''Dikkat etsene şapşal melez!''
Biraz kafamı dinlemek için buraya gelmiştim. Ama gel gör ki kendini kaybetmiş bir halde yürürken birine çarpmamam imkansızdı. Sesin sahibine baktım.
''Amma da kabasın! Yanlışlıkla oldu işte!''
Sen misin bunu söyleyen. Kadın bana dik dik bakmaya başladı.
''BENİM KİM OLDUĞUMU ANLAMADIN GALİBA?!''
Hımm...İnanılmaz güçlü varlıklara karşı aşırı kibarlığım yüzünden (!) bir kez daha baltayı taşa vurmuştum. Karşımdaki bir tanrıçaydı. Hem de baştanrıça...
''Hera?!''
''EVET BEN! VE ŞİMDİ SÖYLE BAKALIM NASIL BİR ÖLÜMÜ TERCİH EDERSİN?''
''Şey...ben aslında. Bakın ben bu kadar kaba değilimdir. Hem siz de pek de sevgiyle konuşmadınız benimle...Yani diyeceğim şu ki...''
''Seni affetmem için birkaç sebep söyle.''
Bu da neydi şimdi? Canıma karşılık onun egosunu mu tatmin edecektim. Bir kere Melez Kampı'ydı burası. Ne işi vardı burada? Hem beni öldürmesi için ne mantıklı sebep vardı ortada?
''Ya tabii, tabii. Afedersiniz tanrıçam ne diyeyim istersiniz?''
İyice sinirlendi tabii. Ama bozuntuya vermedi.
''DOĞRU KONUŞ BENİMLE!''
Asla cesur biri olmamıştım, hiçbir zaman. Her ne kadar haksızda olsa tanrıların tanrıçası karşısında hiçbir şey yapamazdım. İstemesem de, gururum bunu kendine yediremese de özür dilemeliydim. Pes etme zamanı...
''Tanrçam...ben...öff pekala özür dilerim...''
Uzunca bir sessizlik oldu. Sonra suratnda sinsi gülümseyişiyle daha demin bağırıp çağıran baştanrıça Hera fısıldar gibi konuştu ''Ha...şöyle. Aslında iyi bir melez gibisin...Kimin kızısın sen?''
''Hekate...büyü tanrıçasının kızıyım.''
''Garip. O sakin bir tanrıça oysa ki.''
Ne o? Şimdi de benim kişiliğimi mi analiz ediyorduk?
''Hımm...Ben ona pek de çekmemişim...''
''Belli, belli. Seninle çok kötü karşılaştık melez, ismin ne?''
İsmimi söylemek stemedim aslında. Ama nasıl olsa öğrenirdi?
''Xéeny...Xéeny Evgenia Lovétt.''
''O ne biçim isim?!''
Biraz tip tip bakmış olmalıyım.
''Ehh, tamam biraz garipsedim işte. Her neyse buradaki tüm kahramanlarda bir gurur, bir gurur...Ama sen de yok galiba. Özür dileyip kurtardın kendini sen, aferim.''
NE?!
''Benim gururum var bir kere! Ben değil siz de gurur yok! Kendinizin dengi olmayan kahramanlara sürekli sataşmakta üstünüze yok!''
Hera öfkeyle baktı bana. Yandım ben diye düşündüm.
''SENİNLE SONRA KONUŞACAĞIZ MELEZ! ÖZRÜN YÜZÜNDEN YAŞIYORSUN ŞU AN! HAH, NEYDİ ADIN...XEENY SONRA GÖRÜŞECEĞİZ TATLIM!''
Bunları samimiyetle (!) söyledikten sonra puff diye yok oldu. Süper. Düşman tanrıçalar listemi düzenlemeliydim şimdi. Yorgun argın kulübeme yol aldım. Canım sıkılmıştı. Hera daha sonra konuşacağız derken bayağı ciddiydi.