Her zaman ki gibi sıradan bir gündü. (En azından ben öyle sanıyordum.) Oysa ne kadar da yanılmışım… İnsanın bir anda yapayalnız kalması onu nasıl da birden güçsüz kılıyor. Aynı zaman da çaresiz.. Bugün annemin, hayattaki tek varlığımın, bana onun gerçek kızı olmadığımı söylediği gün. Ve babamın bir tanrı olduğunu…
* * *
Evet bakın, size hikayemi en baştan kısaca anlatayım; Gerçek annem Leda bir gün hamile olduğunu babama söyler. Fakat sevgili babam bir tanrı olduğu için ben doğduğum gün benden ayrılmak zorunda kalır. Maalesef ki kural böyledir. Ya da yasak ne derseniz işte. Daha sonra annem Leda, ben daha 3 aylıkken eve bir Furia girmesi sonucu altın tozlarına dönüp buharlaşmış. Tek amacı beni korumaya çalışmakmış. Daha sonra beni birkaç güne kadar annem bildiğim kadın Katherine teyzem yanına almış. Annem Leda’nın sırrını tek o biliyormuş. Beni bu yaşıma kadar o getirmiş fakat söylediğine göre ben büyüdükçe dışarısı çok daha tehlikeli hala gelmeye başlamış. İşte bu yüzden benim güvenliğimi sağlamanın tek yolu Melez Kampına gitmek. Ve böylece hiç tanımadığım babama belki de bir adım daha yaklaşmak..
- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -
Annem beni, gözü gibi baktığı eski Mercedes’i ile beni Long Island’daki Melez Kampına götürüyordu. Hala varlığına inanamadığım şu yarı tanrı yarı insan –demigod-‘ların kampına. Okuldan gelip iki katlı evimizin çatısının artık eski yerinde olmadığını gördüğüm gün, benim kesin olarak kampa gidiş biletimi hazırlamıştı. Annem büyük bir telaşla gerekli eşyalarımızı toplayıp hızla orayı terk etmemizi istemişti. ‘‘Daniel’ı aradım o da bizimle gelecek’’ dedi ‘’Dan bizimle mi gelecek ?! Peki neden ?’’ .‘' Çünkü o senin koruyucun Leda. Başımıza gelenlerin hiçbiri doğal olaylar değildi ve sen şu ana kadar sapasağlam kalmanı ona borçlusun.’’ Annem bana sadece çok ciddi olduğu zamanlarda Leda diye hitap ederdi. Bu, annem Leda’yı bana anımsatması ve bu konuda gerçekten çok ciddi olduğunu göstermesi içindi. ‘'Koruyucu mu ? En yakın arkadaşım aslında özel koruyucummuş ta benim haberim yokmuş !’’
Long Island’a gelince kampa giden yola girer girmez araba yavaşladı ve durdu. Annem dönüp ‘'Dan’le buluşacağımız yer burası ve umm Helena...’’ Ortam yumuşamıştı ve şimdi önemli bir bilgi gelecekti, ‘‘ O bir satir ve biliyorum işler senin açından iyice karıştı ama..’’ ‘‘ O bir ne ?! ’’ Satirlerin ne olduklarını gayet iyi biliyordum fakat en yakın arkadaşınızı belden aşağısı keçi olarak görmek hayal edebileceğiniz türden bir şey bile değildir. ‘‘Lütfen sakin ol Helena. Emin ol şu günden itibaren göreceğin ilk tek mitolojik şey bir satir olmayacak.’’ Heyecan ve biraz da korkudan susup kendimi hayvan şekilli,renkli jelibonlarıma verdim. Tam bir avuç daha ağzıma dolduracakken yan pencereden eski arkadaşım, yeni koruyucum Dan’ı gördüm. Yeni bacaklarına bakmaya korkarak yüzüne dönüp baktım ve o her zaman ki sıcak gülüşünü görür görmez yumuşadım. O her zaman benim en yakın arkadaşımdı ve hep öyle kalacaktı..
Dan arabaya bir tırısta atladı ve annem anında gaza bastı. ‘‘ Helen iyisin değil mi ? Katherine mesajını alır almaz buraya geldim. Neler oluyor ?’’ Çok güzel, annem mesaj çekmeyi bile öğrenmiş ! ‘‘ Dan, Helena artık kampa gitmek zorunda. Bugün canavarlardan biri daha harekete geçti. Ve başına şu ana kadar bir şey gelmediği için çok şanslıyız.’’ Çatımızın uçmasının yeni bir adı var: Canavarlardan biri daha harekete geçti. ‘‘ Peki, kampta her şey hazır bizi bekliyorlar. Sen nasılsın Helen ? Sana daha önceden bunu söylemediğim için üzgünüm ama ne kadar az şey bilsen senin için o kadar iyiydi.’’ Diyerek keçi bacaklarını işaret etti. ‘‘Ah ben iyiyim. Bir sorun yok, üzgün olma sen beni koruyordun vee..’’ Annemin hüzünlü sesi duyuldu ‘‘ İşte geldik’’
Daha önce inanamadığım Melez Kampı tüm gerçekliği ve sihiriyle karşımda duruyordu. Girişi sık çalılıklarla kaplıydı ve büyük bir kemerden oluşuyordu. Hayatımda böylesini hiç görmemiştim. Olayın şokunu atlatınca annemle vedalaşma anımızın gelmesinden korkuyor olduğumu fark ettim. Vedalaşmamızı uzatmaya çalışıyordum ama annem hala güvende olmadığımızı düşünerek bir an önce içeri girmemizi istiyordu. Dan anneme sarıldı ve merak etme dercesine bir bakış attı. Bana dönüp gülümseyerek ‘‘Helen seni içerde bekliyor olacağım’’ dedi ve bir şey dememe kalmadan kapıdan içeri yöneldi. Annem boynunda asılı duran altın madalyonu çıkarıp bana taktı. Kapağını açtım içinde Annem Leda’nın resmi vardı. O kadar güzeldi ki. Gözlerimin dolduğunu hissettim. Annem bana sarıldı ve ‘‘ O ve ben her zaman senin yanında olacağız.’’ Dedi. ‘‘Haydi şimdi içeri gir Dan seni bekliyor’’ Ona bakıp gülümsedim.
- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -
İçeri girdiğimde Dan ‘‘ Seni görmeye gelecek’’ dedi. ‘‘Evet, bundan şüphem yok’’ dedim. ‘‘Mutlu görünüyorsun, sanırım buranın havasından. Çoğu melez buraya gelince evinin sıcaklığını hisseder..’’ ,‘‘ Evet, haklısın’’ diyerek sözünü kestim. ‘‘Ve sanırım babam burada beni bekliyor ve artık ben onun kim olduğunu biliyorum.’’