O gün değişik hissediyordum.Tek kalmam gerekiyordu sanki ama kulübede değil.Kahvaltımı hızlı bir şekilde edip hemen kulübeden çıktım.Küçük ama hızlı adımlarla ormandan çıktım ve Long Island Kıyısı'na gittim.Manzara muhteşemdi.Çimenlere uzandım ve o manzarayı seyretmeye başladım.Burayı izlerken insan - pardon melez - resmen büyüleniyordu.Kaçıp gitmek geliyordu içimden.İçimden çıkan ses o kadar ısrarcıydı ki."Kaç , burası sana göre değil.Sen burda yaşayamazsın." diyordu o ses.Evet bu her zaman yaptığım birşeydi.Kaçıp gitmek ve arkama da hiç bakmamak.Çok yapmıştım bunu.Kimin canının yandığını yada kimin sevindiğini hiç düşünmeden.Ayağa kalktım ve güneşe baktım.Batmak üzereydi.Arkamdan bir ses duyunca irkildim."Bugünün güneşi de senin için batsın evlat.".Babam karşımda duruyordu.Karşı konulmaz gülümsemesi ve parıldayan teniyle.Hemen eğilerek selam verdim."T-Tanrı Apollon..".Babam gülümsemeye devam etti ve "Kalk oğlum , eğilmene gerek yok.Bugün sana hem ağır bir sorumluluk hemde o sorumlulukların üstesinden gelebilecek bir hediye vereceğim." dedi.Güldüm.Belki saygısızca bir laf olacaktı ama dedim işte."Baba sen beni hayatın boyunca görmedin ki ! Bana istediğim bir hediyeyi nasıl vereceksin ?! " diye bağırdım.Apollon'un gülümsemesi solar gibi oldu."Bak oğlum , senin beni görmemen benim de seni görmediğim anlamına gelmez.Hayatın boyunca seni izledim.Ve Zeus aşkına ! Sen bir Apollon oğlusun ve kılıcı her zaman ok-yay'dan daha çok sevdin.Bende sana buna göre bir hediye getirdim." dedi.Bir eldiven verdi bana.Şaşırmıştım , aynı zamanda da kızdım."Baba , bu eldiven.Sadece bir eldiven ! Ne yani beni canavarlardan değil de kıştan mı koruyorsun yoksa ?" dedim.Apollon isteksizce gülümsedi."İçinde bir kılıca dönüşmesini dile." dedi.Saçmaladığını düşündüm ama Zeus aşkına ! O bir tanrıydı.Eldivenin kılıç olmasını istedim gözlerimi kapatıp.Elime baktığımdaysa.Aman tanrım bir metre boyunda ve ilahi bronzdan bir kılıç elimdeydi.Apollon güldü."Asıl eğlence şimdi başlıyor." dedi ve ellerini havaya kaldırdı.Sanki , sanki bir enerjiyi içine çekiyor gibiydi.Evet güneşin enerjisini çekti ve kılıca aktardı.Kılıç artık parlıyordu."Kılıca güneşin enerjisini aktardım.Kılıç artık daha güçlü ve şimdi senden birşey yapmanı istiyorum.Kılıca bak , dikkatlice bak hiç bu kadar ışık gözlerini rahatsız ediyor mu ? dedi.Kılıca baktım ve , hayır rahatsız olmuyordum."Bu kılıç sayesinde düşmanlarını daha kolay yenebilirsin.Tabii Titan Epimetheus'la karşılaşmazsan." dedi gülerek.Çok mutlu olmuştum.Babamdan bir hediye gelmişti bana.Ve bu , bu hayatımda aldığım en havalı hediyeydi.Babama teşekkür ettim.Babam gözümü kapatmamı söyledi ve kayboldu.Artık her zaman sağ elimde bir eldiven olacaktı.