Avcılar el ele~ Denetleme 8

Sabah kalktıklarında dört melez avcıyı çok zor bir iş bekliyordu. Evet, günümüzün başını anlatmak için çok iyi bir cümle. Yatağımdan kalktım. Hephaistos çocukları sağolsun artık bir odam vardı. Ben dışardayken odamı dekore etme işini Sat almıştı ve çok iyi bir iş çıkarmıştı. En değerli varlığım olan kocaman kütüphaneme göz gezdirdim. Her gün tozunu alırdım, bu yüzden onda hiç bir sorun yoktu. Odanın geri kalanı ise; tek bir cümle: Felaket. Her yerde oklar, hançerler, giysiler ve diğer ıvır zıvırlar vardı. Annem şu anki halimi görse kalp krizi geçirirdi herhalde. Melez Kampı beni her yönden değiştirmişti. Eh, hep iyi yön edinmiş olamam ya. Hemen üzerime bir şeyler giydim. Sat ve Pace oturma odasında toplanmışlardı. Sanki hayati bir mesele varmış gibiydi. İkisi de kaşlarını çatmıştı. ''Hey, kardeşler. Neler oluyor?'' dedim onların bu haline gülmeden duramayarak. Arkamdan bir esneme sesi duydum. Bu yeni avcı, Hephaistos kızı Julia'ydı. Eliyle ağzını kapatmış, gözleri yarı açık, elinde diş fırçasıyla banyoyu bulmaya çalışıyordu. Pace ona bir insanlık ayıbıymış gibi baktı ve sonunda Sat ağzından baklayı çıkardı. [size=7]''Hey, bugün denetleme için çalışacaktık unuttun mu Julia, kulübe kendi kendine temizlenmez.'' dedi Sat. Aslında ben de unutmuştum, ama çaktırmadım. Julia uyku sersemi bir şekilde bir ''Nee?'' çekti. Pace sakinleşmeye çalışıyormuş gibi derin bir nefes aldı. Tanrılarım, umarım bu temizlik işini kolayca atlatırdık.[/size]

Yeni klübemde ikinci günümün sabahında gözlerimi açtığımda şaşkınlığımın geçmesi zamanımı almıştı. Kalktığımda ise etrafa bakınca şaşkınlığım kat kat arttı. Burası akşam gözüme daha toplu gözükmüştü! Yatağımda doğrulduktan sonra etrafa ikinci kez göz gezdirdim. Ve yutkundum. Akşam dergi okumamıştım, bundan adım gibi emindim ama yerde bir sürü dergi vardı! Hışımla ilerledim ve salonun kapısına vardım. İçeri girmeden önce derin bir nefes aldım ve içeriye göz ucuyla baktım. Herkes oradaydı! Sakin bir sesle " Dün gece dergilerimi alan oldu mu?" dedim. Fakat daha kimseden cevap alamadan yaptığım yanlışı anladım ve hemen odama döndüm. Odama döndüğümde ise gözlerimi devirip kendi halime şaşırdım. Dergileri iki gece önce ben okumuştum ve o günden bu güne yerde durmaktaydılar! Hemen yanımda kimse olmasa bile utanarak onları yerden aldım. Ve raflara teker teker dizdim.

Hazır başlamışken odanın tamamına çekidüzen vermek fena olmazdı. Masama doğru yöneldiğimde orada bir not buldum :

Bugün temizlik var! Sakın kaytarma yeni avcı! Satellite Morgan ...

Notu okumayı bitirdiğimde " Güzel bir tesadüf. " dedim. Ve başlamadan önce saloan doğru yöneldim ve içeridekilere " Merhaba millet! Temizliğe ne zaman başlıyoruz? Bilgilendirme için teşekkürler, Sat! " dedim.

Veronica içeri girdiğinde temizliğin ne zaman başlayacağını sormuştu. Gülümsedim. "Hemen şimdi başlıyoruz. Toplanın bakalım. Daha yenisiniz Jul ve V. ama size de yüklenmek zorundayım. Şimdi, öncelikle herkes kendi odasını toplayacak. Duvarlar, yerler, kıyafetler, tavanlar, yastıklar, yorganlar, kılıflar, pencereler, kapılar dahil. İşiniz bittikten sonra tuvalet, mini mutfak ve salona geçebilirsiniz." Diğerlerine baktım, bana şaşkın şaşkın bakıyorlardı. "Haydi ne bekliyorsunuz, marş marş!"

Öncelikle tuvaletin önündeki kuyrukta beklemek zorunda kaldım. Herkes temizlik malzemelerini alıyordu. En son sıra bendeydi, bu yüzden beklerken diğerlerine ufak ufak tüyolar ve gaz verici laflar söylüyordum. Sıra bana geldiğinde ise tuvaletimize iğrenerek baktım ve koşarak tuvaletten temizlik malzemelerini alarak uzaklaştım.

Önce kendi odamı toplamam gerekiyordu. İşe tavanlardan başladım. Yatağıma tırmanarak tavana ulaşabiliyordum zaten, uzun boylu olmamın avantajıydı bu da. Tavanı silerken elimde bir el bezi vardı. Ovalayarak sildim, minicik odamdaki minicik tavanları. Ardından yataktan aşağı indim. Tavanlar sağlam gözüküyordu, bir daha yatağa çıkarak cilayı sürdüm ve bitmişti tavanlar.

Sıra duvarlardaydı. Duvarları silmek için farklı bir bez kullandım. Tüm odanın duvarlarını dolaşmak çok zordu, ama birincilik için her şeyimi verebilirdim. Daha önce ben tek başımayken birinci olmuştuk, şimdi beş avcı birinciliğimiz daha rahat olabilirdi. Duvarları silerken birincilik hayallerine dalmak güzeldi ama uyanınca daha yapmam gereken çok şey olduğunu farkettim. Duvarları dolaştım, boydan boya ve sonunda bitirdim. Üzerlerini yeni bir duvar kağıdıyla kapladıktan sonra yerlere geçtim.

Yerlerde yapılacak ilk şey halıyı temizlemekti. Anna'nın tavsiye ettiğine uyarak aldığım halı temizleyicisi bu etapta çok işime yarayacaktı. Halı temizleyiciyi açarak halıya döktüm ve halıyı çitilemeye başladım. Bir süre sonra içindeki pisliklerin yüzeye çıktığını ve bu temizleyicinin gerçekten işe yaradığını anladım. Ardından halının üzerini sildim ve artık tertemiz bir halıya sahip olduğum için yüzüme gülümseyişimi yerleştirdim.

Yerleri ise ahşap temizleyicilerle sildim. Odamın gerçekten büyük olduğunu farketmemi sağlayan bir temizlikte daha yerleri sildikten sonra cilaladım. Bu sefer düşmemeye özen göstererek yerleri de hallettikten sonra terliklerimi giydim ve penceremi silmeye koyuldum. Penceremi silerken dışarı çıktım, aynı New York'taki temizlikçiler gibi sildim. Şarkı mırıldanarak ve başıma bir bant takarak.

Pencereler de hallolduktan sonra elbiselerimi yıkamaya bıraktım. Orada elbiselerim yıkanırken ben de yatak ve yorgan kılıflarımı alarak temizlemeye attım. Kapımı da cilaladıktan sonra işimin bittiğini düşünerek diğer odalara bakmaya gittim.

Daha üçüncü günümde temizlik ha? Temizliği hiç sevmem.Ama emir büyük abladan geldi.Na yaparsın küçük olmanın dezavantajları bunlar işte.Herkes odasından başlıyordu.Benim odam her zamanki gibi topluydu çünkü dün yeni avcı olan V temizlemişti.Daha doğrusu temizletmiştim.Sonuçta son gelen o ve ben ondan büyüktüm.Bende bir abla sayılırdım artık.Her neyse artık yatak odamın sadece duvarlarını silmiş ve salonda oturuyordum.Pace'nin yanına gittim ve yardım etmeye başladım.O bir duvar ben bir duvar derken bitmişti onun odası da.Kafamı o kirli suların içine sokmaya çalıştı.Tabii bende onun.Bu gülüşmelerimize Sat Ta yanımıza gelmişti.İkimizi de ıslak görünce:``Neler oldu burda Jul PAce bu haliniz nedir?´´ diye sordu.Ben Pace'nin konuşmasına izin vermeden:``Biz sadece temizlik teorisi ile eğlence teorisini karıştırdık ve ortaya çok güzel birşey çıktı´´dedim.Sat gülmüştü.Pace'nin aksine Sat ile daha fazla bir yaş farkımız olmasına rağmen o kadar iyi anlaşıyorduk ki.Ama Pace ile de iyi anlaşıyorduk.Adyali ile de.Yani ben bu kulübeye geldiğim günden beri hiç yabancılık hissi duymamıştım.Aksine sanki benim kulübemmiş gibiydi.Şimdi sıra V nin odasına gitmekti.Her yer dağınıktı.Dergiler yerlerde sürünüyordu.Hemen yardım etmeliydim ama etmeyecektim.Nede olsa şimdi benim görevim bitmiş bide üatüne Pace ye de yardım etmiştim.Sat salonda oturduğumu görünce yanıma geldi.Bana sanırım birşey diyecekti.Kocaman gözlerle onun gözlerinin içine bakıyodum.BAkalım sevgili ablacım bana yine ne yumurtlayacaktı.)Merak etmiştim...

Mini murfaktan başlama gereği bulmuştum çünkü oraya her gittiğimde ortalık berbat halde oluyordu. Ve bu benim gibi atıştırmayı çok seven biri için hiç de iyi olmuyordu. Mutfakta kaybolursam nasıl yiyecek bir şeyler bulabilirdim ki?
Sat'in sesiyle zaten herkes dağılmıştı, bazen telaşlı bir şekilde ordan ordaya giden avcıları seyrediyordum. Ama işten kaytarma yoktu. Masadaki ıvır ıvır paketlerini attım ve masamız görünür oldu! Bir yandan Roca, bir yandan camları siliyordu, ben de tezgahı toparladım ve bir bez alıp silmeye başladım. Bu ne kadar uzun sürse de netice iyi olmuştu. Tezgahın en yakınındaki pencereye Demeter çocuklarından aldığım bir çiçeği yerleştirdim. Çok tatlı durmuştu. Roca da yeni çiçeğimize bakıp gülümsedi. ''Tamam kardeş, benden bu kadar, odamı toparlamalıyım daha.'' dedim ve Roca'ya gülümseyerek odama gittim. Yanımda bir bez getirdiğim çok iyi olmuştu. Hızla kocaman kütüphaneme doğru gittim. Sat bana büyük bir iyilik yapıp bunu odama koymuştu. Benim kitapları ne kadar sevdiğimi bilirdi canım kardeşim. Bütün kitapları boşalttım ve rafların tozunu almaya başladım. Bir yandan da çok sevdiğim bir şarkı olan ''Sweet Dreams''i söylüyordum. Oradaki ''Dreams'' sözcüğü bana hitap ediyor diye şakalaşırdım bazen kendimle. Rafları silmeyi bitirdikten sonra yatağımın üzerine yığdığım kitaplarıma baktım. Yatağıma oturdum ve onları ayırdım. Okuduklarım, tekrar okumak isteyeceklerim, ihtiyacım olanlar -ki buna Yunan Mitolojisi kitapları giriyordu- diye gruplara ayırdım. Okuduklarımı diğer kulübelerdeki kitap kurtlarına verecektim. Özellikle Demeter kulübesindeki Maya'yla kitap değişimlerimiz vardı ki, bir gün veriyor, düğer gün alıyordum, öyle hızlıydı.
Bunları düşünerek kitapları yerleştirdim ve vereceklerimi bir torbaya doldurdum. Oturduğumda büzüşmüş olan yatağımı tekrar yaptım. Aslında çok titiz biriydim, odamı her gün temizlerdim ama, bugün temizlik günü diyer bür kere daha üzerinden geçtim. Yerleri sildim, her yerin tozunu aldım, duvarları bir kez daha elden geçirdim. Zaten camlarım silinmişti, bir kaç gün önce canımın sıkılmasına sevinmiştim şimdi.
Son bir kez dağınıklığı topladım ve havaya güzel bir oda parfümü sıktım. Sonra odamdan çıktım ve ''Son durum raporu''nu vermek için Sat'i aramaya başladım.

Herkes yanıma gelip durum raporu veriyordu. Sanırım herkes kendi odasını toplamıştı, Pacely de duvarları silmiş, yerleri pislikten arındırmış, kıyafetleri yıkamaya vermiş, yastık ve çarşafları halletmişti. Adyali mini mutfağımızı da temizlemişti. Şimdi sıra tuvaletteydi, herkes tuvalete yöneldi.

Alexis, yeni gelmesine rağmen gayet iyi bir kardeşimizdi, onu çok sevmiştim. Hemencecik odasını toparlamıştı. Julia ve Noca da öyleydi. Herkes tuvalette buluşunca bağırınmaya başladım. "Teşekkürler avcılar, hepinizi seviyorum. Şimdi bir grup tuvaleti temizleyecek, diğer grup da salonu. Ben,Julia,Alexis tuvaletteyiz. Adyali, Noca ve Pacely siz de salona göz atın." dedikten sonra Pacely, Adyali ve Noca'nın temizlik malzemeleri almasını bekledim. Onlar aldıktan sonra Julia, Alexis ve ben tuvalette temizliğe başladık.

Önce elime bir toz bezi aldım ve tuvaletin duvarlarını silmeye başladım. Ardından ayağıma bir terlik giydim ve diğer kardeşlerime de terliklerini verdim. Yerleri süpürmeye başladık. Şarkı söyleyerek, kakarakikiri tuvalet temizliyorduk. Duvarlar ve yerler bitince sıra klozete gelmişti. Hepimiz iğrenerek klozeti silmeye başladık ama doğrusu bu sefer hiçbirimiz eğlenmiyorduk. Klozeti sildikten sonra duşakabini de hallettik. Sonra diğerlerine döndüm ve gülümsedim. "Siz son rötuşları yapın ben salonu kontrol ediyim."

Odamı baştan aşağı temizlemiştim. Julia'nın da yardımlarıyla yatak, yorgan ne varsa hepsini temizlemiş, kapı aralarından pencere kenarlarına kadar en ufak bir toz bırakmamıştım. Şimdi sıra gelmişti, salona.

Salona Nica ve Adyali ile beraber girdikten sonra etrafa bakındım ve Adyali perdeleri sökmeye, Nica da halıları silmeye başlamıştı. Ben de salonun pencerelerine dadandım. Mis gibi kokular sıkıyordum salona, muhteşem kokuyordu. Pencerelerde en ufak iz kalmamıştı. Adyali de perdeleri yıkıyordu. Nica halıları halletmişti. Nica ile beraber koltuk kılıflarını yıkamaya koyulduğumuzda Adyali perdeleri takıyordu. Bir süre sonra kılıfları yıkamayı bitirdik ve kurumaya bıraktık. Kılıflar kururken sehpaların tozunu aldık. Bir süre sonra duvarları ve tavanları da sildik. Adyali kılıfları taktı.

Salonda işimizin bittiğini tam Sat'e söyleyecekken Sat, Alexis ve Julia içeri girdiler. Sanırım onların işi bitmişti. Sat rahat bir nefes aldıktan sonra konuşmaya başladı. "Tamam avcılar, kulübemiz mis gibi oldu. Hepinize teşekkür ederim. Haydi, kulübe bir gün daha dayansın. Şimdi herkes dışarı." dedikten sonra hepimiz gülüşerek kulübeden çıktık. Temizliğimiz gerçekten dillere destan olmuştu.

Temizlik Bitmiştir!