plaja girdiğimi farketmemiştim bile taki önüme kocaman bir deniz yaratığı çıkana kadar.Deniz yaratıkları konusunda hiç biligili değildim.O yüzden sadece deniz yaratığı demekle yetineceğim.Kampa nasıl girdiğiyse ayrı bir mesele.Ama düşünecek zamanım yoktu.Hemen oklarımı çıkardım ve 4'er ve 5'er göndermeye başladım.Bir yandan da söyleniyordum.
''Sen nerden çıktın böyle!''
Ağzım farklı çalışırken beynim farklı söylüyordu.Yani şöyleki;umarım fazla yaklaşmaz.Baksana,oklarımın çoğu düşüyor.Olimposlular aşkına!Umarım yaklaşmaz beceremediğim kılıç kullanmak konusunda berbadım!Yaklaşırsa onu çıkarmak zorundayım ve kendimi yaralamak istemiyorum!
Yaratık beynimdeki düşünceyi okumuş gibi yaklaşmaya başladı.Onu görünce bir kaç adım geri gitsemde sonra vazgeçtim ve yaklaşmasını ok atarak beklemeye başladım.
''Seni lanet şey!''
Birden vücudumda dayanamadığım bir acı geçti.Gözlerimi güçlükle açtım.Ne zaman kapattığımı bilmiyordum ama kapatmışım demekki.Karşımdaki şeyse mavi vıcık birşeydi.İğrendim ve içimde patlayan güce dokundum.Bu sıcak ve parlaktı.Bu güneşti!Bütün gücümle güneşi serbest bıraktım.Etrafta güneş seli oluştu sarıydı ve öfkeliydi.Dönüyordu.Sırtımın boşlukta sallandığımda hissettim.Yaratık beni bırakmıştı.Ve oda etrafta dönüyordu.Kulaklarımda uğultu vardı yada canavarın çığlığı bana öyle geliyordu.Gözlerimi kapattıp kendimden geçmeden önce son hatırladığım sarı rengin mavi rengi yuttuğuydu.
Sonra bayılmışım.