29 Ağustos Kulübe Temizliği.Sabahın ilk ışıklarıyla yatağımdan kalktım. Yarın kulübe teftişi olcağını biliyordum. Karnım acıkmıştı, ama görev istekten önce gelir ilkesiyle işe kkoyuldum. Kulübeye bir göz attım. Her taraf toz içinde kalmıştı. Etrafta iş aletleri cirit atıyordu. Babam her ne kadar dağınıklığı sevsede ben düzenli bir çocuktum. Sanırım bu düşüncem yüzünden biraz azar işiteceğim. Çaktırmayın. Şöyle biraz daha göz gezdirdim. Aletleri yerleştirebileceğiim bir kaç dolap buldum. Aletletleri teker teker ve alfabetik sıraya göre raflara dizdim. Bir bez alıp hepsinin tozunu aldım. Şimdi odadaki toz ile uğraşabilirdim. Ama ona abrımın yeteceğini sanmıyordum. Kulübeyi biraz gezince içi hurda dolu bir karton koli gördüm. Bunlar işime yarar diye düşündüm. Koliyi çalışma atolyemize götürdüm. İçindeki hurdaları kullanarak bir elektrik süpürgesi yapmayı planlıyordum. Yarım saatlik uğraştan sonra işte bitmişti. Süpürgeyi çalıştırdım. Kulübenin tüm tozunu almıştım. Etrafa dağılmış olan eşyalarımıda dolabıma yerleştirdim. Uzaklaşıp kulübeme bir göz attım. Güzel olmuştu. Ama bir şeyi unutuyordum. Peki ya dışarısı ne olacaktı? Hemen çıkıp dışarıya bir göz attım. Eh pek kötü değildi. Ama duvarların yıkanması gerekiyordu. Göle gidip birkaç kova su aldım. Atolyeme gidip birde kurutucu hortum yaptım(özelliklerinde daha sonra bahsedeceğim
). Hortumun bir ucunu ilk kovaya sabitledikten sonra suyu fışkırttım. Tam hesapladığım gibi hortum duvarın her yerine eşit derecede su fışkırtmayı başarmıştı. Diğer duvarlarıda aynı şekilde yıkadıktan sonra sıra kurutmadaydı. İşte bu hortumun asıl özelliği bu. Hortumun su fışkırtan yerini tutup bir kere çevirdim ve ateşleme tuşuna bastım. Şimdi duvara kırk derece sıcak hava üflüyordu hortum. Bu işte bitince artık midemi düşünebilrim diye düşündüm. Ama bu düşünce biraz karışık oldu gibi.