Labirent Canlanıyor ! (Lia - Ed - May )

Gözlerimi, esen rüzgar karşısında açtım.Melez Kampı'nın ortasında duruyordum.Melez olmanın tek kötü yanı merakınızı yenememeniz ve daima maceraya atılma isteğidir.İşte ben de böyleydim.Aslında ilk baştaki amacım, bir macera falan değildi.Sadece May'i bulmak istiyordum.İtiraf etmek istemiyodum ama May'e ihtiyacım vardı.Şimdi ise Gecenin bir yarısı Demeter kulübesinin önünde duruyordum.Sarmaşıklarla sarılı kapıyı çalmak istiyordum ama nedense içimden bir ses bunu yapma diyordu.O anda farklı düşünceler içindeydim.Ne işe yarıcaksa içimden "May" diye seslendim.Bu durumda sadece kendimi aptal hissediyordum.Ama May'in sesini duyduğuma emindim.Hemen arkamı döndüm.May gülümseyerek, Merhaba Ed.Nasılsın? diye sordu May.Bunun imkansız olduğunu biliyordum ama May karşımda duruyordu.Ben ise sadece bunları diyebildim."İyi-İyiyim.Ben- Bende seni arıyordum.Biraz dolaşmaya ne dersin? diye sordum mutluluk ve utanç karışımı bir duyguyla.May, tekrar gülümsedi ve tamam manasında başını salladı.Bu başka bir zaman olsaydı, May'in elini tutarak, dolaşmamız beni utançtan öldürürdü.Ama şimdi içimde daha çok heyecan vardı.May'in sesiyle düşüncelerim kesildi.

(Maya)

''Eee... Şimdi ne yapalım?'' dedim çünkü hınzır yanım ortaya çıkmıştı. Havada bile macera kokusu vardı.
''Bilmem ki, bu saatte ne yapsak çok gürültü çıkar.'' dedi Ed hüzünle.
''Ah, ama Ed, şu anda macera damarım fırladı. Yani.. sessiz bir macera bulsak..'' Sonra da en hüzünlü ifademi takındım. Tabii Eduard bu ifademe dayanamadı.
''Ah, tamam, birşeyler buluruz.'' dedi bana bakarak. Bu arada ne yapacağımızı düşünüyordum. Eduard'ın aklına birşey gelmiş gibi görünüyordu.
''Lia'yı da çağırabiliriz!'' benim bunun konuyla ne alakası var bakışımla devam etme isteği duydu. ''Yani, mutlaka onun bir fikri vardır.''
Lia'yla ne zaman tanıştığını merak etmiştim. Benim çok iyi arkadaşımdı Lia, ama Poseidon'u pek sevmediğim için aramızda bir mesafe var gibiydi. Bu arada 3 numaralı kulübeye doğru yol almaya başlamıştık bile. Ed heyecanlı bir şekilde elimden çekiyordu. Ben de iç çekip onu takip ettim. Deniz kokusu kulübeden 4 metre uzaktan bile alıyorduk. Eduard kapıyı çaldı. Ben de bu arada kapıyı Lia'nın açmasını diliyordum.

Kulübede Rose ile oturmuş konuşuyorduk. Kulübenin kapısının çalınmasıyla Rose'a kapıyı ben açarım diyerek kapıya yöneldim. Bu saatte kimseyi beklemiyorduk açıkçası. Hava kararmıştı ve genelde tüm melezler kulübelerinde olurdu. Kapıyı açtığımda karşımda önce Ed'i, ardından da Maya'yı gördüm. Kötü birşey olmadığını düşünmemin tek sebebi Ed'in gülümseyerek bana bakmasıydı. Anlaşılan yine bir fikirleri vardı. "Selam Ed ve May. Bu gelişinizi neye borçluyum?" dierek gülümsedim. Aslında ikisi de iyi arkadaşımdı ve birlikte takılırdık ama May'ın benim yanıma gelmediği uzun süre olmuştu. Ardından Ed'in sözleriyle düşüncelerimden sıyrıldım. "Aslında Lia biz farklı bir şeyler yapmak istiyoruz ve aklıma sen geldin." dedi. Hmm.. Değişik bir macera yaşamak istiyordu. Aslında macera yaşamak istediğimden emin değildim ama buraya kadar geldikleri için onları kırmaya hiç niyetim yoktu. Kardeşime biraz gezeceğimiizi söyledikten sonra kulübemden çıktım ve biraz ilerledik. Bahçede dolaşmaya devam ederken "Hmm.. Macera arıyorsunuz anlaşılan." dedim ve Maya'ya döndüm. Maya "Evet farklı birşeyler olsun istiyorum." dedi. Biz hepimiz bahçede ilerlerken zeus yumruğunun oraya geldiğimizi fark ettim. Hepimiz ne yapacağımızı düşünüyor ve birbirimize soru soran bakışlarla bakıyorduk. Arkamdan hafif bir ses geldi. Sanki kırılma sesi gibi bir ses. Arkamı dönüp baktığımda şok oldum. Kaya resmen ortadan ikiye ayrımış ve içinden mağara gibi bir yer çıkmıştı. Giderek sesler artıyordu ve mağaranın içinden dev akrepler çıkmaya başladı. Maya ve Ed bir bana birde baktığım yere baktılar ve donup kaldılar. "Macera mı demiştiniz? Alın size süper bir macera." dedim ve Ed'in söylediklerini anlamaya çalıştım.

Akreplerle maceralar.Buda güzel.

Kendimden emin bir ses tonuyla.Birkaç saniye sonra benim elimde Thésus, Lia'nın elinde kendi kılıcı, Maya'nın elinde ise yüzüğü(artık bir kılıçtı) vardı.Akrepler tahmin ettiğim gibi saldırıya geçtiler.Ama hedefleri ben yada Maya değildi.Doğrudan Lia'ya gidiyorlardı.Herhalde Poseidon çocuklarına karşı takıntıları vardı.May, gücü sayesinde bir akrebi bitkilerle sardı.Bende akrebin yanına geçip akrebin kafasına kılıcımı salladım.Sarı bir toz bulutu bırakıp, yok olmuştu akrep.Haha çok kolaydı.Ama bunlardan yüzlerce vardı.Birden Maya ile ilk tanıştığımız yer geldi aklıma.Orman! bu akrepler bana saldırırken beni kurtarmıştı.Maya ile anlamlı anlamlı bakıştık.Ama fazla zamanımız yok gibiydi.Ne kadar savaştığımızı bilmiyordum ama akrepler azalmak yerine, gittikçe daha fazla artıyorlardı.Lia, May ve ben aynı anda bağırdık."Kaçın!" gerçekten de haklıydık.Akreplerin hepsini öldüremezdik ve hepimiz küçük olsada yaralar almıştık.Zeus'un Yumruğu, ortadan ikiye ayrılmıştı.Tek kaçış yerimiz orası gibi görünüyordu.Maya bir kaç tane akrebi daha sarmaşıklarla boğuk öldürdükten sonra, Zeus'un Yumruğunun içine doğru koşmaya başladık.Lia'nın olduğunu tahmin ettiğim bir çığlık yükseldi.Arkamı döndüğümde, bir akrep Lia'nın bacağından yakalamış, kendisine doğru çekiyordu.Ama Lia hemen yanındaki gölden su yığını alarak akrebe doğru fırlattı.Akrep, tahmin ettiğim gibi buharlaştı.Lia hemen ayağa kalkarak koşmaya başladı.Üçümüz aynı anda Zeus'un Yumruğu'nun içine atlamıştık.İşte o zaman Zeus'un Yumruğu'nun girişi kapanmıştı tek görebildiğim ve daha sonra görebileceğimden şüpheli olduğum aydı...

(Rp Labirent adlı başlıkta devam edecektir.)