Önce Ormana Uğradık.. 3

Artemis'in özel isteği üzerine direk kampa gitmek yerin İhtiyar Denizci Nereus'un Limanı'na uğramaya karar verdik. Julia hala Mitchie'nin abisinin eline yazdığı şeye bakıyordu, sanırım ondan hoşlanmıştı. Bu yanlış bir şey falan demek isterdim tabi ama ben de aynısını yapıyordum, durumumdan da hoşnuttum gayet. Julia benim pegasusumda, Mitchie de kendi pegasusunda uçarak San Francisco'ya indik.

Elimde o telefon numarası varken beni kimse tutamazdı.İlk fırsatta onu arayacaktım.Ve fırsatıydı.Uçuyorduk.Sat beni asla duymazdı.Aradım.Konuşuyorduk.İlk topu ben attım ve telefonu yere düşürdüm.Bu inanılmazdı.Şimdi ise o ihtiyarın bir sürü zıvıltısını dinleyecektim.Bıktım ya bu görevlerden.Ama eğlenceli geçiyordu.Biz Artemis'ten o kadar şey istedik o bize sadece bir görev verdi.Ona minnettardım.Sat'``Sat ben Mitch'in evine döneceğim´´ deyip kıkırdadım.O da öyle şimdi San Francisco'ya inmiştik...

San Francisco'ya indiğimizde herkese kokuşmuş bir ihtiyar herifin yerini
soracaktık ki çoğu da yerini gösterecekti, bundan emindim. İlk yanına gittiğimiz bayana sorduk. "Bayan, acaba Nereus'u gördünüz mü?" Kadın bize acayip acayip baktıktan sonra bir şey demeden yanımızdan gitti. Julia'ya dönerek ofladım. "Sanırım kimse bizi takmayacak." dedikten sonra tekrar başkalarına sormaya başladık, ama hedefimiz belliydi; Nereus'u bulacaktık.

Bu ihtiyarı kime sorsak bize ters ters bakıp gidiyordu.Buna çok kızmıştım.Hemen bir çocuk gördüm ve çocuğu boğmaya başlayarak``Bak genç eğer bana Nereus'un yerini söylemez isen seni burada boğarım anladın mı beni velet´´dedim.Çocuk korkmuştu.Şunları söyledi``Ama ben ben gerçekten bilmiyorum ki´´bunları dedi.Ben ``Beni aptal mı zannediyorsun?Bu ne cürret.Bak oğlum ben seni şuracıkta öldürmeden bizi Nereus'a götüreceksin´´dedim.Çocuk``Peki peki canıma kıymayın sizi götüreceğim´´Dedi.Sat'a göz kırptım ve yanıma geldi.Gidiyoruz dedim o da kıkırdadı bende...Artık devamında ne olurdu bilmiyorum...

Julia çocuğu neredeyse öldürüyordu, çocuk son anda kurtulmuştu. Ama Julia'nın bunu yaptığı iyi olmuştu o ihtiyarı bulabilecektik artık. Çocuk bizi sahile indirdi ve adamı işaret etti. İşte orada, orada!" diyerek ağladı ve kaçtı. Julia'ya gülümsedim ve beraber Nereus'un yanına gittik. "Selam, siz Nereus musunuz?" diye sordum gülümseyerek.

Sat adama "Selam, siz Nereus musunuz?" diye sormuştu.Adam bize döndü.Evet der gibi başını salladı.Adam çok garipti.New yorktaki yaşlılar bile bu adama göre daha gençti.Adam bayağı çökmüştü.Ama çok şeker gibiydi.Arkamı öndüm ve az önce korkuttuğum velet benden saklanıyordu.Sat'a dönerek``Halletmem gereken bir iş var hemen dönerim´´dedim ve Sat'in bana tamam demesini beklemeden koştum.Evet evet o çocuğun yanına gidiyordum.Yanına yaklaştım.``Seni korkuttuysam ve canını yaktıysam özür dilerim.Beni affet´´dedim.Çocuk``Hey sakin ol bir şey olmadı´´dedi ve gülümsedi.Çocuk benim yaşlarımda kahverengi saçlı ve kahverengi gözlüydü.Çok tatlı ve iyi birine benziyordu.``Beni limanda dolaştırır mısın canım hayli sıkılıyor da´´dedim.İkimizde gülüştük.Ve yan yana sahilde yürümeye başladık.Önemli birşey oldu o sırada ben tam denize düşeceğim sırada elimi tuttu çocuk ve Sat'in yanına gidene dek el ele tutuştuk.Tabii Sat``Jul ne yapıyordunuz siz kaç saattir?´´dedi.Ve o sırada el ele tutuştuğumuzu gördü.Kıkırdadı aferim dermiş gibi başını salladı.Ben ise Justin'in elini(çocuğun adı bu)sıkı sıkı tutuyordum...

Julia da avcıydı göya ama benim gibiydi. Şimdi de az önce peşinden gittiği çocuğun elini tutuyordu. Biz de Mitch'le beraber ona böyle devam et der gibi bakıyorduk Bir süre sonra Nereus'un kokusundan rahatsızlık duymaya başladığım için asıl geliş amacımızdan sapmadığımı da diğerlerine belirtmek için Nereus'a sordum. "Şey, Artemis sizden bir şey istiyordu. Emanet falan olmalı." dedim ama Nereus geri çekildi. Kaçacak gibiydi ama onu sırtından yakaladım. "Dur koca adam, hiçbir yere gitmiyorsun." dedim ve ensesinden tutmaya devam ettim.