Olimpos Rpg
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Olimpos Rpg

Percy Jackson ve Olimposlular ile Olimpos Kahramanları serilerinden esinlenilerek oluşturulmuş, zirvedeki rpg forum sitesi.
 
AnasayfaLatest imagesKayıt OlGiriş yap

 

 Evim Evim Güzel Evim

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
Robert Harris
Hades'in Çocuğu/Kulübe Lideri/Canavarlara Karşı Korunma Eğitmeni
Hades'in Çocuğu/Kulübe Lideri/Canavarlara Karşı Korunma Eğitmeni
Robert Harris


Mesaj Sayısı : 1602
Kayıt tarihi : 16/08/10

Evim Evim Güzel Evim Empty
MesajKonu: Evim Evim Güzel Evim   Evim Evim Güzel Evim Icon_minitimePaz Kas. 14, 2010 11:42 pm

2- Melez Kampı'nda, kulübendeki ilk gününün rp'sini yazacaksın.
Mekan: Ait olduğun kulübe.
Katılacaklar: Serbest (istediğin herkesi davet edebilirsin.)
*Ben kampa geleli çok olduğu için Tanrıça Athena'dan izin alarak görevi sıradan bir gün şeklinde değiştiriyorum...





Bir daha Gri Kızkardeşler'i ölse tercih etmeyecekti. Ne olurdu sanki adam gibi otobüse atlayıp gelseydi kampa? En fazla karşısına birkaç tane canavar çıkardı, onları pataklamak için değerli vaktini harcardı. Yaşadığı bu mide bulantısından daha katlanılabilir olurdu... Omzunu silkerek aklındaki düşünceleri bir kenara bırakmaya çalıştı. Nasıl bir şekilde olursa olsun, sonunda kampına gelmişti! Melez Kampı... Robert ne zamandan beri bu kampa böyle rahatlıkla 'evim' diyebiliyordu? Suratına şefkatli bir gülümseme yerleşirken, "Rose ile tanıştığımdan beri." diye mırıldandı. Rose... o artık Robert'ın bir parçasıydı. Hatta yaşama amacıydı. Bu kibirli çocuğun bile değer verdiği biri vardı işte, kim ona bencil diyebilirdi ki? Hele sırf sevdiği kızı kurtarmak uğruna babasını karşısına alıp saatlerce Ölüler Diyarı'nda çeşitli canavarlarla, Medusa'yla, Melinoe ile yüzleştikten sonra?.. Onu tanımayan herkes. Yani, dünyadaki herkes. Kimse Robert'ı tam olarak tanımıyordu. Rose dışında tabii. Belki Stell ve Hector da onun duvarlarının gerisini görebilirdi. Ama onlardan başka herkes, annesi bile tanımıyordu Robert'ı. Bu onu üzüyor muydu? Karar veremiyordu. Aslında kişiliğini oluşturan kişi zaten kendisiydi! Etrafındaki perdeler de onun diğerleriyle arasına koyduğu mesafe gibi kendi ürünüydü. Yine de... bazen daha fazla arkadaşı olsa, hayatı nasıl olurdu, merak ediyordu. "Sadece daha fazla baş ağrısı." dedi umarsızca. Kulübesine gelmiş, etrafı şöyle bir kolaçan edip içeride yalnız olduğunu fark edince de yatağına uzanmıştı.

Sahi, niye gelmişti kampa durup dururken? Okulda sinirleri çok bozulduğu için mi? Annesinden aldığı telefon mu sebep olmuştu buna yoksa? Aslında profesörüne vurmamıştı. Çok sinirlendiği için elinde olmadan bir güç akımı oluşturmuştu, profesörün birkaç metre uçtuktan sonra yere yapışmasına sebep olacak bir güç akımı. Tabii lanet olasıca sis yüzünden kimsenin gözleri o karanlık bulutu görmemişti. Herkes bunun Robert'ın yumruğundan kaynaklandığını düşünmüştü. Suratına çarpık bir gülümseme yerleşti. Dışarıdan o kadar güçlü mü görünüyordu gerçekten de? Aklına derslikten hızla uzaklaşırken Rose ile Serena'nın ona seslenişleri geldi. Dönse ne olacaktı sanki? O sinirle mantıklı düşünemiyordu. Elinden daha korkunç bir kaza çıkabilirdi ve her şey daha da kötü olabilirdi. Gitmekle en iyisini yapmıştı. Toynaklı İhtiyar Heyeti Başkanı zaten onların üniversitesinde, üç melezi korumak için kendine profesör imajı vermişti. Robert'ın yumruğunun onu okuldan attırmamasını sağlayabilirdi. Koç Hedge iyiki oradaydı. Yoksa arkasını dönüp bu kadar rahat çekip gidemezdi. Rose kendini öyle çaresiz hissederken, onu bırakamazdı. Aklındaki düşünceleri savmak için ne yapabilirdi? Annesinin sesi hala kulaklarında çınlıyordu. Onu kimin şikayet ettiğini bilmiyordu ama zaten iki seçenek vardı; Serena veya Rose. Kadıncağızın sesi yürek parçalayıcıydı. Annesi aklına gelince Robert kendini her zaman kötü hissederdi, ama bugünki tahammül edilemezdi. "Robyn," demişti annesi, "Neden yaptın?"

Sanki Robert cevabı biliyordu! O her zaman kabadayının teki olmuştu, bu tarz hareketlerinin sorgulanmasına alışık değildi. Elbette şiddet yanlısı falan değildi ama Ölüler Tanrısı'nın oğluydu! Yaptıklarını biraz alttan alsalar olmaz mıydı? Zaten benliğini değiştirmek için uğraşıyordu. Tabii bazı şeyler elinde değildi. Yanından geçen küçük bir kızı korkutmak ona asla vaz geçemeyeceği bir zevk yaşatırdı mesela. Kötü kalpli değildi... Sadece... bu tarz şakalardan hoşlanıyordu. Kardeşi Stella gibi önüne gelenin icabına bakması için cehennem tazılarını işin içine sokmuyordu ya! Hem, başka kim böyle şeyler yaşarken; ölülerin seslerini duyarken ve onları görürken Robert kadar normal davranabilirdi? Nevada'da ölen herkes soluğu Robert'ın yanında alıyordu. Dışardan bakıldığında Kerberus'a mı benziyordu yoksa?! Her zaman otoriter bir havası olduğunu düşünürdü ama liderlik etmek pek de ona göre değildi, işleri yüzüne gözüne bulaştıracağından endişelenirdi. "Bugün olduğu gibi." dedi sıkıntıyla. Profesörle etraflarına toplanmış gruptan bir kişinin gözlerinin kırmızıya dönüştüğü hakkında söylediği saçmalıkları hatırladı. Diğerlerine göre saçmalıkları yani... Robert'ın gözleri gerçekten de kırmızıya dönüşüyordu. Onu babası Hades'e daha çok benzer kılmak için. Aklından hiç çıkmayan gerçek Robert'ı, Yeraltı Tanrısı'nın oğlu Robert'ı daha da belirgin kılmak için.


Kulübede daha fazla oturamayacağına karar verdi. Belki dışarı çıkıp yeni gelen melezlere hayatı zehir ederse, zihni biraz rahatlardı. Kendisiyle barışması imkansızdı ama olmak istediği kişi ve olduğu kişi, kısa bir süreliğine ateşkes imzalayabilirdi. En azından, yeniyetme bir melezin kafasını klozete sokana kadar!

Rp Bitmiştir.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Evim Evim Güzel Evim
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» Eski evim.
» Yeni evim.
» Yeni Evim
» ¨Yeni Evim¨
» Yeni Evim

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Olimpos Rpg :: Melez Kampı :: Kulübeler :: Hades Kulübesi-
Buraya geçin: