Olimpos Rpg
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Olimpos Rpg

Percy Jackson ve Olimposlular ile Olimpos Kahramanları serilerinden esinlenilerek oluşturulmuş, zirvedeki rpg forum sitesi.
 
AnasayfaLatest imagesKayıt OlGiriş yap

 

 Birazda Tehlike...

Aşağa gitmek 
2 posters
YazarMesaj
Eduard Ryan Longrange
Hephaistos'un Çocuğu/Mitoloji Tarihi Eğitmeni
Hephaistos'un Çocuğu/Mitoloji Tarihi Eğitmeni
Eduard Ryan Longrange


Mesaj Sayısı : 1186
Kayıt tarihi : 31/10/10

Birazda Tehlike... Empty
MesajKonu: Birazda Tehlike...   Birazda Tehlike... Icon_minitimePaz Ara. 05, 2010 12:49 am

Anlamsız bir şekilde, beni maceraya çağıran o içimdeki hisse karşı direnme gücümü kaybetmiştim.Ama, ilk baştaki amacım, Athena kızıyla maceraya atılmak değildi.Hayır, kesinlikle değildi.İlk baştaki amacım, Demeter kulübesine gitmekti.Ne bileyim ? içime böyle hisler geline direk Maya'ya gidiyordum.Bu benim suçum değildi ! Gökyüzü açıktı.Güneş, parlıyordu.İşte anlarsınız, sıradan bir kamp günüydü.Tam Athena kulübesine gelmiştim ki arkamda bir ses duydum.Belki bir kaç saat sonra o sesi duyduğuma pişman olacaktım."Merhaba, Eduard." dedi bir kız sesi.Sessizlik içinde geçen bir kaç saniyeden sonra, sonunda arkamı dönmeyi akıl ettim.Arkamda, Athena kulübesinden Serena duruyordu.Kılıç eğitmenime gülümsedim.Amacım dalga geçmekti ama espri konusunda, Noel baba bile beni geçerdi.Gördünüz mü ? "Bugün kılıç eğitimimiz yok ki." dedim sevecenlikle.Bu günü kılıç eğitmenim ile antrenman yaparak geçiremezdim.Sere de aynı sevecenlikle konuştu.Artık bunda emindim.Sere bile beni espri konusunda geçmişti."Sana her "Merhaba" dediğimde kılıç antrenmanı yapacağımız anlamına gelmez." dedi.Gülsem mi, rahatlasam mı bilemiyordum.Sonunda gülümsemeye başladım.Sere, sanki benim nereye gideceğimi biliyormuş gibi gülümsedi."Bugün macera havamdayım.Benimle gelmek istermisin ? dedi sevecenlikle.Ah, ben maceradan kaçmaya çalışıyordum.Sere'nin sorusunu olumsuz bir cevap verecekken ağzımdan hiç tahmin etmediğim bir kelime çıktı."Nereye ?" diye sordum.Sere sanki böyle söyleyeceğimi biliyormuş gibi hemen cevap verdi."Bende bilmiyorum.Öylesine pegasuslarla dolaşalım.." dedi.Gözlerinde ki parıltıyı görebiliyordum.Ama sadece pegasuslarla dolaşma mı ? .Ama o aptal macera yaşama hissimi direnme gücünü kaybettim."Iım, olabilir.Pegasus Ahırlarına gidelim o zaman. dedim gülümseyerek.Bir kaç dakika sonra pegasuslarımızın üstünde, gidiyorduk.Daha doğrusu ikimizin de nereye gideceği hakkında bir fikri bile yoktu.Sadece rastgele geziyorduk.Sere ile sadece bizim "sıradan" diye adlandırdığımız konulardan konuşuyorduk."Kampa nasıl geldin ? Annenin tanrıça olduğunu öğrendiğinde neler hissettin ? vb. Ama bunlar gerçekten sıkıcı olmaya başlamıştı.Sonunda gözlerimi Sere'den çekip, nerede olduğumuza baktım.Neredeyse saatlerde uçuyorduk ve pegasuslarımızı hiç kontrol etmemiştik.Pegasuslarımız nereye isterse oraya gidiyor gibiydi.Hiç tanımadığım bir yerde uçuyorduk.Sere'ye endişeli bir bakış attım.İşte, bu yaşamak isteyeceğim en son maceraydı !
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Serena Su Hanzadeoğlu
Athena'nın Çocuğu
Athena'nın Çocuğu
Serena Su Hanzadeoğlu


Mesaj Sayısı : 4815
Kayıt tarihi : 07/09/10

Birazda Tehlike... Empty
MesajKonu: Geri: Birazda Tehlike...   Birazda Tehlike... Icon_minitimePaz Ara. 05, 2010 1:01 am

Maceraya atılma isteğim asla sönmemişti zaten. Sadece benimle gelecek birkaç kişi arıyordum. Şu yeni melezlerin neden benden korktuğunu anlayamıyordum. Öcü müydüm ben ya da korkunç biri miydim? Ares çocuklarından korkmak yerine benden korkuyorlardı. Onların kafasını tuvalete sokan ben değildim, Ares kızı Mia’ydı. Yani bunu da ayırt edemiyorlar mıydı? Sinirle iç geçirdim. Bugün ki macera dostum yani kurbanım Eduard’tı. Kendisi Hephaistos çocuğu ve kulübe lideri. Ayrıca bizim Demeter kızı Maya’nın biricik aşkı. O yüzden Eduard’ı severim. İyi çocuktur. Kılıcına bir tür hayranlık besliyorum. O yüzden ne zaman kılıcına baksam kendimden geçiyorum.

Pegasuslarımız bizi nereye götürürse oraya gidiyorduk. Sanırım fazlasıyla dalmıştım çünkü kamptan oldukça uzaklaşmıştık. Eduard’a bakınca onun endişeli bakışları ile karşılaştım. ‘‘Hey, gergin olmayı keser misin dostum? Bir şey olmayacak dert etme. Yanında ben varım.’’ dedim kendimi beğenmiş bir tavırla. Bundan rahatsız olmuştur belki ama ben buydum. Pegasusum Serenity’i hemen aşağıya indirdim. Nerede olduğumuzu bilmiyordum. Umarım başımız fazla derde girmezdi.

Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Eduard Ryan Longrange
Hephaistos'un Çocuğu/Mitoloji Tarihi Eğitmeni
Hephaistos'un Çocuğu/Mitoloji Tarihi Eğitmeni
Eduard Ryan Longrange


Mesaj Sayısı : 1186
Kayıt tarihi : 31/10/10

Birazda Tehlike... Empty
MesajKonu: Geri: Birazda Tehlike...   Birazda Tehlike... Icon_minitimePaz Ara. 05, 2010 2:32 am

‘‘Hey, gergin olmayı keser misin dostum? Bir şey olmayacak dert etme. Yanında ben varım.’ dedi kendini beğenmiş bir tavırla.Bu sözleri karşısında sinirlenmiş olsam da bu dediklerine inanmak istiyordum.Sonunda etrafıma bakma cesareti buldum.Sanki cennette gibiydik.Tamam, adada üstünden bir uçurum olabilirdi ama diğer kısımları cennet gibiydi.Yemyeşil tarlalar, tropik meyve ağaçları ve bembeyaz kumsalları vardı.Ağzım açık bir şekilde bu cennet parçasına bakıyordum.Sere de en az benim kadar şaşırmıştı."Burası inanılmaz.Sanki burası bana şeyi hatırlatıyor... -Karayip Adasının kart postalını mı ? - Hayır, daha ço- Sere kelimesini tamamlayamadan kolundan tutup, bembeyaz kumsallara doğru çektim.Burası inanılmazdı !

Sere bile artık konuşmuyordu.Aslında çok tuhaf bir durumdu.Artık ben de endişelenmeye başlıyordum çünkü buralar bana Lia ile gittiğimiz Kirke adasını hatırlatıyordu.İçimde bir şüphe vardı.Belki de sırf bunun için kılıcımı çekip, bana babamın hediye ettiği, küçük demir bir top gibi görünen sadece bana hizmet eden kaplan otomatonu Bronz Ejder'i elime almamdır.Ama artık Sere buranın tadını çıkarıyordu."Endişelenmene gerek yok.Burası senin dediğin gibi inanılmaz.Birazcık burada kalabiliriz.Sonra da döneriz.Pegasuslarımız var." dedi sevecenlikle.İstesem de kılıcımı kınına geri koydum ama hala Bronz Ejderha elimdeydi.Gökyüzüne baktım.Güneş, tüm ihtişamı ile parıldıyordu.Belki de Sere haklıydı.Biraz dinlensek fena olmayacaktı.Cennet Adası diye adlandırdığım yerde gezmeye başlamıştık.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Serena Su Hanzadeoğlu
Athena'nın Çocuğu
Athena'nın Çocuğu
Serena Su Hanzadeoğlu


