Kulübeden çıktığımda Adri beni hemen içeri soktu git ve ‘’Tekrar giyin’’ diye uyarıp cebimdeki diğer aletleri çıkardı. Ben ona somurtup bakarken ‘’Kurallar’’ diye hatırlatmada bulundu. Onla kavga edip moralim bozamazdım. Arena ‘a doğru ilerlerken bana kurallardan bahsetti sonra taktikler vermeye başlayınca ‘’Kapa çeneni’’ diye bağırdım.
Arena’da bir çok melez vardı. Tanıdığım veya daha tanışmadığım, çoğu da kafasını klozette soktuğum kişilerdi. Hec ile hiç düello yapmamıştım. Ama az biraz gittiğim görevlerdeki hareketleri bana ipuçları sağlıyordu. O da arena’ya gelmişti çoktan, benden daha eski olması nedeni ile tanıdığı ve edindiği düşman sayısı orantısızdı. Benimki de orantısızdı ama negatif öğeler taşıyordu. Sevgilisi Afrodit kızı olması nedeni ile Afrodit kızlarının çığlıkları taraftar olarak başlı başına yeterdi. Gerçi bizimkilerde kalkanlara kılıçlarla vurarak daha ilkel bir tezahürat yapıyorlardı.
Biraz güç vermesi için nektar içtim. Saçımı öylesine topladım. Sevmesem de zorunlu olduğum miğferi kafama geçirdim. Zırhım zaten üzerimdeydi. Çok ağır değildi aslında daha güçlü ve büyük bir zırh giyebilir ve daha iyi koruna bilirdim ama hızlı hareket etmeli ve az güç harcamalıydım. Yüzüğümü daha hiç bir şeye çevirmedim Hec’in yapacağı oyuna bağlı şekil verecektim. Ceba’yı ise zaten kolumdan çıkaramadığım için yanımdaydı. Sonra bizim için olan alana yürüdüm. Bir melezin ‘’Kafanı ezmesini istiyorum’’ dediğini duydum. Gelen yöne baktığımda kafasını klozette soktuğum çocuğu gördüm. Aklımda 2 gün önce belirdi. Biraz sırıtıp kafamı kaldırdım Hec karşımda tam korumalı olarak duruyordu.