73/1 Cirit Yarışması

May ile konuşurken birbirimizi sinir etmemiz üzerine kozlarımızı paylaşmak için cirit atma yarışması teklif etmiştim May'e. O an ki siniri ile kabul etmişti. Cirit sahasına doğru yol alırken May biraz endişelenmiş gibi duruyordu. Daha da sinir etmek için "Eğer korktuysan geri dönelim nasılsa ben kazanacağım" dedim. May iyice sinirlenmişti. Adımları sertleşti. Cirit sahasına yaklaşmıştık. İçeri girerken "Göreceksin kim daha iyi cirit atarmış !" dedi May. Onu sinir etmek çok hoşuma gitmişti. Bu çok eğlenceliydi çünkü sinirli olduğunu etrafına gösteremiyordu ama sinirli olduğunu göstermesi gerekirken de sinirli olmaya çalışan o yüz ifadesi ve mimikleri çok komik oluyordu. Cirit sahasına girdik ve May hemen bir cirit seçti. Tuttuğu gibi koştu ve ciriti fırlattı. Kendisi bile bakmaya korkuyordu ben ise kıs kıs gülüyordum. Ciriti yakına attığı için değil sinir etmek için gülüyordum.

Pers'e dil çıkardım ve ciritimin gittiği yere baktım. Eh, benim gibi ufak tefek biri için hiç fena değildi. ''Hah! Gördün mi işte! O kadar da kötü değil!'' dedim ona sırıtarak. ''Görürüz bakalım May, bir Hephaistos çocuğuna meydan okumak ne kadar kötü bir fikir anlarsın!'' dedi. Gerine gerine -ki bunu gıcıklık olsun diye yaptığını biliyordum- gidip bir cirit aldı. Ben ise hala gülüyordum. Beni güldürmek için böyle şeyler yaptığına inanamıyordum. Bu kavga sadece eğlenmek içindi işte, birbirimize kızgın değildik ama ikimizin de canı sıkılıyordu ve birbirimize metdan okumuştuk. Sağlıklı rekabet gibi bir şeydi böylece. Pers ciriti kaptı ve beni sinir etmek için daha da artislik hareketlerle ciritini fırlattı. Ben ise hala kıkırdıyordum.

Ciridin gittiği yere bakmadan döndüm ve May'e baktım. Nasıl olsa May'in yüz ifadesinden ne olduğunu anlayabilirdim. May'in gözleri önce birşeyi izledi sonra fal taşı gibi açıldı. O an gıcık edici bir gülümseme ile arkamı döndüm. Attığım cirit May'inkinin açık ara farkla önünde duruyordu. Şimdi atma sırası May'deydi aldı eline Cirit'i ve sırıtarak geriledi. Koştu koştu ve tüm gücü ile ciriti fırlattı. Cirit tam yine aynı hizzada yere düşecekti ki yerden bir çiçek çıktı ve Ciriti taşıdı. İŞte bu tam bir hile idi

''Hey! Bu haksızlık!'' dedi Pers. Ben ise ona tekrar dil çıkardım. ''Aşkta ve savaşta her şey mubahtır. Bu da bir savaş değil mi?'' dedim ona. Sadece omzu silkti. Umarım bana ateş topu falan fırlatmaya çalışmazdı. Ateşten çok korkardım. Üç yaşımda avuç içimi yakmıştım ve o günden geri ateşe yaklaşamıyordum bile. ''Özel güç serbestse ben de özel güç kullanırım.'' dedi Pers şeytani bir şekilde sırıtarak. Korktuğumu belli etmemek için ona dil çıkardım. ''Haydi artık, sıra sende Ateş kafa!'' dedim.

May kaşınmıştı. Ona döndüm ve sırıtarak yüzüklerimi gösterdim. Tam göz hizasında 2 yüzüğümü birden aktifleştirdim. Yüzüklerimin işe yarayıp yaramadığını anlamak için May'in suratına baktım. Evet, yüzükler işe yaramıştı. May artık korktuğunu belli ediyordu. "S-ss-sen ?" dedi kekeleyerek. Güldüm ve "babamın oyuncaklarından biri işte" dedim. Elime en büyük ve en ağır ciriti aldım ve gerildim. Tüm hızım ve gücümle koşarak ciriti savurdum. Cirit bu defa May'in ciritinin 1 metre kadar önüne düşmüştü. Ağır bir cirit seçip hava atmaya çalışmak ile hata mı yapmıştım acaba ? Endişeliydim ama çaktırmadan ciritlerin yanına gittim. En küçük ciriti seçip May'e uzattım "Hadi May-May" dedim "Hadi marş marş" dercesine. May buna çok gıcık olmuştu.

''Hey!'' dedim. Ciriti incelemeye giriştim. Belki bir şey yaptırmıştır cirite. Kayganlaştırıcı sıvı sürmüş ya da bir yerlerini kırmış olabilirdi. Ciriti burnumun dibine sokup incelesem bile bir şey bulamadım. Zorunlu olarak onu atmak zorunda kaldım. Ciriti kavradım ve bütün gücümle onu attım. Cirit Pers'inkinin önüne geçti. Bu sefer hile falan yoktu işte. Yeter ki ateş olmasın. Sanki bizim bu sağlıklı rekabetimiz biraz sağlıksızlaşıyor gibiydi.

May benim ciritimi geçtiği için mutlulukla döndü ve sırıttı. Ardındanda bana dil çıkartıp "geçebilirsen bunu geç bakalım" dedi. Gıcık edice bir yüz ifadesi ile ciritleri göstererek "Neyi ?" diye sordum. May tam ciriti gösterecekti ki attığı ciritin alevler içinde yandığını gördü. Buna çok kızmıştı. "Bu haksızlık !" diye bağırdı May fakat aldırmadım. Elime en küçüğünden bir cirit aldım ve gerildim. Tüm gücümle ile ciriti savurdum. Cirit sahanın çıkaşına çok yaklaşmıştı ki bir anda ciritin gittiği yerde bir ağaç büyüdü. Kızgın bir şekilde May'e döndüm "Eee ne yapalım sen kaşındın" dedi ve ağaca saplanan ciriti ağaç ile birlikte toprağa geri gömdü. Ardından eline bir cirit aldı ve gerildi.

Tam atacakken Pers dikkatimi dağıtmak için bağırdı. Ciriti sadece 3 metre uzağa atabildim. ''Hey! Yeter ama ya! Lütfen artık doğru dürüst bir cirit maçı yapalım ya da hiç yapmayalım!'' dedim ona. Pers benim kızdığımı biraz anlamış olmalıydı. ''Tamam tamam, sakin ol May-May!'' Benim attığım ciriti aldı ve yanıma geldi. Ona bana May-May demesini çok sevdiğimi söyleyip de şimartmayacaktım tabii ki. ''Sen istiyorsan hilesiz son bir maç yapalım. Sadece bir kez atacağız.'' dedi. Başımı salladım. Uygun bir anlaşmaydı. ''Anlaştık Pers.'' dedim ve ciritimi yine kaptım. Artık bu atışım her şeyi belirleyecekti.

May ciriti aldı ve koşarak fırlattı. Cirit gerçektende uzağa gitmişti. May'e döndüm "Bu işte git gide iyileşiyorsun May" May sevinmiş olsa gerek ki sırıttı. Ardından "Seni de görelim Pers" dedi. Yanda duran ciritler arasından bir cirit seçti ve bana verdi. Ciriti aldıktan sonra gerildim. Gerilirken omzumu zedelemiştim galiba. Bir anda omzum ağrımaya başladı. Tabii bunu May'e çaktıramazdım. Gerilediğim gibi aynı hızda ileri koştum ve ciriti fırlattım. Cirit havada süzüldükten sonra May'in ciritinin yanına düştü. İkimizde koşarak ciritlerin yanına gittik. Hemen cebimden bir cetvel çıkardım. May yanımda cetvel taşımama şaşırmış gibi bana baktı. Ardından ben iki cirit arasındaki mesafeyi ölçmeye başladığımda dikkatle beni izledi. Aradan geçen belli bir süre sonra "Aynı hizadalar, bir milim fark bile yok !" dedim. May buna hem sevinmiş hem de şaşırmıştı. "Eee şimdi nasıl bileceğiz hangimizin daha iyi olduğunu ?" diye sordu May. Bu cidden iyi bir soruydu. Belli bir süre düşündüm, düello mu ? Yok olmazdı derken aklıma tırmanma duvarı geldi "Tırmanma duvarına gidelim, kim daha önce tepeye ulaşırsa o kazansın" Bu fikir May'in de hoşuna gitmiş gibiydi. Memnuniyet ile kafasına evet anlamında salladı. Birlikte itişip kakışarak tırmanma duvarına gittik.

-Rp Devamı Tırmanma Duvarındadır-