Olimpos Rpg Percy Jackson ve Olimposlular ile Olimpos Kahramanları serilerinden esinlenilerek oluşturulmuş, zirvedeki rpg forum sitesi. |
|
| 5. Yarış (27 Kasım 2010-5 Aralık 2010 arası) | |
|
+2Athena Serena Su Hanzadeoğlu 6 posters | Yazar | Mesaj |
---|
Serena Su Hanzadeoğlu Athena'nın Çocuğu
Mesaj Sayısı : 4815 Kayıt tarihi : 07/09/10
| Konu: 5. Yarış (27 Kasım 2010-5 Aralık 2010 arası) Cuma Kas. 26, 2010 8:29 pm | |
| Yarışma şuandan yani 27 Kasım 2010 taraihinden itibaren başlamıştır. Daha rahat yazabilmeniz için 8 gün veriyorum size. Yani yarış 5 Aralık 2010 tarihinde bitecektir. O zamana kadar sırası ile yazacaksınız. 40-50 post sonunda bitirmeyi planlıyorum. Buraya sakın hadi kimse yazmadı şeklinde yazılar yazmayın. Anlayışınız için teşekkürler. Takımları açıklıyorum.
MAVI Takım Lider: Athena Kulübesi
Katılanlar;
~Zeus Kulübesi (3 kişi) ~Poseidon Kulübesi (3 kişi) ~Hades Kulübesi (4 kişi) ~Athena Kulübesi (7 kişi) ~Artemis Kulübesi (5 kişi) ~Apollon Kulübesi (7 kişi) ~Demeter Kulübesi (3 kişi) ~Aphrodit Kulübesi (6 kişi) ~Hephaistos Kulübesi(5 kişi)
(Toplam: 43 Kişi)
Anlatıcılar:
~Demeter Kulübesinden Maya Marie Collins ~Zeus Kulübesinden Leonard Luke Carter
(Yedekler) ~Athena Kulübesinden Lucianna Fackrell ~Poseidon Kulübesinden Rosemarie Sea ~Hades Kulübesinden Robert Harris
KIRMIZI Takım Lider: Ares Kulübesi
Katılanlar;
~Ares Kulübesi (7 kişi) ~Hermes Kulübesi(6 kişi) ~Persephone Kulübesi(4 kişi) ~Hera Kulübesi(2 kişi) ~Dionysos Kulübesi(3 kişi)
(Toplam: 22 Kişi)
Anlatıcılar:
~Ares Kulübesinden Adrian Black ~Persephone Kulübesinden Jessica Adams
(Yedekler) ~Ares Kulübesinden Amanda Sylise ~Persephone Kulübesinden Dryope Glauce Charon
Takımlarımız bu şekildedir. Mavi takım oldukça iddialı ama kırmızı takımda da oldukça göze çarpan isimler var. Unutmayın ''Bayrak Kapmaca'' da ne olacağı asla belli değildir. Şimdi anlatıcı sıramıza geçelim o zaman.
Anlatıcı Sıraları; ~ Demeter Kulübesinden Maya Marie Collins ~ Ares Kulübesinden Adrian Black ~ Zeus Kulübesinden Leonard Luke Carter ~ Persephone Kulübesinden Jessica Adams
Yarış başlasın artık. Koordinatörler Artemis, Serena(ben) ve Adminler dışında kimse yazmasın. Bir sorun olursa PM ile haberdar eder ya da şikayette bulunursunuz. Sevgilerle... (: | |
| | | Athena Admin/Tanrıça/Kamp Müdiresi
Mesaj Sayısı : 5210 Kayıt tarihi : 16/08/10
| | | | Clara Thompson Artemis Avcısı/Melez Danışmanı/Doğa Bilimleri Eğitmeni
Mesaj Sayısı : 4592 Kayıt tarihi : 12/10/10
| Konu: Geri: 5. Yarış (27 Kasım 2010-5 Aralık 2010 arası) Cuma Kas. 26, 2010 11:53 pm | |
| Çok heyecanlıydım. Ellerim titriyordu. Kampa geldiğimden beri ilk defa bayrak kapmacaya katılıyordum. Kim heyecanlı olmazdı ki? Grubumuz harikaydı; hele hele başta Athena kulübesi vardı, niye bu kadar telaşlıydım ki? Lucy heyecanımı görüp yanıma gelmişti. ''Sakin ol Maya, bizim çok işimize yarayacak olan bir elemanı kaybetmek istemem.'' dedi. Bunun şaka olduğunu biliyordum, yani umuyordum. Heyecandan sadece gülümseyebildim. Bu arada hazırlıklar sürüyordu. Apollon çocukları ve Artemis Avcıları yaylarını germişlerdi. Diğerleri kılıçlarını ya da mızraklarını alıp zırhlarını giyiyorlardı. Bu arada Lucy ve Serena, oradan oraya koşuşturup her şeyin tamam olup olmadığına bakıyorlardı. Bana oldukça büyük gelen zırhımı giydim ve Doğataşını açtım. Yüzüğümü kalkan yapıp, ben de etrafa bakındım. Sonunda Lucy bizi toplayıp planı anlatmaya başlamıştı. ''Savunmada Afrodit, Hepheistos ve Apollon çocukları görevli.'' Macera isteyen Apollon çocukları üzgün bir şekilde durdular. ''Bayrağı koruma görevini ise...'' Gözleri bütün gurubu taradı. ''Poseidon kulübesi görevli olabilir. Hem üç kişiler, hem de yanımızda bir göl olduğu için iyileşme ihtimalleri olur.'' Posedion çocukları da üzgün üzgün bakmışlardı. Böylece saldıranlar olarak yürümeye başladık. Lucy bazı kişileri yol üzerine yerleştiriyordu. Bizi, yani Demeter kulübesini de yerlerimize yerleştirdi. Bayraktan bayağı uzağa, çalılık ve ağaçların yakınına koymuştu bizi. Sonra gözden kayboldu. Ben de kardeşlerime dönüp bir planları olup olmadığına baktım. Yoktu herhalde. Biraz arkamızda saklanan Artemis Avcıları gizlice bize gülümsediler. Ben de ne yapabileceğimize karar vermeye çalıştım. ''Belki bir buraya bir bitki duvarı oluşturabiliriz.'' dedim. Zavallı bitkiler... Ama şimdi savaştaydık ve kazanmalıydık. Bu hepimiz için çok önemliydi. Mitchie ve Harexis onayladı ve ellerimizi uzatıp hazırlandık. Bu arada yarışın başladığını belirten düdük çalıyordu. Haydi bakalım, deyip işime başladım. | |
| | | Misafir Misafir
| Konu: Geri: 5. Yarış (27 Kasım 2010-5 Aralık 2010 arası) C.tesi Kas. 27, 2010 4:31 am | |
| "Herkes burada mı?" diye bağırdım etrafımda toplanan kalabalığa. Dönüp Mia'ya baktım, o da başıyla onayladı bunu. Bu benim katıldığım ilk bayrak kapmaca yarışıydı, aynı zamanda yönettiğim... Bu yarışta kazanacağımızı garanti edemezdim, rakiplerimizden üstün olduğumuzu iddia etmem ise saçmalık olurdu. Çünkü sayıca bizim neredeyse iki katımızdılar, özel güçler göz önünde bulundurulduğunda ise "Tamam, bu yarışı kaybettik." diye içimden geçirmemem imkansızdı. Ama pes etme gibi bir lüksümüz yoktu tabii ki, elimizden gelenin en iyisini yapıp kazanmaya çalışacaktık. Günler öncesinden planlar yapmaya başlamıştık, her gece saatlere kadar strateji hakkında kafa yoruyorduk. Bunların bize faydasının dokunacağından pek emin değildim, çünkü kurallara bağlı kalmak benim tarzım değildi. Kendimi savaş meydanında bulunca yine kafama eseni yapıp tüm stratejilerimizi alt üst edeceğimi biliyordum. Yine de bir umut vardı içimde, ancak benim gibi bir aptalın sahip olabileceği küçük bir umut... "Şimdi ne yapacağınızı açıklıyorum." diye devam ettirdim konuşmamı. Planların hazırlanmasında sadece üç-beş kişilik bir beyin takımı rol aldığından, diğerlerinin görevleri hakkında bir fikri yoktu. "Stev, Marx, Kristen, Misuzu!" diye bağırdım kardeşlerime dönüp. "Siz bayrağı koruyacaksınız. Hades çocuklarının gölge yolculuğuna karşı hep tetikte olun, ama unutmayın bu onları çok yorduğundan bunu sadece bir kez kullanabilirler. Bu yüzden doğru anı bekleyeceklerdir, onlara bu doğru anı hiç vermeyin. Size güveniyorum." Dört kardeşim yüzlerinde kararlı bir ifadeyle bunu onaylayıp nöbet bölgelerine koşmaya başladılar. "Hera kızları!" diye bağırdım Jac ve Sel'e dönüp. "Sizler de bayrağın yakınlarında sessizce turlayacaksınız. Yaklaşan bir tehlikede nöbettekilere haber verecek, onların yardıma ihtiyacı olduklarında da buna hazır olacaksınız." Onların da onaylayıp gruptan ayrılmaları üzerine Dionysos çocuklarına döndüm. "Charles, sen nöbetteki Ares çocuklarının arkasında pusacaksın ve onları gafil avlamaya çalışanları asma dallarınla sen gafil avlayacaksın. Kevin, Mike! Siz de bayrağımızla nehir arasında, ormanda asma dallarınızla tuzaklar kuracaksınız. Hemen mevzilerinize!" İnsanlara emir yağdırırken biraz sert olduğumun farkındaydım, ama bunu önlemek elimde değildi. Öyle bir heyecan ve coşku kaplamıştı ki içimi, bu savaşı bize kazandırmak için her şeyi yapabilirdim. "Ayleyda, SunYuri, Coco ve Amy! Siz de ormanın içinde gizleneceksiniz, hızlı ve sessiz hareket etme yeteneğinizi kullanarak düşmanı şaşırtacak, onları gafil avlayıp tuzaklara doğru çekmeye çalışacaksınız. Aranızda iki gruba ayrılıp hemen hazırlanın görevinize." Planımız hala beynimde dönüp dolanıyordu, savunmadakilere görevlerini vermiştim, şimdi ise saldırı kısmındaydı. "Jess ve Pope Pope." dedim iki Persephone kızına dönerek. "Siz ne yapacağınızı biliyorsunuz. Dikkatli olun." dedim onların başka bir şey söylememe fırsat vermeden gruptan ayrılmalarını izlerken. Geriye sadece 7 kişi kalmıştı, bu da benim ana saldırı grubumdu. "Biz en büyük grup olacağız. Mia, Amanda ve ben varken savaşarak kaybetmemiz zor. Aly ve Luke bize yakın bir uzaklıkta gizlice hareket edip pusuya düşürülmemizi engelleyecek. Artemis ve Apollon okçularına, Demeter ve Hephaistos çocuklarının kurduğu tuzaklara karşı bizi onlar uyaracak. Alesha ve Ken büyüleriyle bize yardımcı olacak. Görevimiz ise tahmin edebileceğiniz gibi bayrağı ele geçirmek, ama bunu hemen yapmayacağız. Eğer hepimiz saldırıya katılırsak savunmamız zayıflar ve düşman bayrağı kolaylıkla ele geçirir. Az sayıda kişi giderse de bayrağı ele geçirme imkanımız olmaz. O yüzden ilk olarak kendi bölgemizde nehirle orman arasında mevzilenip saldıran düşmanları esir almalı, ve onların sayısal üstünlüğünü azaltmalıyız. İlk hedefimiz ise, Lucy. Onun zihin güçlerinden yoksun kalmaları gerekiyor bu yarışı kazanmamız için. Anlaşıldı mı?" Ekip arkadaşlarım bana güven veren ifadelerle bunu onaylayınca rahatladığımı hissettim, onlar yanımdayken bu yarışı nasıl kaybedebilirdik ki? Assassin's Heart'ı kılıç formuna çevirip elimle kavradığımda içimdeki gücü ve öfkeyi hissettim. Arkadaşlarım da birer birer silahlarını çıkararak bana katıldılar, hepimizin istediği tek şey takdire şayan bir zaferdi. Bu yarıştaki en büyük rakibimin Lucy olması da garip bir ironiydi. Lucy'e olan aşkım ona en ufak bir merhamet göstermeme sebep olmayacaktı, en azından öyle umuyordum. Çünkü her ne kadar kabul etmek istemesem de, benim en büyük zaafım oydu.
|
| | | Leonard L. Carter Zeus'un Çocuğu/Kılıç Eğitmeni
Mesaj Sayısı : 1903 Kayıt tarihi : 09/10/10
| Konu: Geri: 5. Yarış (27 Kasım 2010-5 Aralık 2010 arası) C.tesi Kas. 27, 2010 8:58 am | |
| Ormanın havasını içime çekerken Lucy'nin verdiği talimatları düşünüyordum. ''Savunmada Afrodit, Hepheistos ve Apollon çocukları görevli.'' diyordu Lucy. Apollon çocukları saldırı için istekli görünüyorlardı. Biraz mızmızlansalarda yerlerini aldılar. ''Bayrağı koruma görevini ise Poseidon kulübesi görevli olabilir. Hem üç kişiler, hem de yanımızda bir göl olduğu için iyileşme ihtimalleri olur.'' diye devam etti Lucy. Ama benim aklımdaki parlak fikir için bir Poseidon çocuğuna ihtiyacım vardı. ''Biri benimle gelecek. Göle.'' dedim. Bütün gözler bana çevrildi. 'Göle şimşek vereceğim.'' diye konuya açıklık getirdim. Herkes bu fikrimi beğenmişti. Ben ise içten içe Lucy'ye teşekkür ediyordum. Bu fikri bana veren oydu. Lucy'ye doğru baktığımda bana gülümsediğini fark ettim. Bende ona teşşekkür edercesine baktım. ''Ben seninle gelirim.'' dedi Lia. Kafamı salladım ve onunla birlikte göle yöneldik. Diğer herkes görev yerlerine dağılmıştı. Göle vardığımızda orada kimse yoktu. ''Ben şimşekleri suya indireceğim. Sende suyu gelen geçene at dur.'' dedim Lia'ya. ''Peki.'' dedi gülerek. Göl önümde uzanıyordu. Su masmavi ve merraktı. Çok güzel görünüyordu göl. Biraz göle baktıktan sonra vakit geçirmem gerektiğini hatırladım. Gökyüzünden şimşeklerin inmesiyle Lia'nın ürkmesi bir oldu. Suyun içindeki beyaz dala benzeyen şeyler birer şimşek demetiydi. Hepsi suda süzülüyordu. Aynı elektrik verilmiş bir su gibiydi. Pek farkı yoktu aslında. Sadece buadaki şimşek elekrtikten kat kat daha güçlüydü o kadar. ''Gerisi senindir.'' dedim Lia'ya. Oda kafasını sallayarak 'tamam' dedi ve bende takımın yanına döndüm. | |
| | | Cassandra Masen Thanatos'un Çocuğu
Mesaj Sayısı : 4293 Kayıt tarihi : 18/09/10
| Konu: Geri: 5. Yarış (27 Kasım 2010-5 Aralık 2010 arası) C.tesi Kas. 27, 2010 9:21 pm | |
| İkimiz de hemen oradan uzaklaştık. Adrian da görev dağılımı yapmaya devam ediyordu. Oklarım kılıfının içinde ve yayım sırtımda duruyordu, hançerimi kemerime takmıştım. Bizi tehlikelere karşı uyaracak olan bilekliğim, her zamanki gibi bileğimdeydi. Glau da ben de dikkat çekmemek için ormana uyum sağlayacak şeylerden giymiştik. Üstümüzün yapraklar açısından yeşil olmasına karar vermiştik, hatta ben işi biraz abartıp yaprak desenleri bulunan bir t-shirt giymiştim, pantalonlarımız ve ayakkabılarımız ise kahverengiydi. Saçlarımı at kuyruğu şeklinde toplamıştım çünkü hareketimi kolaylaştırıyordu. "Yakınlarda mavi takımdan birileri var mı?" bilekliğim hala soğuktu, hem olsalardı, ikimiz de hissederdik. "Hayır, yok. Hazır mısın? Gölge yolculuğu yapmak pek kolay değildir, biliyorsun" Gölge yolcuğulu yaparken her zaman zorlanıyordu. "Yapabilirim, şimdi ilerlemeye devam edelim Jess.. Aynı noktada bu kadar kalmamız iyi değil" onunla aynı fikirde olduğumu belli edercesine başımı salladım. Yürümeye devam ettik. Ağaçlar saklanmamızı kolaylaştırırken bir ara ayağımın bir dala takılması dışında bir sorun yaşamadık.
İlk amacımız göle ulaşmaktı. Ulaşmıştık da. Ama bilekliğim de ısınmaya başlamıştı. Tam ağaçlardan çıkmak üzereyken Glau'nun kolundan tuttuğum gibi geri çektim. Elimi havaya kaldırıp fısıldayarak "Beni izle" dedikten sonra etrafıma bakındım ve boyu uzun, dalları kalın olan ağaca yöneldim. Tırmanma konusunda ikimiz de iyiydik bu yüzden çok zorlanmadan tırmandık. Ağaca tırmandığımızda gördüğüm böceklerden bazılarını yere attım. Doğayı seviyor olabilirdim ama bu böcekleri sevdiğimi göstermezdi. Tırmandığımız yerden göl rahatlıkla görülüyordu. Ama farklıydı.. Sanki parlayan şeyler geçiyordu içinden.. "Jess.." diyerek beni dürttü Glau. "Efendim" eliyle bir noktayı işaret etti. Oradan iki melez gözüküyordu ama kim olduklarını tam seçemedim. İçimden her türlü küfrü geçirirken ağaçtan indim. Glau da benim ardımdan aşağı indi. "Acilen bir plan yapmamız lazım" kardeşim evet anlamında başını salladı. Ağacın arkasına saklandık ve oradan geçmek için plan yapmaya başladık. | |
| | | Clara Thompson Artemis Avcısı/Melez Danışmanı/Doğa Bilimleri Eğitmeni
Mesaj Sayısı : 4592 Kayıt tarihi : 12/10/10
| Konu: Geri: 5. Yarış (27 Kasım 2010-5 Aralık 2010 arası) Ptsi Kas. 29, 2010 8:12 am | |
| Savunma için hazırdık. Düdük çaldığından beri bekliyorduk. Bu iş iyice sıkıcılaşmaya başlamıştı. ''Sanırım hiç saldırmayacaklar.'' dedim sıkıntılı bir sesle. Mitchie de oturduğu yerden bana döndü. ''Hayret, Ares çocuklarına göre değişik bir strateji.'' Bir süre sonra durum o kadar kötü oldu ki Artemis avcıları bile yerlerinden çıkacaklardı. Buna izin veremezdim. ''Hayır, sakin olun. Ben bir karşıya göz atacağım. Belki bizim çıkmamızı bekliyorlardır.'' Kimse buna itiraz etmedi. Yanlızca bir okçu güvenliğim için yanıma gelmek istedi. Adını tam bilmiyordum ama yüzüne göre yeniydi. Sessizce okunu gerdi ve bana haydi baksana şuraya işareti yaptı. Bir çalılığın arkasından hafifçe başımı çıkardım. Anında bir kıza tast geldim ve beni gördü. Telaş içinde saklandım. Ama kız gidip hemen birine haber vermiş gibiydi. Göl fazla geniş olmadığı için beni hemen görebileceklerini hissettim. ''Sanırım yakalandık.'' dedim fısıldayarak yanımdaki avcıya. Ama ikimizde fazla belli olmamak için hareketsiz kalmamız gerektiğini biliyorduk. Ağaçların arasından tam göremediğim biri buraya doğru bir ok attı. Ok ayağımın yanına gelmişti ve zar zor beni ıskalamıştı. Bana ok atan, birisini hala fark edemeyince homurdanıp ağaçların arasında kayboldu. Derin bir nefes aldım. Onlar da bizim gibi savunma yapıyormuş gibi gözüküyorlardı zaten. Sessizce avcıyla beraber ağaçların arasından çıktık. ''Eee?'' dedi Sat saklandığı yerden. Sıkıntılı bir şekilde omuzlarımı düşürdüm. ''Savunma yapıyorlar. Sabırlarının tükenmesini bekleyeceğiz artık.'' Herkes homurdanıp olduğu yere çöktü. Zaten Lucy da bizi kontrole hiç gelmemişti, hepimiz endişeliydik. Bu arada hiç bir bayrak yarışının böyle hareketsiz geçmediğini düşünüyordum. Ama ne olursa olsun saldırmaya niyetimiz yoktu. Umarım Ares çocukları sandığımızdan sabırsızlardır, dedim içimden.
