Tiffany Trully - Görevler

2- Melez Kampı'nda, kulübendeki ilk gününün rp'sini yazacaksın.
Mekan: Ait olduğun kulübe.
Katılacaklar: Serbest (istediğin herkesi davet edebilirsin.)


Melez Kampına geldiğim ilk gündü. Çok heyecanlı ve birazda endişeliydim. Kulübeme gidip yeni kardeşlerimle tanışmam gerekiyordu. Kulübelerin olduğu yere doğru ilerledim ve kulübemin önünde durdum. Kulübe altın sarısı rengindeydi. Kapının üzerinde bir güneş sembolü vardı. Güzel bir kulübeydi. Kulübeye girdim ve içeride yeni kardeşlerimi gördüm. Yanıma geldiler ve içlerinden bir kız;

"Merhaba, evine hoş geldin!" dedi.
"Merhaba, hoş buldum."
"Ben Crist."
"Ben de Kev. Bunlar Ange, Juliet, ve Dan."
"Senin adın ne?"
"Tiffany, kısaca Tiff."
"Tanıştığımıza memnun olduk."
"Bende."

Bana yatacağım yeri gösterdiler. Artık endişeli değildim. Kardeşlerimi sevmiştim. Hepsi çok sıcakkanlıydılar. Onlarla çok iyi anlaşacağımızı düşündüm. Bana Melez Kampını, neler yapacağımızı, birazda babamı anlattılar.

"Burada çok eğleneceğiz." dedi Kev.
"Hem de çok" dedi Crist.
"Bir şeye ihtiyacın olursa bak dikkatini çekerim o birşey ''her şey'' anlamına da gelir bana gel hemen! tamam mı?" dedi Kev.
"Bir şeye ihtiyacım olursa hemen sana gelirim merak etme."
"Bize de gelebilirsin."
"Teşekkür ederim."
"Biz seni yalnız bırakalım, biraz dinlen."
"Tamam"

Yatağıma uzandım. Kardeşlerime şimdiden çok alışmıştım. Onlar benim gerçekten kardeşimdi. Kardeşinin olması çok güzel bir duyguydu. Burayı evim gibi hissetmeye başladım. Bunları düşünürken çok yorgun olduğumdan bir süre sonra uyuya kaldım...

3- 'İlk gününün sonu'nu anlatan bir rp yazacaksın, kampla ilgili ilk izlenimlerin, ilk maceraların...
Mekan: Melez Kampı içindeki herhangi bir yer.
Katılacaklar: Serbest.

17- Okçuluk alanında bir macera yaşayacaksın.
Mekan: Okçuluk Alanı
Katılacaklar: Sen ve istediğin herkes.


Kardeşlerimle konuştuktan sonra kulübemden çıktım. İçim biraz daha rahatlamıştı. Ancak daha bir sürü cevaplanmamış sorum vardı. Güneş batmaya başlamıştı. Gökyüzü çok güzel gözüküyordu. Okçuluk yeteneklerimi görmek için okçuluk alanına doğru yürüdüm. Yolda giderken bugünkü yaşadıklarımı, pegasusum Sissy'i, yeni kardeşlerimi düşündüm. Sissy çok güzeldi. Onu düşündükçe içim ısınıyor, mutlu oluyordum. Onun yakınında olmak istiyordum. Ben onu, o da beni anlıyordu. Hergün onun yanına gidip küp şeker yedirip okşayacaktım. Kardeşlerim geldi aklıma. Hepsi çok cana yakın, iyi kalpliydiler. Onları çok sevmiştim. Umarım onlarda beni sevmiştir.

Bunları düşünürken okçuluk alanına vardım. İçeriye girdim ve alanı incelemeye başladım. Kimse yoktu ve çok sessizdi. Okçulukta ne kadar iyi olduğumu görmek için sabırsızlanıyordum. Bir hedefin karşısına geçip uzun uzun baktım. "Bir deneyelim bakalım" diyerek kolyeme sıkıca bastım. Kolyem hemen yay-ok takımına dönüştü. Yayıma ve okuma baktım. Hâla bir kolyenin yay-ok takımına nasıl dönüştüğünü anlayamamıştım. Yayımla okum çok şahaneydiler. Üzerilerinde güneş motivleri vardı. Hedefe tekrar baktım. Kendime güvenim gelmişti. Hedefe nişan aldım ve ilk atışımı attım. Ok, hedefin neredeyse tam ortasına denk geldi. Bu kadar iyi ok attığımı görünce önce şaşırdım, sonra da gülümsedim. "Babamdan aldığım güzel bir yetenek" dedim kendime. Sonra birkaç deneme atışı daha yaptım. Her atışta hedefi tutturuyordum ve gülümsemem daha da büyüyordu. Sonunda kahkaha attım. Bir şey de iyi olmak beni mutlu etmişti. Bir süre sonra orada yalnız olmadığımı farkettim. Bir kız beni izliyordu. Ona baktığımı görünce;

"Atışlarını izledim, okçulukta iyisin. Fakat süper değilsin. Daha çok çalışman gerekiyor." dedi.

Daha uzak mesafeden, benim hedefime nişan alıp ok attı. Tam on ikiden vurmuştu. Bana baktı, gülümseyerek arkasını döndü ve okçuluk alanından dışarı çıktı.

Şaşırmıştım. Bence bu kadar okçuluk yeterdi. Yay-ok takımım tekrar kolye şeklini aldı. Kızın kim olduğunu merak etmiştim. Bir yere oturdum ve burada artık çok zaman geçirmem gerektiğini düşündüm. O kızdan daha iyi ok atmalıydım. Biraz dinlendikten sonra ayağa kalktım ve okçuluk alanından dışarı çıktım. Güneş batmış, hava kararmıştı. Okçuluk alanında çok vakit geçirdiğimi anladım. Çok yorulmuştum, biraz dinlenmeye ihtiyacım vardı. Kulübeme doğru yürümeye başladım.

5- Bir pegasus edineceksin!
Mekan: Pegasus Ahırları
Katılacaklar: Sen ve pegasusun.
(Bu görevi tamamladıktan sonra Admin'e pegasusunun ismi ve bilgilerini içeren bir pm atmalısın, böylece profiline ekleyebilirim.)


Kampa geldiğim ilk gün dolaşırken Pegasus Ahırı gözüme çarptı. Yolumu değiştirip ahıra doğru gittim. Ahırın içerisine girdiğimde şok oldum. İçeride bir sürü at duruyordu. Ancak bu atların kanatları vardı. Demek ki Pegasus bunlardı. Şoku üzerimden attıktan sonra bir kanatlı at gözüme çarptı. Çok güzel, bembeyaz bir attı. Gri renkli gözleri sanki beni tanıyor, bana gülümsüyordu. Atın yanına gidip okşamaya başladım. Niye bilmiyorum ama kanım bu ata çok ısındı. O da sanki beni çok sevmişti. Bir masada küp şeker gördüm. Masaya gidip biraz küp şeker aldım. Pegasusa kendi ellerimle küp şeker yedirdim. Öyle güzel küp şeker yiyordu ki... Onun yanında kendimi güvende ve mutlu hissetmeye başladım. Nedenini bilmediğim halde yüzümde bir gülümseme olduğunu farkettim. Pegasusun gözlerine dalmışken yalnız olmadığımı anladım. Arkamı dönüp baktığımda Poseidon kızı Rose'u gördüm.
"Ne güzel bir Pegasus değil mi?" dedi.
"Evet. Gerçekten harika bir at."
"İstersen senin Pegasusun olabilir. Hâla bir sahibi yok."
"Gerçekten mi?"
"Elbette. Bu güzele bir isim verdin mi?"
"Hmm... Adı Sissy olsun."
"Çok güzel bir isim. Ben sizi biraz yalnız bırakayım."
"Teşekkürler." dedim ve Rose gitti.
Sissy'e döndüm ve onu okşayarak "Sen artık benim atımsın, adını beğendin mi?" diye sordum. Sissy, anladığım kadarıyla "Evet" der gibi kişnedi. "Seni bundan sonra hergün ziyaret edeceğim." dedim. Güldüm ve böyle bir pegasusun sahibi olduğum için ne kadar şanslı olduğumu düşündüm. Ahırdan çıkma vakti gelmişti. Gitmek, Sissy'den ayrılmak istemiyordum. Ancak gitmek zorundaydım. Sissy'i okşayarak bir kez daha baktım. Ona "Sonra görüşürüz" dedim ve ahırdan mutlu bir şekilde çıktım. Olanlara inanamıyordum. Artık muhteşem bir Pegasusum vardı...

