*Stella Fabiano
4. Mavi takım*Rosamarie Sea


AÇIKLAMA:

*Anlatıcılar yukarıda yazdığım sırayla rp'lerini yazacaklar, karışıklık olmaması için.
*Ağız dalaşı yok, dalga serbest.
*Anlatımcı olmayan diğer katılımcılar da başlıkta yorumlarını yazabilirler ama parantez içinde ve yorum olduğunu belirterek.
*İsmi listeye eklenmemiş olan varsa yazsın, onun dışında yarın 12'ye kadar buraya yazı yazmanız yasak.
*Hakem: gerek olacağını zannetmiyorum ama ben ve diğer tüm Tanrı-Tanrıçalar.


edit: Jennifer yerine anlatıcı olarak Cristina eklenmiştir.

o zamn benle birlikte Rose da mı yazıcak yoksa yedek mi

Kırmızı Takım Anlatıcı 1: Lucianna Fackrell.


İşte büyük yarışın başlama anı gelip çatmıştı. Şimdi tüm kamp ormanda toplanmış, stratejilerimiz hakkında son durum değerlendirmesi yapıyorduk. Bu yarışı bizim kazanacağımıza herkes kesin gözüyle bakıyordu çünkü ittifakımız Athena ve Hades kulübeleri arasındaydı. Ayrıca, mavilerden sayıca da fazlaydık. Eh, bilirsiniz bu yarışlarda asla hafife alınmayacak bir takım varsa o da Athena çocuklarının olduğu takımdır.

Uzun süre kafa yormuştuk ama değmişti, kardeşim Anna ile harika bir plan yapmıştık. Mavilerin ruhları duymadan bayraklarını ele geçirecektik! Bizim takımımızın bayrağı ormanın içindeki kayalığın tepesindeydi, onu koruma görevini de Hades kulübesinden Hector'a vermiştik. Robyn, ne olur ne olmaz diye o alana yakın bir yerde saklanmış, nöbet tutmaktaydı.

Anna, ben ve Stell, düşmanı şaşırtma taktiği uygulamak için ormanın kuytu bir köşesinde saklanmaktaydık. Biz burada mavi takımın bölgemize yaklaşmasını engellerken, Stell aradan sızacak ve minik nehri geçerek Zeus Yumruğu'na ulaşacaktı. Karşı takım savunması yerine atağına yüklenmiş olduğundan, işimiz hiç zor olmayacaktı.

Evet, işte yarış başlıyordu! Kırmızı takım olarak suratımızda kazanacağımızdan emin bir gülümsemeyle, yerlerimizi aldık. Ormanın derinliklerinde ilerlemeye başlamadan önce Rose'a şöyle söyledim:

"Bittiniz siz."

(Crist, yukarıdaki 4 kişi sırayla yazacak. Yani her takımın 2 anlatıcısı var.)

Mavi Takımın Anlatıcısı:Cristina Black

"Hazırız "dedim Amy e kafasıyla onayladıtamam kazanmalıydık sayıca avantajlı sayılmazdık ama olsun biz kazanıcaz.Diğerlerine bunu söylemeden önce kendim buna inanamalıydım.O bayrağı alıp akşam kutlayacaktık.
Bayrağı ormanı derinliklerine ve en kuzey tarafına koyduk.Ve görevi Rose averdim ama Ann de yakınlarında olacaktı.bir kişi yem gibi ortaya gitmeliydi diğeride karşı saldırıya yem galiba ben olamalıydım.Üstlerine Amy gitmeliydi ben diğerlerini oyalarken...
Ah onların düşüncelerini okuyup hamlemi yapmalıydım ve onları ikna etmek zor olmayacak.Henry bile ikna ettiysem.....
"Oyun başlasın" dedim Amy e

Kırmızı Takımın Anlatıcısı Stella Fabiano

Sessizce ormanda ilerledik. Tam onları pusuya düşürdük derken birden bire Jenny ve Crist karşımıza çıkıverdi!

"O kadar kolay mı sanıyorsunuz?" dedi Jenny gülerek.

"Evet" dedim. O kadar kolaydı. Nasıl olsa büyülü güçlerimizden faydalanabiliyorduk, dolayısıyla etrafımızda ateşten bir çember oluşturdum ve Jenny ile Crist'i etkisiz hale getirdim. Ne bize saldırabiliyor, ne de bizi bıraıp bayrağı almaya gidebiliyorlardı.

"Siz kendinizi hapsettiniz" dedi Crist. Güldüm ve içimden sen öyle san diye söylenerek çemberi büyüttüm. Artık çember botumuzu aşmıştı, görünmüyoduk. Fark ettirmeden gölge yolculuğuyla ağaçların arasında belirdik, kızların tam arkasında! Ateş çemberini indirdim ve ikiside şaşkınlık içinde kalıverdi. Sanki havaya karışmıştık!

"Bu bir tuzak. Hala orada olmalılar" dedi Jenny. Onlar görünmez bizi ararken bizde arkalarından güle güle Zeus'un yumruğuna yöneldik.

Mavi Takım Anlatıcı 4: Rosamarie Sea

En ekşınsız görevi ben almıştım: Zeus Yumruğu'nun üzerindeki bayrağımızı koruyacaktım. Yarım saat boyunca kös kös oturduktan sonra, minik nehrin öbür tarafında iki kişi belirdi, bunlar karşı takımdan Lucy ve Stell'di. Hemen gardımı aldım ve hançerimi üzerlerine doğrulttum.

"Bir adım daha ileri gidemezsiniz!" diye bağırdım.

Korkusuzca yaklaşmaya devam ettiler, sırıtışlarından onlar için herşeyin yolunda olduğunu fark etmiştim. Neden Crist ve Jenny yardımıma gelmiyordu? Ange karşı takımın bayrağını neden hala alamamıştı? Ah, düşmanlarımız gerçekten dişli çıkmıştı.

Nehire iyice yaklaşmalarını bekledim ve sonra en büyük kozumu oynadım. Suya kabarması ve yükselmesi emrini verdim. Nehir yatağı boyunca sular boylarının hizasındaydı. Evet, buradan geçemeyeceklerdi. Pişkince dönerek gidip tekrar yere oturdum, bu sırada nehri hala kontrol etmekteydim. Kırmızı takım stratejilerinde bunu hesaba katmamıştı, bundan emindim.

Kırmızı Takım Anlatıcı 1: Lucianna Fackrell.


Rose'un ruhu bile duymadan gölge yolculuğu yaparak arkasında belirecek ve bayrağı kapıp kendi bölgemize götürecektik. En azından, benim planım buydu. Tabii Stell deminki güç gösterisinden sonra çok yorulmuştu ve bunu yapmamız riskli olabilirdi. Hemen yeni bir plan düşünmeye çalışırken, iğrenç bir ses çıkaran boruyu duyduk.

"Ah, harika!" Hector ve Robyn'in yardıma ihtiyacı vardı. Hemen koşarak o tarafa doğru gitmeye başladık. Demek ki, biz Jenny ve Crist ile uğraşırken Ange de boş durmamıştı. Mükemmel bir fırsatı elimizden kaçırmış olmamızdan kaynaklanan sinirle, Ange'ye sessizce arkasından yaklaştım ve kılıcımı boynuna dayadım.

"Yakalandın!" Evet, onu esir almıştık ama biz gelene kadar Robyn ve Hector da bayıltıcı oklarla vurulmuşlardı. Bayrak hala elimizdeydi ama stratejide ufak bir değişikliğe ihtiyacımız vardı çünkü artık karşı takımla sayımız eşitti.

Stell'e dönüp konuşmaya başladım:

"Ben nöbeti devralıyorum, biri yaklaşırsa düşüncelerini duyacağımdan onu fark ederim. Anna ormanda kızları oyalarken sen de mavi bayrağı almayı tekrar dene."

Evet, hiçbir şey bitmiş sayılmazdı. Biz kazanacaktık!

Mavi Takımın Anlatıcısı:Cristina Black

Evet işte zihin okumadın yaraları Stelli büyülemelydim. o kuzeye ilerlerken bende peşindeydim Amy sana güveniyorum.o koştururen onu izledim ve "STELL" dedim,arkasını döndü ve kılıcını doğrulttu beni esir alıp tekrar bayrak için gidecekti.Ama okdar kolay değil.Gözlerine bakarak "Stell boşuna gitme bizim taraf kazanmış"dedim ikna yeteneğim işe yaradı ve hüsranla geri döndüyorduk.Artık o benim esirimdi döndüğümüzde bizimkiler çoşkuyla gülüyordu "İşte buu" dedim .Lucy kızarmış hatta beni öldürecek gibi bakıyordu ama o benim arkadaşım herzaman....

