Elimde bir sürü dosya, sabahın köründe Büyük Ev'e gidiyordum. Yeni gelen melezlerin kayıtları vardı elimde. Kulübelere göre dağılımları, gelişme oranları vesaire vesaire. Bunların hepsini dosyalamam gerekiyordu. Ben bir melezdim, muhasebeci falan değil! Düşmek üzere oaln bir dosyayı tekrar diğerlerinin arasına sıkıştırdım ve Büyük Ev'in kampısı açtım. O sırada Kherion bir şeyler mırıldanıp odasının kapısını kapatıyordu. Ben orada çalışacaktım ama! ''Hey Kherion, ben odana gidiyorum.'' Hızla yürüdüm, cevabı pek beklediğim söylenemezdi. ''Maya! Dur! Orada-'' Ama çok geçti, odanın kapısını hızla açtım. İçeride masanın üzerinde bağdaş kurmuş ve gözlerini kapatmış yakışıklı bir genç gördüm. Sanki yaşından büyüktü, çok şey görmüş gibiydi. Beni farketmemişti bile. ''Aaa afedersiniz, şeyy-'' Kherion o anda dibimde bitti ve genç gözlerini açtı. ''Lütfen misafirimizi rahatsız etme Maya, işini salonda halledebilirsin.'' Ama burada çalışma masası vardı ve o da biliyordu ki burası çalışabileceğim tek yerdi. Genç masanın üzerinden indi. ''Önemli değil Kherion, burada çalışsın o, ben meditasyonuma her şekilde devam edebilirim.'' Kherion başını salladı ve toynaklarıyla o çok sevdiğim sesi çıkararak odadan çıktı. Ben de dosyaları hemen masaya bıraktım. Kollarım bu kadar yükü taşımaktan yorulmuştu. O'ndan özür dilemem gerektiğini hissettim. ''Şey, ben... Çok üzgünüm, meditasyonunuzu bölmek istememiştim.'' Genç sadece güldü. ''Ah... Ben de bir zamanlar senin gibiydim. Seni anlarım. Ben Hektor, küçük tanrıyım.'' Bir süre ağzım açık oracıkta kaldım. O bir küçük tanrı mıydı? Daha önce onlardan biriyle hiç tanışmamıştım. ''B-ben de Maya Marie. Demeter kızıyım.'' Bana uzattığı elini sıktım.