Olimpos Rpg
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Olimpos Rpg

Percy Jackson ve Olimposlular ile Olimpos Kahramanları serilerinden esinlenilerek oluşturulmuş, zirvedeki rpg forum sitesi.
 
AnasayfaLatest imagesKayıt OlGiriş yap

 

 Babam bana bir görev teklif ediyor.

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
Joseph M. Masen
Persephone'nin Çocuğu
Persephone'nin Çocuğu
Joseph M. Masen


Mesaj Sayısı : 215
Kayıt tarihi : 16/12/10

Babam bana bir görev teklif ediyor. Empty
MesajKonu: Babam bana bir görev teklif ediyor.   Babam bana bir görev teklif ediyor. Icon_minitimeSalı Ara. 21, 2010 2:43 am

Melez Kampı'na geldiğim gün, normal bir şekilde Olimpos'un Empire State adlı binanın yukarısında olduğunu öğrenmiştim. Yine de bunu saçma görmüyordum. Yani, bir günde babamın bir tanrı olduğunu öğreniyor, en iyi arkadaşımın bir satir olduğunu öğreniyordum. Artık bunlar bana tuhaf gelmiyordu. Aklımda bir çok soru vardı. Bunları yanıtlayacak tek bir kişi varsa o da babamdı sanırım. Ama, Empire State'e nasıl gideceğim hakkında bir fikrim yoktu. Yani, Melez Kampına bir taksi çağıramazdım değil mi ? Buna yanıt olarak bir ses duydum. Sesten yana, daha çok bir kişneme gibiydi. Uzakta ki bir şekil bana doğru geliyordu. Nedense geri çekilme ihtiyacı duymadım. Siyah şekil yaklaştıkça bir at olduğunu anlayabiliyordum. Ama kanatları da vardı. Tabii ya pegasus. White Sea, üzerime doğru geliyordu. Artık önümde bembeyaz bir pegasus vardı. "Nasılsın Patron" dedi pegasusum. Aslında bu tam olarak konuşma gibi değildi. Sesi, zihnimde yankılanıyor gibiydi. Gülümsedim ve pegasusumun üstüne bindim. "White Sea, beni Empire State'e götür." dedim kararlı bir sesle. Babamı sadece bir kez görmüştüm. O zaman da bana kendisinin bir kopyası olan üçlü yabayı vermişti. Daha babama teşekkür bile edememiştim. Hiç bir soru bile sormamıştım. Belki de bir pegasusla havada uçarak Empire State'e gitme amacımdır bu. Sonuç olarak, New York'un manzarası harikaydı. Bunu bir yere not etmeliyim diye düşündüm.

E.S binası önümde duruyordu artık. Ama buradan bakınca 600 katlı gibi gözükmüyordu açıkçası. Homurdanarak içeri girdim. İçerisi, umduğumdan da büyüktü. Görevli zannettiğim bir kişinin yanına gittim ve kol saatimin düğmesine bastım. Sanırım zor kullanmam gerekecekti. "Ben Poseidon'un Oğlu. 600. Kata çıkmak istiyorum." diye söylendim. Görevlinin gözü elimde ki Poseidon armalı hançerime kaymıştı. Tam itiraz edecekken boğazına dayadım ve görevli yutkunarak, kartı verdi. Asansöre bindim - ki buna pişman olmuştum. Bunca yolu 80'ler dinleyerek gelmemiştim - ve kartı deliğine yerleştirdim. Asansör, daha yeni uyanmış gibi cızırdadı ve yukarı çıkmaya başladı. Asansör, sınırına geldiğinde, daha tuhaf bir ışınlanma sesiyle daha da yukarı çıktı. Sonunda durdu ve asansörden çıktım.