8- Bir arkadaş edinip kulübesine ziyarete gideceksin.
Mekan: Arkadaşının kulübesi
Katılacaklar: Sen ve arkadaşın.


Poseidon Kulübesinde bulabilirsiniz.

6- Kamptan kaçıp New York'taki evine gideceksin.
Mekan: New York
Katılacaklar: Sen. (isteğe bağlı: pegasusun veya bir arkadaşın.)


Sabahın erken saatlerinde uyandım. Kardeşlerim daha uyuyorlardı. Penceremden dışarı baktım. Güneş daha doğmamıştı. Etrafta kimse yoktu, herkes uyuyordu. Yatağıma uzandım. Bugün annemin doğum günüydü. Kampta olduğumdan evime gitmeme izin vermiyorlardı, benim için çok tehlikeli olurmuş. Ama benim umrumda bile değildi. Annemin pek arkadaşı olmadığından büyük ihtimal doğum gününde yalnız kalacaktı. Buna izin veremezdim, zaten hep yalnızdı. Bari doğum gününde yalnız kalmasın. Evet, annemi yalnız bırakmayacaktım. Bir şekilde kamptan kaçacaktım. Ama nasıl kimseye görünmeden kaçıp, New York'a neyle gidecektim? Düşünmeye başladım, bir yolu mutlaka vardı. Aklıma pegasusum Sissy geldi. Onunla kamptan uçarak çıkabilir ve New York'a kolayca gidebilirdim. Bu gerçekten iyi bir fikirdi. Yatağımdan kalktım ve üzerime rahat bir şeyler giydim. Aynaya baktım ve saçımı özenle tarayıp topladım. Artık çıkmaya hazırdım. Kardeşlerime baktım, hala uyuyorlardı. Hemen sessizce dışarı çıktım. Hızlı hızlı adımlarla Pegasus Ahırına doğru ilerledim. Ahırın önüne geldim ve içeri girdim. Sissy şaşkınlıkla bana baktı, galiba meraklanmıştı. Yanına gidip onu okşamaya başladım. Sonra biraz küp şeker alarak, Sissy'e yedirdim. "Sissy, bugün annemin doğum günü, yanında olmak istiyorum. Beni New York'a, evime götürürmüsün?" dedim. Sissy "Evet" manasında kişnedi. Çok mutlu oldum, ilk defa kamptan kaçacaktım. Bir aksilik olmasın diye tanrılara dua etmeye başladım. Sissy'i hazırladım ve ahırdan çıkardım. Artık gitmeye hazırdık. Sissy'nin üzerine bindim ve havalanmaya başladık.

Kampı yukarıdan gördüm ve biraz şaşırdım. Kamp yukarıdan daha güzel gözüküyordu. Aynı zamanda çok ıssızdı, kimse yoktu. Bir süre sonra kamp görüş alanımdan tamamen çıktı. İçim biraz daha rahatladı, kamptan kaçabilmiştim. Uçarken annemin beni görünce ne kadar çok sevineceğini düşünüyordum. Bir süre sonra evimin hemen üzerindeydik. "Sissy, beni burada indirirmisin?" dedim. Sissy hemen inişe geçti ve beni yere indirdi. Onu okşayarak, "Ben şimdi evime gireceğim. Buralarda olursan sevinirim. Akşama doğru kampa geri dönmemiz gerek. Seni çağırdığım da gelirmisin?" dedim. Sissy "Evet" anlamında kişnedi. Uçarak uzaklaşmaya başladı. Gözden kaybolasıya kadar gidişini izledim. Sonra evime doğru döndüm ve derin bir nefes aldım. Kapıya gittim ve zili çaldım. Bir süre sonra annem kapıyı açtı. "Sürpriz" diyerek anneme sarıldım. Annem beni gördüğüne çok şaşırmıştı. Ama hemen kendini topladı ve o da bana sarıldı. Bir süre böyle durduk. Sonra ayrıldık.

"Kızım, senin burada ne işin var, kampta olman gerekiyordu." dedi annem.

"Seni doğum gününde yalnız bırakamazdım anne, kamptan kaçtım."

"Kaçmaman gerekiyordu kızım. Neyse, olan oldu. Geç içeri, doğum günümü kutladıktan sonra kampa geri gidersin."

"Tamam anne."

Annemle birlikte pasta yaptık. Sonra annemin doğum gününü kutlayıp pastayı yedik. Birlikte çok eğleniyorduk. Annemi çok özlemiştim, bu görüşme çok iyi oldu. Ancak akşam oldu, daha fazla kalamazdım. Birbirimize sarılıp vedalaştık ve ben evden çıktım. Sissy'i çağırdım ve üzerine bindikten sonra uçmaya başladık. Anneme birkez daha bakıp el salladım. Artık kampa geri dönüyorduk.

Kendime not: 2, 3, 5, 6, 8, 17 numaralı görevlerin puanları verilmiştir. (12 puan)

15- Kulübeni temizleme rp'si yaz.
Mekan: Ait olduğun kulübe
Katılacaklar: Sen ve istediğin kardeşlerin.


Temizlik denetlemesi yaklaşıyordu. Kulübeyi temizlememiz gerekiyordu, yoksa yine bulaşık cezası alacaktık. Kardeşlerim daha önceki denetlemelerde temizlik yaptıkları için ve ben daha hiç temizlik yapmadığımdan, kardeşlerim bu denetleme için "Kulübeyi sen temizlermisin?" diye sordular. İstemeyerekte olsa kabul ettim. Kulübem için bir şeyler yapmam gerektiğini biliyordum. Tabi istediğim temizlik değildi. Ne yapalım başa gelen çekilirdi. Sonuçta bulaşık yıkamak istemiyordum. Bunun için birinin kulübeyi temizlemesi gerekiyordu. O şanslı kişi de bendim. Bütün kardeşlerim kulübeden çıkınca etrafa bakındım. Etraf kir ve tozdan geçilmiyordu. Aynı zamanda çok dağınıktı. Hele hele erkek kardeşlerimin odası için felaket kelimesi bile çok hafif kalırdı. Kulübe nasıl bu kadar kirli olabiliyordu anlayamıyordum. Burası hayatta temizlenmezdi. Özellikle temizleyecek kişi bensem. İçimden kaçmak geldi. Ancak kardeşlerime söz vermiştim. Kulübeyi temizlemem gerekiyordu.

Temizliğe başladım. Yataklardaki ve yerlerdeki kıyafetleri kirli sepetine attım. Yatakları özenle topladım. Yerdeki çöpleri toplayıp çöp kutusuna attım. Ancak ne kadar uğraştıysamda çöp kutusuna sığmadılar. Sinirlenerek çöpleri dışarıdaki çöp kutusuna attım. Çalışma masasını ve kitaplığı düzelttim. Eşyaları yerlerine yerleştirdim. Dolapları düzenledim. Pencereyi zorda olsa sildim. Sıra yerleri süpürmeye geldi. Hafif mobilyaları bir köşeye çektim. Süpürgeyi aldım ve yerleri süpürmeye başladım. Benim için çok uzun geçen bir süre sonra süpürme işlemi bitti. Mobilyaları tekrar eski haline getirdim. Çok yorulmuştum ama daha toz alma işlemi vardı. Oflayarak bir toz bezi aldım ve her yerin tozunu aldım. Sonunda bu da bitmişti. Yorgunluktan ölüyordum. Kulübe çok havasızdı, biraz havalansın diye pencereleri açtım ve kendimi yatağıma attım. Pilim bitmişti. Kendime "Bir daha asla tek başıma temizlik yapmayacağım." diyordum. Biraz dinlendikten ve kulübenin yeterince havalandığına kanaat getirdikten sonra yatağımdan kalkıp pencereyi kapattım. Sonra kulübeye bir göz attım. Önceki haline göre mükemmel olmuştu. Çok yorulmuştum ama değmişti.

Başka yapabileceğim bir şey varmı diye etrafıma bakındım. Yok gibi görünüyordu. Zaten tek isteğimiz bulaşık yıkamamaktı. Mantıklı düşünürsek 5 alamazdık ki. 5'i kim kaybetmişki biz bulalım. Ama yine de içim el vermedi başka ne yapabilirim diye düşünmeye başladım. Aklıma kulübeyi çiçeklerle donatmak geldi, kesinlikle kulübe daha güzel gözükürdü. Çiçek bulmam gerekiyordu. Ormandan toplamaya karar verdim. Kulübeden çıkıp ormana doğru yürüdüm. Ormana vardım ve sarı çiçekler toplamaya başladım. Yeterince topladıktan sonra kulübeme geri döndüm ve pencere kenarına, çalışma masasına ve birkaç yere daha çiçek koydum. Bir de kulübeye çok hoş bir kokusu olan parfüm sıktım. Kulübe şimdi daha güzel görünüyordu. Kendime hayran kalmıştım. İtiraf ediyorum başta başarabileceğimden hiç emin değildim. Ama başarmıştım, kulübe tertemizdi. En azından bana göre. Denetlemeye kadar kulübeyi kirletmezsek bulaşık cezasından kurtulmuştuk. Tabi kulübenin önceki hali düşünülecek olursa bu pek mümkün değil gibi gözüküyordu. Yine de ben ümitliydim. Yatağıma yattım ve kardeşlerimi beklemeye başladım. Umarım beğenirlerdi. Bunları düşünürken uyuya kaldım.

16- Kampın güç sınırlarıyla alakalı bir rp yazacaksın.
Mekan: Kampın Giriş-Thalia'nın Ağacı
Katılacaklar: Sen ve istediğin herkes.

32- Kampın girişinde canavarlarla mücadele edeceksin.
Mekan: Kampın Girişi-Thalia'nın ağacı
Katılacaklar: Sen ve istediğin herkes.


http://olimpos.my-rpg.com/kampn-girii-thalia-nn-aac-f49/azkalsn-post-gidiyordu-t1143.htm#19948

7- Arenada rp yazacaksın.
Mekan: Arena
Katılacaklar: Sen ve istediğin herkes.


http://olimpos.my-rpg.com/arena-f24/lk-klc-kullanma-t1164.htm

47- Bir kardeşinle rp yaz.
Mekan: Ait olduğun kulübe
Katılacaklar: Sen ve en az bir kardeşin.


http://olimpos.my-rpg.com/apollon-kulubesi-f17/yeni-evimde-ilk-gunum-t1117.htm

40- Tırmanma duvarına gideceksin!
Mekan: Tırmanma duvarı
Katılacaklar: Sen ve istediğin herkes.


http://olimpos.my-rpg.com/trmanma-duvar-f70/harika-duu-t1280.htm#22140

11- Kano Gölü'nde bir arkadaşınla rp yazacaksın.
Mekan: Kano gölü
Katılacaklar: Sen ve arkadaşın.


http://olimpos.my-rpg.com/kano-golu-f29/kuzen-bulumas-t1286.htm

36- Bir yetenekte kendini geliştirmek için ders alacaksın.
Mekan: Derslikler (herhangi biri.)
Katılacaklar: Sen ve eğitmenin/profesörün.


http://olimpos.my-rpg.com/klc-antrenmanlar-snf-f80/tiffany-trully-t1313.htm

39- El işleri alanında rp yazacaksın.
Mekan: El işleri alanı
Katılacaklar: Sen ve istediğin herkes.


http://olimpos.my-rpg.com/el-leri-alan-f71/hancerden-bir-bilezik-t1322.htm

43- Ceza tarlalarında bir macera yaşayacaksın.
Mekan: Yeraltı-Ceza Tarlaları
Katılacaklar: Sen ve istediğin herkes.


http://olimpos.my-rpg.com/ceza-tarlalar-f43/tehlikeli-oluler-t1342.htm

Kendime not: 1, 2, 3, 4, 5, 6, 7, 8, 11, 12, 14, 15, 16, 17, 18, 26, 32, 36, 39, 40, 41, 43, 47, 49, 50, numaralı görevlerin puanları verilmiştir. (40 puan)

Tiff ~ iyi gidiyorsun

45- Bir Tanrı/Tanrıça ile rp yaz.
Mekan: Empire State Binası/Olimpos
Katılacaklar: Sen ve isteğin üzerine seninle rp yapmayı kabul eden Tanrı/Tanrıça.


http://olimpos.my-rpg.com/empire-state-binas-olimpos-f75/ares-le-tanmam-t1358.htm

37- Kampın marketinde alışveriş rp'si yazacaksın.
Mekan: Kamp Marketi
Katılacaklar: Sen ve istediğin herkes.


http://olimpos.my-rpg.com/kamp-marketi-f72/claire-le-elence-t1395.htm#24063

24- Styks Irmağı'nda rp yazacaksın.
Mekan: Styks Irmağı
Katılacaklar: Sen ve istediğin herkes.


http://olimpos.my-rpg.com/styks-irma-f63/super-bir-macera-t1404.htm