Olimpos Rpg Percy Jackson ve Olimposlular ile Olimpos Kahramanları serilerinden esinlenilerek oluşturulmuş, zirvedeki rpg forum sitesi. |
|
| Görevimiz Tehlike (S.K. 70 #1) | |
|
+2Troy Woodville Robert Harris 6 posters | Yazar | Mesaj |
---|
Robert Harris Hades'in Çocuğu/Kulübe Lideri/Canavarlara Karşı Korunma Eğitmeni
Mesaj Sayısı : 1602 Kayıt tarihi : 16/08/10
| Konu: Görevimiz Tehlike (S.K. 70 #1) Cuma Ara. 24, 2010 8:13 am | |
| ((Robert*Lucy*Elena*Troy*Tiffany*Calvin*))
Gözlerimi açtığımda kendimi Büyük Ev'deki revirde bulmuştum. Lucy, Tiffany, Calvin ve Troy etrafıma dikilmiş, tuhaf tuhaf bana bakmaktaydılar. Onlara kendimi zorlayarak göz kırpmış ve 'ben iyiyim' işareti yapmıştım ama, baş parmağımla oluşturduğum bingo şekli bile, tüm vücudumun ağrıyla kasılmasına neden olmuştu. Yaşadıklarımız zihnime akın ederken, bir ara nefessiz kalmıştım. Zorlukla yönelttiğim "Ka-kazandık mı?" sorusuna, "Destek kuvvetler oraya ulaştığında biz kampa geri döndük. Ama işler en son yolunda gidiyordu." cevabını veren Lucy, az da olsa rahatlamamı sağlamıştı. Derin bir nefes alarak gözlerimi kapattım ama ne yazık ki o gün çekeceğim çileler henüz son bulmamıştı. Uzun, kahverengi saçlara sahip bir kız aceleyle içeri girdi ve bana yönelttiği bakışlarıyla, "Kheiron hemen havaya bir drahmi fırlatmanı istedi." dedi. Buraya kadar koşarak gelmiş olduğu, hızlı hızlı nefes alıp verişinden anlaşılıyordu. Ben gözlerimi kısarak "Neden?" diye sorarken, Lucy çoktan cebinden bir drahmi çıkarıp hareket ettirebildiğim elime uzatmıştı. Kendimi elimden geldiğince zorlayarak drahmiyi havaya fırlattım. Hedef aldığım nokta Troy'un burnuydu ama para havaya birkaç santimden fazla yükselemedi. İris mesajının oluşabilmesi için bu yükseklik yeterliydi.
Etrafımdaki beş kişi de geriye doğru birkaç adım atarak saydam görüntüye yer açtılar. Görüntüde babam Tanrı Hades'in belirmesi, gözlerimin fal taşı gibi açılmasına sebep oldu. Bir an, sadece kısacık bir an için bana "Geçmiş olsun." diyeceğini umdum ama o ateş saçan gözlerinde sevgiden veya merhametten eser yoktu. Sıkıntıyla bir nefes aldıktan sonra, "Ne var baba?" diye sordum. Ölüler Tanrısı kaşlarını çatarak, "Beyin hücrelerin çok kötü durumda olduğu için sana zihninden seslenemedim, İris mesajıyla ulaşıyorum." dedi. "Peki neden bana ulaşmak istedin?" şeklinde bir başka soru yönelttim kendisine. Etrafımızda tüm reviri kaplayan bir sis bulutu oluşmaya başladığında, kan dondurucu bir kahkahanın ardından, "Buraya geldiğinde öğreneceksin." dedi. İris mesajındaki Tanrı Hades ortadan kaybolmaya başladığında tüm gücümle, "Hey! Bilmem farkında mısın ama birbirinden feci şekilde kırılmış olan kaburgalarım şu anda yaptığın espriye gülmemi engelliyor!" diye bağırdım. Oradaki herkesin tahmin ettiği gibi, cevap gelmedi. Sadece, arkadaşlarım da birer İris mesajlarıymış gibi bir bir ortadan kaybolmaya başladılar, en son ben de o karadeliğe düştüm ve kendimi çok bilindik bir yerde buldum: yeraltında.
| |
| | | Troy Woodville Athena'nın Çocuğu
Mesaj Sayısı : 53 Kayıt tarihi : 25/10/10
| Konu: Geri: Görevimiz Tehlike (S.K. 70 #1) Salı Ara. 28, 2010 9:47 am | |
| Kampa yeni gelmiştik ve Robert'ı revire zar zor taşımıştık. Uzun bir süre kendi aramızda olayları değerlendirdik. Sonra yeniden revire gittik. O sırada Robert'ın göz kapakları titredi ve gözlerini açtı. Gözlerini açmasıyla ilk bizi görmesi pek hoşuna gitmemişti herhalde. Ama buna alışmak zorundaydı. Bu kampta herkesin birbirine ihtiyacı vardı. Ve birazdan yine ihtiyacı olabileceğini kim bilebilirdi ki? O sırada içeri koşturarak Elena girdi. Robert'a bakarak "Kheiron hemen havaya bir drahmi fırlatmanı istedi." dedi. Robert önce biraz şaşırdı. Sonra da Lucy'nin verdiği drahmiyi bana hedef alarak fırlattı. Ama bugün şanslı gününde değildi, bana isabet etmedi. Zaten şu an revirde bulunması, şanssız olduğunun bir kanıtıydı. Bir İris Mesajı oluştu ve içinde Hades göründü. Birden midem bulandı. Onu görmeye dayanamıyordum. Robert'a buz gibi bakıyordu. Biri çocuğuna nasıl böyle davranabilirdi ki, bu bir tanrı bile olsa. Yeraltı Tanrısı kaşlarını çatarak -artık daha ne kadar çatabilirse- "Beyin hücrelerin çok kötü durumda olduğu için sana zihninden seslenemedim, İris mesajıyla ulaşıyorum." dedi. "Peki neden bana ulaşmak istedin?" Hades, iç dondurucu bir kahkahadan sonra "Buraya geldiğinde öğreneceksin." dedi. Ondan sonraki konuşmaları dinlemedim. Zaten o kadar da önemli değildi. Robert çok yorgun düştüğü için gözlerini yeniden kapattı. Biz de dışarı çıktık. "Eveet, yorumşarınızı alayım hanımlar!" dedim ve sırıttım. Herkes bir tahmin yürütmeye başladı. Galiba bizi bir görev daha bekliyordu. Oysa ki bir görevden daha yeni dönmüştük. Ayrıca bu aralar yeraltına inmeyi randevu defterimde göremiyordum. Bu defter zaten hiç işe yaramıyordu. Bir melezseniz böyle bir defter tutmayı bırakın, böyle bir defteri düşünmek bile saçmaydı. | |
| | | Tiffany Trully Apollon'un Çocuğu
Mesaj Sayısı : 1885 Kayıt tarihi : 11/10/10
| Konu: Geri: Görevimiz Tehlike (S.K. 70 #1) Cuma Ara. 31, 2010 11:48 pm | |
| Robert’in yanındayken Elena gelmişti ve "Kheiron hemen havaya bir drahmi fırlatmanı istedi." demişti. Elena’nın dediğini yaptığımızda iris mesajında Hades konuşmuştu. Ne istediğini tam olarak bilmiyorduk ama bize zor bir görev vereceği kesindi. Robert’ı yalnız bırakıp hepimiz dışarı çıktık. Arkadaşlarla tahminlerde bulunuyorduk. Acaba Hades bizden ne istiyordu? Bunu kısa bir zaman içerisinde öğreneceğimizi biliyordum. Konuşurken etrafım bulanıklaşmaya başladı. Tekrar görüntü normale döndüğünde kendimi yeraltında buldum. Güneş Tanrısı’nın kızı olduğumdan hemen yeraltında olduğumu anlamıştım. Etrafıma şaşkınlıkla bakındım. Arkadaşlarımda yanımdaydı ve onlarda şaşkın görünüyordu. Robert da yanımızdaydı. “Ah harika!” dedi. Söyleyecek sözüm yoktu.
Etrafımızda bir sürü ölü vardı ve Robert’tan aşırı korkuyor gibi görünüyorlardı. Yanımıza yaklaşmıyorlardı ve aksine uzaklaşıyorlardı. Aklımdaki soruyu Elena sordu, “Şimdi ne yapıyoruz?”. Lucy, Robert’a baktıktan sonra “Hades’in Sarayı’na gidiyoruz.” dedi. Hepimiz Robert’a baktık. O da bize tek tek baktı ve “Ne bakıyorsunuz?” dedi sinirli bir tavırla. Sonra da Hades’in Sarayı’na doğru yürümeye başladı. Bizde arkasından geliyorduk. Robert’i anlıyorum. Babasına çok sinirlenmişti ama sinirini bizden çıkartması yanlıştı. Robert’ın yaraları iyileşmişe benziyordu. Artık acı çekmiyordu. Bu iyi bir haberdi. Kısa bir süre daha yürüdükten sonra Hades’in Sarayına vardık. Burası geçekten müthiş bir yerdi. Daha doğru çok ilginç bir yerdi. Hiçbir yere benzemiyordu. Buraya ilk defa geliyordum. Arkadaşlarıma baktım. Onlarda buraya ilk defa geliyorlardı ve çok şaşırmışa benziyorlardı. Biraz daha bakndıktan sonra yanımıza iskelet adamlar geldi. | |
| | | Lucianna Fackrell Athena'nın Çocuğu/Kulübe Lideri
Mesaj Sayısı : 4356 Kayıt tarihi : 22/08/10
| Konu: Geri: Görevimiz Tehlike (S.K. 70 #1) Paz Ocak 02, 2011 3:22 am | |
| Tanrı Hades 'sinir bozucu ilahi güçler' listemde zaten ilk beşteydi ama bugünki performansı onun iki basamak daha atlamasını sağlamıştı. O vahşet meydanından kampa döner dönmez hasta ve yaralı oğlunu yeraltına sürüklemişti; üstelik benim de dahil olduğum bir grup melezi de Robert'ın yanına katık etmişti. Bu durum çok ama çok sinir bozucuydu. Yine de Ölüler ve Yeraltı Tanrısı karşısında insanın seçim şansı olmazdı, o saraya gidecek ve yeni bir belayla yüzleşecektik. Kapının eşiğinde bizi pek sevgili iskelet adamlar karşıladığında, dayanamayarak kılıcımı çektim ve en yakınımdakini minik parçacıklara ayırana kadar deştim. Ne de olsa birkaç dakika içerisinde tekrar eski haline dönecekti. Gruptaki diğer arkadaşlarımın bana bakışları hiç hoşuma gitmemişti ama umursamadım, gerçekten çok gergindim, ayrıca ilk kez böylesine zorlu bir göreve çıkmış olan Elena için endişeleniyordum. Yeraltı Sarayı'nın koridorlarının birinde, iskelet adamlarla birlikle ilerlemeye başladık. Kimseden çıt çıkmıyordu; Troy bile sinir bozucu espriler yaparak moralimizi yerine getirmeye çalışmıyordu...
Yürüyüşümüzün ardından Hades'in tahtının bulunduğu büyük odaya vardık. Gözlerim hemen, buraya geldiğim bir keresinde bana yardımcı olmuş olan Tanrıça Persephone'a kaydı. O da kısa bir an için bana baktı ama bakışlarında umuda dair ufacık bir parıltı bile yoktu, aşırı karamsar bir ruh halinde olduğu açıktı. Bunun kocasının bize vereceği görevle bir alakası olmaması için sessizce dua etmeye başladım. Buraya en son, Robert ile hafızamı kaybetmiş olduğum 6 Aralık gecesinde gelmiş ve küçük bir kızın ölümüne neden olmuştum. Ondan öncesinde de Hades'in Sarayı gözüme pek sevimli görünmezdi. Uzun süredir kızı Stella'nın ziyaretine gelmemesini fırsat bilen Tanrı, onun bu sıkıcı dekora katmış olduğu iç açıcı tablolar ve benzer süslemeleri bir bir kaldırıyordu, kapkaranlık oda 'burası yerin altında' diye bağırıyordu ve ben, klostrofobim nedeniyle zor anlar yaşıyordum. Robyn'in kendini toparlayıp konuşmaya başlaması bana göre yıllar almıştı ama en sonunda, "Bizi neden buraya getirdin baba?" diye sormayı başarabildi. Şimdi içerideki herkes meraklı bakışlarını Ölüler Tanrısı'nın insanda kusma hissini harekete geçiren suratına dikmiş, vereceği cevabı bekliyordu.
| |
| | | Calvin Drake Westin Hades'in Çocuğu
Mesaj Sayısı : 233 Kayıt tarihi : 06/12/10
| Konu: Geri: Görevimiz Tehlike (S.K. 70 #1) Paz Ocak 02, 2011 6:20 am | |
| Kabus gibi bir görev almak için Tanrı Hades'in Sarayına gitmiştik. Seçeneğim olsaydı, asla buraya gelmezdim ama seçeneğim yoktu. Arkadaşlarımla bereber saraya vardık ve iskeletlerin eşliğinde Tanrı Hades'in yanına gittik. Hades koltuğunda oturmuş bize kötü kötü bakıyordu. Sanki bizi buharlaştırmak için fırsat arıyordu. Niye her tanrı böyleydi. Gerçi kimse Tanrı Hades kadar olamazdı. Bulunduğumuz odayı incelemeye başladım. Gerçekten de berbattı. Anlaşılan Hades aynı zamanda da zevksizdi. Odaya bakmaktan pişman olmuştum. Zaten ölüm kokusuda bana hiç yardımcı olmuyordu. Hades sonunda konuşmaya karar verdi ve "Medusa'nın elinde çok güçlü bir şey var. Sizden bunu almanızı istiyorum." dedi. Birbirimize bakmaya başladık. Güçlü bir şey mi? İlk konuşan Lucy oldu. "Bu nasıl bir şey?" diye sordu. Hades bize çok kötü bir bakış daha attıktan sonra "Siz Medusa'yı bulun. Eminimki bu gücü hissedeceksinizdir. Onu alın ve bana getirin." dedi.
Tavırlarından başka hiçbir şey söylememiz gerektiğini anladım. Hiç kimse bir şey demiyordu. Anlaşılan arkadaşlarımda anlamıştı. Uzun bir sessizlik oluştu. Bu sessizliği bozan Robert oldu. "Tamam baba." dedi. Hades önemsemez bir tavırla Robert'a baktı ve "Gidebilirsiniz." dedi. Robert babasına kötü bir bakış attıktan sonra arkasını döndü ve odadan çıktı. Arkasından baka kalmıştık. Onun arkasından Lucy çıktı ve bizde arkalarından gittik. İskelet askerler hala yanımızdalardı. Anlaşılan saraydan çıkana kadarda bizimle olacaklardı. Robert'a baktım. Çok sinirli görünüyordu. Her an bir yerleri yıkabilirdi. "Hey! Sakin ol." dedim. Robert bana baktı ama bir şey söylemedi. Troy "Her zamanki Hades." dedi. Hepimiz Troy'u onayladık. Robert güldü ve "Peki şimdi ne yapıyoruz?" diye sordu. Bu sorunun cevabını bende çok merak ediyordum. | |
| | | Elena Martin Hephaistos'un Çocuğu
Mesaj Sayısı : 445 Kayıt tarihi : 21/11/10
| Konu: Geri: Görevimiz Tehlike (S.K. 70 #1) Ptsi Ocak 03, 2011 10:12 am | |
| Tanrı Hades gerçektende çok acımasızdı. Her şeyi geçtim felaket bir günde bize kötü bir görev vermişti. Keşke bu görevi rededebilseydik. Ama hiç birimiz buharlaşmak istemediğimiz için redetmemiştik. Mecburi kabul etmiştik. Hades'in taht odasından çıktık. İskeler ile saraydanda çıktığımızda Robert sinirden kuduruyordu. Troy ve Calvin onu sakinleşmeyi başardılar. Robert "Peki şimdi ne yapıyoruz?" diye sordu. Güzel bir soruydu ama cevabı yoktu. Uzun bir sessizlik oluştu. Kimse şimdi ne yapacağımızı bilmiyordu. En sonunda Lucy "Medusa'yı bulacağız." dedi. Tiff "Peki nerede bulacağız." diye sordu. Robert "Yeraltında olduğumuza göre önce Medusa'nın inine bakmakta yarar var." dedi. Çok haklıydı. Orada bulamazsak Em Teyze dükkanına falan giderdik. Lucy "Hadi gidelim o zaman." dedi ama hiç kimse yerinden kıpırdamıyordu. En sonunda Tiff yürümeye başladı. Robert "Tiff yanlış yöne gidiyorsun." dedi. Tiff durdu ve "Öyle mi?" dedi. Robert başıyla onayladı ve gideceği yönü işaret etti. Tiff o tarafa baktıktan sonra tekrar bize döndü ve "Siz gelmeyi düşünmüyor musunuz?" diye sordu. Sahi ya biz burada dikilmiş ne yapıyorduk. Hepimiz birbirimize baktıktan sonra Robert'ın gösterdiği yöne doğru yürümeye başladık. Etrafımızda bir sürü ölü vardı. Onları ittire ittire ilerliyorduk. Robert en öne geçmişti ve bizi yolu gösteriyordu. O, yeraltını avcunun içi gibi biliyordu. Hiç kaybolmadan kısa bir süre sonra Medusa'nın inine vardık. Asıl macera şimdi başlıyordu. Bu güçlü eşyanın ne olduğunu gerçekten çok merak ediyordum. Robert durdu ve tek tek bize baktı. Hepimizi uzunca süzdükten sonra arkasına döndü ve Medusa'nın inine girdi. Bizde hemen arkasından girdik.
Hades'in Sarayı'ndaki Rp Bitmiştir! Devamı Medusa'nın İni'nde! | |
| | | | Görevimiz Tehlike (S.K. 70 #1) | |
|
Similar topics | |
|
| Bu forumun müsaadesi var: | Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
| |
| |
| |
|