Zil sesi...Tanrım sonunda zil çaldı.Merdivenlerden inerken herkes bana pis pis baktı(her zamanki gibi).Ben onlara aldırmadan eve doğru yürümeye başladım.Her gün bu yolu yürümekten bıktım ama eve gidip,televizyonun karşısına geçip,yatmanın hayalini kuruyordum.Sonunda eve geldim.İçimden "İnşallah babam evdedir." diye dua ettim.Ama işe yaramadı!!!Yine kapıda kaldım.Her zaman takıldığım kafeye gittim.Bay Chris beni gülümseyerek karşıladı.Nedense Bay Chris her zaman bana iyi davranıyordu.Hatta benim en iyi arkadaşımdı diyebilirim.Nerdeyse her gün buraya geliyordum ama bu adam hiçbir tepki vermiyordu tam tersine benimle dertleşiyordu.Bana babamdan bile iyi davranıyordu.O yüzden bu adamı çok seviyordum.Yine onunla dertleşmeye başladık.Biz havadan sudan bahsederken kafenin yavaş yavaş boşaldığını farkettim.İçeride yalnız ikimiz kalmıştık.İlk defa kafe bomboştu ve biz yalnızdık.O anda hayatım boyunca unutamayacağım bir şey oldu.Bay Chris'in gözleri kırmızılaştı ve bir aslan gibi kükremeye başladı.Ben daha ne olduğunu anlamadan üzerime atlamaya çalıştı.Nasıl olduğunu anlamadım ama kaçmayı başardım.Kapıyı açıp nereye gittiğimi düşünmeden koşmaya başladım.Arkama bakamıyordum ama beni takip ettiğini hissediyordum.Nefes nefese kalmıştım.Tam pes edip canavara yem olmayı düşünürken biri beni çekip dar bir sokağa soktu.Sanırım canavarı atlattık diye düşünüyordum ki arkamda yine o kükremeyi duydum.Daha kim olduğunu anlamadığım çocuk beni taksiye bindirdi ve şoföre bir yer tarif etti.Bütün bu olanları merak ediyordum.Çocuk sanki zihnimden geçenleri okumuş gibi anlatmaya başladı:
-Selam ben Theodor seni melez kampına götürmem gerek şu an senin için en güvenli yer orası,eğer arkamızdan gelen salyalı yaratığa yakalanmak istemiyorsan lütfen başka soru sorma !
-Sağ ol çok açıklayıcı oldu.
Konuşmadan yola devam ettik.Sonra bir tepede indik ve koşmaya başladık.Gördüklerim büyüleyiciydi.Her yerde benim yaşlarımda çocuklar vardı.Hepsi bir işle meşguldü.Kampın girişine geldik.Tabelada "Melez Kampına Hoşgeldiniz!" yazıyordu.Girmeden önce biraz tereddüt ettim.O anda tek düşündüğüm babamdı.Ama düşünücek vakit yoktu.Kendi kendime "Maalesef televizyon ve yatak biraz beklemek zorunda." dedim.