Melez Kampında bulunduğum zamanın belki yarısına yakın süresini burada geçirmişimdir belki. Babamın benimle gurur duymasını ve beni övmesini istiyordum sadece. Yine kapı çalındığında bir cevap vermedim ve kapıyı çalan kişi içeri girdi. "Ne istiyorsunuz? Kılıç? Kalkan? Ya da kılıcınızın küçük birşeye çevrilmesini mi?" sözümü bitirir bitirmez kafamı yukarı çevirdim ve Hephaistos'u gördüm. Kalbim sanki ağzıma gelmiş gibi konuşmakta zorlanıyordum ama surat ifadem aynıydı. Garip değil mi? Babam ben konuşmadan -daha doğrusu konuşamadan- önce konuşmaya başladı: "Seninle Empire State binasında görüşemedim. Üzgünüm. Telafi etmek için sana bir hediye getirdim." cümlesini bitirir bitirmez ormandaki o anım aklıma geldi. Zeus'tan babamı benimle konuşturmasını ve bir hediye armağan etmesini istemiştim ve olmuştu. Daha sonra babam elinde duran ve hiç bilmediğim bir madenden veya materyalden yapılan bir yüzüğü bana verdi ve konuşmasına devam etti: "Oğlum. Bu yüzük en sıkışık olduğun anda parlar ve sana yaşama gücü verir ve yaralarının büyük bölümünü iyileştirir. Asla seni kötü yola sokmaz. Kötü durumdayken söylemen gereken tek şey adını söylemen. Bir kez giyildimi çıkması mümkün değil. Bunu iyi kullan." sözlerini bitirip arkasını döndü ve kapıyı açtı. Tam kapıdan çıkacakken konuşmaya devam etti: "Ah. Az kalsın unutuyordum. Benim keşfettiğim bir materyal. Henüz bir adı yok ancak ametist gibi sağlam, gümüş kadar parlak. Bunun ile yaptım yüzüğünü." cümlesini bitirip 2 çuval elime verdi. Oldukça ağırdı. Bunları köşeye koydum ve babama gülümsedim. Oda bana gülümseyip el salladıktan sonra kapıyı açıp çıktı. Sanırım hayatım boyunca aldığım en iyi hediye idi bu. Yüzüğüme bir ad vermem gerekiyordu. Adına "Karanlıkdelen" koyacaktım. Sağ elimin yüzük parmağına geçirdikten sonra çıkarmaya çalışsamda çıkmayınca oldukça şaşırmıştım. Eğer bunları silah ve zırhıma yaparsam belki rahiklerim silahımı düşüremezdi. Gülümseyerek materyalle dolu çuvalları omzuma attım ve kapıyı ayağımla açarak kulübemin yolunu tuttum. Bir yandan da Karanlıkdelen'in simsiyah parıldayışını izliyordum. Siyahtan çok koyu kırmızı ile siyah arasında bir renge benzesede onu siyah olarak görecektim.