Olimpos Rpg
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Olimpos Rpg

Percy Jackson ve Olimposlular ile Olimpos Kahramanları serilerinden esinlenilerek oluşturulmuş, zirvedeki rpg forum sitesi.
 
AnasayfaLatest imagesKayıt OlGiriş yap

 

 Rastlantının Böylesi, Tanrıça Hera!

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
Misafir
Misafir




Rastlantının Böylesi, Tanrıça Hera! Empty
MesajKonu: Rastlantının Böylesi, Tanrıça Hera!   Rastlantının Böylesi, Tanrıça Hera! Icon_minitimePtsi Kas. 08, 2010 2:52 am

Babamla görüşmek için ayrılmıştım Melez Kampı'ndan, Olimpos'un girişine, yani Empire State Binası'na gelmiştim. Ona bana verdiği görevi yaptığımı, göndermemi istediği mesajı Poseidon'a ilettiğimi söyleyecektim. Bunu yaparken başıma ne tür şeyler geldiğinden ise hiç bahsetmeyecektim tabi ki. Canavarlar Denizi'nde, Siren Körfezi'nde yaşadıklarımı ona anlatarak canını sıkmak istemiyordum, sonra beni patates püresine çevirebilirdi. Resepsiyonist her zamanki formundaydı, ona laf anlatabilmek için yarım saat dil dökmek zorunda kalmıştım yine. Asansörde bu kez klasik bir parça çalıyordu, 600. kata çıkarken ayağımla yere vurup müziğin ritmine ayak uydurmaya çalışıyordum. Asansörün kapıları açıldığında biraz şaşırdım, ne zaman babamı ziyarete gitsem beni burada bekliyor olurdu genelde. Onu ziyaret edeceğimden haberi olurdu hep. Ama bu kez ortalarda yoktu, onun yerine başka biri beni bekliyordu. Ağzım bir karış açılmıştı onu görünce, bu tanrıça Afrodit kadar olmasa da kesinlikle çok güzeldi çünkü.
"Birine mi bakıyorsun Adrian?" dedi gülümseyerek.
"Eee, şey... Evet Tanrıçam, babam Tanrı Ares ile görüşecektim aslında, yani... Eğer burada olsaydı. Ama sanırım yok, ha?" Ne kadar saçmaladığımı farkettiğimde çoktan iş işten geçmişti.
"Heyecanlanma çocuğum, ben Hera'yım." Kendime bunu nasıl anlayamadığımı sormalıydım bir ara. Sarı saçları, anaç duruşuyla Hera'dan başkası olamazdı zaten. "Baban şu an burada yok, biliyorsun ilgilenmesi gereken bir savaş var."
"Şey, teşekkürler Tanrıçam." diyebildim. "Ben o zaman gitsem iyi olacak."
"Onun yerine benimle konuşmaya ne dersin?" dedi gülümseyerek. Asla reddedemeyeceğim bir teklif sunmuştu bana. "Söyleyeceklerini bana anlat, ben de babana iletirim."
"Şey, peki Tanrıça Hera." deyip ona anlatmaya başladım. Babama Poseidon'a gönderdiği mesajı ilettiğimi söylediğimde mesajın ne olduğunu sordu bana. Burada biraz yalan söylemem gerekiyordu, çünkü babam mesajı okumamamamı söylemişti, ama ben dayanamayıp rulo kağıdı açmış, içinde yazanları okumuştum. Bundan babamın haberi olmasa iyi olurdu. Ama bir tanrıçayı kandırmak çok da kolay değildi doğrusu, yalanımı farketmiş olacak ki kaşlarını çatmıştı. Ama üstelemedi daha fazla.
"Bildiğim kadarıyla Melez Kampı'nda kalıyorsun çocuğum." dedi hoş sesiyle. "Ailenle hiç görüşüyor musun peki?"
"Şey, kampa geldiğim ilk zamanlarda görüşüyordum. Ama daha sonra başıma bir olay geldi, ve artık annemle bir daha görüşmeme kararı aldım. Arkadaşlarımla da..."
"Ne tür bir olay?" diye sordu kuşkuyla.
"Şey, Tanrıçam. Bunu söylemek çok zor. Ben bir arkadaşımın ölümüne sebep oldum. Kendi aptallığım yüzünden..." Bunu itiraf etmek çok zordu benim için, o olayın hatırası hala tazeydi.
"Anlıyorum." dedi düşünceli bir ifadeyle. "Peki bu senin anneni sonsuza kadar terketmene sebep olabilecek bir şey mi? Senin ona ihtiyacın var, onun da sana ihtiyacı olduğu gibi. Kendini dış dünyadan soyutlamak sana hiçbir şey kazandırmaz. Ne yaparsan yap, annen seni affedecektir. Buna eminim."
"Biliyorum... Ama ona bir zarar gelmesini istemiyorum."
"O zaman daha dikkatli olmaya çalışırsın." dedi Tanrıça. "Hiçbir şey aileden daha önemli değildir Adrian, ne olursa olsun annenle iletişimi kesme. Bu onu ne kadar üzüyordur, bir fikrin var mı bu konuda?"
"Evet... Ama..." diye kekeleyip bir süre düşündüm. Annem kesinlikle bundan daha iyisini hakediyordu. "Haklısınız Tanrıçam. Böyle bir şey bile ona bunu yapmama sebep olamazdı, en yakın zamanda hatamı telafi edeceğim."
"Buna hiç şüphem yok." diyerek gülümsedi Hera. "Artık gerçekten gitsen iyi olacak. Mesajını ileteceğim babana, seni kampa gönderiyorum o zaman, yolda yorulmana hiç gerek yok."
"Peki Tanrıça Hera. Teşekkürler, her şey için..."
Daha cümlemi tamamlayamadan kendimi bir boşlukta buldum, birkaç saniye sonra ise Thalia'nın Ağacı'ndaydım. Kampa geri dönmüştüm, ama aklım hala Hera ile yaptığım konuşmada kalmıştı...
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Rastlantının Böylesi, Tanrıça Hera!
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» Tanrıça Hera'dan yardım
» Tanrıça Hera ile tanışmam!
» Tanrıça Hera'nın çağrısı
» Tanrıça Hera'yı Ziyaret
» Tanrıça Hera ile Karşılaşma

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Olimpos Rpg :: Olimpos :: Empire State Binası/Olimpos-
Buraya geçin: