Kardeşlerimle rutin bir şekilde avlanıyorduk. Ama etrafta hiç av yoktu. Ad "Sanırsam bugünlük bu kadar." dedi püfleyerek. Hepimiz iç çektik, kulübeye dönecektik ama hava çok güzeldi ve hepimiz günümüzdeydik. Kardeşlerimin bu halini görünce "Belki ilerlerde birşeyler buluruz, durun şu ağaca çıkıp bakayım." dedim. Sat "Düşersin, boşver bugünlükte böyle olsun." dedi. Ben ise "Aaa ne çabuk pes ediyorsunuz. Durun hemen bakıyorum." dedim ve kendime bir ağaç seçtim. Ömrümün yarısını beni polisler bulmasın diye ormanlarda geçirmiştim-biliyorum çok saçma ama gerekliydi- ve ağaca tırmanmakta usta olduğumu söyleyebilirdim. Uzunca bir ağaç seçtim ve dallarına tutuna tutuna çıkmaya başladım. Tüm ormanı görebileceğim bir yüksekliğe geldiğimde elimi alnıma koydum ve etrafı taramaya başladım. Aşağıdan Ad "Dikkat et düşme !" diye bağırdı ve bende eğilerek "Merak etme, ben bir profesyonelim." dedim gülerek. Sonra doğrulmaya çalışırken bir anda ayağımın boşta olduğunu fark ettim. Büyük bir hızla yere düştüm ve "Paatt !". Kenidimi yerde buldum. Yerde sızlanırken Andrea "İyi misiin ?" diye yanıma koşturdu ve beni kaldırmaya çalıştı, ama Sat "Bekle Andrea! Tek başına taşıyamazsın, hem kendine hem ona zarar verirsin. " dedi ve yanıma eğilerek "Şimdi kırığın olup olmadığına bakalım." dedi. Kırığım olup olmadığını anlamak için kolumu indirip kaldırıyordu ve "Acıyor mu ?" diye soruyordu. Her yerim acıyordu ve kemiklerimin milyonlarca parçaya ayrıldığını hissediyordum. Sonra kızlar beni hafifçe kaldırdılar ve taşımaya başladırlar.
O kadar baygın haldeydim ki revire nasıl geldiğimi hatırlamıyordum bile. Burası geniş ve ferahtı. Hayret verici bir şekilde kendimi daha iyi hissediyordum. Kardeşlerim başucumda duruyorlardı ve Sat "Daha iyisin ya ?" diye sordu. Evet dercesine başımı salladım ve "Buraya ne ara geldim ?" diye sordum. Sat "Seni revire taşıdık hatırlamaman normal çünkü baygın haldeydin. Sonra zaten gelince Apollon çocukları ağrıların dinsin diye sana sakinleştirici verdiler." dedi. "Ah sizi de çok yordum, özür dilerim kardeşlerim." dedim ve onlara sarılmak için biraz ayaklanmaya çalıştığımda her yanımın fena halde sızladığını fark ettim. Zaten Adyali beni yatağıma doğru nazikçe itti ve "Çok kırığın var kardeşim, haraket etme, dinlenmen gerek." dedi ama ben hala "Hayır ben iyiyim, hiçbir şeyim yok !" diye diretiyordum. Ardından bir Apollon çocuğu geldi ve Sat'e "Bir süre dinlenmesi lazım, yani ava gidemez. Ama burada durmasına da gerek yok, kulübenize götürebilirsiniz." dedi. Sonra ben telaşla "Ne yani ava gidemeyecek miyim ?" dedim ve Apollon çocuğu " Bir süre. Tabi bu süre senin kendine nasıl baktığına bağlı." dedi. İçimden "Ah şu doktorlar." dedim ve somurtarak kaderime razı geldim. Sonra bana sandalye vermeyi önerdiler ama bunu bir hakaret kabul ederek "Değneklerle yürüyebilirim." dedim ve kardeşlerimin yardımıyla ve ağrılar içinde kulübemizin yolunu tuttuk.
Rp Bitmiştir.