Kristen Reneé Dawson Apollon'un Çocuğu
Mesaj Sayısı : 394 Kayıt tarihi : 05/11/10
| Konu: New York'ta Melezburger... Perş. Ocak 06, 2011 10:05 am | |
| "Gurrrr ... Gurrr!" Bu ses beni uyandırmıştı. Biraz homurdanarak "Zeus'u yine kim kızdırdı?" "Gurr..." Bu sefer kulaklarımı tıkamak için başka bir yastık aradım. Ama unuttuğum bir şey vardı: yatağımda başka yastık yoktu! Bunu anlayınca çoktan yere düşmüştüm. Refleks olarak gözlerimi açtım. Gözlerimi açmamla karşımda on tane Hydra kafası görmem bir oldu ve yerde yattığım halde yerimden sıçramıştım. Ama neyse ki sonradan onların bana doğum günü hediyesi (nam-ı diğer şakası) için 'Çok Sevgili Kulübem' tarafından alınmış olduğu terlikler olduğunu fark ettim. Kafamı tutarak kalktım ve Hydra kafalı terliklerimden birini daha uyanmamış olan Hermia'nın yatağına astım. Onun yatağına asmamın sebebi, terlikleri bana alma fikrini o bulmuştu. Astıktan sonra direk banyoya koşup duş aldım. Eğer melezseniz antrenmanlarınız çok yorucu olabilir, bu da sizi çok kötü bir kokuya mahkum olabilirsiniz... Duştan sonra o sesin midemden geldiğini ve Bayan O' Leary'den bile acıktığımı fark ettim. Kampın yemekleri beni doyurmazdı ama yine de biraz atıştırayım dedim ve yemek gazinosuna yöneldim. Orada yiyebildiğim kadar çok yemeye çalıştım. Çünkü planıma göre beni New York'a kadar sağ kalabilmem gerekiyordu. Kahvaltı ettikten sonra tekrar kulübeme koştum. İçeri girmeden önce başımı uzattım ve Hermia'nın gittiğinden emin oldum. Kendime bir çanta kaptım ve içine iris mesajı yollamak için birkaç drahmi, gittiğim yerde kullanmak için 100 dolar ve Pençe için de biraz (bir kutu. Yani onun için biraz, yoksa şeker komasına girer ve bu sefer de sosis ister...) küp şeker attım. Yanıma ise tenis topumu aldım. Yine gizlice kulübeden çıktım ve kamp meydanına doğru yola çıktım. Maalesef yolda bana doğru gelen Yon'u gördüm. Son anda duramadı ve benim üstüme doğru taşlar üzerinde kaydı. Son anda çekildim ve onu elimdeki çanta ile bir duvara çaktım. Sonra ne yaptığımın farkına vararak Yon'un yanına koştum. "Çantam! Dikkat etsene Yon!" Ama artık çok geçti. Drahmiler bir yana ,dolarlar bir yana fırladı. Yon'un gözü dolarlara kaydı ve "Ahh... Yolculuk nereye?" dedi. Ben paralarımı toplarken "Hiç bir yere! Ben sadece..." aklıma tenis topum geldi. "Ben sadece tenis oynamaya gidiyordum!" "Hah! O senin topuzun! Ve madem öyle, raketin nerede?" dedi bana sırıtarak. Ben paralarımı toplamayı bitirmiş mazeret arıyordum. Sonra pes ettim ve "Of tamam! New York'a gidiyorum. Kimseye kaçtığımı söyleme. Sakın!" O sırada sevgilisi Perseus ile konuşan Afrodit kızı Claire, koşarak yanımıza geldi. "New York' mu? Nereye?" Derin bir iç çekerek "McDonalds' a." "Ne ?" dediler Yon ve Claire aynı anda. Sonra Yon ve Claire tekrar aynı anda "Ben de gelebilir miyim?" dediler. Yon "Claire, sen gelemezsin Hamburger Afrodit çocuklarının midesini bozar, çok yağlı." diyerek sırıttı. "Ama canım çekti" dedi üzgün bir ifadeyle. Sonra yüzüne bir gülümseme yayıldı ve bana dönerek "Krist! Ben