Orman Gezisi

Sabahleyin uyanır uyanmaz ormana gitme isteğim geldi.Çok mutluydum,mutluluğum tarif edilemezdi.Tom vardı artık,Tom içime hep bir neşe getiriyordu.Eski karamsarlığım yoktu içimde.Artık her şeye umutla bakıyordum.Maya bu mutluluğuma anlam verememişti.Ben ise kulübemden çıkarken üstüme bir t-shirt ve bir etek geçirdim.Maya'yı öptüm ve buzdolabından bir elma alarak ormanın yolunu tuttum.Ormana doğru ilerlerken karşıma çıkan herkesle selamlaşıyordum.Sonunda ormana vardığımda ise çimenlerin üzerine uzandım ve gökyüzüne bakmaya başladım.Doğa bugün ayrı bir güzeldi.Herhalde annemde de bir mutluluk vardı.Her yer çiçek açmıştı,buraya gelenin savaştan haberi bile olmazdı.Zaten birçok melez bunu takmıyordu.Ben ise sadece bir gün için yere yayılıp,gökyüzüne bakmak istemiştim.Yerde uzanırken ormanden gelen sesleri duydum.Ayağa kalktım ve etrafa bakındım.

-Kimse var mı?

Leonard Carter.Daha önce adını duymuştum.Sanırım Sere'ninki buydu.Kalkıp toparlandıktan sonra yanına kadar gittim.Selam verdim.

-Ben de Mitchie Heinz.Demeter Kulübesi lideri.

Leo bahsettikleri gibiydi.Sarı saçlı,uzun ve Zeus'un şanına yakışacak biriydi.Daha önce görmemiş olmama inanamıyordum.Zeus oğlu,kalabalıkta bile dikkat çekecek kibirliliğe sahip biri olmalıydı.Şu anlık pek de öyle görünmüyordu.

-Eee otursana.

Ardından Leo'nun anlatacaklarını dinlemeye koyuldum.Aklıma konuşacak bir şey gelmiyordu,o yüzden onun konuşmasını bekliyordum.

Ormanda bile canavarlar vardı.Benim ise dövüşmeye hiç niyetim yoktu.Ben tüm gün oturup konuşmak veya güneşin altında Tom'u düşünmek istiyordum.Luke kuşlara kılıç sallamaya başlayınca hayallerimden vazgeçerek kalktım ve ben de bir şeyler denedim.

-Bunlarla savaşmak veya onları öldürmek zorunda mıyız?

Sonra kılıcımı o yana bu yana salladım.Hep yanımda taşımam demek ki ormanda bile beni bulabileceklerini hatırlamama yetiyormuş.Kuşlara gitmelerini söyledim ama onlar annemin emrindekilerden değil,sürekli çatıştıkları Ares'in emrindekilerdendi.

Mitch'in savaşmak istemediği belliydi. Ben ise onları kolay yoldan halletmeyip zevkle yok ediyordum. Üstüm başım tüy içinde kalmıştı. Kılıcımı bir beyzbol sopası gibi tutarak kuşlara geçiriyordum. Mitch isteksiz isteksiz kılıç sallıyordu.

'Otur istersen ben hallederim.' dedim. 'Tek başına bunlarla uğraşmak zevkli oluyor.'

Beni bakışlarıyla biraz tarttı. Daha sonra yere oturdu. Bende son kuşu bir şimşek indirdim. Daha sonra üstümdeki tüyleri temizlemeye başladım. Bu kuşlar beni gerçekten sevmiyordu. Ares'le gerçekten konuşmalıyım diye geçiriyordum içimden. Tüyleri temizledikten sonra bende yere oturdum.

(Bitirebilirsin )

Leo da oturduğu zaman biraz sohbet ettik.Ama sonra hava kararmaya başladı.Tam bir günü nasıl böylesine sohbet ederek ve iki kuşçuk döverek hallettiğimizi bilmiyordum ama halletmiştik işte.Leo bir süre sonra saatine baktı ve yerinden kalktı.

-Saat bayağı geç olmuş.Ben gideyim artık,sen de gelsene.

Ben ise biraz daha oturmaya niyetliydim açıkçası.Güneşin batışını izlemek istiyordum.

-Sen git Leo,ben sonra giderim.İyi akşamlar.

Leo da bana iyi akşamlar diledikten sonra gitti.Ben de güneşin batışını seyretmeye devam ettim.Tam gidecekken yerdeki akrepleri gördüm.Biraz da onları izlemeye karar verdim.

Rp Bitmiştir.