"Mia'yı takma." diye fısıldadım yeni gelen kardeşimin kulağına. "O hep böyledir sen aldırma, biraz çatlaktır falan ama iyi kızdır, tanıdıkça seversin."
Shy gülümsedi bunun üzerine. Şimdiden onun hakkında bazı şeylerden emin olabilirdim, mesela; bu kardeşimi kesinlikle çok sevecektim. Beni ilk gördüğünde bile bana "abi" diye hitap etmesi çok hoşuma gitmişti zaten, hem saygılı hem de sevgi dolu bir kardeş daha... Başka ne dileyebilirdik ki tanrıların tanrısı Zeus'tan?
"Gel sana kulübeyi gezdireyim." dedim kardeşime ve onu Amanda'nın yatağının hemen yanındaki yatağına götürdüm. "Burada yatacaksın, kulübemizde Mia ve ben hariç herkes alt katta kalıyor. Kulübe kalabalıklaşınca biz de üst kata çıkalım dedik, ve biraz da bilirsin... Kavgalarımızın diğerlerini rahatsız etmemesi için." Shy da güldü bunun üzerine, henüz ilk gününde bile kavgalarımızdan birine denk gelmişti çünkü. "Burası da salonumuz." dedim ona salonu gösterip. "Şu köşede bazen sabahlara kadar poker oynarız, kumarbaz bir aileyiz biz."
"Ciddi olamazsın." dedi gülerek.
"Gayet ciddiyim." dedim gerçekten de ciddi bir ifade takınarak. "Neyse benim çok işim var kampta, tekrar hoşgeldin aramıza. Artık gitmeliyim, Amanda ve Mia sana ilk günün için yardımcı olurlar, sonra görüşürüz."