A. Raina Lindgren Hermes'in Çocuğu
Mesaj Sayısı : 631 Kayıt tarihi : 01/12/10
| Konu: Kamptan Kaçış~ C.tesi Ocak 15, 2011 2:38 pm | |
| - Spoiler:
6- Kamptan kaçıp New York'taki evinize gideceksiniz. Mekan: New York Katılacaklar: Sen.
Hem evimi özlemiştim, hemde macera yaşamak istiyordum bugün. Dün gecede gözüme uyku bile girmemişti ayrıca... Sabah güneşin daha yeni yeni çevreyi aydınlatmaya başladığı saatlerde, kamptakilerin yüzde doksan dokuzu uyurken kalktım ve eve kaçmak için sabah sabah hazırlandım. Annemi özlemiştim ama bu aralar Avrupa'daki defilelerinden birinden birine koştuğuna emindim. Bende New York'taki eski villamıza gitmeye karar verdim. Oraya annem aslında sık sık giderdi. Yani kafa dinlemek için... Ama tam tersi, orayı temizleyip yorgun argın dönerdi her zaman için. Neyse...
Hızla pegasus ahırlarına girdim ve Byul'un yanına gittim. O bile daha uyanmış sayılmazdı aslında. Okşayarak, bu aralar pek sık ziyaret ettiğim atımı uyandırdım ve uyandıktan sonra kısa süre içinde oda benim gibi kendine gelmeyi başarabilmişti. Ona sabah ziyafeti olarak elma ve portakal verdim. Sabahın erken saatleri olduğu için gizlenmeme gerek yoktu çünkü etrafta bir kişi bile olmuyordu bu saatle. Ama ben yinede hızlı davranmayı seçmiştim. Hızlı hızlı ahırların arka tarafına geçtik ve New York'a doğru uçmaya başladık Byul ile.
Eve vardığımda bir süre nasıl gireceğimi düşündüm. Arka tarafta, havuzun yanıbaşındaki şezlongların birinin altında bir yerlerde anahtarları vardı evin. Burasının çok soğuk olmasına karşın her yer donmuştu fakat ben üstümdeki yünden, kalın hırka ile üşümüyordum. Havuzun içindeki su, hafif bir buz tabakası ile kaplanmıştı fakat pek umursamadım. Aslında biraz daha kalın olsaydı burada çok güzel buz pateni yapılabilirdi. Burayı yazın kullanmasaydık keşke. Ve tüm eşyalarım yaz için ince ve kısa elbiselerimin burada olması yerine patenlerimin olmasını tercih ederdim. Arka bahçede buzlu olmayan bir kısıma Byul'u bıraktıktan sonra şezlongları tek tek aramaya başladım. İki şezlongun birinde olmalıydı zaten anahtar ve ilk denememde bulmuştum. Eve doğru ilerlerken kayıp sırt üstü düştükten sonra belimi tutarak ayağı kalktım ve dikkatli bir biçimde adımlarımı atmaya devam ettim. Anahtarı deliğe sokup kapıyı açtıktan sonra içeri girdim. Byulda arkamdan eve girmişti. Evimizin tavanı yüksekti, bu yüzden Byul rahat görünüyordu içeride. Deri koltukların üzerine kendimi attım ve sadece süs olarak kanepenin üstüne örttüğümüz, zamanında "Ne işe yarar ki bu?" diye anneme dırdır ettiğim kürke sarındım. Şimdi anladım ki, çok güzel ısıtıyormuş insanı aslında.
Vitrinin altındaki çekmeceden fotoğraf albümlerimi çıkardım ve küçüklük resimlerimi incelemeye başladım. Bir yandan resimleri incelerken, o anda yaşadıklarım geliyordu aklıma. Küçükken daha güzel ve tatlıymışım aslında... Ah! Ne diyorum ben böyle, gitgide saçmalamaya başladım ben! Fotoğraf albümümü yana bıraktım ve üst kata çıkıp odalara bakmaya başladım. Kendi odamdan sonra annemin odasına geçtim. Aslında pek birşey beklemiyordum fakat açıp gardrobunun içine baktığımda kışlık şeylerinde olduğunu fark ettim. Hızla aşağıya indim ve bulduğum büyük ve geniş torbalardan birine bana uyan, beğendiğim kıyafetlerini doldurdum annemin. Aslında burdaki işim bitmiş sayılırdı ve saatte öğlene yaklaşmaya başlamıştı. Kampta yokluğum anlaşılmadan önce geri dönmeliydim ben. Torbayı kaptığım gibi Byul'la dışarı çıktım. Kapıyı kilitleyip anahtarıda geri şezlongların altına sakladıktan sonra Byul'a bindim ve torbamıda yerleştirip kampa geri dönmek üzere uçmaya başladık... | |
|