Olimpos Rpg
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Olimpos Rpg

Percy Jackson ve Olimposlular ile Olimpos Kahramanları serilerinden esinlenilerek oluşturulmuş, zirvedeki rpg forum sitesi.
 
AnasayfaLatest imagesKayıt OlGiriş yap

 

 Medusa'nın kardeşini yok ediyorum, Zeus'a kafa tutuyorum ve saç bakımı yaptırıyorum!

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
Stella Fabiano
Hades'in Çocuğu
Hades'in Çocuğu
Stella Fabiano


Mesaj Sayısı : 915
Kayıt tarihi : 20/08/10

Medusa'nın kardeşini yok ediyorum, Zeus'a kafa tutuyorum ve saç bakımı yaptırıyorum! Empty
MesajKonu: Medusa'nın kardeşini yok ediyorum, Zeus'a kafa tutuyorum ve saç bakımı yaptırıyorum!   Medusa'nın kardeşini yok ediyorum, Zeus'a kafa tutuyorum ve saç bakımı yaptırıyorum! Icon_minitimePaz Ağus. 22, 2010 8:21 am


2- Melez Kampı'nda, kulübendeki ilk gününün rp'sini yazacaksın.
Mekan: Ait olduğun kulübe.
Katılacaklar: Serbest (istediğin herkesi davet edebilirsin.)


Bir gün önce Medusa’yla savaşmış, iki drakonu haklamış ve zorda olsa Melez kampına girmeyi başarmıştım ama yaralı olduğum için revirde kalmıştım. Ertesi sabah Medusa’nın kafasıyla beraber kulübeme ilerlerken herkes şaşkınlıktan dona kalmıştı. Melezlere başımla selam verdim ve kulübeme girdim. İçeride geçen yaz tanıştığım abim Robert vardı. Onunla sürekli tartışırdık ama onu görmenin bile beni bu kadar rahatlatacağını tahmin edemezdim.

“Sen Medusa’yı mı öldürdün?” dedi abim Robert. Pek değiştiği söylenemezdi, sadece saçları uzamış ve iyice karışık bir hal almıştı.

“Saçların kuş yuvasına benziyor Robyn” dedim gülerek. Robyn’de güldü ve gelip bana sarıldı. Buna çok şaşırmıştım çünkü biz Robyn’le sürekli kavga ederiz. Ama o bir anda bana sarılınca onu çok özlediğimi fark ettim. Ama bundan memnun olduğumu göstermemek için onu hafifçe ittirdim ve gülerek:

“Bu kadar yeter Robyn, annem gibi davranıyorsun” dedim. Ama Robyn beni bırakmadı. Bana sürekli küçük cadı diyene bakar mısınız? Ne kadar da özlemiş beni! Nihayet beni bıraktığında saçlarımı karıştırdı ve:

“Annenle nasıldınız?” diye sordu. Buna gıcık olduğumu bilir ve inadına yapıyor işte!

“Fena değil. En azından ev sahibimizle artık görüşmüyorlar. Ve babam geçen ay annemi görmeye geldi. Annem bayıldı! Ama gerçek manada bayıldı, çok komikti, o ayılana kadar babamla bu yazın planını yaptık” dedim neşeyle. Ama birden Robyn’in dalgın göründüğünü fark ettim. Doğru ya, o babamla daha karşılaşmamıştı ve benim babamla konuşup durmam onu incitiyor olmalıydı.

“Üzgünüm Rob” dedim. Gülümsedi.

“Sorun değil kardeşim, elinde sonunda konuşacağız zaten” dedi. Medusa’nın kafasını bir çarşafa sardım ve yatağımın altına koydum, dışarı çıkmak üzere kulübenin kapısına yöneldim. Ama o sırada bir yatağın daha dolu olduğunu gördüm.

“Bir kardeşimiz daha mı oldu? Bu babamda hiç durmamış yani” dedim.

“Adı Hector, bende daha yeni tanıştım ama iyi bir çocuk” dedi. Ona dil çıkarttım.

“Bende sen ilk geldiğinde senin iyi biri olduğunu düşünmüştüm” dedim pis pis gülerek. Robyn en yakındaki yastığı alıp suratıma fırlattı.

“Seni küçük cadı! Nereye gidiyorsun sen?” diye sordu.

“Lucy’ye tabiî ki. Tüm dönem boyunca onu o kadar özledim ki!”

“Ah, hiç ayrılma o zaman buradan. Çünkü Lucy bu yaz gelmedi” dedi. Şaşırmıştım. Lucy’nin gelmemiş olması imkansızdı, aynı gün telefonlaşmış, aynı anda yola çıkmıştık.

“Bu çok saçma, Lucy gelmiş olmalıydı” dedim. Abim bilmiyorum der gibi kollarını iki yana açtı ve başını sağa sola salladı.

“Sen gittiğinden beri çok şey oldu Stell. Bir Zeus kızı ve bir Poseidon kızı daha ortaya çıktı. Şu anda kampta 3 büyüklerin 5 tane çocuğu bulunmakta. Bu işin sonu iyi olmayacak” dedi. Kulübeden çıktım. Bu mümkün müydü? 3 büyüklerin 5 melezi burada mıydı yani?

Kendimi arenaya attım. En sevdiğim uğraşlarımdan biri olan kılıç kullanmak için daima beni bekleyen bir-iki arkadaşım olurdu arenada. O günde Ares kulübesinden Fransis vardı. Çok iri yarı ama beyinsiz bir kızdı kendisi. Geçen yaz sırf onun oynamak için her akşam arenaya giderdim. Beni bugüne kadar bir kere bile yenememişti.

“Hey Franci! Ben döndüm, nasıl gidiyor?” diye sordum. Franci geri çeklidi.

“Ah, Fabiano geri dönmüş. Senden nefret ediyorum ve senin kendini bir şey sanan kuzeninden de!” dedi. Kafam karışmıştı.

“Ne güzel bir karşılama! Bende seni çok özledim Fransis. Ayrıca hangi kuzenimden bahsediyoruz?” diye sordum.

“Jennifer’dan. Zeus’un kızı olan. Onda da senin tuhaf şimşekli kılıcından vardı” dedi. Tabi ya, Hestia bana o kılıçtan iki tane olduğunu söylemişti!

“Her neyse. Hadi gel, birazcık takılalım” dedim. Franci pis pis sırıttı.

“Bu sefer tuzağına düşmeyeceğim Fabiano. Git ve kendine yeni bir kukla bul!”

“Tamam, zaten daha ciddi bir rakip bulma zamanım gelmişti. Heyy, buradakiler! Hepinize meydan okuyorum, benimle karşılaşacak cesaretiniz varsa bir adım öne çıkın!” diye bağırdım. Ne var ki hepsi de bir zamanlar benim tarafımdan yenilmişti ve aynı tecrübeyi bir daha kazanmak istemiyorlardı. Arenadaki kalabalık dağıldı. Bir başıma kalmıştım. Olamazdı ya, koca kampta benimle karşılaşacak bir kişi bile yok muydu?

Dilememe kalmadan önümde iki korkunç şimşek çaktı ve ortaya bir sis bulutu çıkarttılar. Sis dağıldıktan sonra da karşımda iki tane canavar duruyordu. Ve bunlar aynı Medusa gibi korkunç yılan saçlara sahiptiler. Daha önceden mitoloji okumama dua ettim, onları biliyordum.

“Sizler gorgonsunuz, değil mi?” dedim. Medusa’nın kardeşleri bana bakıyorlardı ama ben onların gözlerine bakmıyordum. Bakarsam başıma nelerin geleceğini biliyordum.

“Bizim adımız Euryale ve Stheno. Bizler Medusa’nın kardeşleriyiz” dedi gorgonlardan birisi.

“Sizi Zeus mu yolladı?” diye sordum. Hala gözlerim kapalıydı.

“Onun getirmesine gerek yok ki! Sen kardeşimizi öldürdün, bunu sana ödeteceğizzzz!” dedi Euryale.

“Ah, harika!” dedim kendimi tutamadan. Diğer melezleri tehlikeye atamazdım ama Medusa’nın kafasına ihtiyacım vardı. Yoksa ikisiyle birlikte başa çıkmam imkansızdı. Kılıcımı çektim ve şimşekleri etkin hale getirdim.

“Sizden korkacağımı mı sandınız?” diye sordum gorgonlara. Tıslayarak güldüler.

“Korkmalısın! Öyle çok korkmalısın ki ardına bakmadan kaçasın!” dedi Stheno. İçimden babama dua ettim. Ama sonra da bugüne kadar ki yaptığım en saçma hareketlerden birini yaptım ve beni o anda öldürebilecek iki gorgona kafa tuttum.

“Kendinizi ne sanıyorsunuz siz be? Sırf bakanı taşa çeviren tuhaf bakışlarınız var diye arkama bakmadan kaçacağımı mı sandınız? Ben Hades’in kızıyım, asla savaştan kaçmam!” diye bağırdım ve yeni geliştirdiğim yeteneğimi denemeye devam ettim. Artık gölgeleri gözüm kapalıyken fark edebiliyorum. Hareket halindeki gölgesi olan her cismin koordinatları beynime geliveriyor işte! Bu sayede Medusa’yı öldürmüştüm ve kardeşlerini de öldürebilirdim! Ama o sırada aklıma başka bir şey geldi. Belki de Medusa’nın kafasını buraya getirebilirdim. Onunda gölgesi olduğuna göre belki de onu hareket ettirebilirdim. Gorgonların yaklaştığını hissederken içimden seslendim.

“Baba, biraz yardım etsen diyorum?”

“Ne yapacağımı söyle” dedi Hades.

“Yatağımın altındaki Medusa’nın kafasını nasıl buraya getirebilirim?” diye sordum.

“Odaklan! Kafanın gölgesini hisset. Ve onu yürütmeye başla. Yapabilirsin!” dedi. Odaklanmadan önce yanıma yaklaşan gorgonlardan birisinin kafasını uçuruverdim.

“Şey, Medusa’nın kafasına ihtiyacım kalmadı” dedim ve gözlerimi açtım. Stheno bağırıyor ve kardeşinin yerdeki kafasına bakıyordu.

“Bunu ödeyeceksin çocuk!” dedi ve tıslayarak gölgelerin içinde kayboldu. Gökyüzüne baktım ve:

“Bir kez daha Fabiano sayı yapıyoorr!! Stella 2, Zeus 0” dedim bağırarak ve gülerek odama yöneldim.

3-'İlk gününün sonunu anlatan bir rp yazacaksın, kampla ilgili ilk izlenimlerin, ilk maceraların...
Mekan: Melez Kampı içindeki herhangi bir yer.
Katılacaklar: Serbest.


Odama girdiğimde Hector’da oradaydı. Gidip onunla tanıştım.

“Selam, sen yeni kardeşimiz olmalısın. Umarım Robyn kadar sinir bozucu çıkmazsın” dedim gülerek. Robyn’de gülerek:

“Bu kıza dikkat et Hector, hayatını cehenneme çevirebilir ve bunun için sadece canının sıkılmış olması yeter. Tam bir Hades kızıdır, ben Hades’in çocuğu olmayı ondan öğrendim” dedi. Dalga geçiyordu ama ben bu sözleri çok sevmiştim.

“Sağol abi, sende tam bir baş belasısın. Ama şunu dinlemeniz lazım. Az önce Medusa’nın kardeşlerinden birini öldürdüm!” dedim.

“Yuh! İki günde iki gorgon mu öldürdün?” dedi. Sırıttım.

“Üçüncüsünün de icabına bakacaktım ama kaçtı. Zeus beni yok etmek için elinden geleni ardına koymuyor. Ama ben her zaman ondan bir adım öndeyim!” dedim. Tabi o sırada beklenmedik bir şey oldu, odanın içinde üç küçük şimşek çaktı ve şimşeklerin arasından Zeus’un görüntüsü çıktı. Tabi Robyn ve Hector:

“Tanrı Zeus” dediler önünde eğildiler.

“Yağcılar! Selam Zeus” dedim. Tabi o sırada Zeus bana oldukça yüksek voltajda elektrik verdi. Resmen beni çarptı. Saçlarım havaya dikilmişti, kulaklarımdan neredeyse duman çıkacaktı.

“Tamam, tamam, sen kazandın” dedim ve onun önünde eğildim. Zeus gülümsedi.

“Kendini dokunulmaz sanma Hades’in kızı! Bir gün seni gerçekten yok edebilecek bir canavar yollayacağım” dedi. Güldüm.

“Bana Tayfun’u mu yollayacaksın yoksa?” dedim.

“Saçların o şekli almışken ve karşında Tanrıların tanrısı dururken ben olsam kimseye kafa tutmazdım” dedi Robyn.

“Aman sende. Ayrıca sen ben değilsin. Ve biz Zeus’la gayet iyiyiz, değil mi?” dedim. Tabi o sırada Zeus beni bir daha çarptı. Ama sen misin beni çarpan, bende ona yanımdaki yastığı fırlattım. Yastık görüntünün içinden geçti gitti.

“Bu ne cüret?” dedi Zeus.

“Özür dilerim tanrı Zeus ama artık zorbalıklarınıza katlanmak istemiyorum. Bugüne kadar sadece Fırtına’ya sahip olduğum için bana kaç tane canavar yolladınız? 50 mi? 100 mü? Belki de daha fazla. Anlayın lütfen, bu kılıç artık benim! Ve ben ecelimle ölmedikçe bu kılıcı siz geri alamayacaksınız, beni anladınız mı? Zaten beni öldürmeye kalkarsanız Hades’in öfkesiyle karşılaşırsınız. Yer altı ordusuyla burun buruna gelmek istemezsiniz, öyle değil mi?” dedim. Zeus zaten çok kızgındı, iyice deliye dönmüştü. Bağırarak:

“Seni şu anda yok etmemem için bir sebep söyle” dedi. Arkasında şimşekler çakıyordu. Gülümsedim.

“Çünkü ben Hades’in en sevdiği kızıyım!” Zeus odamızı darmadağın eden bir rüzgar yolladı ve sonra da kayboldu.

“Lanet olsun! Anlaşılan bu hafta bulaşıkları biz yıkayacağız” dedim üzgünce. Hector ve Robyn bana şaşkınca bakıyordu.

“Sen tanrıların tanrısına nasıl kafa tuttun öyle?” dedi Hector.

“O da benimle bu kadar çok uğraşmasaydı!” dedim bende. O sırada Robyn gülmeye başladı.

“Sen neye gülüyorsun?”

Robyn yerlere yattı gülmekten. Bende sebebini merak etmiştim.

“Şu… Şu haline bir bakmalısın! 2. Dünya savaşından kalma tuhaf bir yaratığa benziyorsun” dedi. O öyle deyince Hector’da gülmeye başladı. Bende dönüp bir ayna aramaya başladım. Bulduğumda ise saçımın her bir telinin havaya kalktığını ve uçlarının simsiyah olduğunu gördüm. Bende kardeşlerimle birlikte kendi halime gülmeye başladım.

Daha ilk günümden iki gorgonu yok etmiş, Zeus’a kafa tutmuş ve saç bakımı yaptırmak zorunda kalmıştım ama anlaşılan bu yaz geçen yaza göre çok daha hareketli geçecekti. Lucy’de yakında gelirdi zaten. Hele o gelsin, işte o zaman bu kamp kurulduğundan beri en eğlenceli yaz dönemini yaşayacaktı, bundan emindim…
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Medusa'nın kardeşini yok ediyorum, Zeus'a kafa tutuyorum ve saç bakımı yaptırıyorum!
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» Ares çocuğuna kafa tutuyorum :P
» Yara Bakımı
» Sözümü tutuyorum.
» Kafa Dinlemece.
» Biraz Kafa Dağıtmak 1

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Olimpos Rpg :: Melez Kampı :: Kulübeler :: Hades Kulübesi-
Buraya geçin: