Çekişmeli Bir Düello

Her zamanki gibi sabah erkenden kalkmış, ayağa dikilmiştim.Sere hariç herkes daha uyuyordu.O da bir kitabın içine gömülmüştü.Kalktığımı bile farkettiğini zannetmiyorum.Hemen beş dakikada kahvaltımı yapıp kılıcım Gölge Avlayan'ı da yanıma alarak kulübeden dışarı çıktım.Yavaş yavaş kılıç eğitimime başlamıştım.Sadece kendi kendimi geliştiriyordum ama alacağım asıl eğitim için ön hazırlık oluyordu.Hızlı adımlarla arenaya doğru ilerledim.Kış mevsiminde bulunmamıza rağmen kavurucu bir güneş vardı.Daha iki adım yürümüştüm ama şimdiden terlemeye başlamıştım sanki.Arenaya vardığımda saat çok erken olduğundan olacak ki kimse yoktu.Kardeşlerim arasında yapılan düellolarda öğrendiğim birkaç hareketi yapmaya çalışıyordum.Neredeyse kendimi doğrayacakken kılıcımı yere düşürdüm.Arkamdan gelen kinayeli bir ses ''Çok ağır geldi galiba.'' dedi gülerek.Arkamı döndüğümde o gün canavarlarla beraber savaştığım melez duruyordu Rocce.

Evet karşımda bir Athena kızı kılıç talimi yapıyordu.Fakat eh.. biraz sakardı işte.Kılıcını yere düşürdüğünde "Biraz ağır geldi galiba." dedim.Ama işte Athena çocukları...Genelde fazla kibirlidirler ve tahmin ettiğim şey oldu."Madem kendini usta sanıyorsun gel bir düello yapalım seninle" dedi.Güldüm."Tamam.Ama sonuç ne olursa olsun yine de her zamanki gibi çok kibirlisin Athena kızı.." dedim.Kılıcımı aldım ve düelloya başladık.Kız kılıçta çok usta olmayabilirdi ama sonuçta annesi bilgelik ve savaş stratejisi tanrıçası Athena'ydı.Saldırıları çok iyi düşünülmüştü.Fakat hem tekniği iyi değildi.Hemde kavurucu sıcak vardı.Ha o arada kavurucu sıcak demişken.Güneşten gelen sıcaklık beni etkilemiyordu.Ehh Apollon'un kudreti canım.Ben rahat rahat dövüşürken o çok terliyordu.Ama benimde şöyle bir dezavantajım vardı.Çok iyi strateji kuramadığım için kolay ataklarımda bile çok enerji harcıyordum.Saldırılar birbiri ardına geliyordu.Kendi etrafımda dönüp kılıcımı tam belinin hizasına gelecek biçimde savurdum.Ama bunu tahmin etmişti ve hemen geri çekildi.Öne doğru savruldum ve tam sırtıma hamle yapacakken bende yana yuvarlandım.Uzun bir süre boyunca böyle saldırıp durduk birbirimize.

Apollon oğlu Rocce küçümseyici davranışlarıyla sinirlerimi alt etmeyi başarmıştı.Çok fevri davranarak "Madem kendini usta sanıyorsun gel bir düello yapalım seninle." dedim.Kılıç eğitimi bile almaya başlamamıştım daha, sadece kendimce geliştirdiğim bir iki taktik vardı.Böyle dediğim için pişman olmuştum ama geri çekilmeye niyetim yoktu.En az bir yarım saat hiçbir sonuç alamadan sadece savaştık.Henüz bir bilgim yoktu ama stratejiler kurmakta iyi sayılırdım.O ise tekniği iyiydi ancak strateji bağlantılarını kuramıyordu.Kavurucu güneşin altında iyice yorgun düşmüştüm ama şimdi pes edersem rezil olur ve onun alay konusu olurdum.Kısa bir süre daha düelloya devam ettik.Aynı anda duraksadık ve Rocce ''Bence berabere bitirelim, çok yoruldun sen!'' dedi.Hala beni küçümsemeye devam ediyordu.Bunun altında kalmaya niyetim yoktu.Kılıcımı ona doğru savurdum ve ''Sadece güneşten, eşit şartlarda savaşmıyoruz ki!'' diyerek isyan ettim.Yine duraksadık ve birbirimize baktık.''Bence bu kadar yeter, bu savaştan sonuç alamayacağımız belli.'' dedim.Hemen ardından tekrar lafa atlayarak ''Ayrıca şartlar da eşit değil!'' diyerek onun bu düelloda daha avantajlı olduğunu söyledim.İkimiz de kendimizi yere attık.Yanımda getirdiğim çantaya zar zor ulaşabilmiş ve içinden su şişemi çıkarmıştım.Kana kana su içerken bana bakan Rocce'ye de şişeyi uzattım ve ''Merak etme, mikroplu değilim.'' dedim.Beceriksizce sırıttı ve şişeyi ellimden alarak kafasına dikti.Belki birbirimize takılıyorduk ama sanırım o gün iyi bir arkadaşlığın temelleri atılmıştı.

Rp bitmiştir.