Olimpos Rpg Percy Jackson ve Olimposlular ile Olimpos Kahramanları serilerinden esinlenilerek oluşturulmuş, zirvedeki rpg forum sitesi. |
|
| Tanrıça Hera'yı Ziyaret | |
| | Yazar | Mesaj |
---|
Helen Grace Burton Athena'nın Çocuğu/Mitoloji Tarihi Eğitmeni
Mesaj Sayısı : 366 Kayıt tarihi : 23/10/10
| Konu: Tanrıça Hera'yı Ziyaret Paz Kas. 28, 2010 4:34 am | |
| Sabah uyandığımda başucumda bir not buldum. 'Helen Grace Wilson, Acil Büyük Eve gelmeniz bekleniyor.' Kamp böyleydi işte.. Kimse Size rahatınız nasıl ? İyi uyudunuz mu ? diye sormaz ya da 'Helen Grace Wilson, Acil olarak uyumaya devam etmeniz gerekiyor.' diye bir not bırakmazdı. Harika ! Hemen giyinip dışarı çıktım. Büyük Eve yaklaşırken Maya ve Ed'i birlikte bana doğru gelirlerken gördüm. Onlara el salladım. Maya iki adımda yanıma geldi ve ''Helen, Sana da not bıraktılar mı ?'' Başımı evet anlamında salladım. Ed yanımıza vardı ve konuşulanları duymuş olacak ki ''Peki bir Athena,Demeter ve Hephaistos çocuğu.. Bütün bunların anlamı ne ?'' Hepimiz sustuk. Aklıma hiçbir şey gelmiyordu ve bir anlamı da yoktu. ''En iyisi bizi neden çağırdıklarını öğrenmek. Hadi içeri girelim.'' Evin tahta merdivenlerini çıkıp terasa yöneldik. Kheiron tekerlekli sandalyesinde Bay D. ile bizi bekliyordu. Bizleri görünce ''Çocuklar sizi bu saatte buraya çağırdığım için üzgünüm ama siz üçünüzü acil olarak bir göreve yollamak zorundayım. '' Biz birbirimize şaşkın şaşkın bakışırken Kheiron devam etti ''Tanrıçamız Hera'ya ait mücevherler, Kıskançlık Tanrıçası Eris tarafından çalınmış, yeryüzüne saklanmıştı. Bay D. Eris'in izini sürerek mücevher kutusunu buldu. Onun bunu Tanrıça Hera'ya geri ulaştırması gerekiyordu fakat Olimpos'a gitmesi şu an yasak olduğundan kutuyu teslim etmek için üçünüz seçildiniz.'' Kheiron sözünü bitirince Bay D. bişiler homurdanarak içeri girdi. Kheiron ''Ona aldırmayın çocuklar. Sadece tekrar olimpos'a geri dönmeyi planlıyordu bu görevle. Eh izin çıkmayınca da.. Her neyse şimdi bu çantayı alın. Kutu bunun içinde.'' Çantaya bir çanta diyemezdiniz çünkü neredeyse bir çuval büyüklüğündeydi. Ben 'çantayı' alırken Kheiron'a ''Peki neden biz üçümüz ? Hermes çocukları da bu işi yapabilirdi. Yani Hera'nın Athenayı pek sevdiğini söyleyemeyiz değil mi ? Benim gitmem onu sinirlendirmez mi ?''diye sordum.''Tam aksine'' dedi Kheiron. ''İlk kızsa da sen yani hepiniz onun gözüne gireceksiniz. Bu onu mutlu eder. Sonuçta bir tanrıça mücevhersiz düşünülemez. Değil mi ?'' Kheiron bize gülümseyerek New York'a giden otobüsün biletlerini verdi. Bir buçuk saat sonra elimizde bir -çuval-çanta ile kendimizi Empire State Binasında bulduk.. | |
| | | Clara Thompson Artemis Avcısı/Melez Danışmanı/Doğa Bilimleri Eğitmeni
Mesaj Sayısı : 4592 Kayıt tarihi : 12/10/10
| Konu: Geri: Tanrıça Hera'yı Ziyaret Paz Kas. 28, 2010 5:35 am | |
| Sabah bana bırakılan not hiç hoşuma gitmemişti, onu Harexis bulmuştu ve ''Oo, kardeş, yine ne yaptın?'' diye dalga geçip elinde sallamıştı. Zaten ufak tefek olduğumdan bir türlü alamamıştım. Sonra Ed -burayı unutmayın- ve Helen'la karşılaşınca, yanlız olmadığımı anlamıştım. Büyük ev yine korkuyucuydu ve Hera'ya ziyarete gittmemiz gerekiğini öğrenince -hem de Eduard'la!- kafayı yemiştim! Hiç bir melez sevgilisiyle Evlilik Tanrıça'sının yanına gitmek istemez. İyi ki yanımızda Helen vardı, hayatımızı kurtarmıştı, kamptan kimse dalga geçemezdi, ne de olsa Helen'la gitmiştik. Empire State Binası yine ihtişamıyla göz kamaştırıyordu. Cam kapıdan içeri girdik. Birbirimize baktık. Kimin güvenlik görevlisini gıcık etmesini kararlaştırmaya çalışıyorduk. Bu arada asansörün yanına gitmiştik. Görevlik görevlisi başında dikiliyordu. Bana bakınca hiç umursamadı. Evet, ufak tefek olduğum için pek kaale alınmayabilirdim tabii. Ed öne geçince güvenli grevlisi duraksadı. Eh, Hephaistos çocuklarını bilirsiniz. Biz de Helen'la yanlarından süzülerek asansöre bindik. Ed görevliye bakıp içeri girdi. Ani bir sessizlik oldu. O arada çalan müziğe baktım. Ighh, 40'lılar mı? İğrenç! Helen hemen düğmeye bastı, sanırım o da müzikten kafayı yemişti. Sonunda kata gelmiştik. Dinkk, diye bir ses duyuldu ve kapı açıldı. | |
| | | Helen Grace Burton Athena'nın Çocuğu/Mitoloji Tarihi Eğitmeni
Mesaj Sayısı : 366 Kayıt tarihi : 23/10/10
| Konu: Geri: Tanrıça Hera'yı Ziyaret Paz Kas. 28, 2010 6:42 am | |
| 'Ding!' sesiyle kapılar ardına kadar açıldı ve Olimpos yine tüm zerafetiyle karşımızda duruyordu. Emanetimizi alıp beyaz merdivenlerden Tanrıça Hera'nın evine doğru yol aldık. Sanırım buraya en son annemle tanışmaya gelmiştim. Söylemesi ne ironik değil mi ? Annemle tanışma.. Düşüncelerimi bölen Maya'nın sesi oldu. ''Helen, Hera, Ed ile bana çok kızacak. Sevgililer olarak Evlilik Tanrıçasının karşısına geçmek kadar daha ürkütücü birşey var mı sence ?'' Bu açıdan hiç düşünmemiştim. Maya haklıydı. Bu benim düşüncelerimden çok daha ironikti. ''Tamam. Herşey yolunda gidecek merak etme. Dua edelim de Hera sizi bilmiyor olsun.'' Maya telaşlı gözlerle Ed'e bakarken, Ed sakin olmasını söylüyordu. Merdivenleri bitirdiğimizde ise koskoca bina karşımızda duruyordu... | |
| | | Eduard Ryan Longrange Hephaistos'un Çocuğu/Mitoloji Tarihi Eğitmeni
Mesaj Sayısı : 1186 Kayıt tarihi : 31/10/10
| Konu: Geri: Tanrıça Hera'yı Ziyaret Perş. Ara. 02, 2010 8:07 am | |
| İtiraf etmem gerek, Hera ve Zeus'un evi hayatımda gördüğüm en büyük, muhteşem yapıttı.-Şaka yapmıyorum- Normal bir ev düşünün.İşte Zeus ve Hera'nın evi bunlardan yüz tanesinin birleşimiyle oluşmuştu.Ağzım açık bir halde, eve bakıyordum.Evin neredeyse her yerine yunan efsanelerini anlatan resimler çizilmişti.Perseus'un Medusa'nın kafasını kesişi, Herkül'ün Namea Aslanını yenişi... Bunlar oldukça dehşet verici resimlerdi.Biraz daha bakarsam çıldıracağımı biliyordum.Helen de bu Olimpos'un neredeyse yarısını kaplayan ev sayesinde şaşırmış olmasına rağmen eve doğru ilerlemeye başladı.Evin girişinde Zeus ve Hera'nın gerçek insan boyutunda heykelleri duruyordu.Sanki Hera'nın gözleri bizi takip ediyordu.O sırada korkuyla Maya'nın elini bıraktım.Maya da benim kadar endişeli gözüküyordu ama ben belli etmemeye çalışıyordum.Helen, evin neredeyse dört metre olan içinde milyonlarca süsleme olan kapıya doğru gitti.Athena bizi göreve çağırdı.Mutlaka girmemiz lazım" der gibi bize bakıyordu.Helen tam kapıyı çalmak üzereyken, kapı büyük bir gürültü çıkararak açıldı.Karşımızda oldukça güzel bir kadın duruyordu.Sıcak bir gülümsemesi vardı.Daha çok... adını bile anmamaya ant içtiğim (!) anneme benziyordu.Ama, kadın bana hiç güven vermemişti.İşte o zaman kadının gözlerine bakmak gibi bir hata yaptım.Bir an da kendimi başka bir yerde buldum.Ortalığı alevler kaplamıştı.Bir kız benden yardım istiyordu.Kız, güzelliği karşısında beni büyülüyordu.Sanki... Maya !
Gözlerimi yana doğru kaydırdım.Gözümün kenarlarında yaş birikmişti ama tanrıça, Maya ve bana öfke içinde bakıyordu.Yutkunarak konuştum.
Tanr- Tanrıça Hera ?
Hera onaylarmış gibi bana baktı ama hala Maya ve bana bakıyordu.Sanki, siz iki sevgili benim evime nasıl gelmeye cesaret edersiniz ? diyordu."Sonunda gelebildiniz melezler.Sizden Eris'i bulup, mücevherlerimi geri getirmenizi istiyorum." dedi buz gibi bir ses tonuyla.Sonra da homurdanarak, "Ah, şu genç nesil melezler ne kadar da şapşal oluyorlar.Şimdi ne duruyorsunuz ? dedi ve elini salladı.Artık tek başımızaydık. | |
| | | Clara Thompson Artemis Avcısı/Melez Danışmanı/Doğa Bilimleri Eğitmeni
Mesaj Sayısı : 4592 Kayıt tarihi : 12/10/10
| Konu: Geri: Tanrıça Hera'yı Ziyaret Perş. Ara. 02, 2010 8:19 am | |
| Tanrıça Hera aniden kayboldu. Onun yüzündeki ifadeyi de hiç sevmemiştim. Ares'den bile daha az korkardım herhalde. Yutkunarak Helen'a baktım. Zaten yeterince korkmuştum, zaten. Hele Hera bir ara bana öyle bir bakmıştı ki, en kötü kabusumu yaşıyor gibi olmuştum: Eduard'ı kaybetmek. Bu o kadar ayrıntılıydı ki, hatırlamaya korkuyordum. Hera gözümün önünde ona işgence ediyordu. Helen rahat görünüyordu. Elindeki kutuyu tutarak yürüdü ve Hera'ya sundu. Hera sakince ve zarifçe kutuyu aldı. ''Aferin Athena kızı, bu yoldan devam et.'' Burada bize gönderme yazptığından emindim. Helen yanımıza geldikten sonra o ve Eduard'ın kollarından tutarak çektim. Buradan hemen gitmek istiyordum. Hem de hemen. | |
| | | Helen Grace Burton Athena'nın Çocuğu/Mitoloji Tarihi Eğitmeni
Mesaj Sayısı : 366 Kayıt tarihi : 23/10/10
| Konu: Geri: Tanrıça Hera'yı Ziyaret C.tesi Ara. 04, 2010 8:26 am | |
| Tanrıça Hera, Ed'e neredeyse işkence yapmaya başlamıştı. Maya korkudan titriyor sesini bile çıkaramıyordu. Ben soğukkanlılığımı elden bırakmamaya çalışarak büyük bir gayretle kutuyu aldım ve tanrıçanın huzuruna doğru yürümeye başladım. Zarif bir referans yaparak önünde eğildim ve kutuyu ona doğru uzattım. Hera çok değerli mücevherlerinin kutusunu benden alarak, ''Aferin Athena kızı, bu yoldan devam et.''dedi. Sesimin titrememesi için çaba göstererek ''Sizlere hizmet etmek benim için onurdur tanrıçam.'' dedim. Hera arkamda acı içinde kıvranıp duran Ed ve korku içinde başını eğerek bekleyen Maya'ya hitap ederek, ''Görev için de olsa, verilen görevi tamamlamak için sevgili olduğunuzu bildiğim halde huzuruma çıktınız. Bu durumda sizi cezalandırmam gerekir.. Ama sizi cesaretinizden dolayı kutluyorum. Şimdi çekilebilirsiniz.'' Şaşkınlıktan ne diyeceğimi bilemezken yavaş yavaş referans yaparak Hera'nın huzurundan ayrılmam gerektiğini hatırladım. Maya'nın yanına doğru ilerlerken beni korkuyla yanına çekti ve hızlı adımlarla yürürken ona yetişmeye çalıştım. Asansöre vardığımızda Maya Ed'e sarılarak ''Ed iyisin değil mi ?'' diye sordu. ''Daha iyi olamazdım herhalde.'' Cevapladı Ed. ''Ama kamp'a geri döndüğümüzde ilk işimiz Kheiron'a, sevgili olanları Hera'yla ilgili bir göreve göndermemesini söylemek. Yoksaa bir başka çift'in oradan sağ çıkabileceğini sanmıyorum.'' Ed hepimizi güldürmeyi başarmıştı. Gerçekten ucuz atlattığımızı düşünerek görevi sağ salim tamamlamanın verdiği mutlulukla kamp'ın yolunu tuttuk..
Maya ve Ed'in ekleyeceği bir şey yoksa Rp bitmiştir ! | |
| | | | Tanrıça Hera'yı Ziyaret | |
|
Similar topics | |
|
| Bu forumun müsaadesi var: | Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
| |
| |
| |
|