Mesaj Sayısı : 4815
Kayıt tarihi : 07/09/10

Birazda Tehlike... Empty
MesajKonu: Geri: Birazda Tehlike...   Birazda Tehlike... Icon_minitimePaz Ara. 05, 2010 2:43 am

Burası inanılmaz bir yerdi. Bayılmıştım. Bu adanın güzelliği karşısında dilimi yutabilirdim. Kumsala oturdum ve denize baktım. Tuzlu denizin güzel kokusunu içime çektim. Eduard’a baktım. Hala endişeli gibiydi. Artık onu sakinleştirmeye çalışmayacaktım. Onun yerine buranın tadını çıkaracaktım. Korkunç bir şey olacağını sanmıyordum. Bu güzel adada ne olabilirdi ki? Hele de gördüğüm yerlerden sonra. Başımı arkaya atıp rüzgârın yüzüme vurmasına izin verdim.

O sırada bir koyun sesi duydum. Ne zaman bir koyun sesi duysam paniklerdim. Nedeni ise bir film yüzünden… California’dayken arkadaşım getirdiği ‘Koyunlar’ isimli film beni dehşete düşürmüştü. Koyunlar insan eti yiyordu. İğrenç bir şeydi. Ve insan eti yedikçe koyun-insan karışımı iğrenç bir varlık ortaya çıkıyordu. Hemen ayağa zıpladım. Eduard bana garip garip bakmaya başladı. ‘‘Sende bir koyun sesi duydun mu?’’ dedikten sonra başını evet anlamında salladı. Uzağa baktığımda üç beş tane koyun gördüm. Daha sonradan kuzuların bize doğru hızla koştuğunu gördüm. ‘‘Eduard buda ne?’’ derken hala anlamıyordum.

Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Eduard Ryan Longrange
Hephaistos'un Çocuğu/Mitoloji Tarihi Eğitmeni
Hephaistos'un Çocuğu/Mitoloji Tarihi Eğitmeni
Eduard Ryan Longrange


Mesaj Sayısı : 1186
Kayıt tarihi : 31/10/10

Birazda Tehlike... Empty
MesajKonu: Geri: Birazda Tehlike...   Birazda Tehlike... Icon_minitimePtsi Ara. 06, 2010 3:12 am

‘‘Eduard buda ne?’’ dedi Sere bize hızla gelen koyunlara bakarak.Tamam, bu cennet gibi bir yerde koyunların olması oldukça tuhaftı.Ama aslın tuhafı bize doğru koşarak gelmeleriydi."Bilmiyorum." dedim titrek bir sesle.Gözlerimi kısarak koyunlara baktım.Bize hırlıyor gibiydiler.Ne kadar şapşalca olduğunu bilsem de kılıcımı çektim.Koyunlar artık etrafımızı sarmışlardı.Bir köpek gibi bizi ısırmaya çalışıyordu.İşte o zaman aklıma geldi."Bunlar et yiyen koyun!" diye bağırdım Sere'ye.Sere, kusacak gibi görünüyordu.Hala buna inanamıyormuş gibiydi ve kılıcını çekmemişti.Korkudan titrediğini görebiliyordum.Bir koyun Sere'ye doğru saldırdı.Sere kıpırdamıyordu.Koyunun hamlesini kılıcımla savuşturunca Sere sonunda geri çekilmeye başladı.Sonunda kendi kılıcını çekti ama hala korkuyor gibiydi.Herhalde et yiyen koyunlara karşı sevgi beslemiyordu.Kılıcımı bir tane koyuna savurdum.Kılıcım, koyunun postuna çarpıp havaya uçtu.Sanki postunun altında demir vardı ! Koyunlar tıslayarak bize doğru geliyordu.Sere bir tanesiyle savaşıyordu ama sonunda onun da kılıcı havaya doğru uçtu.Sere ile hemen geriye doğru ilerlemeye başladık.Sere dokunsanız ağlayacak gibiydi.Ama bu durumda ben de öyleydim.Sonunda cebimden, Bronz Ejderha'yı çıkardım ve antik yunanca bir şeyler mırıldandım.Bronz Ejderha, anında şekil değiştirdi.Küçük top, büyüdü ve şekil almaya başladı.Artık karşımda iki metre boyunda metalden bir kaplan otomatonu duruyordu.Sere inanamaz gibi bakıyordu ama sonra onu geriye doğru çekmeye başladım."Komut dizisi: 13.Hephaistos.Şu et yiyen koyunları parçala !" dedim bana bakan Bronz Ejder'e.Kaplan otomaton, başını salladı ve koyunlara saldırmaya başladı.Pençeleri koyunun postuna girdi ve koyun anında buharlaştı.Kaplanım hırlayarak, diğer koyunlara doğru yürüdü.Koyunlar kaçmaya başladı.Tabii kaplan da kovalamaya.Sere hala inanamaz gibi bakıyordu.Hiç bir şey yapmadan orada duruyorduk.Kaplanım bana gelmeye başladı.Belli ki koyunları parçalamıştı.Otomaton olsa da gülümsüyordu.Oldukça sevimliydi.Elimle kaplanın başını okşamaya başladım ve tekrar antik yunanca bir şeyler mırıldandım.Kaplanım, tekrar şekil değiştirmeye başladı ve küçüldü.Elimde demir bir top vardı artık.Sere hayranlıkla elimdeki Bronz Ejder'e bakıyordu.Sonunda Bronz Ejder'i cebime atıp, yerden kılıcımı aldım.Gülümsedim."Sanırım geçebiliriz artık" dedim.Sere başını salladı ve az önce koyunların bulunduğu yere doğru adım attık.İleriyi görebiliyordum.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Serena Su Hanzadeoğlu
Athena'nın Çocuğu
Athena'nın Çocuğu
Serena Su Hanzadeoğlu


Mesaj Sayısı : 4815
Kayıt tarihi : 07/09/10

Birazda Tehlike... Empty
MesajKonu: Geri: Birazda Tehlike...   Birazda Tehlike... Icon_minitimePtsi Ara. 06, 2010 3:32 am

Koyunların bizi sıkıştırması sinirlerimi altüst etmişti. Oldukça korkuyordum. Eduard benden daha cesaretliydi ve şuan yaşadıklarımızın aramızda kalması için onunla bir anlaşma yapacağım kesindi. Kampta rezil olmak istemeyecektim. İkimizin de kılıcı yerdeydi. Korkudan titriyordum ve düzeleceğimi de sanmıyordum. Bu lanet koyunlar ne kadar iğrençti. Bazılarının ağzından kan akıyordu. Şimdi tüylerim diken diken olmuştu. Gözlerimi kapalı tutup ölümümle baş başa kalmayı düşünüyordum ki Eduard bir şeyler yapmaya başlamıştı. Ona baktığımda elindeki küçük metal top parçasını gördüm. Bu bir robot muydu? Elindeki topu yere atınca metalden top büyümeye ve şekil almaya başlamıştı. Sonunda bronz bir ejderha’ya dönüşmüştü. Mükemmel ve inanılmazdı. Küçük dilimi yutacaktım adeta. Ben daha bu duruma alışamamışken Eduard robota emir verdi. ‘‘Komut dizisi: 13.Hephaistos. Şu et yiyen koyunları parçala!’’ Mutluluktan ellerimi çırpmaya başlayıp zıplayabilirdim. Bronz Ejder çoktan koyunları parçalamaya başlamıştı bile. Ben hala azım bir karış açık bakıyordum. Sonunda robotun koyunlarla işi bitince Eduard’a dönüp gülümseye başladı. Eduard direk robotun kafasını okşadı. Birkaç antik yunanca kelime fısıldadıktan sonra top eski haline dönmüştü. Eduard gülümsedi ve konuşmaya başladı. ‘‘Sanırım geçebiliriz artık.’’ Kafamı sakince salladım ve artık koyunların bulunmadığı yere adım attım. Biraz yürüdükten sonra anlaşma aklıma geldi. ‘‘Eduard… Bak şimdi. Bu yaşadıklarımızda benim verdiğim saçma ve imkânsız tepkiler aramızda kalacak tamam mı? Bana bu iyiliği yaparsan, seninde bana işin düştüğünde yardım ederim.’’ dedim ve ardından sinsice gülümsedim. Bazen kötü bir kız olabiliyordum. Cevap vermesine izin vermeden sordum. ‘‘Evet dostum. Şimdi ne yapıyoruz, söyle bakalım.’’ Biraz sonra karşımıza neyin çıkacağını merakla bekliyordum.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Eduard Ryan Longrange
Hephaistos'un Çocuğu/Mitoloji Tarihi Eğitmeni
Hephaistos'un Çocuğu/Mitoloji Tarihi Eğitmeni
Eduard Ryan Longrange


