O gün Kev ile labirente dalacaktık. Aslında buna cesaret eden melez çok azdır. Sağ çıkabilenlerin sayısı ise çok çok daha azdır. Gece kalktığımda saatin 3.15 olduğunu gördüm. Bir küfür savurup yatağımdan kalktım. Hazırlanmam fazla sürmedi çünkü herşeyim hazırdı zaten. Dışarı çıkıp koşar adım Zeus Yumruğu'na gittim. Kev orada oturmuştu fakat pek sıkılmış gibi bir hali yoktu. Başlarımızla selamlaştıktan sonra uzun uzun kampa baktık. Geri dönemeyebilirdik ve görevimiz çok zordu. Bir Dionysos oğlu ile labirente giriyorduk. İkimizinde ortak bir özelliği vardı ; macerayı seviyorduk ve tam birer çılgındık. Ya görevden sağ dönemezsek ne olacaktı ? İkimizi de kampta kız arkadaşlarımız bekliyordu. Gelecek tam bir muammaydı. Bundan nefret ediyordum ve dalıp gittiğimin farkında değildim. Kev'in " Ne o Roc , yoksa korktun mu ? İstersen tek başıma da girebilirim." dedi gülümseyerek. Endişeliydim aslında. Onun da endişeli olduğunu anlayabiliyordum fakat gülümsedim ve "Hayır dostum , aslında senin korkup kaçma ihtimalini hesaplıyordum. Neyse bunu uzatmayalım , şarap falan getirdin mi bari ? " dedim gülerek.