de geleyim N'olur? Uzun süredir hamburger yemedim; uzun bir süredir... Hem eğer gelmezsem seni Kheiron'a söylerim!" "Hey! O benim tehdidimdi!" diye bağırdı Yon. Claire ona dil çıkardı. "Of... Siz ikiniz... Tamam ikiniz de gelin benimle. Ama önce ahırlara gitmeliyiz." Claire ofladı ve ellerine baktı. Afrodit kızı, ne olacak! Güzelliğine düşkün işte! Pegesus ahırlarına gittiğimizde May 'i sıkıntıyla ve ondan daha da sıkılmış ve küp şeker isteyen pegasusu Çörek ile konuşuyordu. Daha doğrusu Çörek onun çantasını koklarken Maya da onun yelelerini ÖRÜYORDU! İçimden "Yazık ki ne yazık hayvana..." demek geçti ama onun yerine "Eyvah! Sanırım May de gelecek" diye fısıldadım Yon ve Claire'e. Sonra hayvana acıdım ve çantamdan dört küp şeker çıkardım. Az önce dediklerimi bir an unutarak "Hey Çörek! Yakala!" dedim ve dört küp şekeri birden fırlattım. Çörek hepsini kanatları ile topladı ve hepsini ağzına attı. Bu arada Pençe' nin inlediğini duyabiliyordum. Ne yazık ki bir Poseidon çocuğu değildim. May bana döndü ve "Hey selam! Nab-" sonra arkamdakileri gördü ve yüzünde sanki gülümseme patlamış gibi güldü, Çörek ise kanatlarını çırptı. "Yolculuk nereye?" dedi söylediklerini değiştirerek. "McDonalds'a" dedim havalı bir şekilde. Aslında bu havalıydı çünkü ilk kez annemi görmek için değil de 'McDonalds' gibi bir yere girmek için kaçıyordum. "Ee? Geliyor musunuz, gelmiyor musunuz? Çünkü hemen Pençe'yi ve diğerlerini hazırlayıp gideceğiz, değil mi çocuklar?" ikisi de kafalarını salladılar, pegasuslar da. May hemen "Tabi ki geliyoruz!" dedi. Yon ise Claire ve Maya'ya "Mideniz kaldırır mı peki? May, onlar hayvan etinden yapılıyorlar; emin misin yani?" dedi. May birşey demedi. Claire ise bir eliyle burnunu tıkıyordu ve şimdi açık kolu ile Yon'a vurmuştu. "Acıdı ama..." Diye itiraz etti Yon. Ben ise o sırada Pençe'ye bir kutu küp şekerini uzatmıştım bile. Pençe onları yerken "Hey siz üçünüz! Didişmeyi bırakın da pegasuslarınızı hazırlayın! Çok açım!" diye bağırdım. Pegasuslarımızı aldık ve uçuşa geçtik ve gizlice kampın değişmeyen, sıkıcı havasından gitgide uzaklaşmaya başladık. Geriye, kampıma doğru son bir bakış attım ve içimden yanlış mı yapıyorum acaba? diye geçirdim. Arkamda May, Yon ve en arkada da herhalde saçları bozulmasın ve yüzü çatlamasın diye sanki bilerek orada uçan Claire vardı.
En son Kristen Reneé Dawson tarafından Ptsi Ocak 17, 2011 1:33 am tarihinde değiştirildi, toplamda 2 kere değiştirildi (Sebep : Jones'i çıkarıyoruz arkadaşlar unutmayın!) | |
|
Claire Angel Deeply Afrodit'in Çocuğu/Kulübe Lideri/Büyü Teknikleri Eğitmeni
Mesaj Sayısı : 3332 Kayıt tarihi : 31/10/10
| Konu: Geri: New York'ta Melezburger... Cuma Ocak 07, 2011 9:42 am | |
| Pers'le konuşuyordum. Ama artık gitmesi gerekiyormuş. Tam vedalaşırken bir ses duydum.
"Of tamam! New York'a gidiyorum. Kimseye kaçtığımı söyleme. Sakın!"
New York mu? Hemen Pers'i yolladım ve olaya daldım. Bunu Krist söylemişti. Mutlaka bende gelmeliydim. Krist'i ikna etmekte çok kolay olacaktı. Bu tabikde tehditle olacaktı.
" Hem eğer gelmezsem seni Kheiron'a söylerim! "
Yon'un kullanacağı tehditi ben kullanmıştım. Mecbur olarak Krist, Yon'u da beni de New York'a götürmek zorunda kalmıştı. Çok eğlenceli olacaktı. New York'a gidebilmek için ahırlara gittik. Orda Maya'ya rastlamıştık. Maya'ya da "McDonalds'a" gelmesini teklif ettik. Sanırım ekip tamamlanmıştı. Hepimizin yüzünde gülümseme oluşmuştu ki Yon bu gülümsememizi sanki bozmak için "Mideniz kaldırır mı peki? May, onlar hayvan etinden yapılıyorlar; emin misin yani?" dedi. Yon'un bunu demesiyle birlikte midem alt üst olmuştu. Hemen bir elimle burnumu tıkadım. Diğer elimle ise Yon'a vurdum. Hayallerim suya düşmüştü. Hamburgere bayılırdım. Şimdi ben onu nasıl yiyecektim. Şu an Yon'dan nefret ediyordum. Bakışlarımla da bunu ima ediyordum. Hayvan eti mi? Bunu bana nasıl yaparlardı ya?
Sanırım kusacaktım. Çok kötü olmuştum. Yüzüm bembeyaz olmuştu. Derin derin nefes almaya başladım. Bol bol içime oksijen çektim. Oksijen iyi gelmişti. Kendimi toparlamaya başlamıştım. Artık yavaş yavaş yüzümün rengi yerine geliyordu. Kusmadığım için çok mutlu olmuştum. Herkes pegasuslarını hazırlayınca uçuşa geçtik. Ben en arkadan gidiyordum. En öndekine rüzgar çok fazla vuruyordu. En önde olsam saçlarım berbat olur. Makyajım ise bozulurdu. En arkası iyiydi bu yüzden. Kampızı geride bırakmıştık. Biraz uçtuktan sonra New York'un o göz alıcı şahane ışıkları gözüktü. Buraya her geldiğimde ne güzel bir şehir diyiyordum. Artık inişe geçmeliydik.
En son Claire Angel Deeply tarafından Ptsi Ocak 24, 2011 7:26 am tarihinde değiştirildi, toplamda 2 kere değiştirildi | |
|
Edward J. F. Newgate Apollon'un Çocuğu/Kulübe Lideri/Canavarlara Karşı Korunma Eğitmeni
Mesaj Sayısı : 1784 Kayıt tarihi : 21/12/10
| Konu: Geri: New York'ta Melezburger... Cuma Ocak 07, 2011 9:50 am | |
| Bir melez için melez kampından daha güvenli bir yer yoktur. Eğer oradan bir hamburger için kaçıyorsanız psikopatsınız demektir. hele grupça kaçıyorsanız... Ren ile Mc Donalds'a gidecektik. Aslında ilk ben gidecektim ama fırlama bir afrodit çocuğu olan Claire hem tehditimi elimden aldı hemde bizle beraber gelmek istedi. Gerçekten çok kızmıştım. Kimse tehditlerimi elimden alamaz bu böyle biline! Her neyse hep beraber ahırlara doğru gittik. İçeride Maya'da vardı. Henüz onunla düellomuzu bitirmemiştik ama olsun. Claire'e sanki kimse bilmiyormuş gibi hamburger etleri hayvanlardan yapılır dedim. Ya hu pegasuslardan mı yapılır dedim. Ne diye herkes öghhk, ıyk yapıyor. Ne eti yiyordunuz melez kampında pırasa eti aman ne harika Biz ahırlardan kalkışa hazırlanıyorduk ki içeri kardeşim Jones girdi. Aslında çocuğa gıcık olurdum ama aynı zamanda severdim kafa bir yapısı vardı. Her neyse iyice altın gününe dönen Ren'in kaçma planı böylece hepimizin kaçma planına dönüştü. Jones'da gelmek isteyince hep beraber pegasuslara atladık. Ben yolu bilmiyordum. Ve genellikle kaybolurdum. Yani bir bakmışım ben new york'a gidiyorum sanarken kendimi Las Vegas'ta bulmuşum..
En son Yondaime Hokage tarafından Ptsi Ocak 10, 2011 4:34 am tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi | |
|
Clara Thompson Artemis Avcısı/Melez Danışmanı/Doğa Bilimleri Eğitmeni
Mesaj Sayısı : 4592 Kayıt tarihi : 12/10/10
| Konu: Geri: New York'ta Melezburger... Cuma Ocak 07, 2011 10:25 pm | |
| Hepimiz pegasuslarımıza atladık ve havalandık. Yon biraz dalgın gibiydi. İki de bir sağa ya da sola uçuyordu. Böyle durumlarda onun sağına ya da soluna geçip, bizimkilerin yanına ittiriyordum. Bu iş sıkıcılaşmaya başlamıştı ki, sonunda altımızda New York'un ışıklarını göründü. ''Heyo! Sonunda New York!'' diye bağırdım. Çoğu kişi, hatta pegasuslarımız bile hareketlenmişti. Kristen her sevindiği zamanki gibi bir savaş narası attı ve dalışa geçti. ''Hey! Bizi bekle!'' diye bağırdı Yon ama o da durmadı. Ren'in ardından dalışa geçti. Claire ve ben birbirimize bakıp kıkırdadık. Bunlar hep aynıydı. ''Haydi bizde gidelim!'' dedim Claire'ye. Hafifçe Çörek'i dürttüm ve alçalmaya başladık. | |
|
Kristen Reneé Dawson Apollon'un Çocuğu
Mesaj Sayısı : 394 Kayıt tarihi : 05/11/10
| Konu: Geri: New York'ta Melezburger... Ptsi Mayıs 02, 2011 12:47 am | |
| Yere indiğimde Yon da arkamdan inmek üzereydi. Pegasusumdan atladım ve Claire için çamursuz bir yer aradım. Claire'in bindiği pegasusa hareketler yaparak ineceği yeri gösterdim. İndiklerinde Claire kendsini kirlenmekten kurtardığım için bana teşekkür etti. Mana ise biraz mutsuzdu. Her halde kamptan saçma sapan bir hamburger yüzünden kaçtığımız içindi... "Tamaaaaam....! Neredeyiz tam olarak bilen var mı acaba?" dedi Yon. Kimsenin hiç bir fikri yoktu. Ben de "Hemen geliyorum" diyerek sokağın başındaki yazıya bakmaya koştum. Geri geldiğimde Mana ve Yon bir yere oturmuş, Claire de tatlı bir prenses gibi pegasusuna yan oturmuştu. "Hey çocuklar! İki sokak ileride McDonalds var! Yani biraz yürümemiz gerekecek Pegasuslar gizlice ahırlarına dönebilir!" dedim. Sonra herkesin bana bitkin bitkin baktığını görünce "Pekalaaa.. o zaman önce biraz dinlenelim sonra yola çıkarız. ama unutmayın Akşam olmadan kampta olmalıyız. Aslında geç de gidebiliriz. Kimin evi daha yakınsa oraya gideriz. Sabah ta kampa gideriz. Galiba Mana ve benim evim en yakın olanı. Neyse." dedim ve ben de bir yere attım kendimi. "Ahh! Bir daha asla kendmi asfalta atmam!" dedim. Epey bir zaman geçti ve sonunda "Artık gidebiliriz bence." dedi Mana. "Bence de." "Bence de!" diye destekledim Yon ve Mana'yı. Claire yürümeye pek de hevesli değildi, bu her halinden belli oluyordu. (Üzgünüm, renklendirme yoktu. Neyse en azından aç kalmayacağız ) | |
|
Claire Angel Deeply Afrodit'in Çocuğu/Kulübe Lideri/Büyü Teknikleri Eğitmeni
Mesaj Sayısı : 3332 Kayıt tarihi : 31/10/10
| Konu: Geri: New York'ta Melezburger... Çarş. Tem. 13, 2011 1:52 am | |
| Bir yemek yemek için kamptan kaçmıştık ama nereye geldiğimizden bile haberimiz yoktu. Reene “Geliyorum şimdi” diyerek bir yere gitiişti. Ben ise yorgunluktan ölüyordum. Yon ile Mana yere oturmuştu ama ben heralde yere oturamazdım. Oralara kim iblir kimler basmıştı. Yorgunluktan da ölüyordum aama en iyisi pegasusuma oturmaktı. Bende öyle yaptım. Yan bir şekilde pegasusuma oturdum. Kısa bir süre sonra Reene geldi. "Hey çocuklar! İki sokak ileride McDonalds var! Yani biraz yürümemiz gerekecek Pegasuslar gizlice ahırlarına dönebilir!" dedi. Yürümek mi? Aman tanrım bu bir kabus olmalıydı. Bu kadar yorgunluğun üzerine hala bir şeyler yiyememiştik ve yürücek miydik? Bu berbat bir fikirdi ama dğer taraftada yemek vardı. Şu an o kadar aç olduğumdan yemek için her şeyi yapabilirdim ama yürümeye gelince bilemiyordum. Hep birlikte biraz dinlenmeye karar verdik. Reene kendini asfalta attı Ve “Bir daha kendimi asfalta atmayacağım.” Dedi. Gülmeye başladım. Komik gelmişti.
Biraz dinlendikten sonra pegasuslarımızı geri yolladık. Gizlice ahıra gideceklerdi. Mana’nın koluna girerek zar zor yürümeye başladım. Yorgunlukltan ölüyordum. Yon’la Reene’nin Halide pek farklı değildi. Neyseki kısa bir yürüyüşün ardından McDonalds gözükltü. Normalde McDonalds’dan yemem. Çünkü kilo yapıyorlardı ama şuan çok aç olduğumdan dolayı McDonalds yemeye bile razıydım. Hem buradan aldığım kalorileri sonra yapacağım bir sporla atarım. McDonalds’a geldiğimizde hemen boş bir masaya oturduk. Ben "Off çok acıkmışım. Düşünün yani şu bol bol kalorileri bile yiyeceğim. O derece. Bari çabuk gelse." dedim. Yon ise heralde benim sinirimi bozmak için "Clay bunlar hayvan etinden. Hala bunları yemede kararlı mısın?" diye sordu. Neyse ki bu sefer bir önceki gibi miğdem bulanmamıştı ama şimdi yemede tereddüt etmeye başlamıştım. Mana "Yonnnn! Bırak kızla uğraşmayı. Aç kalcak şimdi. Clay sen boşver Yon'u. Biz nasıl yiyorsak sende herkes gibi yiyeceksin." dedi. Mana doğru söylüyordu ama nasıl yiyebilirdim ki? Fakat yemessemde aç kalacaktım. Kafam çok karışmıştı şimdi.
| |
|
Kristen Reneé Dawson Apollon'un Çocuğu
Mesaj Sayısı : 394 Kayıt tarihi : 05/11/10
| Konu: Geri: New York'ta Melezburger... Cuma Tem. 15, 2011 12:51 pm | |
| Yon yine Claire'e bir şeyler dediği için Mana onu azrlıyor gibi bir görüntü vardı ortada. Ama ne konuştuklarını dinleyemiyordum çünkü ben yemek sırasındaydım. Sanki aralarındaki tek yorgun olmayan insan bendim... Ben sadece feci şekilde açtım o kadar. Oradaki kadına siparişlerimizi verdim ve beklemeye başladım. Yemekleri alır almaz masaya götürdüm ve Maria ile ellerimi yıkamaya gittim. "Aslında yemek yemeyi geciktiriyorum sadece şu anda. Acayip açım ama yemek istemiyorum." Boş boş konuşuyordum, Maria beni dinlemiyordu, bunu biliyordum. Buna alışık olduğum için her şeyi onun yanında söylerdim ya! Biz gelince Claire ve Yon da gitti. Maria çoktan yemeye başlamıştı. Ben ise onların da gelmesini bekliyordum. Biraz dışarı çıktım. NY'ta her zaman olduğu gibi sokağın çıkışında bir hırsızlık olayı vardı. Neden yardım edecektim ki? Şu anda cüzdanı çalınan adam da o cüzdanı başka birinden çalmış olamaz mıydı? Bu şehir hiç de masum değildi... Hele canavarlar varsa... İçeri girdim ve yemeğimi yemeye başladım. Claire hamburgerini bir yandan ısırıyor bir yandan da Yon'a bakıyordu. Yon pis pis sırıtırken Maria da Yon'a pis pis bakıyordu. Ben de öylece onlerı izliyordum işte! "Ne saçma!" diye mırıldandım. Kimse duymamıştı. Daha az önce neşe doluydum yaa! Ne oldu böyle bana şimdi? Yine gülümsemeye çalışıtım. Birkaç eski anımı düşünerek mutlu olmaya çalıştım. Şimdi yemeğim bitmiş şekilde onları izliyordum. Maria birden donakaldı. Sonra numaadan gülmeye başladı. "Çocuklar... Dışarıda..." Claire arkasını dönecekken Yon "Sakın bakma!" diye uyardı onu... Sadece iki drakon ve 4 cehennem tazısı öylece dolanıyordu ortalıkta. "Burada öyle duracak mıyız yoksa onları gebertecek miyiz?" dedim bir dakika sonra. Claire "Evet, onlar gidene kadar burada sohbet eder gibi yapacağız." "Bir saat sürse bile mi?" dedi Yon Claire'a bakarak. Maria'ya da gülmek kalmıştı. Cebimden tenis topumu çıkardım ve masanın kenarından gösterdim. "Hadi, hemen bitirelim şu işi de yemeğimize devam edelim abi yaa." Dedim üçüne ama Claire'in pek de isteği yoktu. Eldivenlerimi de taktım ve ağaya kalktım. "Evet... Bekliyorum... Hadi kalkın..." | |
|