Mesaj Sayısı : 1186
Kayıt tarihi : 31/10/10

Birazda Tehlike... Empty
MesajKonu: Geri: Birazda Tehlike...   Birazda Tehlike... Icon_minitimePtsi Ara. 06, 2010 4:12 am

‘‘Evet dostum. Şimdi ne yapıyoruz, söyle bakalım.’’

Açıkçası hiç bir fikrim yoktu.Sadece buradan uzaklaşmak istiyordum, o kadar.Gözümü kısarak etrafı taradım.Ortalık çok sessizdi.Bu da ister istemez şüphe uyandırıyordu.İçimden belki milyonuncu kez, Bronz Ejder'i tekrar bizi koruması için harekete geçireyim diyordum ama şimdi korkmanın sırası değildi.Kılıç Eğitmenimin karşısında korkak durumuna düşemezdim.Manzaraya bakmaya devam ediyordum.Adanın neredeyse her yeri aynı gibiydi.Yemyeşil çimenler, içinizde piknik yapmayı uyandıracak tropik ağaçlar...

Ama gözüm bir yere takıldı.İlk başta gördüğüm asma köprüydü bu.Bir çok tahta basamağı kırılmıştı ve çok tehlikeli görünüyordu.İpleri de paslanmıştı.Köprünün altında dipsiz bir uçurum vardı.Titrediğimi hissettim.İçimde o kadar güçlü bir köprüyü geçme isteği uyanmıştı ki Sere beni tutmasa şuan köprüye koşuyor olurdum."Sen kafayı mı yedin ? bu köprü neredeyse yıkılmış." diye beni azarladı ama ben çoktan köprüye doğru koşmaya başlamıştım.Sere de arkamdan geliyordu.Kendime engel olamıyordum.Sanki.. bacaklarım...

Artık köprünün basamaklarına gelmiştim.Tamam, korkuyordum ve bunu bilerek yapmıyordum.Ama bacaklarıma da engel olamıyordum.Köprüye ilk adımımı attım.Basamak gıcırdayarak sallandı.Sere de istemeden de olsa peşimden geliyordu.Neredeyse köprüyü geçmiştik ama ikimizin de ağlayacak bir hali vardı.Köprünün iplerini kopuşunu duyabiliyordum.Sere ile çığlık atıp, koşmaya başladık.Sere benim önüme geçmişti.Karaya ilk varan Sere oldu ama ben o kadar şanslı değildim.Köprü artık kopmuştu.Uçuruma doğru düştüğümü hissettim.Ama nasıl olduysa elimi toprağa tutunabilmiştim.Sere oldukça korkmuş gibi görünüyordu.Bana sürekli "dayan" gibi bir şeyler diyordu.Sonunda beni bileğimden yakalayıp geçti.Sere tüm gücünü harcıyordu.Sonunda ikimizde kayadaydık."Çok teşekkür ederim Sere." dedim fısıltıyla.Ama bizi köprüden daha kötü bekleyen bir sorun vardı.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Serena Su Hanzadeoğlu
Athena'nın Çocuğu
Athena'nın Çocuğu
Serena Su Hanzadeoğlu


Mesaj Sayısı : 4815
Kayıt tarihi : 07/09/10

Birazda Tehlike... Empty
MesajKonu: Geri: Birazda Tehlike...   Birazda Tehlike... Icon_minitimePtsi Ara. 06, 2010 7:22 am

Eduard önümüzde duran köprüyü geçmek için deli oluyordu. Onu durduramıyordum. Beni dinlemiyordu. Tabi ki bende peşinden gitmek zorundaydım. Köprünün basamaklarına gelmişti. Köprüyü geçmiş sayılırdık fakat bizi kötü bir sürpriz bekliyordu. İpler aniden koptu. Sanki her şey ağır çekim hareket ediyordu. Benim koşmam ve karaya varmam, Eduard’ın arkada kalması. Tabi onun için hemen endişelendim. Bu arada çığlıklarıma engel olamıyordum. Hemen tüm gücümle Eduard’ı yukarı doğru çekmeye başladım. Çekemedikçe hırslanıyordum. Sonunda kendimizi kaya’da bulduk. Fısıltıyla bir şeyler demişti. Sanırım teşekkür ediyordu. Bende kafamı sallamakla yetindim. Ciğerlerim sanki sökülüp çıkartılıyordu. Berbat bir durumdaydım. Eduard ayaklanmıştı ama ben hala kayanın üstüne yığılmış şekildeydim. Çantamdan mataramı çıkarıp biraz su içtim. ‘‘Tanrım ölmek istiyorum.’’ diye mırıldandım.

Sonunda yürümeye başlamıştık. Ne kadar yürürsek yürüyelim yol bitmiyordu ve daha çok sinirleniyordum. Sonunda Eduard’la kavga edeceğimizi tahmin ediyordum. Birden Ed beni suçlamaya başladı. ‘‘Gelmemeliydik buraya. Neden ısrar ettin anlamıyorum.’’ dedi. Gözlerimi kısarak konuşmaya devam ettim. ‘‘Ben seni zorlamadım. Sende gelmeye istekliydin. Hemen suçu bana at zaten.’’ dedim. Bana cevap vermekte pekte geç kalmamıştı. ‘‘Bana teşekkür edeceğine yaptığın şeye bak! Seni ben kurtardım.’’ Ne kadar kabaydı. Sinirle bağırmaya başladım. Tüm gücümle bağırıyordum üstelik. ‘‘Ben seni kurtarmasaydım hiç bir şey yapamazdın sen!’’ İşte tam o sırada donum kalmıştık. Bir şey mi bağırıyordu yoksa bize mi öyle geliyordu? İleriye doğru baktığımızda bir mağara gördük. Eduard’la bakıştık ve ağzımdan çıkan tek cümle şu oldu; ‘‘Sanırım bu sefer gerçekten öldük.’’

Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Eduard Ryan Longrange
Hephaistos'un Çocuğu/Mitoloji Tarihi Eğitmeni
Hephaistos'un Çocuğu/Mitoloji Tarihi Eğitmeni
Eduard Ryan Longrange


Mesaj Sayısı : 1186
Kayıt tarihi : 31/10/10

Birazda Tehlike... Empty
MesajKonu: Geri: Birazda Tehlike...   Birazda Tehlike... Icon_minitimeSalı Ara. 07, 2010 3:18 am

‘‘Sanırım bu sefer gerçekten öldük.’’

Üzüntüyle Sere'nin bu sözlerini onayladım.Bir şey kükrüyordu ve mağaralardan hiç hoşlanmam.Sere ile hemen kılıçlarımızı çektik.Görünmez düşmanımızı bekliyorduk.Etrafta satir kokusu alıyordum ama sonra bunu çok anlamsız buldum ve düşmanıma odaklanmaya başladım."Sence bu ne olabilir ? dedim yutkunarak.İster istemez, gülmeye başladım.Karşımızda bir tane koyun vardı.Koyun bize dişlerini gösteriyordu.Gülmeme engel olamıyordum.Ama bizi koyundan da bekleyen bir tehlike vardı.Koyunun iki katı büyüklüğünde bir ayak koyunu çiğnedi.Hemen gözümü kapadım ama çok geçti.Koyun buharlaşmıştı.Yaratığın kükremeleri daha da arttı.Hemen Bronz Ejder'e davrandım.Artık, ben, Sere ve Bronz Ejder, düşmanın mağaradan çıkmasını bekliyorduk.Bronz Ejder hepimizden hızlı davranarak, mağaradan çıkan dev gibi bacağa kükreyerek saldırmaya başladı.Styks nehrinden yapıldığı için yenilmezdi ve yok edilemezdi ama yaratık ondan daha güçlüydü.Bacağıyla Bronz Ejder'i on metre ileriye attı.Kaplanım, tekrar saldırıya geçti.Bu sefer devin bacağında oldukça derin bir kesik açtı ve tekrar saldırmaya hazırlandı.Dev, acıyla bağırdı ve sonunda tüm bedeniyle mağaradan çıktı.İlk gözüme takılan şey, devin gözleri oldu.Kafasının ortasında sadece tek bir gözü vardı ve oldukça korkutucuydu.Kiklop bize öfkeyle baktı.Sere çığlık atarak haykırdı."Bu bir kiklop !" dedi.Bize öfkeyle kenetlenmiş tek bir göz, bizim korkmamız için yeterdi.Bir kaplan olan Bronz Ejder tekrar saldırıya geçti.Artık büyüklüğü kiklop kadardı.Kaplan, tekrar kiklobun bacağına saldırdı.Kiklop, acı içinde bağırarak, B.Ejder'i havaya attı.B.Ejder yere düştü.Hırlıyordu.Ama kaplanım yenilmezdi yani parçalanamazdı ve aşırı güçlüydü.Ancak fazla hasar alırsa tekrardan küçük bir topa dönüşür ve cebimde belirirdi.Bir de hiç kaybolmama özelliği olması vardı.Kaplanım, kör kiklobu saatlerce oyalayabilirdi ancak kiklop, tahmin ettiğim kadarı ile yenilmezdi. Kiklobun gözü etrafta geziyordu.Belli ki kördü.Sonra kiklobun adını tam hatırlamasam da hikayeyi hatırladım."Hey, ben hiç kimseyim.Seni öldürmeye geldim." diye bağırdım kikloba.Kiklop, kör gözüyle beni aramaya başladı ve büyük bir öfkeyle bana doğru gelmeye başladı.Sere ile bakıştık.Beni kurtarabilecek ve biz pegasuslarımıza binecek kadar vakit kazanmamıza sağlayabilen tek şey Bronz Ejder'di.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Serena Su Hanzadeoğlu
Athena'nın Çocuğu
Athena'nın Çocuğu
Serena Su Hanzadeoğlu


Mesaj Sayısı : 4815
Kayıt tarihi : 07/09/10

Birazda Tehlike... Empty
MesajKonu: Geri: Birazda Tehlike...   Birazda Tehlike... Icon_minitimeCuma Ara. 10, 2010 9:11 am

‘‘Bu bir kiklop!’’ diye çığlık attım. Eduard’ın acilen bir şeyler yapması gerekiyordu. Bronz Ejder hemen saldırıya geçti. Kaplan ile kiklop durmadan çekişiyorlardı. Ben ise artık korkmaya başlamıştım. Birden ikisini öyle görünce buradan çıkamayacağımızı anlamıştım. Burada ölecektik. Acaba Lucy ve kardeşim beni hatırlar mıydı? Ya da kampta efsane bir kahraman olur muydum? Gözlerim dolmaya başlamıştı. Eduard bana garipçe baktı ben ise sakince başımı salladım. Birden Eduard’ın bağırmasıyla kendime geldim. ‘‘Hey, ben hiç kimseyim. Seni öldürmeye geldim.’’ Kiklop kör gözü ile sesin geldiği tarafı belirlemeye çalıştı. Eduard’la bakıştık ve bronz ejderha devi oyalayana kadar biz pegasuslarımıza binip kaçacaktık. Bir ıslık çalıp iki güzel pegasusun önümüzde bitmesi bir olmuştu.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Birazda Tehlike...
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» Tehlike?
» Görevimiz Tehlike (S.K. 70 #1)
» Görevimiz Tehlike (S.K. 70 #2)
» Görevimiz Tehlike (S.K. 70 #3)
» ormanda tehlike!

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Olimpos Rpg :: Deniz :: Canavarlar Denizi-
Buraya geçin: