Hephaistos Çocukları Temizlikte ! - Denetim 7

Gözüme giren milyonlarca güneş ışığı sayesinde araladım.Kabul etmeliyim ki erken kalkmayı sevmiyordum.Ama mecburdum.Uykulu gözlerle etrafa baktım.-Bakmamayı tercih ederdim- ortalık pislik içindeydi.Denetim gününe az kalmış gibiydi.Homurdanarak, şuan uyuyan Elena'nın yanına gittim.Eğer temizlik yapacaksam bu bir kız kardeşi alarak olacaktı.Hafifçe Elena'yı sarsmaya başladım.Doğrusunu söylemek gerekirse çok zor oldu ama sonunda Elena bana nefretle bakıyordu."Ne oldu ? " diye sordu uykulu bir halle.Gözlerimi araladım, bu soru şimdi bana da mantıklı geliyordu.Elena'yla sakince konuşmaya başladım-ne kadar sakince oluyorsa artık- "Denetim yaklaştı ve kulübeyi temizlememiz gerek." dedim usulca.Elena bana deliymişim gibi bakmayı sürdürüyordu."Aferin Hurda kafa.Temizlemek için ne güzel bir saat bulmuşsun." dedi ve ayağa kalktı.Ben ise sadece gülümsemek ile yetindim-bu da kardeşimle benim aramda ki tuhaf bir bağdı, her neyse - Doğrusunu söylemek gerekirse işe nereden başlayacağımı bilmiyordum.Her yerin temizlenmesi gerekiyordu ama Elena homurdanarak, uzun süredir kullanılmamış gibi görünen bir bezle yerleri silmeye başlamıştı.Sonunda ben de -ne kadar istemesem de (!) - kılıcımı bir süpürgeye (!) dönüştürdüm ve Elena'ya yardım ettim.Ne kadar süre yerleri temizlediğimi bilmiyordum ama -bana birkaç saat gibi geliyordu- parlamaya başlamıştı.Sonra Elena yüzünü buruşturarak-bence kesinlikle haklıydı.- metal bir kol yardımıyla örümcekleri temizliyordu.Ben ise neredeyse siyah-gerçekten bana inanmıyorsanız bir kulübemizi ziyaret edin- olmuş camları artık bir bezle temizliyordum-çalışıyordum- Ama Elena gerçekten oldukça iyiydi.Neredeyse bütün temizliği yapmıştı-Zavallı Elena- Ben ise metal bir kol yardımıyla camları silmeye çalışıyordum.Ne kadar acınası bir durumdu.Neredeyse kulübeyi parlatmıştık.Etrafa tekrar göz gezdirdim.Yerler güzelce parıldıyordu ve hoş gözüküyordu.İçeride metalden oldukça sevecen kuşlar uçuşuyor ve bahar kokusu yayıyordu -Teşekkürler Elena!- Yataklar da düzgün bir şekilde toplanmıştı.Kıyafetler, neredeyse tamam gibiydi.Sonunda bu kocaman pislik yığınını temizlemiş gibiydik.Ortalık güzel görünüyordu hiç olmassa.Ama kusursuz değildi.Homurdanarak Elena ile tekrar temizlemeye başladık.Sanırım başaracaktık.

Yerleri ve pencereleri silmiştik. Ortalığı temizlemiştik. Kıyafetleri yerlerine koymuştuk. Şimdi sırada çalışma masasını düzeltmek vardı. Çalışma masası metal parçalardan geçilmiyordu. Ed ile birlikte düzenlemeye başladık. Her şeyi yerli yerine koyuyorduk. En sonunda çalışma masası da bitmişti. Elime bir toz bezi aldım ve koltuk kenarlarının tozunu almaya başladım. Oradanda yatak kenarlarının ve komidinlerin tozunu aldım. Son olarakta sandalyeye çıkarak avizenin tozunu aldım. Bu da bittiğinde çok yorulmuştum. Ed'e baktım. Ed çoktan koltuğa oturmuş dinleniyordu. Ben de onun yanına oturdum. Biraz dinlenmeye çok ihtiyacım vardı. Şöyle bir kulübeye baktım. Gayet temiz gözüküyordu. Duvardaki metal saat dikkatimi çekti. Hem yamuk duruyordu hem de saat on bir olmuştu. Ne kadar çabuk zaman geçmişti. Biz bu saate kadar temizlik mi yapmıştık? Ed'e baktım.

"Kardeşim, şu saati düzeltirmisin? Yamuk durmasın."

Ed bana sanki imkansız bir şey söylemişim gibi baktı ama sabahın köründe beni temizlik için uyandıdığından mecbur kalkıp saati düzeltti ve tekrar koltuğa oturdu. Biraz dinlendikten sonra kulübe havalansın diye gidip pencereyi açtım. Temiz hava anında içime dolmuştu. Kendime gelir gibi oldum ama yine de çok yorgun olduğumdan koltuğa oturma ihtiyacı duydum. Biraz daha dinlenmeliydim. Sonra temizliğe devam ederdim. Hayır anlamıyordum, bir kulübe nasıl bu kadar kirli olabiliyordu. Bunu kardeşlerim nasıl başarmışlardı. Hiç bir zaman şunu düzelteyim dememişlermiydi? Ee, ne de olsa kardeşlerimin hepsi erkekti. Dolayısıyla kulübe berbat hale gelebilmişti. Kız olduğum içinde en büyük temizlik payıda bana düşüyordu.