Poseidon bizi kamp meydanına gönderdiğinde bir sürü melez orada toplanmıştı. Hermes çocuklarıyla beraber kalan üç küçük tanrı melezi bizi görünce yanımıza geldiler. Kız kardeşime sarıldıktan sonra diğerlerine baktım. Gülümseyerek teşekkür ettim. Ardından ileride Hades çocukları Robyn, Stell, Hec ve Arthur göründü. Dördü ikimize gülümsüyorlardı, biz de onlara. Ve yanımızdaki Poseidon çocukları, hepsi buradalardı. Ve kendileri ikna olmuşlardı, sıra diğer melezleri ikna etmekteydi. Elpis oğlu, Morfeus çocuğu ve kız kardeşim yanımda bekliyorlardı, sanırım buraya pek alışamamışlardı. "Las Vegas iyidir, büyütülecek bir şey yokmuş." dedi Elpis oğlu. Onun düşüncesini sadece kafamla onayladım ve diğerlerine döndüm. Robyn ile Rose konuşuyorlardı, sanırım Robyn Rose'un içini rahatlatmıştı. Şimdilik her şey iyiydi, sırada melezlerin toplanmasını beklemek vardı. Haberi duyan melez meydana geliyordu, yaklaşık iki yüz elli melez meydanı doldurunca onların fısıltılarını bastırabilmek için bağırmak zorunda kaldım. Ama sonunda herkesin dikkatini çekebilmenin vermiş olduğu kıvançla yanımdaki Yon'la beraber konuşmaya ve durumu anlatmaya başladık. Bu bizim için biraz zor olacak gibiydi ama yine de yapacaktık. Yutkundum ve anlatmaya başladım. "Selam bütün melez kampına! Bizi dikkate alıp geldiğiniz için çok teşekkürler. Durumu size açıklamalıyım." dedim ve derin bir nefes alarak devam ettim. "Zeus'un tahtı tehlikedeydi. Bunu da Poseidon ve Hades'e borçluyduk." dediğim an kamp meydanı boşalmaya başlamıştı bile. O an okumu çıkarttım ve çıkarabildiğim kadar ince ses çıkardım. "Beni dinleyin, bu saygısızlıktır!" Bir an geri dönünce herkes vakit kaybetmeden anlatmaya koyuldum. "Aşamalı olarak göreceğiz ki; küçük tanrı çocukları, Hades ve Poseidon çocukları da bu karmaşanın farkındalardı. Ve onlar doğruyu seçerken sizin seçmemenizin nedeni nedir?" diye sordum. Ardından Elpis oğlu öne çıkarak konuşmaya başladı. "Umut sizinle olsun. Ben Elpis oğlu James. Birçoğunuz bilmese de Umut Tanrıçası. Bildiğiniz gibi annem bir tanrıça ve onun burada bir kulübesi bile yok. Fakat Zeus o kadar uzun yıllardır burada ki ona saygı duyuyoruz. Kulübemiz olmasa bile güvenliğimiz onun sayesinde. Ona hürmet ediyoruz. Peki sizin derdiniz nedir? Kulübeleriniz kocaman, burada sınırlar etrafında güvendesiniz. Daha ne isteyebilir ki bir melez? Bunu da Zeus'a borçlusunuz. Unutmayın. Ve umut hep içinizde olsun melezler. Sanırım derdiimi anlattım. Teşekkürler." diyerek sahneden indi. Onun elini sıkarak teşekkür ettim ve konuşması için sırayı Yon'a bıraktım.