Kulübenin ihtişamlı görüntüsünden her nekadar aldansamda kapıyı açmakta bayağı zorlanmıştım. Birlaç gıcırdamadan sonra büyük bir gürültüyle açılmıştı. Yarı at adamdan öğrendiğime göre kulübemde yanlız değildim, iki tane kız kardeşim vardı. Hayatım boyunca hep kız kardeş istemişimdir desem yalan olur. Ama onları gerçekten merak ediyordum. Kapıyı açınca içinden merakla bana bakan iki uzun kirpikli göz bekledim ama içeride bir sineğin vızıltısından başka hiçbir şey yoktu. Nasıl yaşayacaktım artık ben burda? Hem de gerçek anne ve babamı hiç görmeden... Bu karamsar düşünceleri kafamdan attım ve içeri bir göz attım. İçeride benim için hazırlanmış bir yatak ve bir dolap vardı. Annem bunları ben gelmeden hatta beni izlediği ilk günden hazırlatmış olabileceği geldi aklıma. İster istemez gülümsedim ve krem rengi nevresim takımlarının olduğu yatağıma yürüdüm. Her şey kusursuz görünüyordu. Kulübe çok hoş kokuyordu, tam karşıdaki duvardaysa annemin bir resmi vardı. Yatağımdan kalktım ve dolabıma gittim. Tam da düşündüğüm gibiydi. Tüm kıyafetlerim oradaydı. Üstümü değiştirmeye karar verdim. Turuncu bir melez kampı tişörtü duruyordu kenarda. Onu da üstüme geçirdikten sonra kardeşlerimin yataklarına göz attım. Onlarda benim gibi krem rengi ağırlıklarında takımlara sahiplerdi. Ayrıca yataklarının başlıklarını tavus kuşu tüyleri süslüyordu. Ordan gözlerimi ayırıp annemin portresine yöneldim. Ne kadar da kusursuz görünüyordu... Yeni annem... Ben resme dalarken kapı sessizce açılmıştı ve farkına varmamıştım. Tam yanımda benden birkaç santim kısa çok tatlı bir kız duruyordu. Kendinden emin bir sesle konuşmaya başladığında şaşkın gözlerle onu süzüyordum.
"Merhaba Kim. Sen Kim'sin değil mi? Yani evet. Sen osun... Ben Jacquenetta. Ama sen kısaca Jac diyebilirsin. Bir kardeşimiz daha var, Selene ama şuan antreman yapıyor. Daha sonra tanışırsınız. Memnun oldum"
Gülümsedim ve bana uzattığı elini geri çevirmeden hafifçe sıktım. Kız yani Jacquenetta da bana gülümsüyordu.
"Teşekkürler, yani beni karşıladığın için. Kulübe ve ortam çok güzel, melezler de öyle. Ve sanırım sana Jacquenetta diyeceğim çünkü insanlara tam adla seslenmek hoşuma gidiyor."
Jacquenetta hafifçe kıkırdadı. Bunun üstüne ben de güldüm tabii. Kısa zamanda içimde ona karşı bir kardeş sevgisi oluştu. Aynı Hera'yı lk gördüğümde hissettiğim anne sevgisi gibi... Annemden yani Hera'dan ve diğer kardeşimizden bahsettikten sonra kampı gezdirmeyi teklif etti. Yeni hayatım için heyecanlıydım.