Bu gü kampın sınırlarını koruma görevi bana aitti. Peleus bazen uykucu olabiliyor. Ona yardım etmemiz gerekiyor. Peleus kampın sınırlarını koruyan dev bir ejderha. Genelde Thalia'nın Ağacı'nın
üstünde kestirmeyi sever. Biz canavarla uğraşırken onun yaptığı şey genelde bu oluyor. Ağaca sırtımı dayadım ve yere uzandım. Eon'u kınından çekim ve üzerindeki bronz kaplamayı incelemeye başladım. Bu Lidya Ejderhasının kanına batırılıp çıkarılmış bir kılıçtı. O yüzden etrafına kırmızı bir ışık saçıyordu. Bu ışık sayesinde canavarları kör edebiliyordu. Hayatım boyunca sahip olduğum en mükemmel iki nesneden birisiydi bu. Diğeri babamın bana verdiği kahverengi kaplı bir defter Şimdi size defterin hikayesini anlatırdım ama çok uzun... Ben düşüncelere dalmışken karşıdan kanat sesleri duydum. Güneş neredeyse batmıştı. Karşıdan bir kaç tane kara şekil bana doğru kanat çırpıyordu. Hemen ayağa fırladım. Yine bela beni bulmuştu. Harpyalar çevremde bir daire oluşturdular. Sürekli dönüyorlardı. Tabii ben onları yavaş dönüyorlarmış gibi görüyordum. Çünkü çok hızlıydım ve harpyalar benim için çok yavaştı. Toplam beş tane vardı. En başta birini gözüme kestirdim. Onlar daha ne olduğunu anlamadan birinin kafasına kafasına Eon'u indirmiştim bile. Diğerleri sinirlenerek üstüme uçtular. Teker teker hepsini alaşağı ettim. Çok zo olamıştı fakat bir huzur vermiyorlardı ki adama! Ağacın yanına dönüp yere uzandım. Gece boyunca bir daha hareket etmeyecektim.