Manathan fazla mı toplu, hadi dağıtalım...

Kampta gezinirken Dionysos kulübesi gözüme takıldı.Burayla hiç uğraşmamıştım gayet sakinlerdi.O anda içeriyi merak ettim ve başımı uzatıp
"Kimse var mı?"dedim.Ses yoktu.İçeriyi gezmeye başladım. Birden bir ses geldi. Sese doğru bir adım attım ve o sırada bir kılıç yüzümü sıyırdı.Çok korktum.
"Heyy manyakmısın sen,kulübede canavar avlanır gibi davmanmamalısın helede misafir varken!" dedim.Haksızdım ama bu muamelede fazlaydı.
"Pardon ama hırsız gibi girdin"dedi
"İyi bir daha ki sefere yumruklarla dal! Sadece merak ettim. Neyse ben Crist."dedim.Gerçekten güçlüylü ve eğer bana yumruk atarsa heralde komalık olurdum.Bir ara arenaya davet etmeliydim.Off Manathanı da çok özlemiştim.
"Bende Kevin"dedi.Elini sıktım.
"Ya ne diyecektim boş musun?"Manathana gidecek birini bulmuştum galiba..

Birisi Kimse Var mı ? diye sormuştu . Bende kılıcımı çektim ve kapıya doğru salladım . Aynı ses "Heyy manyakmısın sen,kulübede canavar avlanır gibi davmanmamalısın helede misafir varken!"demişti. E ama kulübeme giriyordu. "Pardon
ama hırsız gibi girdin" dedim ona. Sanırım birini öldürüyordum 2 dakika önce.. "İyi bir daha ki sefere yumruklarla dal! Sadece merak ettim. Neyse ben Crist her şeyi bir anda unutmuştu. O zaman bende unutmalıydım.Ona gülümseyerek Bende Kevin dedim. Elini sıktım. Sonrasında bana "Ya ne diyecektim boş musun?" Aslında dersim vardı. Ama dersi
umursamıyordum. Çünkü içimden bir ses macera başlıyor diyordu.Ona gülümseyerek Boşum dedim. Bana gülümseyerek Manhattan’a gitmek ister misin ? diye sordu. Neden olmasın ki.. Belki annemle bile karşılaşabilirdim. Ona Neden olmasın
dedim . Bana hazırlanmamız gerektiğini söylediğinde yandığımı anlamıştım. Çünkü eşyalarım çok dağınıktı.Tamam anlamında başımı salladım.Crist hemen koşarak kulübesine gitti.Hemen hazırlanmaya başladım. Hazırlanmam bittiğinde Crist’i beklemeye başlamıştım. Ama bu bekleyiş çok uzun sürmüştü.Crist çıktığında hemen ahırlara gittik.Pegasuslarımızı çıkardığımzda Mor Leke’ye şeker verdim.Bir anda kişnemeye başladı.Ona gülümseyerek Crist’in pegasusunu takip etmesini söyledim.Neredeyse 15 dakika sonra varmıştık Manhattan’a. Manhattan’ı havadan görmek güzeldi.Ama
bir şey hariç.Meydanda kocaman bir canavar vardı.Crist’e baktığımda silahını çekmişti.Bende hemen çektim.İşte maceramız başlıyordu.