En son Maya Marie Collins tarafından Salı Kas. 30, 2010 5:52 am tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi | |
| | | Misafir Misafir
| Konu: Geri: 5. Yarış (27 Kasım 2010-5 Aralık 2010 arası) Perş. Ara. 02, 2010 4:46 am | |
| "Hey Aly, hala etrafta kimse yok mu?" diye sordum etrafımızda kardeşi Luke ile birlikte koşuşturan Hermes kızına. Aldığım olumsuz cevap ise canımı daha da çok sıktı, dakikalardır kendi bölgemizde onların saldırı timlerini bekliyorduk ama henüz hiç kimseye rastlamamıştık. Bu durum beni gerçekten rahatsız ediyordu, savunmamız güvende olmasına rağmen yarış böyle devam ederse asla kazanamazdık. Onların sayıca bizden 2 kat fazla olmaları, saldırmaları için bir avantaj veriyordu onlara. Ama nedense bunu yapmıyorlardı... Bunun sebebi de Lucy olmalıydı; muhtemelen Lucy bizim planımızı öğrenmiş ve onlara savunmada kalmalarını söylemişti. Ama benim tanıdığım Lucy asla yerinde beklemezdi, mutlaka saldırıya geçerdi. Bunun bizim dirayetimizi sınamak için yapılmış olduğu biraz fazla barizdi, aptalca bir 'Ne de olsa Ares çocukları savaş meraklısıdır, mutlaka saldırırlar.' mantığı. Beni yeterince tanıyamamış olmaları ne yazık... Bu tür oyunlara kanacak biri değildim, onları tüm gücümüzle karşılamak için bekliyor olacaktık burada. Ancak, bu düşüncelerimi hayata geçirmeme engel olabilecek tek bir şey vardı önümde... "Jess..." diye mırıldandım sessizce. "Bir şey mi dedin Adrian?" diye sordu Mia bakışlarını bana doğrultup. "Jess ve Glau, onları tamamen savunmasız bıraktık." dedim üzüntüyle. "Şimdi mavi takımın tamamı savunma yapıyorsa, onların hiç şansı olmaz." "Ne bekliyoruz öyleyse?" diye sordu Amanda ayağa kalkarak. "Hadi onlara yardım edelim." "Evet, haklısın Amanda." diye ona katıldı Ken. "Kardeşlerimin kaderini onların eline mi bırakacağız?" "Aly, Luke!" diye haykırdım Hermes çocuklarına. İkisi de hızla yanıma geldiklerinde plandaki değişikliği onlara da aktardım; "Jess ve Glau'ya yardım etmemiz gerekiyor, boşuna beklemeyeceğiz. Saldırı zamanı!" Bu sözlerim arkadaşlarım tarafından coşkuyla karşılandı, özellikle de Amanda ve Mia. İkisinin de boş boş dolanıp düşmanları beklemekten sıkıldığı her hallerinden belli oluyordu. Ormandan çıkarak nehre doğru sessizce hareket etmeye başladık, Aly ve Luke yine her zamanki gibi etrafımızdan dolanıp bizi ani tehlikelere karşı koruyorlardı. Nehrin kenarına geldiğimizde ise... "Durun!" diye haykırdım arkadaşlarıma. "Hey, Mia! Ayağını sakın suya sokma." diye bağırdım kardeşime, son anda işe yaramıştı bu. Eğer bir saniye geç söylemiş olsaydım, Mia'yı hiç de hoş şeyler bekliyor olmayacaktı. "Suya elektrik verilmiş, Poseidon ve Zeus çocuklarının işi." dedim arkadaşlarıma durumu açıklayarak. "Suyun içine dikkatle bakarsanız statik elektriğin izlerine rastlayacaksınız, biz buradan geçeceğimiz anda bu elektriğin statik durumunu kaybedeceğine eminim." "Peki ne yapacağız?" diye sordu Amanda çaresizlik içinde. "Buradan geçemezsek onların bayraklarını ele geçirme fırsatımız da olmaz." "Merak etme sen Amanda." dedim ona gülümseyerek. "Adrian'ın her zaman bir planı vardır." "Neymiş o plan?" diye sordu Mia yüzünde alaycı bir ifadeyle. "Bir çeşit paratoner kullanacağız, yani elektriği etkisiz hale getirebilecek bir cihaz. Mızrağın Mia, onu bana ver." dedim kararlı bir ses tonuyla. Mia'nın itirazlarını dinlemeye hiç niyetim yoktu, bu yüzden elinden çekip aldım sivri demir uçlu mızrağı. Bu planın pratik zekamın bir sonucu olduğunu söylemeyi çok isterdim, ama ne yazık ki değildi. Poseidon ve Zeus çocuklarının yapabileceklerini düşünürken aklıma gelmiş olan bir şeydi bu. Yani böyle bir tehlikeyi zaten bekliyordum, ve buna hazırlanmıştım da. Yine de oldukça da riskli bir plandı, ama bu yarışı kazanmak istiyorsam yapabileceğim tek şey de buydu. Mızrağı demir kısmı alta gelecek şekilde havada tuttum ve nehre doğru koşmaya başladım. Nehir ile aramda 10-15 cm kaldığında tüm kuvvetimle havaya sıçradım, içimden babama dualar ediyordum planımın işe yaraması için. Mızrağın demir ucunu nehrin zeminine sapladığımda dengede kalabilmek için son anda tutunabildim tahtaya. Tahta iletken bir madde olmadığı için suya değmediğim sürece tehlike altında değildim. Birkaç saniye zor tutunabilmiştim mızrağın ucuna, artık gücüm tükenmişti. Arkadaşlarımın çığlıklarına aldırmadan kendimi suya attım. "İşte bu!" diye haykırdım kendime engel olamayarak. "Hemen nehrin karşısına geçin, mızrağın demir ucu tüm elektrik yükünü çekip toprakta nötrlerken biz sudan güvenle geçebileceğiz." diye açıkladım arkadaşlarıma durumu. Zekam beni bile şaşırtmıştı açıkçası, önümüzdeki ilk engeli bunun sayesinde aşabilmiş ve mavi takımın bölgesine sağ salim girebilmiştik. Zeus ve Poseidon çocuklarının marifeti artık bizim için bir sorun teşkil etmiyordu. |
| | | Leonard L. Carter Zeus'un Çocuğu/Kılıç Eğitmeni
Mesaj Sayısı : 1903 Kayıt tarihi : 09/10/10
| Konu: Geri: 5. Yarış (27 Kasım 2010-5 Aralık 2010 arası) C.tesi Ara. 04, 2010 4:55 am | |
| Nehirde Lia'yı bırakıp diğerlerinin yanına döndüğümde orada durmuş beni bekliyorlardı. Fazla vakit kaybetmiştik. ''Neden beni beklediniz ki?''diye sordum Lucy'ye. Beni beklemeselerdi şimdiye tüm ormana dağılmış olabilirlerdi. Kırmızı takımın yerini aldığından emindim. ''Nereye gideceğini söyleyeceğim de ondan.'' dedi Lucy.''Bu kadar önemli olduğumu bilmiyordum.'' diyerek sırıttım.''Sen, Carrie ve Jenn strateji açısından çok önemlisiniz. Tabii Poseidon ve Hades çocukla-'' diye söz başladı Lucy ama devamını getiremeden sözünü kesen Rose oldu. ''Bir şeyler oluyor şuraya bakın.'' İşaret ettiği yere baktığımızda bir miktar suyun havada dans eder gibi döndüğünü gördük. ''Bunu yapan Lia olmalı. Ben onun yanına gidiyorum.''dedi Rose. Lucy'nin itiraz etmesine fırsat bırakmadan bir inciye basıp yok oldu. O gittikten birkaç saniye sonra su yok oldu. ''Nehre gidiyoruz. Savunmada görevlendirdiklerim burada kalsın.'' dedi Lucy. Savunmada kalacak olanlar biraz mızmızlansalarda birşey söylemediler. Lucy'nin görevlendirdiklerinden çoğu ormana dağılmışlardı. Bütün Apollon kulübesi ise bayrağın yanında ğizleniyorlardı ve oklarını birilerine atmayı sabırsızlıkla bekliyorlardı. Geriye kalan grup olan biz Lucy önderliğinde nehirin yolunu tuttuk. Nehrin yanına vardığımızda Lia va Rose'unda orada olduklarını gördük. ''Neler oluyor ?'' diye sordu Sere. Lia'da suyu işaret etti. Suda benim şimşeklerinmden hiçbir eser kalmamıştı. ''Nasıl olur ? Kahretsin !'' dedi Jenn. Ama nasıl olduğunu biliyordum. Bunu bilmem bana garip geliyordu. ''Bir çeşit paratoner kullanmışlar.'' dedim. Herkes şaşkınlık içinde bana baktı. ''Yani elektriği etkisiz hale getirebilecek bir cihaz.''diye ekledim anlamaları için. ''Evet, büyük ihtimalle böyle olmalıç. Şu an bizim tarafımızda olmalılar. Bu hiçte iyi olmaz. Sere, Leo ve Stell benimle gelin.'' dedi Lucy. Bizde ona itaat ederek onun yanına gittik. ''Rose burdaki komuta senle Robyn'e ait.'' diye ekledi ve ormana doğru yürümeye başladı. Bizde onu takip ettik. | |
| | | Cassandra Masen Thanatos'un Çocuğu
Mesaj Sayısı : 4293 Kayıt tarihi : 18/09/10
| Konu: Geri: 5. Yarış (27 Kasım 2010-5 Aralık 2010 arası) C.tesi Ara. 04, 2010 8:28 am | |
| Glau ile plan yapmaya çalışıyorduk ki birden elektriğin orada olduğunu bildiren parıltı kesildi. Şüpheli bir şekilde ağacın arkasından çıktım ve önüme baktım. Sevinç çığlığı atmamak için kendimi zor tutuyordum. Diğerlerinin aklına gelmiş olmalıydık. Neyse ki, yoksa buradan geçebileceğimizi pek sanmıyordum.
Adımlarıma dikkat ederek, arkamda gelmekte olan Glau'nun yanına döndüm."Elektrik yok artık. Geçebiliriz" bunu duyunca gülümsemesi kısa sürdü. Mavi takımdakiler bizi görmeden geçmemiz gerekiyordu. Bu yüzden dikkatli ama hızlı bir şekilde nehre doğru yürüdük. "Glau, çantam sende mi?" diye sordum kardeşime. O çantadan almam gereken bir şey vardı. "Evet" dedikten sonra çantayı açtı ve içindeki ceketi verdi. Yüzümü kendimi beğenmiş bir gülümseme kapladı. Namea Aslanının postu beni her türlü silahtan koruyacaktı. "Harika, o zaman burayı geçtikten sonra bana verirsin" dedikten sonra dikkatli olmayı unutup, neredeyse koşarak nehri geçtik. Pantalonlarımız ıslandığı için, en ufak bir esinti bile donmama sebep oluyordu. Ceketime sarıldım. Bu post kesinlikle çok kullanışlıydı. Hem koruyor, hem ısıtıyor, sırf bu ceket için, Namea Aslanı ile yeniden savaşabilirdim. Glau'nun sesiyle kendime geldim. "Jess, devam etmeliyiz" evet anlamında başımı salladım. Çiçekler, bize yardım edercesine ses çıkarmıyor, tersine sanki sessizce ilerleyebilmemiz için bize yardım ediyorlardı.
"Şimdi yapalım mı?" diye sordu birden. "Glau, gölge yolculuğu yaparsan bayılırsın, üstelik savunmayı nasıl geçeceğimizi de tam olarak bilmiyoruz. Ben olsam okçuları savunmada bırakırdım ama başka hiçbir şeyden emin olamıyorum. Bu yüzden.. İlerlemeye devam edelim. Hem belki karşımıza.. Anladın sen onu" bir an bana baktı. "Anlamadım" gözlerimi devirdikten sonra ona yaklaştım. "Belki esir alacak birileri çıkar karşımıza" gözlerindeki parıltıları gördüm ve ben de gülümsedim. Sonra ilerlemeye devam ettim. Kırmızı takımın bölgesinde olduğumuzu biliyordum bu yüzden daha sessiz bir şekilde ilerlemeye çalışıyordum. Birden Namea Aslanı'nın postunu çıkardım ve Glau'ya uzattım. "Bunu giymeni istiyorum Glau. Üstelik sakın yanımdan ayrılma. Tamam mı?" Glau önce şaşırsa da, sonra evet anlamında başını salladı ve postu giydi. "Sana daha çok yakıştı." dedim sessiz gülüşlerimin arasında. Sonra Glau'dan ne olursa olsun ayrılmayacağımı ve bayrak kapmaca boyunca hep birlikte hareket edeceğimizi belli edercesine elini tuttum ve bir ağaca yönlendirdim. Kalın ve tırtıklı olması tırmanmamızı kolaylaştırırken, sık dalları hem gizlenmemizi hem de oturacak yer bulmamızı sağladı. "Dürbünü uzatır mısın acaba?" elini çantaya sokup biraz aradıktan sonra dürbünü bana verişini izledim. "Harika, evet şimdi çevreyi gözetleyelim. Hem bizi burada bulmaları imkansız. Ne olursa olsun. Kısaca güvendeyiz." dedikten sonra kalktım ve dengemi sağlamaya çalışırken bir süre bekledim. Bayraklarının durduğu yeri ararken içimden yüksek bir ağaç bulduğum için havalara uçuyordum. En sonunda dürbünü indirdim ve dudaklarım sırıttığımı belli edercesine bükülürken "Bingo" dedim. | |
| | | Clara Thompson Artemis Avcısı/Melez Danışmanı/Doğa Bilimleri Eğitmeni
Mesaj Sayısı : 4592 Kayıt tarihi : 12/10/10
| Konu: Geri: 5. Yarış (27 Kasım 2010-5 Aralık 2010 arası) C.tesi Ara. 04, 2010 9:42 am | |
| Ne olduğunu bilmiyordum ama gölüm yanında bir hareketlilik olduğunu anlamıştım. Bitkilerle haberleşmiştim, onlar da pek bir şey anlamamışlardı. Ama bizim için kötü bir şey olduğuna emindik. Kılıcımın kabzasını sıktım. Nehirden şu ana kadar geçmelerini engelleyen her ne ise, şimid ortalıkta yok gibiydi. Nehrin kenarındaki bir bitki bana haber göndermişti. 'İki kız nehri geçiyor, sizin çok uzağınızda değiller.' Bunu kardeşlerime ilettim. Şu anda her nerede iseler bizim sadece üç kişi olduğumuzu düşünmeleri daha iyiydi. Süpriz avantajı ne de olsa. Birden Mitchie irkildi. ''Şşşt! Şunu duydunuz mu?'' ''Neyi?'' Kulak kabarttım ama hiç bir şey duyamıyordum. ''Ah, şimdi duydum.'' Harexis sonunda olayı çözmüş gibi bir gülümseme yerleştirmişti yüzüne. ''Hadi ama! Ne ses-'' O anda duydum. Keskin ve küçük bir hışırtıydı. Nereden geldiğini çözememiştim. Hemen yanımızdan ya da metrelerce uzaktan gelmiş olabilirdi. ''Sizce birisi mi-'' Mitchie'yle ben Harexis'in üzerine çullanıp ağzını kapattık. O anda keskin bir sesle ok havayı yarmıştı. Az önce durduğum yere isabet etmişti. Kesik kesik nefes alıp düşmanımızın nerede olduğunu görmeye çalıştım. Bir ok daha gelecekti ki Mitchie bir dalı önüme tuttu. Ok dala saplandı. Harexis hala bu numaraları tam öğrenememişti. O yüzden kılıcını tuttu ve saldırılara karşı savunma görevine yardım etmeye çalıştı. Ben ise gözlerimle ağaçların ve çalıların arasını tarıyordum. Avcılar şu ana kadar ortaya çıkmamıştı, demek ki çok kişi değillerdi. Bitkileri kullanmaya çalışacaktım ama hangi bitkiye yakın bir yerden geldiklerini de bilmiyordum. Sağımızda bir hareketlenme olana kadar düşmanlarımızı görmeye çalıştık. Sat gelip Mitchie'nin kulağına bir şeyler fısıldadı. ''Ne oldu?'' ''Sanırım artık şu düşmanlarımızı görebiliriz.'' Mitchie,ben ve Harexis, Sat'in eşliğinde, bağlanmış düşmanlarımızın yanına yürümeye başladık. | |
| | | Misafir Misafir
| Konu: Geri: 5. Yarış (27 Kasım 2010-5 Aralık 2010 arası) Paz Ara. 05, 2010 4:02 am | |
| "Adrian!" diye haykırdı arkamdan heyecanlı bir ses. Aleda'ydı bu, tedirgin görünüyordu. "Dört kişi var peşimizde, Lucy de içlerinde." dedi heyecanla. "Dört kişi mi?" diye mırıldandım kendi kendime. Bu iş beklediğimden de kolay olacaktı anlaşılan. Kafamda planımı hazırlamam için birkaç saniyeden fazlasına ihtiyacım yoktu. Ormanın derinliklerinde bir yerde mevzilenip Hermes çocuklarını görünmeyecek şekilde iki tarafa yerleştirdim. Sayıca az olmalıydık kaçmamaları için, gizli silahım Amanda'yı da arkamızda ağaçların arasına gizledim. Onun görevi bizden biraz daha farklıydı, özel gücünün tüm marifetini göstermesi gerekiyordu hedefimize ulaşmamız için. Lucy düşüncelerimizi okuyup planımızı öğrenebilirdi, bu da onları gafil avlamamızı imkansız kılardı. Ama Amanda'nın ona göstereceği illüzyonlar sayesinde zihni karışacak, burada sadece dört kişi olduğunu düşünüp ona göre hareket edecekti. Onların da dört kişi ile gelmesi Amanda'nın başarılı olduğunu gösteriyordu, çünkü 7 kişi olduğumuzu bilseler daha fazla sayıda kişi gelirdi. Birkaç saniye sonra ise karşımızda belirdiler; Lucy, Sere, Stell ve Leo. Biz de 4 kişiydik, en azından onlar öyle sanıyorlardı. Hiç düşünmeden üzerlerine doğru koşmaya başladık silahlarımızı kaldırarak. Ken Leo ile, Alesha Sere ile, Mia Stell ile eşleşmişti. Bana da Lucy düşüyordu doğal olarak... Savaş bizim açımızdan pek iyi gitmiyordu başlarda, sadece ben üstün gibiydim. Bunun sebebi de Amanda'ydı tabii, Lucy'e istediği illüzyonları gösterip onun zihnini karıştırması sevgilimi güçsüz kılmıştı. Savaşı bizim lehimize çeviren ise, Hermes çocuklarının katılımıydı elbette. Onların bir anda ortaya çıkıp savaşa katılmaları dengeleri lehimize çevirmişti. Gruptaki en tehlikeliler olarak Lucy ve Stell'i hedef almıştı Aleda ve Luke, onların da katkısıyla kısa bir sürede ikisini de silahsız bırakmıştık. Sıra diğer arkadaşlarımıza yardım etmeye geldiğinde ise, Leo ve Sere'nin mücadelelerinin boşa olduğunu fark edip kaçıyor olduklarını gördük. "Durun!" diye haykırdım onların peşinden koşmaya hazırlanan arkadaşlarıma. "Bırakın onları şimdi, bizim daha önemli bir görevimiz var. Vakit kaybedemeyiz daha fazla, Lucy ve Stell kontrolümüz altındayken bize hiçbir şey yapamazlar." Lucy ve Stell'in silahlarını ele geçirmiş ve onları esir olarak almıştık. Yine de Lucy'nin zihin gücünden faydalanabilirlerdi, bu yüzden de Amanda'nın sürekli Lucy'nin zihnini meşgul etmesi gerekiyordu. Esirleri geri götürmek için zamanımız yoktu, onlar da bizimle gelecekti mecburen. Birkaç dakika boyunca yürümüştük ormanın derinliklerinde, henüz karşımıza bir engel çıkmamıştı. Grubun en önünde ben vardım, bunun sebebi hem harekatın lideri olmam, hem de Lucy ile göz göze gelmek istememdi. İçimdeki tek duygunun bu yarışı kazanmak olması gerekiyordu çünkü, Lucy'e karşı olan hislerimin beni etkilemesine izin veremezdim. Nehirle aramızda da bayağı uzun bir mesafe olmuştu, Leo ve Sere destek güçlerle geri gelse bile bize asla yetişemezlerdi. Aniden bir takım sesler duydum ileriden gelen, ve ardından da birkaç kişi. Hemen tanıdım onları; Demeter ve Artemis çocuklarıydı bunlar. Grubuma sessiz olmalarını söyledim, ve esirleri sıkı tutmalarını. Çalıların arasından onları gözlemeye başladım. Yaklaşık 10 kişiydiler, onlarla mücadele etmemiz oldukça zor olacaktı. İçlerinden 4 tanesi öne doğru ilerlemeye başladı bir anda, bunlar Maya, Mitchie, Harexis ve Sat'ti. Kararlı ve hızlı adımlarla yürüyorlardı, ta ki bir ok havayı delercesine hızla Mitchie'nin göğsüne saplanana kadar... Bir anda ortalık karıştı, Artemis okçuları hızla ok atmaya başladılar. Kimi hedef aldıklarını görebilmek için biraz sola doğru eğildim. Maya'nın olduğu grubun çok daha ilerisinde iki kişi duruyordu, birinin kim olduğunu elindeki yaydan tanıdım; hayatımda ilk kez Jess'i gördüğüme bu kadar mutlu oluyordum. Şimdi bu kargaşadan yararlanıp oradan sıvışmamız çok kolay olacaktı. |
| | | Leonard L. Carter Zeus'un Çocuğu/Kılıç Eğitmeni
Mesaj Sayısı : 1903 Kayıt tarihi : 09/10/10
| Konu: Geri: 5. Yarış (27 Kasım 2010-5 Aralık 2010 arası) Ptsi Ara. 06, 2010 5:04 am | |
| Karşı takım Lucy ve Stell'i esir almıştı. Sere ile ben ise kaçmak zorunda kalmıştık. Ormanda bir süre koştuktan sonra soluklanmak için durduk ve ben kendimi yere atarak oturdum. Kollarımı dizlerime koydum ve saçımı karıştırmaya başladım. Başkışlarımı yere sabitlemeyide ihmal etmedim. Sere ile başbaşa kalmaya korkuyordum ve korktuğumda başıma gelmişti. İkimizde konuşmaya çekiniyorduk. Ama sessizliği bozan Sere oldu. ''Leo, ne yapacağız şimdi ?'' diye sordu bana. Bunu sorması garipti çünkü genellikle ne yapılacağını o söylerdi. ''Bana mı soruyorsun ?'' diye sordum ve oturduğum yerden kalktım. Yere sapladım kılıcımı çekince her tarafı şimşeklerle kaplandı. O anda kafamdada şimşekler çaktı. ''Geri dönüyoruz. Bir planım var. Lucy ve Stell'i geri alacağız.'' dedim ve itiraz etmesine fırsat bırakmadan geriye doğru koşmaya başladım.
Kırmızı takıma yetiştiğimizde beş dakika kadar geçmişti. Adrian grubun başında duruyordu. Arkasında Amanda ve Mia vardı. Amanda Lucy'nin yanında duruyor, mİa'da Stell'in yanında duruyordu. Kılıcımın etrafındaki kıvılcımları arttırdım. Adrian gruba eliyle'dur' işareti yaptı. ''Leo yakınımızda.'' dedi diğerlerine. Kılıcımdaki şimşeklerin tadına baktığı için bunu çok iyi hatırlıyor olmalıydı. Sere'e ''Burada bekle.'' diye fısıldadım. Bu yapacağım gerçekten acı verecekti ama ne yapalım Lucy ve Stell'i kurtarmak zorundaydım. ''İşte başlıyoruz...'' diye fısıldadım ve Amanda'ya ve Mia'ya baktım. Daha sonra gözlerimi kapadım ve gökten iki şimşek demetinin düşmesini bekledim. Şimşekler den biri direkt larak Mia'nın diğeride Amanda'nın üstüne düştü. Onlarda geriye savrularak Lucy ve Stell'i bıraktılar. Lucy ve Stell de bu durumdan faydalanıp bizim olduğumuz tarafa doğru koştular. Tam yanımdan geçerken ilk Lucy, sonrada Stell'i çalıların arasına çektim. Daha sonra Adrian'ın öfkeden çıldırmasını izledim. Bizi fark etmeli kısa sürmeyecekti bundan emindim.
| |
| | | Cassandra Masen Thanatos'un Çocuğu
Mesaj Sayısı : 4293 Kayıt tarihi : 18/09/10
| Konu: Geri: 5. Yarış (27 Kasım 2010-5 Aralık 2010 arası) Ptsi Ara. 06, 2010 9:59 am | |
| Maya tarafından yakalanmıştık ama umrumda değildi. Henüz bizim yanımıza gelmemişlerdi bu yüzden hala kurtulma şansımız vardı. Bizi bağlayan şeyler bitkiler olduğundan onlardan kurtulmak oldukça kolay olacaktı. Elimi oynatarak kemerimde takılı olan hançerime ulaşmaya çalıştım. Diğerlerinin yaklaştığını hissediyordum. "Hadi Jess.." dedi Glau. Ne yaptığımı fark etmiş olmalıydı. Sonunda kabzasına dokunmayı başardım ve çıkardığım gibi tek elimde yavaş yavaş çevirdikten sonra bitkiyi kesmeye başladım.
İkimiz de kurtulduktan sonra okumu kılıfından çıkardım ve yaya yerleştirdim. Bu arada çevreme bakınıyordum. Maya, Harexis, Mitchie.. Avcılar. Onların arkasında ise Adrian. Bir an Glau'ya işaret ettim sonra okumu, Mitch'e doğru çevirip nişan aldım. Atışım onun yaralanmasını sağlarken sevinçten zıplamaya başladım. O sırada diğerleri de oradan sıvışıyordu. Avcılar birden bize ok atmaya başladılar. Ben onlara ok atarken bir yandan da Adrian ve diğerlerinin uzaklaşıp uzaklaşmadığına bakıyordum. Birden ters yöne doğru koşmaya başladım. Glau da beni takip etti diğerleri de öyle.
Yeterince koştuğumuzu düşündüğüm sırada "Glau, şimdi gölge yolculuğu yapmanın tam zamanı!" dedim kardeşimin eline dokunarak. O da tamam anlamında başını salladı. Aslında olacakları görmek istemiyordum bu yüzden gözlerimi kapattım. Persephone'nin kızı olabilirdim ama benim de midem bulanıyordu. Birden gözlerimi açtığımda neredeyse kusuyordum. "İyi misin?" diye sordu Glau. "E-evet." dedim ama bir ağaca tutunmuştum bile. Sonra başımı kaldırdım ve çevreye bakındım. | |
| | | Clara Thompson Artemis Avcısı/Melez Danışmanı/Doğa Bilimleri Eğitmeni
Mesaj Sayısı : 4592 Kayıt tarihi : 12/10/10
| Konu: Geri: 5. Yarış (27 Kasım 2010-5 Aralık 2010 arası) Salı Ara. 07, 2010 8:26 am | |
| Ortalık o kadar karışmıştı ki, küçücük bir alanda bir çok kişi bir arada olduğunda, özellikle de havada oklar uçuştuğunda. Artemis okçularının arasından geçip kardeşime ulaştım. Zorlukla ayakta duruyordu. O kargaşanın içinde -önemli bir şeyler oluyordu ama ben sadece Mitchie'yle ilgileniyordum- Mîtchie'nin yarasına baktım. Oku henüz çıkaramamıştı. Yarasından oku çıkarttım ve yarayı daha iyi inceleyebildim. Ok çok da derinde değildi ama sanırsam bir damara denk gelmişti. Avucumla çimleri yoldum ve enerjisini emdim. Bunu her yapışımdaki gibi vücudumda bir karıncalanma hissettim. Bundan hemen kurtulmak için Mitchie'nin yarasını koydum. Her zamanki gibi yara biraz parladı ve kapandı. Sonunda Mitchie gülümseyebilince kalktım ve etrafa baktım. En son ne olmuştu burada? Oklar yerlerdeydi. Azıcık da olsa kan da vardı. Benim yarayı tedavi ederken kullandığım bir dal-kalkanım vardı. Eh, sonuçta dallar darbeleri engellemek konuşunda çok başarılıydı. ''Herkes tam mı?'' diye seslendim. Beş Artemis avcısının başlarını gördüm. Tamam, Harexis Leo'nun yanındaydı. Lucy ve Stella da onlarlaydı. Sere bizim yanımıza geldi ve Mitchie'ye yardım etti. Eh, bütün özle güçlü melezler buraya toplanmış gibiydi. Bayrağın yanında bir tek Apollon çocukları gizlenmiş ve Hephaistos ve Afrodit çocukları da nöbet tutar halde kalmıştı. Onların da pek dayanacağını sanmıyordum. Kaygılı bakışlarla Jess'in ve Glau'nun geride bıraktığı iplere baktım. Bu arada Lucy benim düşüncelerimi sesli söylemiş gibiydi. ''Bayrağı savunmasız bırakmış gibiyiz, onlara yardıma gitmeliyiz.'' O haklıydı, Ares çocukları direk oraya gitmiş olmalılardı. Jess ve Glau da öyle. Hemen onların peşinden gitmeliydik. | |
| | | Misafir Misafir
| Konu: Geri: 5. Yarış (27 Kasım 2010-5 Aralık 2010 arası) Çarş. Ara. 08, 2010 2:54 am | |
| "Lucy ve Stell!" diye haykırdı Luke. "Kaçtılar, çalılıkların arasında gözden kayboldular, hemen peşlerinden gitmeliyiz.""Buna gerek olduğunu sanmıyorum." dedim otoriter bir sesle. Mia ve Amanda bir miktar ambrosia ile kendine gelebilmişti, onların iyi olduğuna seviniyordum ama aklımda daha önemli şeyler vardı şu anda. "Amanda, iyi misin?" diye sordum onun yanına gidip. "Eğer kendini iyi hissediyorsan, senden bir şey rica etmek zorundayım." Amanda'nın kararlı bir ifadeyle bunu onaylaması üzerine de yapmak zorunda olduğu şeyi anlattım ona; "Lucy'nin zihnine odaklanmanı istiyorum, ona ne istersen göster; istersen acı çektirecek düşünceler, istersen de sadece kafasını karıştıracak imgeler. Senden tek istediğim konstantre olup Lucy'nin düşüncelerimizi okumasını engellemen, yoksa bu yarışı asla kazanamayız." Amanda kalan tüm gücünü de bu iş üzerinde kullanırken ilerlemeye devam ettik, ta ki Zeus Yumruğu'na yaklaştığımızı görene kadar... Mavi takımın bayrağı buralarda olmalıydı, eğer planım doğru işlerse bayrağı alıp yarışı kazanmamız için harika bir fırsat vardı önümüzde. "Pekala." dedim arkadaşlarıma dönerek, zihnimde birkaç saniyede hazırladığım planı onlara da anlatmaya koyuldum vakit kaybetmeden; "Amanda savaşmayacak, o burada kalıp Lucy'nin zihnini meşgul ederken bizi geriden gelebilecek destek güçlere karşı uyaracak. Luke ve Aleda, siz sağa gidiyorsunuz ses çıkarmadan. Ken ve Alesha, siz de sol taraftan aynı şekilde gidip muhtemelen bize pusu kurmak üzere gizlenmiş olan okçuları etkisiz hale getireceksiniz. Ben ve Mia ise, bayrakta kalanları haklayacağız."Vakit kaybetmeden planı uygulamaya koyulduk, diğerlerinin okçuları etkisizleştirmesini beklerken biz de Mia'yla oldukça zorlu bir mücadeleye hazırlanıyorduk, cebimden 'sinek as' kartını çıkarıp onu gürz haline çevirdim; sayıca az olacağımız bir savaşta Assassin's Curse daha etkili olurdu kesinlikle. Aynı anda iki tarafımızdan da acı dolu haykırış sesleri geldiğinde okçuların artık bizim için bir sorun teşkil etmediğini anladık; gürzümü deli gibi havada sallayarak ağaçların arasından çıkıverdim bir anda, Mia da hemen arkamdaydı. Yüzümdeki korkunç ifadeyi ve elimde salladığım ölümcül gürzü gören savunma grubu bir an için afallamıştı. Sayıları 10'dan fazlaydı, ama yine de Mia ve bana rakip olamazlardı. Çoğunluğunu Afrodit çocukları oluşturuyordu, birkaç tane de Hephaistos ve Poseidon çocuğu. Kendini yarım düzine melezin arasına atan Mia'ya aldırmadan Poseidon çocuklarının üzerine koştum; yakınlarda bir göl olduğu için en büyük tehlikeyi onlar oluşturuyordu. Aynı anda iki Poseidon, üç Hephaistos çocuğuyla mücadele ediyordum, gürzümü çılgınca savuruyordum havada. Gürzümün darbeleri sonucu karşımda savaşabilecek durumda olan sadece iki Hephaistos çocuğu kalmıştı, Mia da bir o kadar Afrodit çocuğunu haklamıştı. Birkaç saniye sonra okçuları etkisizleştirmiş olanlar da bize katılınca savaşta dengeler lehimize döndü. Luke yardımıma gelince başımı kaldırıp hedefimize baktım; Mavi takımın bayrağına... Oysa bayrak çoktan gitmişti. Orada sadece neler olup bittiğini izleyen, ama gözleri yoğun bir konsantrasyonla kısılmış Amanda duruyordu. "Jess." diye fısıldadım gülümseyerek. Başarmış olmalıydı, bizim çıkardığımız karışıklıktan faydalanıp bayrağı almış ve -ona söylediğim gibi- hızlıca uzaklaşmış olmalıydı. (Bu arada bu yarış ne zaman bitecek ya? ) |
| | | Artemis Tanrıça/GM/Bayrak Kapmaca Koordinatörü
Mesaj Sayısı : 780 Kayıt tarihi : 17/09/10
| Konu: Geri: 5. Yarış (27 Kasım 2010-5 Aralık 2010 arası) Cuma Ara. 10, 2010 5:17 am | |
| Çok uzadı yarış, bitirelim. Sere ile genel olarak baktığımızda; -Jess, ilk rpnde yazım yanlışların vardı, sonradan düzeltmişsin -Adrian, yazım yanlışın yok ve kurguların da iyi -Leo, çok yazım yanlışın vardı -Maya, sen de kurgulardan sapıyordun. Kazanan Kırmızı Takım! Ares Kulübesi Persephone Kulübesi Dionysos Kulübesi Hermes Kulübesi Hera Kulübesi Tebrikler^^ | |
| | | | 5. Yarış (27 Kasım 2010-5 Aralık 2010 arası) | |
|
Similar topics | |
|
| Bu forumun müsaadesi var: | Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
| |
| |
| |
|