Kırmızı Takımın Anlatıcısı 2: Stella Fabiano

Bir süre hüzünle Crist'in arkasından yürüdüm ama o sırada bir ses duydum.

"Seni kandırıyor. Kendine gel ve bayrağı al. Bu arada kulaklarını kapa ki bir daha seni etkisi altına almasın" Bu ses Lucy'ye aitti. Sanırım düşüncelerime girmişti. Haklıydı, biz kazanmalıydık! Hades ve Athena çocuklarının olduğu bir takım kaybedemezdi.

360 derecelik bir dönüşle ters yöne koşmaya başladım. Crist ne olduğunu şaşırmış, beni yakalamaya çalışıyordu.

"kolaysa yakala" dedim gülerek ve bir ağacın üstüne çıktım. Crist ve Jenny'nin koşarak ağacın altından geçmelerini izledim. Snra da hiçbir şey düşünmemeye çalıştım. Crist düşüncelerimden yerimi anlayabilirdi belki de.

Onlar gittikten sonra yere atladım ve görünmeden Rose'un yanına gittim. Çok şükür beni görmemişti. Kılıcımı boynuna doladım ve:

"Merhaba esirim" dedim gülerek. Sonra da bayrağa yaklaştım. Ama bir saniye için kılıcımı Rose'dan çektiğimde Rose bana hançeriyle saldırdı. Kahretsin!

Bayrağı kaptım ama Rose'u alt etmeden kazanmış olmazdık, bir elimde bayrak, bir elimde Fırtına ile savaşıyorduk ama o daha avantajlıydı, nehir hemen yanımızdaydı. Belki de arkadaşlarıma karşı asla kullanmayacağım dediğim diğer kılıcımı çıkarttım. Mecbur kalmıştım, Rose beni yenecekti. Kılıcımı açtığm anda Rose'un yüzü düştü. Tamamen umutsuzluğa kapılmıştı. Eh, kılıcımın böyle güzel özellikleri vardı.

Stell'in o dehşet saçan kılıcını görür görmez, hançerimi yere fırlattım ve ellerimi havaya kaldırıp teslim oldum. Herşey bitmişti, kaybetmiştik. Sonra... bunun kılıcın bir etkisi olduğunu hatırladım ve uzun uğraşlar sonucu kendime gelerek, nehirden Stell'i ıslatmasını istedim.

Stell suyun gücüne karşı koyamayarak yere yapıştı, tam yanına gidip bayrağı alacaktım ki, bir el benden hızlı davrandı. Ah, demek Athena kızlarını bayrak kapmaca yarışlarında fazla hafife almamalıydım. Karşımda duran kişi Anna'ydı!

Benimle savaşma işini takım arkadaşı Stell'e bırakarak, hızla kendi bayraklarının olduğu yere doğru koşmaya başladı. O bayrağı oraya ulaştırmadan önce yerimden ayrılmamalıydım çünkü sahne her an değişebilirdi. Sonuçta... şu anda ormanda mavi takımdan iki kişi vardı ve Anna korunmasızdı.

Muhteşem iş birlikçiler Stell ve Lucy ile birbirlerinden ayrı düşmüşlerdi. Sırıtarak hala yerde yatmakta olan Stell'e doğru gittim ve kalkmasına yardım ederken o sihirli sözcüğü söyledim:

"Yakalandın." Artık geri dönüşü yoktu, onu esir alarak saf dışı kalmasını sağlamıştım. Şimdi yarışın kaderini belirleyecek dört kişi vardı: Lucy, Anna, Jenny ve Crist. Heyecanla ilk ötecek borunun bizimki olması için dua ediyordum.

Kırmızı Takım Anlatıcı 1: Lucianna Fackrell.

Yarış git gide ironik bir hal almaktaydı. Rose'u çok hafife almış olduğumu fark ettim: zeki davranıp bayrağın peşine düşmek yerine, Stell'i esir almıştı. Bu da bize eksi puan kazandırmıştı. Bayrak taşıyıcımız Anna ormanda bana doğru gelmekteydi ama Jenny ona pusu kurma hazırlığı yapıyordu. Bense, yardıma gidemiyordum çünkü Crist çok yakınımda bir ağaca saklanmış, yerimden ayrılacağım anı beklemekteydi. Ah, herkesin düşüncelerini aynı anda okuyabilmek o kadar da kötü değildi.

Hemen Anna'nın beynine bir mesaj yolladım:

"Sana pusu kurdular, hemen geri dön ve Zeus Yumruğu'na doğru git. Rose'u oyala ve Stell'in kaçmasını sağla. İki kişi olmadan ormandan geçemezsiniz."

Şimdi kazanmamız neredeyse garantiydi, Anna'nın ani yön değişimi Jenny'yi şaşırtmıştı ve amacımızın ne olduğuna kafa yormadan kardeşimin peşine düştü. Crist, tüm olanlardan habersiz hala beni gözetlemekteydi. Bu sırada Stell'in beynine yeni bir mesaj gönderdim:

"Gölge yolculuğuna hazırlıklı ol."

Mavi Takımın Anlatıcısı:Cristina Black



Ah düşünceler…Okumak zorlaşıyordu yorgun düşüyordum.Ama o sırada bir düşünce aklıma girdi. “ Z eusun yumruğu,oyala,Stell” Ne… güzel beynim ironik bir şekilde şiferyi çözmeye çalıştı.Amy olamazdı.Ange de esirdi.ROSE…

Ona mesaj gönderdim “Rose Stell i elinde tut tuzak olabilir”
Ah ne yapıcam peki burada durup Lucy i mi beklicem.HAYIR.

Hemen bir ağaca tırmandım en tepesine çıkıp etrafa baktım.kimse yoktu ama işte içimdeki ses burada kalmamı söylüyordu.Rose a kırmızıların bölgesinin yanına pusu kurmasını istedim.
“Rose ormanın yoluna pusu kur bende geliyorum”
Tam o sırada Lucy yı gördüm etrafını yokluyordu.Böylece üstüne inemezdim.Okum Kasvet i gerdim ve ucuna şu uyuşturucu merhemden sürdüm.omzunu hedefledim .Neredeyse ilk atışım olacaktı iyi hedeflemeliydim. Yapardım. İçimde vardı. Ve attım.Bir “Ah” sesi duydum. Oldu galiba.bir baktım Anna yerde yatıyordu.aşağı indim ve oku omzundan çektim.
Ve onu yıkan kelimeyi dedim
"Esirimsin”

Madem en güçlü silahtı, madem büyük kehanette dünyayı yok edebileceği yazıyordu, o zaman bir şeyler yapmalıydı bu kılıç.

"Baba, bu kılıçla ne yapabilirim, lütfen yardımcı ol, kaybetmek üzereyiz" dedim. Babamdan cevap uzun süre gelmedi ama sonunda:

"Kendin öğrenmelisin. Başarabilirsin" dedi. Derin bir nefes aldım ve kılıcıma ulaşmaya çalıştım. Çünkü Rose onu benden almıştı. Ah, ona bir dokunsam tekrar güçlenecektim ama...

"Tabi ya, gölgeler!" dedim bir anda. Gözlerimi kapattım ve herşeyin gölgesini araştırdım. Rose'un aslında ne kadar çabuk yenilebilecek bir konumda olduğunu gördüm. Diğer yandan Crist Anna'yı yakalamış bayrağı alıyor, Lucy etrafına bakıp duruyor ve Jenny son sürat buraya geliyordu.

Gözlerim kapalı halde Rose'a çelme taktım. O kadar şaşırmıştı ki yere düşmeye başladı. Bende bundan yararlandım ve kılıcımı kaptım. Onu elime aldığım anda dünyadaki tüm karanlık güçlerin benimle olduğunu düşündüm. O an gerçekten çok güçlüydüm.

Rose'u suya ulaşmadan durdurdum. Onun gücü suydu ama ben karanlıklara hükmediyordum. Kılıcımı ona doğrulttum.

"Eğer yerinden kalkıcak olursan dünyadaki tüm umutsuzluğu üzerine salarım" dedim. Rose bunu dememle zaten pes etti. Rose ile tekrar uğraşmam gerekmeyecekti, kılıç işini iyi yapmıştı, üstelik bu sefer Rose'u su bile kurtaramazdı.

