Claire dengesini kaybetmek üzereydi. Elimi durduğumuz rafın sabitlendiği duvara yapıştırdım. Bu biraz zor olacaktı. Demeter'e dua ederek gözlerimi yumdum. Birkaç saniye sonra duvardan kocaman bir dal çıktı. Dal hemen Claire'nin ince belini kavradı ve onu geri çekti. Claire nefes nefese dala baktı. Pek açıklayacak zaman yoktu. Gözlerimle cephaneliği taradım. Kate, Lara ve Alex'i sonunda bulabildim. Alex iki Afrodit kızını ve Zeus çocuğunu bulmuş ve onları müdürden korumaya çalışıyordu. Bayağı bir kahramancaydı bu yaptığı ama şu anda onlara müdür duymadan bir mesaj iletme yolunu düşünüyordum. Lara'yla göz göze geldik.Telaşla ona kaş göz işaretleri yaparak buraya gelmesini söyledim. Bu arada Claire bir çığlık attı. O arada bacağımda bir el hissettim. Hafifçe bir çığlık attım ve altıma baktım. Bir melez beni aşağı çekiyordu. ''Bırak beni!'' Elimle dala tutundum ama melez çok güçlüydü. Ellerim kaydı ve raftan aşağı kaydım. Gözlerimi yumdum. Aşağı düşeceğimi sandım ama havada duruyor gibiydim. Gözlerimi hafifçe araladım. Bir çocuğun kucağında duruyordum! Onun beni çeken çocuk olduğunu farkettim ama hala kıpkırmızıydım. Çocuk duraksadı. ''Maya?'' Gözlerimi kırpıştırıp ona baktım. ''Troy?'' Onu tanımıştım. Beni ilk gün gezdiren çocuktu. Daha sonraları Lotus Kumarhaneleri'nde de karşıma çıkmıştı. Beni hızla indirdi. ''Sen burada ne arıyorsun?'' Hızlı konuşmaya çalışıyorduk çünkü bir sürü melez bizimkileri yakalamaya çalışıyordu. ''Ceza almıştım, kamp marketinde çalışıyordum bir süre için. Tabii müdür cips haberini verince...'' Başımı salladım. ''Senden bir şey isteyebilir miyim?'' diye fısıldadım. ''Tabii,'' dedi. ''Şu iki Afrodit kızı Zeus kızını gördün mü? Onların yanındaki kocaman Hephaistos çocuğuna -onu böyle tarif ettiğim için hiç memnun değildim ama Alex için en soru tanım buydu- kamp mutfağında buluşmamız gerektiğini söyleyebilir misin? Claire'yle -yukarıda yanıma gelmeye çalışan Claire'yi gösterdim- oraya gidiyoruz. Belki onları atlatırız. Kimse bizi orada aramayı tahmin edemez.'' Troy gitmek için hazırdı. ''Tamam, mesaj iletmek benim işimdir zaten.'' diye gülümseyip hızla melez kalabalığına karıştı. Bu arada Claire'ye elimi verip onu aşağı indirdim. ''Onları beklemeye zamanımız yok, kamp mutfağına gidelim hemen.'' Claire başını salladı ve görünmeden cephanelikten dışarı fırladık.