Muhteşem Harita!

31- Kulübende başına ilginç bir olay gelmesiyle ilgili rp yazacaksın.
Mekan: Athena Kulübesi
Katılacaklar: Sere, Aqua, Lucy.

*

"Bence onu saklamak için çalışma odasından iyi bir yer bulamayız." dedi Aqua, sırıtarak "Kesinlikle katılıyorum kardeşim!" cevabını verdim. Elimizde Sere'nin Olimpos için hazırladığı mimari çalışmalarından biri vardı ve haftalardır üzerinde çalışıyordu, onun için çok değerli olduğunu tüm kulübe biliyordu. Ama kardeşimizin temizlik takıntıları artık fazla oluyordu, hem eğlenceli zaman geçirmek hem de ona stresli anlar yaşatmak için, bu projesini saklamaya karar vermiştik. Plana göre Sere onu saatlerce arayıp bulamayacak ve sinir krizleri geçirecekti, biz de o her arkasını döndüğünde birbirimize bakıp kıkırdayacaktık. Tabii ki onu çok seviyordum ama gıcık bir insandım ve diğerlerini sinir etmek hoşuma gidiyordu. Ayrıca Aqua'nın da bu konuda bir sıkıntısı yoktu, bu nedenle kendisiyle çok iyi anlaşıyorduk. Birlikte çalışma odamıza girdik ve projeyi saklamak için Sere'nin hemen aklına gelmeyecek bir yer aramaya koyulduk. Eliyle çenesini ovalayan Aqua, "Onu arşivdeki projelerin arasına sakladığımı sanıp saatlerce o kağıt tomarlarını araştıracak." dedi. Katıldığımı göstermek için kafamı salladım ve "Haklısın. O zaman, projeyi bence halının altına saklayalım, orası hayatta aklına gelmez." dedim. Birlikte kısa bir gülme krizine tutulduk, sonra kendimizi toparlayarak tahta bir masayı kenara çekerek proje kağıtlarını oraya, halının altına sakladık ve sonra masayı eski yerine getirdik. "Tek kelimeyle muhteşem fark edilmez oldu." dedim, Aqua da "Evet, asla bulamaz o projeyi." diyerek beni onayladı, sonra kıkırdayarak odadan çıktık ve Sere'nin gelmesine az kaldığını bildiğimiz için doğal görünmenin iyi olacağını düşünerek benim yatağımın üzerine oturarak satranç oynamaya başladık. Eh, Athena kulübesinin de belli bir kalitesi vardı; son ses müzik açıp tüm kampı inleterek parti verecek değildik.

Sere hırsla çalışma odasındaki projeleri yağmalamayı sürdürürken, Aqua ile birbirimize bakıp kıkırdayıp duruyorduk. "Ah, yapma Sere, biz hiç senin eşyalarını saklar mıyız?" diye sordu Aqua masumca. Hani çalışmayı saklarken yanında olmasam, ben bile inanırdım ona. Bize arkası dönük olduğundan Sere'nin surat ifadelerimizi görememesine güvenerek Aqua'ya bakıp hayretle kaşlarımı kaldırdım ve kardeşimin cümlesini "Evet Sere, aşk olsun yani." diyerek devam ettirdim. Bir süre sonra sırıtışımı toparlamayı becererek kardeşime doğru yaklaştım ve neyi incelemek için durduğuna bakmaya çalıştım. Yaklaştığımı fark ettiği gibi elindeki kağıdı katlayarak cebine koydu ve hiçbir şey olmamış gibi kendi projesini aramaya devam etmeye başladı. "O cebine koyduğun kağıt da neydi?" diye sordum merakla. Kalın bir parşömene benziyordu, büyük ihtimalle bizden yüzlerce yıl önce bu kulübede kalmış olan büyük kardeşlerimize ait döküntünün tekiydi. Peki o zaman, onu Sere için önemli yapan neydi? Evet, bu kesinlikle cevabını öğrenmem gereken bir soruydu.

"Hi-hiç bir şey değil." cevabı geldi uzunca bir süre sonra. Aqua da neler olduğunu merak ederek bize yaklaşmıştı. "Ne oluyor kızlar?" diye sordu, ellerimi belime koyarak gözlerimle Sere'yi işaret ettim ve "Kardeşimiz bizden bir şey saklıyor." dedim küskünce. Sere bize doğru döndü ve dudaklarını büzerek "Hiçbir şey sakladığım yok Aqua, Lucy'nin saçma kuruntuları işte." cevabını verdi. Derin bir nefes aldım ve "Pekala kardeşim, bunu sen istedin." dedim. Sonra Aqua'ya dönerek iki elimi havaya kaldırdım ve şımarıkça parmaklarımı gösterdim. Aqua mesajı anında anlayıp bana göz kırptı ve sonra Sere'nin üzerine doğru yürümeye başladı. "Bakalım gerçekten de hiçbir şey miymiş... Hazır ol Sere, elindekini bize verene kadar seni gıdıklayacağız!" Telaşla göz bebekleri büyüyen kardeşime bakarak yüksek sesle kahkaha attım ve ben de eğlenceye katıldım!

Sere haritanın üzerinde hareket eden şekillerin kamptaki melezler olduğunu benden daha önce fark etti ve gözlerinin kenetlendiği noktaya bakınca kızların etrafını çevirmiş olduğu Leo'yu gördüm. Elimi kardeşimin omzuna koyarak "Sakin ol." diye mırıldandım. Fayda etmişe benzemiyordu. Haritayı elinden aldım ve Aqua ile onu incelemeye başladık, Büyük Ev'deki Athena yazısını gördüğümde, bir an nefes alamadım. Yani bu harita, tanrı ve tanrıçaların bile yerlerini mi gösteriyordu?! Aqua da benim hayretimi paylaşıyordu, fal taşı gibi açılmış gözleriyle doğrudan bana bakarak "Evet. Bu harita her zaman bizim sırrımız olarak kalmalı, üçümüzden başka kimse bu gizemi öğrenmemeli. Tamam mı?" diye sordu. "Deli misin? Tabii ki aramızda kalacak!" cevabını verdim. Aqua sonra Sere'ye dönerek "Tamam mı?" diye sorusunu tekrarladı, "Tamam, ama şimdi çok acil bir işim çıktı kızlar. Gidip kafasını kırmam gereken bir erkek arkadaşım var da." dedi dişlerini sıkarak. Ona destek olmak istercesine tekrar elimi omzuna koydum.

Kardeşimiz kulübenin çıkışına doğru gitmeye başladığında arkasından gülerek "Ah, bu arada..." diye seslendim, lafımı tamamladı Aqua: "Projen halının altındaydı." Sere'nin bize sinirli bir bakış attıktan sonra hışımla kulübeden çıkmasını izledik, sonra ben keşif için yeni en değerli hazinemiz haritaya gömülürken Aqua kafasını iki yana salladı ve "Zavallı Leo." dedi. "Hadi gel, Sere onun yanına ulaşmak üzere. Buradan kavgalarını takip etmek çok zevkli olacak!" cevabını verdim sırıtarak.


Rp bitmiştir!