Ares çocuğuna kafa tutuyorum :P

Konu: Ares çocuğuna kafa tutuyorum :P Cuma Kas. 12, 2010 3:57 am

Bugün yine sıkıcı günlerden biriydi.Yastığımı alıp en sevdiğim aynama attım.Aynamdan çatlama sesi geldi.Oflayıp aynama bakmaya başladım.En sonunda pes edip yatağıma uzandım acaba ne yapmalıydım?Bu sıkıcı günü eğlenceye çevirecek birisi..Birden yatağımdan kalktım.Ve koşarak üstümü giyindim.Giyidikten sonra koşarak kulübemden çıktım.Ares kulübesine gidecektim.Kavganın bana iyi geleceğini düşünoyrdum.Eskiden savaşa karşıydım ama Melez Kampı beni değiştirmişti.Normal bir Afrodit kızna hiç benzemiyordum.Sert bir şekilde kapıyı çaldım.Adrian sinirle ''Kim o?'' Diye bağırdı.Kıkırdadım.''Üvey kardeşin.'' Dedim.Kapıyı kafifce açıncada ''Ve kavga edeceğin şanslı Afrodit kızı!'' Dedim ve akapıyı ittirerek açtım.En titiz halim ile etrafı göz gezdirdim.Ve Adrian'a döndüm.''Burası ne kadarda kötü kokuyor!'' Dedim ve çantamdan parfümümü çıkardım.Sıkmaya başladım.Adrian öksürmeye başladı hafifce kıkırdadım ve parfümümü çantama koydum.Adrian'a döndüm.''Umarım seni iyice kızdırabilmişimdir.'' Adrian bana sinirle baktı.''Görev tamam!'' Diyerek Adrdian'ın koluna yumruk attım.Aksine benim elimi acımıştı.Acıncak bir ses çıkararak elimi ovuşturmaya başladım.Adrian soğuk bir kahkaha attı ve bana küstahca bakmaya başladı.Bozuntuya vermeden gülümsedim.Ve Adrian'a küstahca baktım.Çantamdan herzaman yedekte bulundurduğum tarağımı aldım ve Adrian'ın saçını tarmaya başladım.''Saçın çok dağınık!'' Dedim.Adrian bana baktı ve sertce elimden tarağı alarak yere attı.Saçlarını karıştırdı.Hiç birşey yapmadan koltuğa oturdum.

Misafir

"Sen ne yaptığını zannediyorsun Zeus aşkına?" diye sordum Selly'e. "Saçım dağınık falan değil benim, stili öyle. Asıl şimdi sen dağıttın saçımı!" diye bağırdım öfkeyle. Saçlarım konusunda biraz titizdim. Selly kahkahalarla gülmeye başlamıştı, "Oh, ne güzel. Buraya beni sinir etmek için mi geldin sen?" diye sordum sakinleşmeye çalışarak. Eğer şansını biraz daha zorlarsa Assassin's Heart'ın zulmüne uğrayabilirdi.
Üstelik yeni duş almıştım, şimdi saçlarımı düzeltmem için tekrar yıkamam gerekecekti. Tamam, bir Ares çocuğuna göre bakımıma biraz fazla özen gösterdiğim bir gerçekti, ama bu savaş konusundaki yeteneklerimi körertmiyordu tabi.
"Evet, çok mu belli oluyor?" dedi küstahça.
"Senin aynaya bakman falan gerekmiyor mu? Ya da katılacağın bir parti falan yok mu? Yani kısaca beni sinir etmekten başka bir işin yok mu?" Son cümlede sesimi biraz yükseltmiştim. Ama ben de haklıydım, eğer bunu yapan tanımadığım bir melez olsaydı asla bu kadar yaşamazdı.
O arkadaşım olduğu için kılıcımla bir zarar veremezdim ona, ama ben de onun yöntemleriyle gayet güzel savaşabilirdim. "Neyse bu kadar sinirlenmeye gerek yok. Sana içecek bir şey getireyim mi?" diye sordum kibarca. Ses tonumun neden böyle değiştiğine anlam veremedi ama bozuntuya vermedi.
Gidip odamda stokladığım vişneli meyve sularından bir kutu alıp bir bardağa doldurdum. Odaya geri döndüğümde tam Selly bardağı elini uzatmış "Teşekkürler." diyecekti ki, bardağı kafasından aşağı boşalttım. İşte şimdi işler ciddiye binecekti, bir Afrodit kızının saçlarına vişne suyu dökmüştüm. Hem de bir bardak! Elbiseleri bile mahvolmuştu.

Konu: Geri: Ares çocuğuna kafa tutuyorum :P Cuma Kas. 12, 2010 9:58 pm

Direk ayağa kalktım ve Adrian'a sinirle baktım.''Sen...Sen...'' Sinirden hiçbirşey diyememiştim.Derin bir nefes aldım ve gülümsemeye başladım.''Teşekkürler!'' Diyerek onu yanıma yaklaştırdım.Birden çantamdan rujumu çıkardım ve dudaklarına sürdüm.Kahakahalarla gülmeye başladım.Adrian koluyla dudaklarındaki ruju silmeye çalışıyordu.Gülmeye başladım.''Çıkmayan ruj...en favorim...herhangi bir şey içtiğimde veya yediğimde silinmesin diye almıştım!'' Adrian sinirle koltuğa oturdu.Ben gördüğüm ilk aynaya baktım.Berbat olmuştum.Çantamdan ıslak mendil çıkardım ve üstümü temizleye çalıştım.Koltuğa oturup derin bir nefes alıp Adrian'a baktım.''Neyse bu haftalık çamaşırları yıkama sırası bende değil!'' Adrian ayağa kalktı ve saçımdan tutup çekmeye başladı.Ben can çekişirken Adrian boğuk kahkalar atıyordu.En sonunda saçımı tuttum ve Adrian'ın yüzüne baktım.Onu bu kadar inirli görmemiştim.''Ups...Sanırım çok sinirlendim.'' Diye söylendim.Ve kulübenin içinde koşmaya başladım.Adrian'ın etrafında dönüp duruyordum.Adrian birşey yapmıyordu.En sonunda ani bir hareket ile kolumdan tuttu ve saçımı bozdu.Derin bir nefes aldım ve Adrian'a sinirle baktım.''Ares çocuğu...Bittin sen!'' Adrian gülümseye başladı.''Upss..'' Diyerek koşmaya başladı.Adrian koşuyor,ben kovalıyordum.''Adrian Black!..Çabuk buraya gel!'' Adrian durmamıştı kısa süre kovaladıktan sonra durdu ve bana sinsice baktı.''Bir Afrodit kızı bana ne yapabilir ki!'' Direk yanına gittim.Ve koluna yuruk attım.Elim çok acımıştı.Adrian'a şaşımrışcasına baktım.''Haklıymışsın hiç birşey olmuyor!'' Dedim gülmeye başladım.''Ama ruj çok yakıştı!'' Dedim.

Misafir

''Ama ruj çok yakıştı!''
"Bunun çıkmayacağını mı düşünüyorsun? İzle bak nasıl da çıkacak." diye cevapladım Selly'i. Aslında nasıl çıkacağı hakkında tek bir fikrim bile yoktu, amacım başka bir şeydi. Mia'da da bu çıkmayan rujlardan olduğunu umuyordum. Odasına koşup makyaj malzemelerini koyduğu yerleri karıştırmaya başladım, şimdi kulübeye girerse başıma neler geleceğini düşünmemeye çalışıyordum. Mia odasının karıştırılmasından nefret ederdi. Ama ben de sabah uyandırılmaktan nefret ediyordum ve o bunu her sabah yapıyordu. Ödeşiyorduk böylece. Üstünde "Çıkmayan Ruj" yazısını gördüğüm mavi renkli bir ruju alıp odadan çıktım. Mia'nın ne biçim bir zevki vardı böyle, mavi renkli de ruj mu olurmuş? Neyse ki bizim yanımızda kullanmıyordu bunu, onu o halde gördüğümü düşününce bile gülme krizlerine giriyorsam görsem ne olurdu acaba?
"Bakıyorum da ruju çıkartamamışsın." diyerek gülümsedi Selly.
"Evet, ne yaptıysam olmadı." diye cevapladım üzüntüyle.
"O ruj asla çıkmaz, tabii ben sana nasıl yapacağını söyleyene kadar. Bana çok yalvarman gerekecek Adrian." dedi gıcık. Ona hazırladığım tuzaktan, elimle arkamda tuttuğum rujdan haberi yoktu.
"Öyle mi?" dedim sinsice gülümseyerek. Selly ne olduğunu anlayamadan elimdeki rujla tüm yüzünü boyadım, direnmeye çalışsa da nafile. Kurtulmaya çalışan kolları çok güçsüzdü bana göre. Yüzünün tamamını çıkmayan mavi rujla boyadıktan sonra alnına da imzamı bıraktım; "Adrian'a Bulaşma!" Sonra da onu bırakıp şaheserime baktım, harika olmuştu doğrusu.

Konu: Geri: Ares çocuğuna kafa tutuyorum :P Paz Kas. 14, 2010 1:32 am

Mavi mi? Maviyi sevsem bile rujunu kullanmazdım.Adrian'a kızgınlıkla baktım.''Sen hayatımda gördüğüm en kötü birisin!'' Diye bağırdım.Adrian gülümeyerek bana baktı.''Sağol,bunun için uğraşıyorum.'' Dedi.Derin bir nefes aldım ve konuşmaya başladım.''Çok akıllısın.'' Dedim.Kısa süre duraksadım ve devam ettim.''Ama benim kadar değil!''.Adrian bana ne olmuşcasına baktı.Adrian'a meydan okurmuşcasına baktım.''Hadi ama Afrodit kızı tüm makyaj mazemelerine sahiptir.'' Dedim ve çantamdan bir toz çıkardım.Birazını peçeteye döktükten sonra peçeteyi ıslaattım.Yüzümü yıkamaya başladım.Adrian çok şaşırmıştı.Onun bu görüşünü şen bir kahkaha ile yanıtladım.Bu toz onun makyajınıda silebilirdi.''Bu toz sana sürdüğüm rujuda silebilir!'' Adrian direk elimden almaya çalıştı.Hemen çantama koydum ve çantamı kaçırmaya çalıştım.Sonra pis bir kahkaha atarak konuşmaya başladım.''Bu tozu almak için yalvarman gerekecek!'' Adrian bir türlü kabul etmemişti.Bende inadına çantamdan fotograf makinemi çıkardım ve Adrian'ı çektim.''Bu fotografı tüm Melez Kampına dağıtacağım!!''

Misafir

'Bu fotografı tüm Melez Kampına dağıtacağım!!'' İşte şimdi işler benim açımdan da ciddiye biniyordu. Ares'in savaşçı oğlu Adrian ruj sürmüş, ha? Ve tüm kamp bunu görecek? En berbat kabuslarım bundan kötü olamazdı heralde.
"Hemen o fotoğraf makinesini bana ver!" diye bağırdım Selly'e öfke içinde.
"Vermezsem ne olur?" diyerek gıcıkça gülümsedi yine.
"Şu olur." dedim ve kulübenin kapısını kilitledim. Selly'nin ne yapıyor olduğumu soran korku dolu çığlıklarına aldırmayıp odama gittim. Bulabildiğim en büyük su şişesini alıp salona döndüğümde Selly ne yapacağımı anlamıştı. Yalvaran gözlerle bana bakıyor, bir çıkış kapısı arıyordu. Ama hiç şansının olmadığını o da biliyor olmalıydı. Salonun bir köşesine doğru gerilemeye başladı, birkaç saniye sonra ise o köşede sıkıştırdım onu ve kaçmasına engel oldum. "Şimdi izle bakalım Selly." dedim ve soğuk suyu başından aşağı boşalttım. Ah, olamaz. Saçları bozulmuş, mahvolmuştu. Elbisesi ise sırılsıklam olmuştu. Ayrıca suyun soğukluğu yüzünden de tir tir titriyordu. Ah, tesadüfe bakın, fotoğraf makinesi de sudan nasibini almıştı. Artık çalışacak bir durumda olma ihtimali yoktu.
"Ee, hoşuna gitti mi?" diye sordum Selly'e. Gülümseme sırası bendeydi.

Konu: Geri: Ares çocuğuna kafa tutuyorum :P Çarş. Kas. 17, 2010 12:29 am

Çok titriyordum,donuyordum! Adrian'a baktım ve kafamı salladım.

''Hayır,hayır hiç hoşuma gitmedi.''

Genelde bu halde bağırırdım ama bağıracak gücüm kalmamıştı.Hasta olmamayı umut ediyordum.Adrian sinsice gülümsedi.

''Ozaman pes mi ediyorsun?''

Hemen kafamı iki yana salladım.

''Asla!''

Adrian sinsi gülüşünü devam ettirerek devam etti.

''Ozaman eğlenceye devam!''

Beni kötü şakalar bekliyordu!

Misafir

''O zaman eğlenceye devam!'' diye haykırdım sevinçle. Ona yapacak çok daha kötü şakalarım vardı, bunları denemek için sabırsızlanıyordum. Ama böyle demem üzerine Selly'nin yutkunması ve üzgün bir ifade takınması biraz hayal kırıklığına uğrattı beni. "Ama daha yeni başlamıştık Selly, olmadı böyle." dedim eğlenerek. O ise hiç eğlenmiyordu artık, titriyordu soğuk suyun etkisiyle. Güzelliği de makyajıyla birlikte yok olmuştu, bu onun için çok kötü olmalıydı. Acımaya başlıyordum ona neredeyse. Hatta acıyordum, evet evet acıyordum.
"Of, ben daha yeni ısınıyordum ama sen üşümeye başlamışsın bile." dedim sıkıldığımı belirten bir ses tonuyla.
"Tüm görünümümü mahvettin!" diye bağırdı Selly. "Kimseye görünmeden kulübeme nasıl döneceğim ben?"
"Bir şey olmaz merak etme, yarın güzel halinle tekrar görünürsün, halüsinasyon gördüklerini zannederler." dedim gülerek.
"Ya, tabi." dedi sıkıntıyla.
"Peki Selly, bugünlük bu kadar yeter sanırım sana. Artık bir şey yapmayacağım, huzur içinde kulübene dönebilirsin."
"Of saol yani." deyip kulübenin kapısına doğru yürümeye başladı.
"Hey, Selly!" diye bağırdım tam kapıyı açmışken. "Bir daha Ares kulübesine oyun oynamaya geldiğinde bu tür şeylere hazırlıklı ol, merhametimiz yoktur bilirsin." dedim gülerek. "Bilmiyorsan da öğrenmiş oldun işte."
Selly ise yüzünü buruşturup çıktı. Kapı kapanırken biraz suçlu hissettim kendimi, bir Afrodit kızının makyajını mahvetmiştim. Kim bilir kaç saatini harcamıştı hazırlanmak için... Ama o başlatmıştı bunu, kendisi kaşınmıştı. Dalga geçmek için yanlış kişiyi seçmişti ve cezasını da çekmişti. Ama yine de biraz daha insaflı olabilirdim tabi, yarın kahvaltıda Selly'nin gönlünü almalıydım mutlaka.

(Rp bitmiştir.)

» Medusa'nın kardeşini yok ediyorum, Zeus'a kafa tutuyorum ve saç bakımı yaptırıyorum!
» Hephaistos çocuğuna 'rica'
» Sözümü tutuyorum.
» Kafa Dinlemece.
» Biraz Kafa Dağıtmak 1