Olimpos, hayatımda gördüğüm en muhteşem yerdi. Üstelik havada olmaya yeni alışmıştım. Altımızda bulutlar vardı. Olimpos, bulutların tepesinde bir New York'u anımsatıyordu. Etraf, bir çok ufak tanrı, melezler ve heykellerle çevrelenmişti. Bir sürü bina vardı. Özellikle Hera ve Zeus'un zannettiğim aşırı büyük bir ev vardı. Gözlerimle etrafı taradım. Babam, rastgele buralarda olurdu. Daha doğrusu Lia böyle söylemişti. Genellikle, kendi sarayında olurdu ama babamın buralarda olduğunu hissedebiliyordum. Omzumda bir el hissettim. Arkamı döndüğümde bermuda şortlu denizci gibi giyinen bir adam gördüm. "Merhaba baba." dedim gülümsemeye çalışarak. Babam, gülümsemiyordu. Sadece bana kaşları çatık bakıyordu. Kendimi bir garip hissettim. Sonra babam, normale döndü ve bana güler yüzle bakmaya başladı. "Nasılsın evlat ? Görüyorum da bir sevgili edinmişsin." dedi. Son kısmı öfkeyle söylemişti. Sonra, Athena ile Poseidon arasında ki rekabeti hatırladım. Babam, bundan hiç hoşlanmışa benzemiyordu. "İyiyim bana. Evet, onun adı Serena. O çok güzel. Ayrıca- sözümü kesmek zorunda kaldım. Babam, böyle giderse beni yosuna çevirecekmiş gibi duruyordu. Artık konuşmamaya karar verdim. Yani, bir Athena ve Poseidon çocukları çıkmasına dünyanın sonuymuş gibi bakıyordu bu yüzden babamın bakışları hiç hoşuma gitmiyordu sanırım. Ama nasıl olsa Percy ve Annabeth, çıkmışlardı. Babam da buna karışmamıştı. Niye şimdi ben de patlıyordu ? "Ee, evet. Hediyeni beğendim mi ? diye sordu babam. Gülümseyerek kendisine baktım ve başımı evet anlamında salladım. O yaba olmasaydı belki de Sere'yi yenip, onunla sevgili olamayacaktım. Babam, düşüncelerimi okumuş gibi yüzünü buruşturdu. Sanırım hediyeyi verdiğine pişman olmuştu. Sonra tekrar konuştu. "Evlat, benim gitmem gerekiyor. Ama gitmeden önce sana bir görev veriyorum. Sanırım bunu yapabilirsin. En fazla beş arkadaşını alabilirsin. Bu görev sayesinde kendini bana kanıtlayabilirsin. Her neyse görevin şu ; Medusa'yla yer altında kısa bir görüşme yapacaksın. Kendisinde, bir tane kolye bulunuyor. O kolyeyi Hades'e götüreceksin. Ama uyarıyorum ; o kolye büyülüdür. Seni Tartarus'a çeker. Çünkü oraya aittir. Ayrıca size büyülü oyunlar da oynayabilir. Dikkatli olun ve onu Hades'e teslim edin." dedi babam. Sesi oldukça sertti ve bunun çok önemli olduğunu anladım. Ama o kadar afallamıştım ki elimde olan bıçağımı düşürdüm. Babam homurdanarak bıçağı aldı ve bana verdi. Bu görevi yerine getirecektim. Bir tanrıya özellikle de babamı ret edemezdim. "Ta- tamam baba. Bu isteğini yapacağım." dedim kararlı görünmeye çalışarak. Babam sinsi bir şekilde gülümsedi. Arkama bakmadan asansöre doğru yürümeye başladım.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://www.percyjacksonrpg.forume.biz/
 
Babam bana bir görev teklif ediyor.
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» Hephaistos Size Bİr Görev Teklif Ediyor
» Poseidon bana rica ediyor :)
» Babam bana kılıç yapıyor
» Babam ile Karşılaşmam (Görev)
» Tanrıça Athena'nın Bana Verdiği Küçük Bir Görev

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Olimpos Rpg :: Olimpos :: Empire State Binası/Olimpos-
Buraya geçin: