Avcılar Temizlikte ~ Denetleme 9

Kulübemdeki yatağımda uyuyordum mışıl mışıl. Artık eskisinden de huzurluydum çünkü kampta kalan tek avcı olmaktan kurtulmuştum. Bir anda kulübemiz bir sürü avcı kardeşlerimle dolmuştu, buydu işte beni huzurlu ve mutlu yapan. Artık rahatça sırtımı yaslayabileceğim dostlarım, kardeşlerim duruyordu kulübede ve o anda hepsi uyuyorlardı. Horlamıyorlardı; sadece arada iniltileri geliyordu kulaklarıma. Gülümsedim ve her zamanki gibi herkesi uyandırma görevini üstlendim. Ama bugünkü planlar listesinin asılı olduğu panoya gidince bugünün temizlik günü olduğunu gördüm. Yepyeni kardeşlerimi yormak istemezdim hiç ama yapmak zorundaydım. Bugün hırçın davranmayarak yine birinciliği almayı sağlamaya çalışacaktım. Hepsinin dibine giderek kulaklarına fısıldadım. "Haydi uyanın, temizlik günü." Avcılar yavaş yavaş yerlerinden doğruldular, bir müddet verdikten sonra kulübeye göz attım. Yapılacak çok iş birikmişti ama yapmaya mecburduk. Kısa bir süre ofladıktan sonra bütün avcılar salonda toplanınca konuşmaya başladım. "Yeniler, sizi böyle karşılamak istemezdim ama kamp kuralları işte. Bugün temizlik günü; denetleme kısa süre sonra yapılacak. Herkes kendi odasını temizlesin; sonra buluşup mutfağa, salona ve tuvalete de el atacağız." dedim en içten gülümsememle. Tüm avcılar sıkıldıklarını belli edercesine gerindikleri zaman yüz ifademi daha da ciddileştirip, hepsinin önüne bütün temizlik malzemelerini yığdım. "Avcılar yine birinci olacak. Üçüncü birinciliğimizi yaşayacağız. Ve sonra gelecek puancıklar!" dedim ve kıkırdadım. Herkes oflayarak odasına dağılırken ben de elime bir el bezi alarak odama gittim. Bugünkü temizlik sanırım şu ana kadar yapılmış olan en kapsamlı temizlik olacaktı.

Satellite'ın konuşmasından sonra ciddi bir tavır takınarak ve bir kaç toz bezi ve temizlik malzemesi alarak odama gittim. Haydi ama, yapma Sat, tam da babamı görüyordum rüyamda, olmaz ki böyle diye bağırmamıştım yani. Sat'i üzmeyi hiç bir zaman istemezdim. Bir bezi omzuma asarak bir şarkı mırıldanmaya başladım ve duvarlarıma el attım. Mavili duvar kağıdımı silmemin zamanı gelmişti artık, iyice pislenmişti. Elime bir bezimi aldım ve sabunlu suya batırarak duvarları temizlemeye koyuldum. İlk duvarı yaptıktan sonra bile kollarım ağrımaya başlamıştı ama dişimi sıktım ve işime devam ettim. İkinci duvar biraz daha zor oldu çünkü yatağımı ve komidinimi çekmem gerekti. Ama sonunda onu da hallettim. Son iki duvarı yapmadan önce başka işleri yapayım dedim ve kitaplığımı her temizlikte yaptığım gibi ilk önce boşalttım, her rafın tozunu aldım ve kitaplarımı yerine koydum. Yatağımın nevresimlerini çıkarttım ve yerine yenilerini taktım. Onları çok seviyordum. Arka planı maviydi ve üzerinde kocaman, uyku şapkası takmış ve horuldayan bir ay vardı. İşte tam benlikti bu. Yastağın üzerinde de uyuyan bir yıldız. Kendi kendime kıkırdayarak işime devam ettim ve bir duvar daha sildim. Sonra bütün çerçevelerini çıkardım ve onların da tozunu alıp yerlerine koydum. Masamı, hatta karyolamı bile silmiştim. Çok yorulmuştum aslında, kendimi birazcık dinlenmek için kendimi yatağa attım.

