New York gezimiz

Mia'yı da ikna ettikten sonra New York'a gitmek için pegasuslarımıza bindik. New York'u her zaman sevmişimdir, güzel bir şehir. Ama üzerinde uçmak çok daha eğlenceli oluyordu.

"Önce aileni ziyaret edelim istersen. Sonuçta kampa geldiğinden beri onu görmemiş olabilirsin" dedim. Mia gülümsedi ve evine doğru uçmaya başladık.

Pegasusa öyle sıkı sarılmıştım ki düşücem korkusu ile. Stell bana her baktığında gülüyordu ama ne yapabilirim korkmuştum.Annemin evinin önünde durduk kapıyı çaldım.Harry açtı

''Kaçak gelmiş baba!!'' diye içeri koştu.Bizde içeri girdik.Nicholas bize bakıp

''Bak sen bizim pasaktı kaçak evin yolunu bulmuş'' Annem içeriden koşarak geldi boynuma sarılıp

''Nerdeydin sen? Ah Hermia, çok korktum'' Annemi bende özlemiştim ama sert bir tavırla

''Babamın kim olduğunu öğrendim ANNE!! Niye söylemedin?!! Niye öldü dedin?!! ''
'' Gel bunu mutfakta konuşalım Mia'' annem ben ve Stell mutfağa gittik. Annem olanları en doğru şeklinde anlattı.Bende başımdan geçenleri anlattım.Sakinleşmiştim ama yine içimde bir şey anneme sarılmamı etkiliyordu.

''Ben odamdan eşyalarımı alıyım anne gel hadi stell'' Merdivenleri çıktık odamdan birkaç eşya oldım kıyafet falan aşağı indik.

''Anne biz gidiyoruz'' dedim arkamı dönmüştüm ki anneme koşup sarıldım.

'' Sana bağırmamalıydım''

''Sana en başında anlatmalıydım''

''seni seviyorum anne''

''bende seni canım al bu parayı lazım olur'' Sonra Stell ile pegasuslara bindik

'' eeee nereye gidiyoruz''

"İstersen McDonalds'a gidip bir şeyler atıştırabiliriz. Malum, kampta öyle yemeklere izin verilmiyor ya" dedim. Mia'da gülümsedi. Bu fikri o da sevmişti anlaşılan.

McDonalds'a girdik ve hamburgerlerimizi ısmarladık. Bir yanda da konuşmaya başladık.

"Eee Mia, senin maceran ne?" diye sordum. Aslında az çok tahmin ediyordum. Her melezin Melez kampından önce berbat geçen bir yaşamı olduğunu biliyordum. Mia'nınki de çok farklı olmamıştı sanırım. Sürekli canavarları görmek, küçücük yaşında ebeveynlerinden birini hiç tanımamak, ya öldüğünü ya da onları terk ettiğini düşünmek her melez için kötüydü ama ne yapalım, bunların karşılığı olarak ta müthiş güçlere sahip oluyorduk. Birden kafamda çok fazla düşüncenin oluştuğunu fark ettim. Ve Mia'yı dinlemeye başladım.

''Satir Jack ile Okul balosuna gitmiştik. Vargas kardeşler vardı sonra onlar empusa oldu, orda sarışın olanı öldürdüm ama kızıl kaçtı, sonra bayıldım.Ve burdayım en kısası böyle.
ah işte hamburgerlerimizde geldi'' hamburgerlerimizi yemek için elimize almıştık ki

''ya senin hikayen ne stell ?''

"Benim hikayem çok acayip işin aslı. Geçen yıl ilk defa kampa Kıvırcık adında bir satirle geldim, birlikte Nemea aslanını haklamıştık. Sonra kampa geldim ve en iyi arkadaşım Lucy ile tanıştım. Onunla beraber pek çok maceraya atıldık. Şimdi de buradayım" dedim gülümseyerek. Hamburgerlerimize yemeye başladık.

"Burdan çıktığımızda bende anneme gitmeliyim, son bıraktığımda pek iyi değildi" dedim. Mia olur anlamında başını salldı.

Hamburgerlerimiz bittiğinde annemin evine geldik. İçeriye girdiğimde annem ve babam konuşuyorlardı! İnanamamıştım, çünkü benim babam Hades olduğu için genelde annemi ziyarete gelmez.

"Baba, burada ne işin var?" dedim. Babam gülümsedi.

"Hiç. Sadece anneni yoklamaya gelmiştim, şimdi gidiyorum "dedi ve bana göz kırpıp yok oldu. Ona Mia'yı bile tanıtamamıştım. Bende anneme sarıldım.

"Neden gelmiş anne?" diye sordum.

"Ziyaret. Senin kahramanlıklarını anlatıyordu. Peki bu arkadaşın kim?" diye sordu. Ona Mia'yı tanıştırdım. Annem gülümsedi ve Mia'ya döndü.

"Tanıştığımıza çok sevindim Mia" dedi. Ups, saat geç oluyordu, yani gitmemiz gerekiyordu.

"Anne, sadece iyi misin diye bakmaya gelmiştim. anlaşılan iyisin. şimdi gitmemiz gerekiyor, çünkü geç kalırsak yokluğumuzu anlayabilirler" dedim. Mia'da başıyla anneme selam verdi ve evden ayrıldık. Kampa doğru uçarken kendi kendime gülümsedim. Artık kampın istenmeyen elemanı değil, en çok tercih edilen meleziydim. Bu harika bir şeydi!

Kampa gelince Pegasuslarımızı ahırlara bıraktık.

'' Şimdi ne yapuyoruz uyuyormuyuz yoksa geziyormuyuz?''

"Sana bağlı Hermia, ben gecelerin adamıyım" dedim gülerek. Eğer macera isterse bana takılmalıydı. Eğer sakinlik isterse benden uzak durmalıydı. Ama anladığım kadarıyla o da macerayı seviyordu. Tam şu anda bize macera lazımdı, ben tam kıvamına gelmiştim. Belki de Zeus'a bana canavar yollasın diye dua etmeliydim.

"Ne yapmak istersin?" diye sordum Mia'ya.

''Hmm hadi plaja gidelim yıldızlara bayılırım hem bu gece yakamozda var hem bak ne aldım'' Çantamdaki kolaları, cipsleri göstedim. Evden almıştım. Plaja doğru yürümeye başladık.