Bugün yine biraz rahatlamak istediğim zamanlardaki gibi sakin bir yere gitmeyi tercih etmiştim: Long Island.
Hava gerçekten çok güzeldi. Ilık, tatlı bir rüzgar esiyordu. Bir yandan yürüyüp bir yandan da buranın temiz havasını içime çekiyordum. Derken arkamdan gelen bir ses duydum. "Merhaba, Athena kızı. Sen Katherine olmalısın." Hemen arkamı döndüm. Arkamda uzun boylu bir adam duruyordu. Peki ya adımı ya da kimin çocuğu olduğumu nereden biliyordu ? "Sen de kimsin ?" diye sordum. Adam hafif bir kahkaha attı ve "Demek beni tanımıyorsun. Eh, yenisin tabii. Ben, Tanrı Apollon'um." dedi. Tanrı Apollon mu ? Şaşırmıştım. Mitolojide en sevdiğim Tanrılardan birisiydi Apollon. "Öyle mi ?" dedim kaşlarımı kaldırarak. "Tanrıların buralarda dolaştıklarını bilmiyordum. Gülümsedi ve yavaşça benim olduğum yere doğru yürümeye başladı. "Aslına bakarsan ben pek sık uğramam. Ama bugün içimden geldi. Buralarda genellikle Poseidon ya da Hermes bulunur."
Ses tonu arkadaşçaydı. Eğer onun Tanrı olduğunu bilmesem onu bir melez sanabilirdim. "Tanıştığıma sevindim, Apollon." dedim. O da bana sevecan bir şekilde kafasını salladı ve "Ben de." dedi. Bir süre manzarayı seyrettikten sonra sordu. "Benim hakkımda neler biliyorsun ? Anlat bakalım." dedi muzur bir ifadeyle. Bu soruyu beklemiyordum. Bir süre mitoloji hakkındaki bilgilerimi kafamda tarttım. "Hadi ama, o kadar da zor bir soru sormadım." dedi gülerek. "Pekala, hatırladığım kadarıyla sen güneş Tanrısısın. Altın bir lirin var ve bir ok atma ustasısın. Bir de Artemis'in ikiz kardeşisin." dedim bildiklerimi sıralayarak."Doğru. Dersine çalışmışsın Katherine." dedi neşeli bir ifadeyle. "Peki çocuklarımla aran nasıl ?" diye sordu bir süre sonra. "Daha sadece birisiyle tanıştım, Tiffany. İyi bir kıza benziyor. İleride hepsiyle tanışmayı umuyorum." dedim. "Tiffany iyidir. Bu arada isabetli bir karar. Çocuklarımın hepsini seveceğine eminim. En kısa zamanda kulübelerini ziyarete gitmelisin. Emin ol, seni en iyi şekilde ağırlayacaklardır." dedi. Çocuklarıyla gurur duyduğu her halinden belliydi. "Ondan şüphem yok. Bir gün Apollon kulübesini ziyaret etmeyi ben de isterim." dedim.
Biraz daha oturduktan sonra Apollon ayaklandı ve "Artık gitsem iyi olacak." dedi. Ben de ayağa kalktım. "Peki Tanrı Apollon. Tekrar tanıştığıma memnun oldum." dedim. Bana tekrar gülümsedi. "Unutmadan, bir gün senin de güneş arabası ile bir deneyim yaşamanı isterim." dedi ve ben ona daha bir şey soramadan bana göz kırpıp birden kayboldu. En kısa zamanda güneş arabasının nasıl bir şey olduğunu öğrenmeliydim.
İçimde garip bir mutluluk vardı. Sanırım az önce Tanrı Apollon ile arkadaş olmuştum. Konuşmamızı düşünerek tekrar manzarayı izlemeye koyuldum...
RP Bitmiştir.