Neredeyse denetleme gününe gelmiştik ve ben geçen hafta odamı nasıl bıraktıysam hala öyle diyemeyeceğim. Ne yazık ki kıyafetlerim oraya buraya saçılmış, etrafta tozlanmıştı.
"Bir hafta içinde bunu nasıl başarabiliyorum?" diye sordum kendime ve eşyalarımı toplamaya başladım. Kirli kıyafetlerimi banyoma götürdüm, birkaç özel eşyamı da dolabıma sıkıştırdım. Sonra sıra geldi etrafı süpürmeye. Elimde elektirkli süpürge tüm zemini pırıl pırıl yaptım. Sonra da bir bezle her tarafın tozunu aldım. işim bittiğinde ise dışarıdan kulübeme baktm. Eh, geçen haftaki kadar hoş görnmese de en azından topluydu.
"Pöh! Sen buna temizlik mi diyorsun?"
Arkamda satirim Kestae'yi görünce şaşırmadım. Zaten benimle uğraşmaya bayılırdı.
"Bence fena değil" dedim.
"Jenny, haftaya yine mi bulaşık yıkamak istiyorsun? İzin ver sana biraz yardım edeyim" dedi. Gülümsedim.
"İzin verdim Kestane, hadi kulübemi baştan yarat" Kestane bana pis bir bakış attı ve içeriye girdi. Önce içine her şeyi doluşturduğum dolabımı boşalttı ve tekrar yerleştirmeye başladı.
"Ah, Kestane, kışın bizim evede uğrar mısın, annemi biraz mutlu etmiş olursun" dedim gülerek. Kestane giysilerimden birini kafama fırlattı.
"Orada dikilip çene yapacağına gel de bana yardım et" dedi. Gülümsedim ve gidip dolamı toplama konusunda ona yardımcı oldum. Sonra beraber kanepeleri çektik ve onların da altlarını sildik. Hatta nereden buldu bilmiyorum ama Kestane bana yıldırım desenli duvar kağıtları getirdi, bunları da duvarlara yapıştırdık.
"Bitti sanırım" dedim. Kestane bu sırada Rose'un geçen hafta getirdiği güzel mavi zambaklarımı suluyordu.
"Daha bitmedi. Kulübenin dışarıdan hababeye benzediğini biliyor musun? Hadi gel, çatıya çıkmalıyız" dedi. Çatı mı? Şaka mı bu?
"Dinle Kestane, ben çok sakarımdır, çatıdan düşüp bir yerlerimi incitebilirim" dedim geri çekilerek.
"Hiçbir yerin incinmez ama yukarı çıkmamakta ısrar edersen benim duygularımı inciteceksin" dedi. Çok içte gelen bir iç çekişin ardından çatıya çıktık. İnanamıyordum çatım güvercin pislikleriyle doluydu!
"İğrenç!" diye söylendim. Kestane ise çoktan çatıyı yıkamaya başlamıştı. Ona yardım ettim ve düşmemek için de ayrı bir çaba gösterdim.
Arkasından ben çatıda otururken Kestane aşağı indi ve bir şeyler kurcaladı. Birkaç dakika sonra yanıma geldi.
"Bitti" dedi.
"Sonunda bitt..." dedmek için ayağa kalktığımda korktuğum başıma geldi ve cümlemi tamamlayamadan kedimi yerde buluverdim! Sanırım sonraki birkaç günü revirde geçirecektim...