Tekrar gözlerimi kapattım ve buraya gelen Jenny'ye yoğunlaştım. Ona küçük bir sürprizim olacaktı.

Jennifer buraya geldiği anda Fırtına ile ona saldırdım. Tabi ilk başta şaşırdı ama sonra Dehşet'i çıkartmayı akıl etti. İkiz kılıçlar bir araya gelince şimşekler ortaya çıktı ve Jenny güçlendi. İşte yapmasını beklediğim hamle buydu! Bu sefer Kıyamet'i çıkarttım ve Jenny'nin şimşeklerinin neredeyse hepsini içine çektim. Vay, demek kılıcım başka özel güçleri içine hapsedebiliyordu! Şimşekleri çektikten sonra onları Jenny'ye doğrulttum. Jenny ellerini havaya kaldırdı. Onu da esir almıştım.

Sıra Anna'yı buraya sürükleyen Crist'teydi. O, sessizce tepeye ulaştığında bağlı Jenny ve Rose'u gördü, dolayısıyla şaşkınlıktan kalakaldı. Onun şaşkınlığından yararlanarak Anna'yı kaptım ve kılıcımı Crist'e çevirdim.

"Bayrağı ver Crist"

Ama Crist bana ok atmaya hazırlandı. Daha doğrus şu herkesi uyuşturan oklardan bir tanesini üzerime yolladı ama etrafıma karanlıktan bir duvar ördüm. Sonrada tüm karanlığı Crist'e yolladım. Şaşıran Crist yere düştü, bende bayrağı aldım. Anna'yı da tutarak gölge yolculuğu ile bizim tepemize geldim. Lucy koşup kardeşine baktı, sonra da bana sarıldı. Biz kazanmıştık!!

Mavi Takım Anlatıcı 4: Rosamarie Sea


O boru sesini duyduğumda, artık bizim için çok geç olduğunu anladım, yarışı kırmızı takım kazanmıştı! Jenny ile üzgünce birbirimize baktık. Sinirlerime hakim olamayıp Zeus Yumruğu'na bir yumruk savurdum! Athena ve Hades kulübeleri kutlama yaparken ben de revirde muhteşem bir öğleden sonra geçirecektim anlaşılan.

Öfkeyle bağırdım:

"Kahretsin! Puanlamada ekstradan 20 puan kazandılar!"

Ağlamamak için kendimi zor tutuyordum, Hades kulübesini geçmek için tek şansım bu oyundu ve ben yenilmiştim. Yine de, centilmence gidip kazananları tebrik ettim ve kırık olmayan elimle tokalaştım. Bence günün kahramanı Stell olmuştu, yapacak birşey yok: önümüzdeki maçlara bakacaktık!


Rpout: Bayrak Kapmaca 1, burada sona ermiştir. Artık laubali sohbetlere ve yarış hakkındaki görüşlerimizi paylaşmaya geçebiliriz. Tüm katılımcıları kutlarım, çok eğlenceli oldu!

YAA inanamıyorum siz sadece şanslısınız çok iyiydik.Ama yine herkesi tebrik ederim.iki takımdaki arkadaşlarımıda

Crist aklında olsun, bir daha nolursa olsun Stell ve Lucy'nin aynı takımda olmasına izin vermeyeceğizzzz

Rose:Tamam kesinlikle ollmaz
Babam:saol baba iyi olmaya çalışıcaz

Heeeeyoooo biz kazandııııık!!!

Anna, Stell, Robyn, Hector, Athena kulübesine doluşun, kutlama yapacağız

Rose: Kıyamam sana elini kırmışsın, geçmiş olsun :*

Crist: Eh, bir dahaki sefere artık

Aynen Crist'e katılıyorum babacım

saol baba güvenini boşa çkarmamaya çalışacağız

Yaşasınnn! Küçük cadı ve zihindeşen, performansınız harikaydı tebrik ederim

Ve Ange: bittin sen, beni ve kardeşimi uyutmak neymiş sana göstereceğiz

Not: Yine de isterseniz kırmızı takım olup Apollon kulübesi ile ittifak yapmak isteriz, Rose ve Lucy rahat durmuyor çünkü!