"Hadi ama Saaat, saat sabahın körü, biraz uyusak olmaz mı?" diye yakınmamla beraber Sat'in elime toz bezini ve su ve deterjan dolu kovayı tutuşturması bir oldu. Sonra içimden "Neyse... Başa gelen çekilir." dedim ve kardeşlerime baktım. Hepsi hala ayakta uyuyorlardı ama temizliğe başlamış gibiydiler. Banyoya gittim, yüzümü buz gibi bir suyla yıkadım ve kendime gelmeye çalıştım. Odama giderken Nica arkamdan "Heey Alex beni duymuyor musun ?" dedi. Ben ise "Ah Nica, pardon duymamışım, hala rüyalar alemindeyim de." dedim ve o da "Bende öyleyim merak etme." dedi ve gülüştük. Sonra odama girdim. Pek odamda takılmadığım için çok dağınık değildi ama herşeyin üzerini kalın bir toz tabakası bürümüştü. Hemen elime toz bezini aldım ve ilk önce tüm eşyalarımı kabaca sildim. Sonra yatağımın çarşaflarını değiştirdim ve yerleri silmeye başladım. "Kamp beni çok değiştirdi." diye düşünüdüm.Çünkü eskiden temizlik nedir bilmezdim. Eskileri düşündüm, bir iç çektim ve aynalar ve camları silmeye başladım.Pencerenin üst kısımlarına ulaşmak için bir tabure aldım ve üzerine çıktım. Tam siliyordum ki paat! Kendimi yerde buldum. "AHHH !" diye bağırdım ve Briseis "Ne oldu, iyi misiin ?!" diyerek beni yerden kaldırdı.Biraz belim acıyordu ama "Sağol ben iyiyim." dedim ama Briseis Sat'i çağırdı. Sat geldiğinde "Devam edebilecek misin ?" diye sordu. Aslında iyi değildim ama devam etmeliydim."Tamam kızlar panik yapmayın, ben iyiyim, altı üstü düştüm."dedim. Sat ve Briseis pek tatmin olmuşa benzemiyorlardı ama yinede "Tamam."diyerek uzaklaştılar. Bende zar zor tekrar taburenin üstüne çıktım ve kaldığım yerden silmeye devam ettim.

Daha ikinci günümden bu haberle uyanmak çok hoş değildi.Yani biraz mızmızlanmaya çalışmadım değil ama Sat "Kulüben için haydi.Düşün;birincilik,zafer,hediyeler,puanlar..." çok heyecanlı görünüyordu ve bende "Pekala..."diyebildim.Sat elime temizlik malzemelerini tutuşturup odama yolladı.Odama girince annemin bu anı görseydi ne kadar duygulanacağını düşündüm odanın bir köşesine çömelip ağlayabilirdi.Düşünsenize kızı Briseis temizlik yapıyordu.Elimdeki malzemelere şöyle bir bakakaldım neyin ne işe yaradığını bilmiyordum.Acaba ağlayıp bunu başaramayacağımı söyleseydim beni bir seferlik uykuma geri yollayabilirler miydi?Sonra düşündüm ben bir avcıyım yani bunu başarabilirim dedim.Toz bezini elime aldığım gibi hemen pikabıma koştum.Tozunu aldıktan sonra Made in Heaven adlı plağımı taktım ve geriye kalan plaklarımı da temizledim.Sanırım odanın en tozlu kısmı burasıydı sonra aynama doğru yöneldim önce önündeki eşyalarımı kaldırdım sonra onuda temizledim.Sıra yatağıma gelmişti hayatımda yatağımı topladığım bile sayılıdır ama çarşaf değiştirmek üstünde ay savaşçıları olan çarşafımı sermiş gururla yatağıma bakarken ben bile kendime inanamadım.Sonra pencerelerimi de sildikten sonra yerleri süpürdüm.Sonra Alex'in yanına gittim düşmüştü o iyi olduğunu iddia etse de ben yardıma ihtiyacı olduğundan emindim."Yardım lazım mı?" dedim bir çizgi film karakteri edasıyla bana baktı acısını belli etmemeye çalışarak "Hayır,sağol sen kendi odanı hallet." dedi."Bitti bile." dedim gururla "Ve senin de yardıma ihtiyacın var.Hadi kardeşim gurur yapmanın sırası değil.Burası ne kadar çabuk biterse birlikte ortak alanların temizliğine o kadar hızlı başlarız." dedim ve göz kırptım."Peki o zaman.Çok sağol." dedi.Birlikte odadaki işimizi çok kısa bir zamanda bitirdik ve müzik dinleyerek dinlenmeye başladık.

Tüm kardeşlerim odalarına dağıldıktan sonra ben de odama gittim. Odama çok az uğradığımdan ortada kir falan yoktu ama yine de formalite icabı temizlemem gerekiyordu. Elime bezi aldığım gibi camları silmeye başladım. Kulübemiz büyüdüğü için mutluydum, temizliğimiz daha kolay olacaktı. Herkes eline bir bez alsa bile temizlik kısa sürede biterdi. On kişiydik yani, bir zahmet bitmeliydi.

Camları silerken buraya geldiği,mden beri kaç temizlik yaptığımı düşündüm. İlk cezamı hatırlayarak gülümsedim, ne çabuk geçmişti zaman. O zaman bulaşık cezası almıştım, tek başıma; şimdiyse birinci olmak için varımızı yoğumuzu ortaya koyuyorduk, aynı bundan önceki iki temizlikte olduğu gibi. Bu düşüncelerden sıyrılıp, cama konsantre olduğumda camın pırıl pırıl olduğunu görüp kapıya geçtim ve kapıyı da aynı şekilde ovalayarak temizleyerek duvarlara geçtim. Duvarlar, yatağımın kenarına doğru kararıyordu, çünkü yatağımın altında silah mahzeninden biraz daha ufak bir silah depom var denilebilirdi. Çıkarıp tüm silahlarımı temizledim, duvarı temizlediğim gibi. Sanırım şimdi detaylara geçebilirdim.

Kıyafetlerimi alıp, tuvalete gittiğimde tuvalette bir yığın oluştuğunu gördüm. Neyse ki temizlikten kaçmıyordu kardeşlerim, hepsi kıyafetlerini getirmiş gibi görünüyordu. Ben de kıyafetlerimi çamaşıra attıktan sonra yastık ve yorgan kılıflarımı da değiştirerek yenilerini geçirdikten sonra eskilerini de çamaşıra attım. Halıları da çitileyerek temizledikten sonra her yerin pırıl pırıl olduğunu görerek kılı iyice kırk yarmaya karar verdim.

Koltuklarımın kenarlarındaki minik tozları temizledim, aynı şekilde köşeleri ve duvar kenarlarını hallettim. Her yere mis gibi kokular sıktıktan sonra diğerlerini kontrole gittim. Julia ile Pace beraber odalarını temizliyorlardı; iş birliği hoşuma gitmişti. Adyali yatağında uzanmıştı, V. de odasında oyalanıyordu. Ama biraz daha ilerlediğimde Alexis ile Briseis'i yerde görerek yanlarına gittim. "Ne oldu kızlar?" diye sordum. Alexis düşmüştü, canını yakmıştı. Briseis'le beraber onu yatağına taşıdık ama Alexis debeleniyordu. O kadar önemli olmadığını söylüyordu. Şimdi herkes odasındaydı ama daha salon, mutfak ve tuvalet vardı. Koridora geçerek bağırdım. "Salonu ve mutfağı ben temizlerim ama tuvaleti temizleyecek birine daha ihtiyaç var! Boş olan temizlesin." dedim ve yorgun bir şekilde mutfağa geçtim.

Genelde biz zaten yemeklerimizi gazinoda yiyorduk, burası sadece var demek için vardı sanki. Bulaşıklar falan, hiçbir şey yoktu burada. Sadece odamda yaptığım gibi yerleri süpürdüm ve sonra cilaladım. Salonla bitişik olduğu için kapı veya penceresi yoktu, duvarları da sildim. Tezgahların da bir tozunu aldıktan sonra mutfağa göz gezdirdim. Yapacak işim olmadığı için en ufak ayrıntısına kadar inemedim ama gayet güzel görünüyordu, oda kokusunu da sıktıktan sonra ocağı temizledim. Yemek masamızı, barı ve sandalyelerin de tozunu aldıktan sonra salona doğru ilerledim.

Salonun girişinde kapı yoktu ama kocaman pencereler olduğu için temizlerken biraz yorulmam gerekiyordu sanırım. Pencerenin kenarına çıktıktan sonra bir güzel temizledim bütün pencereleri. Duvarları, yerleri de iyice sildim. Koltukların kenarını da altıktan sonar salonumuza baktım. Bence harika gözüküyordu. Genelde kulübede takılanlar odasında takıldığı için burada da yapacak iş azdı zaten, hemen hallederek tuvaleti kontrole gittim. Ama tuvalete girdiğimde hala bir iş yapılmamıştı. Odaları tekrar gezdikten sonra tekrar koridorda bağırdım. "Biri de tuvalete el atsa!" dedikten sonra iyice yorulduğumu farkederek yorganımı bozmadan yatağımın üzerine kıvrıldım.

Sat bize ``Biri de tuvalete el atsa´´dediği için boş boş oturmak istemiyordum.Çünkü kendi odam bitmişti.Pace'nin odasında vakit geçiriyordum.Şimdi ise tuvalete el atacaktım.Gerçi çok pis değildi çünkü kullanmıyoruz.Kulübede çok az zaman geçirenleriz biz.Şimdi kovayı suyu sabunu aldığım gibi tuvalete gittim.Tabii orada çamaşır yığını ile karşılaştım.Önce lavoboyu ve klozeti şöyle bir yüzeysel temizledim.Sonra çamaşırları daha düzgün bir hale soktum.Küveti temizledikten sonra sıra duvarlara gelmişti.Hemen duvarı da sildim.Fayans olduğu için çok çabuk sildim.Sonra yerleri sildim.Çok yorulmuştum.Sat'in yanına gittim ve yorganını bozmadan onun yanına kıvrılıverdim.Çok yorulmuştuk...

Sat temizlik deyince herkes savaş çıkmış bir surat ifadesiyle ona baktı.(Haksız sayılmazlardı.Henüz sabah 7:30 du.)Ben de biraz bozulmuştum tabi,o gün benim kulübedeki ilk günümdü ve uyumak iyi elecekti galiba;ama çok ta çekinmemiştim.Zatn babamla yaşadığım için ev temizliğinide ben yapıyordum.Malzemeleri alıp odama giderken kardeşlerime baktım.Hepsi temizleyemeye başlamıştı,Briseis hariç o hala temizlik malzemelerini inceliyordu. Odama geldiğimde pek bir işim olmadığını anladım.Zaten yeni gelmiştim bu yüzden odamı kirletmek için yeterince zaman bulamamıştım.Ytağımı düzgünce topladım.Masmında tozunu aldıktan sonra duvarlarıda kabaca silmeye karar verdim.Duvarları silerken ister istemez babamı düşündüm.Acaba ben yokken ev ne haldeydi!Herşey tamamdı.Kitaplarımı kitaplağa geri koyarken Sat'in banyoyla ilgili birşeyler dediğini duydum.Hızlıca kitaplarımı yerleştirip banyoya gittim fakat Julia benden çok daha hızlıydı.Tanrım,ablam yerleri silmişti bile!Bende ilk izlenimimden dolayı briseis e yardım gitmeyi düşündüm.Ama gittiğimde Briseis in işi kıvırdığını gördüm.Odası benimkinden daha temizdi diyebilirim.!Odama geri dönerken Alex in düştüğünü öğrendim.Geçen sene ilk yardım kursuna gitmiştim.Bu nedenle ona yardım edebileceğimi düşündüm fakat bir şeyi olmadığını söyledi.Bende çok üstelemedim.Sat e gdip odamın temiz olduğunu söyledim.Bana teşekkür etti ve dinlenebileeğimi söyledi.Yatağıma kıvrıldım ama çok yorgun olduğuma rağmen uyuyamadım.Burada olduğum için çok mutluydum ve burda olduğum her anı yaşamak istiyordum.Umarım 1. oluruz kızlar!

Sat temizlik gününü haber verdiğinde hasta numarası yapıp yataktan kalkmamayı düşündüm.Ama eğer bu işin sonunda bir zafer kazanmak varsa buna ben de dahil olmalıydım.Sat herkesin eline temizlik malzemesi, bez tutuşturmuş ve herkesi odasını temizlemeye yollamıştı.Hemen odama gittim.Zaten daha yeni yerleşmiştim buraya, bu yüzden işim kolay diye düşündüm.İlk olarak odamı baştan sona süpürdüm.Beyaz renkli, tüylü halımı da önlü arkalı süpürdükten sonra biraz silkeledim.Yerleri de en ince ayrıntısına kadar silip, ovaladım.Yerleri silerken odaya hoş koku versin diye limon çiçeği kokulu deterjan kullandım.Gerçekten mis gibi koktu.Yerinden oynattığım eşyaları tekrar yerleştirdikten sonra çalışma masamın, masamın üzerindeki küçük avcı minyatürlerimin, elbise dolabımın, hatta elbise dolabımın içindeki rafların ve askıların dikkatli bir şekilde tozunu aldım.Yatağıma gelişigüzel sermiş olduğum o uyumsuz çarşaf takımını da çıkardıktan sonra koyu mor ve lacivert renkte üzerinde kocaman bir dolunay ve yıldızlar olan bir çarşaf ve nevresim serdim.Üzerine küçük beyaz kare yastığıma da koyup tebessümle yatağıma baktım ve bu dolunayın Artemis, yıldızların da biz avcılar olduğunu düşündüm.Sonra birden Nica'nın "Hey, Andy, bir Yanni albümü ister misin? Bendeki çok eski, içinde güzel şarkılar var ama benim yerim yok. İstersen senin olabilir." diyen sevecen sesini duyup irkildim.Yanni'nin sadece bir iki parçasını biliyordum onlar dışında pek dinlemezdim ama kardeşimi kıracak halim de yoktu ya.''Sağol Nica! Dur, almaya geliyorum!'' diyerek onun odasına gittim.Odası resmen parlıyordu.Birden kendi odamda işleri hızlandırmam gerektiğini düşündüm.''Çok teşekkürler, temizlikten dinlemeye vaktim olursa dinlerim.'' diyerek bir yandan Nica'ya teşekkür edip bir yandan da temizlik hakkında kinaye yaptım.Sonra Nica'yla muzipçe gülüştük.
Odama geri döndüm ve duvarlarımı silmeye başladım.Aslında duvarkağıtları daha yeniydi ama rengi açık gri olduğundan tozlu olduğu belli oluyordu.Hemen bir bez kaptım ve ıslık öttüre öttüre -aslında ıslık öttürmeyi de beceremem ya neyse- duvarlarımı silmeye başladım.Yine o limon çiçeği kokulu deterjandan sıkıyordum.Artık yorulmaya başladığımı hissetmiştim ama durmak yok.İki duvarı sildikten sonra diğer iki duvarı da seri ama dikkatli bir şekilde sildim.Mavi koltuğumun üzerine kendimi bıraktıktan sonra koltuğumu süpürmediğimi hatırladım ve hemen süpürgeyi geri çıkarttım.Koltuk yastığının altını bile süpürdüm.İşim bitmiş gibiydi ama daha camlarım ve perdelerim duruyordu.Bitmek bilmiyordu bir türlü.''Of, oof!'' diye diye camlarımı da sildim.Zaten kirli değildi ama olsun.Perdelerimin üzerinde de üzerine artık limon kokusu işlemiş bezi gezdirdikten sonra işim bitmişti.''Hey Sat, bu kadar yeter mi?'' Sat hızla odaya girdi ve ''Bu koku harika!Şey limon gibi!'' dedi.Ona bu deterjanı annemin çantama koyduğunu söylemek istemezdim ama söyledim.Kardeşimden utanacak halim yoktu ya.Gülüştük ve Sat temizliğe geri döndü.Ben de işim bittiğine göre dinleneyim artık diye düşünürken Sat'ın tuvaletle ilgili bir şey dediğini hatırladım.Tuvalete gittiğimde buranın çoktan temizlenmiş olduğunu gördüm.Sat ''Tuvalet tamam mı?'' diye bağırdığında Julia'nın ''Temizledim!'' demesiyle burayı onun temizlediğini anladım.Sevgili kardeşim yalnızca aynayı silmeyi unutmuştu.Kokulu bezimi hafifçe ıslattıktan sonra aynayı da güzelce silip kuruladım.Sonra aynaya bakıp saçımı düzeltmeyi de ihmal etmedim.Alex'in düştüğünü öğrenince yanına gidip geçmiş olsun dedim ve bir şeyi olmadığı konusunda ısrar ederek beni sakinleştirdi.Daha sonra Alex'in yanından ayrılıp Adya'yanın odasına gittim.Kendini yatağa atmıştı.Hemen ben de onun yanına atladım.Yatağa uzanınca aslında ne kadar da yorulduğumu anlamıştım.

Birden Andrea'nın yatağımın üzerine atlamasıyla sarsıldım. ''Hıh, ne?'' deyip etrafa bakındım. Yanımda Andrea çoktan gözlerini kapatmıştı. ''Anlaşıldı, benim odam dinlenme odası gibi oldu.'' dedim iç çekerek. Sonra yataktan tek bir hareketle kalktım ve odamdan dışarı çıktım. Etrafta kimse yoktu. ''Heey! Kardeşler?'' Herkes neredeydi böyle. Sat'in odasına girdim ve orada Sat ve Julia'yı gördüm. İkisi de kedi yavruları gibi kıvrılıp uyuyordu. Zaten Andrea benim odamdaydı. İkinci açtığım kapı Lena'nındı. O da uyumuştu. Sonra Alex'in odasına baktım. Briseis ve Alex oradaydı. İkisi de müzik dinlerken onlara gülümsedim ve gidiyorum anlamında bir işaret yaptım. İkisi de başını salladı. Sonunda Veronica'nın odasına gelmişti sıra. Kapısı tıklattım. ''Girin!'' dedi. Birisinin uyanık olduğuna sevinmiştim. ''Roca! Hey, odanı bitirmişsin.'' Bunu dediğim anda kendi odamı hatırladım. ''O-oh!'' Roca bir şeyin ters gittiğini anlamıştı. ''Ne oldu Ad?'' diye sordu. ''Odamı temizlemeyi yarım bıraktım. Benim gitmem gerek!'' dedim ve hızla odadan çıktım.

Değerlendirmede.